Van Basten'den tarihe atılmış bir imza: Yüzyılın golü

Van Basten'den tarihe atılmış bir imza: Yüzyılın golü​
Van Basten'den tarihe atılmış bir imza: Yüzyılın golü​

1988 Avrupa Şampiyonası finalinde kapitalist Avrupa'nın göz bebeği Hollanda ile Doğu Bloku'nun lideri Sovyetler Birliği karşı karşıya geliyordu. Dakikalar 54'ü gösterdiğinde Van Basten'in tarihe bıraktığı imzayı herkes görmeliydi...

25 Haziran 1988 Batı Almanya’da düzenlenen 1988 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın final günüydü. Ruud Gullit, Van Basten, Frank Rijkard, ve Koeman Erwin gibi yıldızları kadrosunda barındıran Hollanda’nın rakibi o dönemde dünyanın en iyi takımlarından biri olarak görülen Sovyetler Birliği’ydi.

Sovyetler’in hocası dünyaca ünlü Valeri Lobanovski’ydi. Blokhin, Shevchenko vb. birçok yıldızı yetiştiren, futbolda bilimin nimetlerinden ilk kez faydalanan teknik adam olarak tarihe geçen Ukraynalı taktisyen, artık uluslararası bir kupa kaldırmak istiyordu. Grupta da mağlup ettikleri Hollanda karşısında favoriydiler.

Maç tarihi Münih Olimpiyat Stadı’nda oynanacaktı. Final gününe puslu bir hava hakimdi. Kapitalist Avrupa’nın düşmanı olan komünist Sovyetler Birliği tam da kapitalizmin başkentinde sahaya çıkıyordu. Doğu Bloğu’na karşı kim ayakta kalabilirdi ki? Batı Avrupa’nın üstündeki bu kara bulutları kim dağıtabilirdi? Bu görev finale çıkan Hollanda’nındı. Ancak Hollanda için bir sorun vardı. 14 yıl önce yine bu stadyumda, 1974 Dünya Kupası finalini Almanlar’a karşı dramatik bir şekilde kaybetmişlerdi. Üstelik o maçta Hollanda’nın teknik direktörü olan futbol tarihinin en büyük düşünürlerinden Rinus Michels bu maçta da Portakallar’ın başındaydı. Tarih yine tekerrür mü edecekti?

Hakemin ilk düdüğüyle ustaların yeşil çimlerdeki satrancı başladı. Maç dengede giderken 32.dakikada Ruud Gullit, Sovyetler’in kalesini düşürdü. Koeman’ın kullandığı köşe vuruşunu Sovyet savunması zorlukla uzaklaştırdı ancak top yine Koeman’ın ayağına geldi. Koeman da topu tekrar ceza sahasına doldurduğunda savunma hazırlıksız yakalandı. Demarke durumda olan Van Basten, topu takımın maestrosu Gullit’e indirdiğinde 10 numaraya sadece vurmak kalmıştı.

İlk yarı Hollanda’nın 1-0 üstünlüğüyle bitmiş, ikinci yarı başlamıştı. Dakikalar 54’e geldiğinde tribünlerdeki on binler ve ekran başındaki milyonlar, asrın golünün atılacağından habersizdi.

Muhteşem rüya; topla kendi yarı sahasından İngiliz yarış atı gibi fırlayan Van Tiggelen’in deparıyla başlıyordu. Tiggelen bu deperdan sonra biraz frene bastı ve sol kanatta boş durumda olan arkadaşı Arnold Mühren’i buldu. Mühren topu alır almaz ceza sahası içine baktı. Ceza sahası sağ çaprazında gizlenen Van Basten’i gördü ve bekletmeden ortaladı. Aslında çok da iyi ortalayamamıştı ancak havadan süzülerek gelen topa, oldukça dar bir açıdan öyle bir vole vurmuştu ki Van Basten, o an sanki zaman durmuştu. Çünkü Van Basten, Doğu Blok’unu yıkan asrın golünü atmıştı. Bir anda Batı Avrupa’nın üzerindeki tüm kara bulutlar dağılıp gitmişti.

Bu sefer Hollanda için tarih tekerrür etmemişti. Michel’in fendi Lobanovski’yi yenmişti. Maç bittikten kupa kimsenin umurunda değildi. Tribünlerdeki on binler ve ekran başındaki milyonların aklında sadece o an vardı. Onlar için asrın golüne şahit olmanın verdiği haz çok farklıydı. Yıllar sonra golün sahibi Van Basten verdiği bir röportajda o anı şöyle anlatıyordu:

  • "İkinci yarıydı ve biraz yorgundum. Arnold Muhren topu arkaya doğru havalandırdığında, aklımda iki seçenek vardı. Ya topu kontrol edecek ve savunma oyuncularını ekarte edip vuracaktım ya da daha kolay ve riskli olan direkt vuruşu deneyecektim. Bilirsiniz böyle bir vuruşta şansa çok ihtiyacınız vardır. Nadiren gerçekleşen vuruşlardan biridir. O an doğru zamanda doğru yerdeydim ve her şey benim için iyi gitti."

29 yıl önce oynanan unutulmaz finalin özeti;