1970 Dünya Kupası Finali: Tarihin en iyi hücum takımı Catenaccio’nun en iyi temsilcisine karşı

Brezilya-İtalya
Brezilya-İtalya

Oyuncu değişikliğinin ve sarı, kırmızı kart uygulamalarının ilk kez uygulandığı 1970 Dünya Kupası’nın finalinde Brezilya ile İtalya karşı karşıya geldi. Bu maç her açıdan tarihi nitelikler taşıyordu…

Tarihin 9.Dünya Kupası 1970 yılında Meksika’da düzenleniyordu. Kuzey Amerika’da düzenlenen ilk Dünya Kupası olan Meksika 1970 için tüm konfederasyonlardan 75 takım eleme turlarına katıldı. Türkiye 1970 Dünya Kupası Elemeleri’nde George Best’in Kuzer İrlandası ve Soveytler Birliği ile aynı grupta yer almıştı. Bütün maçlarını kaybeden Milli Takım kupaya katılamadı. Elemelerde yaşanan bir olay ise futbol tarihine geçti. El Salvador ve Honduras arasında yapılan eleme maçları sonunda çıkan olaylar iki ülke arasında savaşa neden oldu. Üç gün süren savaşın ardından barış imzalandıktan sonra El Salvador Dünya Kupası’na katılma hakkını kazandı. Meksika 1970'e toplam 16 ülke katıldı. Avrupa'dan 10, Güney Amerika'dan 3, Kuzey, Orta Amerika'dan 2, Afrika'dan ise bir ekip, Meksika'da mücadele etti.

Yapılan grup ve eleme maçlarının sonunda Brezilya ve İtalya finale yükseldi. Maçın favorisi Brezilya’ydı. Finale gelene kadar turnuvanın favorilerinden İngiltere ve 1950 Dünya Kupası’nı kaybettikleri Uruguay’ı elemişlerdi. Artık oynadıkları futbol öyle bir seviyeye gelmişti ki; Pele, Rivelino, Jairzinho, Tostao ve Gerson’dan oluşan hücum hattı durdurulamaz olarak nitelendiriliyordu. Diğer tarafta 1934 ve 1938 Dünya Kupası’nın sahibi İtalya vardı. Son Avrupa şampiyonu İtalyanlar kupaya sessiz başlamış ancak grup aşamasından sonra vites yükselterek finale kadar gelmişlerdi.

Bu maç aynı zamanda iki farklı futbol felsefesinin de karşılaşması olacaktı. Kağıt üzerinde yeteneği ve tekniği ön plana çıkartan Güney Amerika ekibi Brezilya ile Catenaccio’nun en önemli temsilcisi İtalya karşılaşıyordu. 21 Haziran 1970 tarihinde öğle saat 12:00’de Azteca Stadı’nı dolduran 112 bin kişi maçın başlamasını bekliyordu. İki ekibin kaptanları, Giacinto Facchetti ile Carlos Alberto el sıkıştıktan sonra maç başladı.

Brezilya İtalya kalesine yükleniyordu. Sağ açıkta yer alan Jairzinho, karşısındaki efsanevi sol bek Fachetti’yi üzerine çekerken, geriden gelen bek Carlos Alberto’ya alan yaratıyordu. İtalya’nın oyun planı, geriye çekilip dünyanın en tehlikeli hücumcularının saldırmasını beklemekti. Ancak İtalya’nın bu planı tutmadı ve 18. Dakikada Rivelino’nun müthiş sol ayağıyla ceza sahası içine yolladığı topu, Burgnich’den yükseğe zıplayan Pele, sert bir kafa vuruşuyla ağlara yolladı ve Sambacıları 1-0 öne geçirdi. Bu gol, Brezilya’nın Dünya Kupaları’nda attığı 100. goldü.

Ancak İtalyanlar pes etmiyordu ve Brezilya’yı hataya zorluyordu. Nitekim 37.dakikada 37. dakikada Clodoaldo topu Piazza’ya aktarmak isterken araya Boninsegna girmiş, kalesini terk eden Felix de topa müdahale edemeyince, Boninsegna topu boş kaleye göndermiş ve İtalya 1-1’lik beraberliği yakalamıştı. İlk yarı da bu skorla bitti. İkinci yarı başladığında Brezilya, sanki hiçbir şey olmamış gibi hücum oyununa devam ediyordu. Zaten onları özgün kılan en önemli özellikleri de buydu. Sonuç ne olursa olsun, kazanmaktan başka bir şey bilmeyen bir makine gibiydiler. 66.dakikada baskılar sonuç veriyor ve Gerson, Brezilya’yı 2-1 öne öne geçiriyordu. Çok geçmeden 3.gol de geldi. Gerson’un ceza sahasına doldurduğu isabetli uzun pasta Pele topla buluşmuş, verdiği kafa pasıyla kale önüne hareketlenen Jairzinho’ya golü ikram etmişti. Hem Facchetti, hem de İtalya çaresizdi…

Artık İtalya’nın maçı çevirmesi neredeyse imkansızdı. Maç bitmek üzereyken Brezilya kupalar tarihine geçen bir gol daha buldu. Ceza sahası yayının önünde topla buluşan ve savunmayı karşısına alan Pele, son bir dokunuşla topu sağ kanattan hızla gelen kaptana bırakmıştı. Carlos Alberto da kupalar tarihinin en ünlü gollerinden birini atarak maçın sonucunu ilan etmişti: 4-1!

Bu sonuçla Dünya Kupası’nı 3.kez kazanan ilk takım olan Brezilya, Dünya Kupası’nın sonsuza dek sahibi oldu.