Rolls-Royce, Finlandiya'da tam otonom yolcu feribotunu gösterdi

Otonom yük gemisi.
Otonom yük gemisi.

Daha çok lüks otomobil üretimiyle tanıdığımız Rolls-Royce, farklı alanlarda da hizmet veriyor. Şirket bu kez de 'ticari taşımacılık' için otonom yolcu feribotları konusunda çalışmalar yapıyor. Finlandiya'daki ilk testler tamamlandı ve detaylar netleşti.

Otonom araçlar artık çok farklı alanlarda kullanılıyor. Henüz geçen hafta Norveçli bir maden işletmecisinin (Brønnøy Kalk AS) taşımacılık için Volvo otonom kamyonları tercih ettiğini yazmıştık. Şu an testleri devam eden projede otonom kamyonlar kireç taşı taşımacılığını herhangi bir sürücüye ihtiyaç duymadan kendiliğinden yapıyor. Bu sistem, otonom taşımacılık anlamında 'ticaret' göz önüne alındığında bir ilkin gerçekleştiği anlamına geliyor.

Volvo'nun bu otomatik pilotlu kamyonları aslında deniz taşımacılığı için de örnek teşkil ediyor. Daha doğrusu işin içine 'ticari taşımacılık' girdiğinde diğer şirketler de pazardaki açıkları görüp buna göre adımlar atıyor. Lüks otomobilleriyle tanınan Rolls-Royce da tam olarak bunu yapıyor.

Otonom yük gemisi, Finlandiya 'da Parainen ve Nauvo arasındaki mesafede herhangi bir pilot olmadan taşımacılığı gerçekleştirdi.
Otonom yük gemisi, Finlandiya 'da Parainen ve Nauvo arasındaki mesafede herhangi bir pilot olmadan taşımacılığı gerçekleştirdi.

Manchester merkezli şirket, Finlandiya'da

Parainen ve Nauvo arasındaki yolculukta dünyada ilk kez bir tam otonom feribotun kullanıldığını açıkladı. Peki ama Rolls-Royce bu işi tek başına mı yapıyor? Tabii ki hayır. Mayıs'ta İngiliz şirket Finferries ile bir iş ortaklığı yapan Rolls-Royce, otonom feribot teknolojileri sayesinde 'gemi güvenliğini ve verimliliğini üst seviyeye çıkarmayı' hedefliyor. Bu projenin ilk meyveleri SVAN (Otonom Navigasyonlu Güvenli Gemi) aslında 53.3 metrelik bir Falco arama feribotu kullanılarak Turku takımadalarında yaklaşık 400 saatlik bir deneme yapıldıktan sonra ortaya çıktı.

Rolls-Royce'un ticari denizcilik sorumlusu

Mikael Makinen, konuyla ilgili basın açıklamasında 'Bugünkü gösteri, otonom geminin yalnızca bir kavram değil. Bildiğimiz kadarıyla nakliyeyi dönüştürecek bir şey olduğunu kanıtlıyor' dedi. Yani ilerleyen yıllar için daha somut adımlar atılacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Feribot, yakın çevresinde bulunan nesneleri tanımlamak ve - olası - kazaları engelleyebilmek için yapay zekâ (AI) teknolojilerinden yararlanan sayısız sensöre sahip. Böylece çevresel tehlikeler çok hızlı tespit edilerek önlenebiliyor. Ek olarak, Rolls-Royce ve Finferries, feribotun limana geldiğinde hızını ve rotasını değiştirmesini sağlayan 'otomatik yerleştirme' sistemine de sahip.

Makinen diğer bir açıklamasında ise 'Bugün otonom nakliyeye doğru giden yolda büyük bir adım atıyor ve birkaç yıl boyunca söylediklerimizi tam olarak teyit ediyoruz' diyerek sürecin sağlıklı işlediğinin altın çiziyor.

İlerleyen safhalarda insansız hava araçlarının gelişmiş versiyonları olan otonom uçakların da hayata geçmesi bekleniyor.
İlerleyen safhalarda insansız hava araçlarının gelişmiş versiyonları olan otonom uçakların da hayata geçmesi bekleniyor.

Otonom uçaklar, trenler ve feribotlar

Her ne kadar otomobiller artık herhangi bir sürücü olmadan gidiyor olsa da otonomteknolojisinin uçaklar, trenler ve gemiler de dahil olmak üzere diğer ulaşım türlerine getirme konusunda kararlı adımlar atılıyor.

2016 yılında DARPA tarafından geliştirilen Sea Hunter adlı özerk bir savaş gemisi, otonom moduyla bu alandaki en başarılı örneklerden biri. Ama yetmez. Ertesi yıl yara Birkeland adlı yeni bir sürücüsüz kargo gemisi de Norveç'ten açıklanmıştı. 2020 yılına kadar bir mürettebat olmadan tam operasyonla çıkacak birçok farklı yük gemisinin olacağı söyleniyor. Hatta ilerleyen yıllardan bahsederken Rolls-Royce geçtiğimiz günlerde 2025 yılına kadar dünya denizlerinde kendi kendine gidebilen kargo gemilerinin geleceğini açıklayarak Intel ile önemli bir ortaklık yaptığını da eklemek gerekiyor.

Bu çabalar hiç kuşkusuz insan istihdamı
ile ilgili çeşitli kaygıların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Ancak teknoloji ve otomobil şirketleri çekirdek bir argümanda birleşiyor, o da güvenlik. Makinelerin görev alanlarının artmasıyla 'insanların yaptığı hatalar' ortadan kalktığı için şirketlerin ilk hedefleri güvenliği artırıp kazancı artıran hamleler yapmak. İnsanları ise daha komplike görevler için çalıştırmak.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >