Beş göz ittifakı ve yeni soğuk savaş dönemi

ABD Başkanı Joe Bıden.
ABD Başkanı Joe Bıden.

ABD başkanlarının ortak özellikleri görev süreleri içinde mutlaka ABD’ye yönelik bir düşman yaratıp görevleri süresince onunla mücadele etmeleridir.

Son dönem de görev yapan Bush ve Obama’nın hedefinde Irak, İran, Afganistan ve Libya vardı. Her iki başkan görev yaptığı dönemde küresel dengeyi bu ülkelere yönelik yaptırım ve müdahaleler üzerine kurdu. Yakın dönemde görev yapan iki başkan ise aynı ortak hedef belirlemiş durumda.

Doç. Dr. Kadir Tuna-İstanbul Üniversitesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü.
Doç. Dr. Kadir Tuna-İstanbul Üniversitesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü.

Bunlardan ilki 1981 ve 1989 soğuk savaş döneminde görev yapan Ronald Reagan diğeri ise 2016 yılında göreve başlayan Donald Trump. Reagan görev yaptığı dönemde Sovyetler Birliği’nin başta ABD ve tüm dünya için tehdit oluşturduğu gerekçesi ile doğu blokunu abluka altına almıştı. Soğuk savaş döneminin gücünü kitle imha silahları belirliyordu. Bugünlerde ise esas güç bilgi ve teknoloji. ABD dışında şuan bu gücün en büyük ikinci sahibi Çin. ABD’nin yeni soğuk savaş döneminde hedef ülkesi neden Rusya değil de Çin sorunun cevabı da burada saklı. Çin uzun yıllardır bilgi ve teknoloji alanında Rusya’nın da ötesinde bir güce ulaştı. ABD bunun farkında. Bu gücün kontrol edilemediği zaman ABD için büyük bir güvenlik tehdidi oluşturacağı tartışılıyor. Dün Reagan Sovyetler Birliği’nin uzun menzilli füzelerinin tehdit oluşturduğunu savunurken, bugünlerde Trump Çin’in Huawei üzerinden bilgi güvenliği konusundan tehdit oluşturduğunu iddia ediyor. Bu nedenle ABD ile Çin arasında başlayan Huawei olayı basit bir ticaret savaşı değildir.

Huawaeı olayı

ABD’nin Çin’e karşı uyguladığı ticari yaptırımlar Huawei olayı ile farklı bir boyut kazandı. Küresel verilere göre Çinli telefon markası Huawei dünyanın en çok satılan üç telefon markasından biri. Huawei, küresel cep telefon pazarını Güney Koreli Samsung ve ABD’li Apple ile birlikte paylaşıyor. 2019 yılının ilk üç aylık verilerine göre Huawei 59.1 milyon adetlik telefon satışı ile Samsung’dan sonra en çok satan telefon markası oldu. Yıllardır sessiz sedasız büyüyen Huawei artık gerçek bir küresel oyuncu haline gelmiş gözüyor. ABD’nin Huawei’ye yönelik tutumu sertleştikçe meselenin arka planı netleşmeye başladı. ABD’nin bugüne kadar yaptığı hamle Apple gibi kendi küresel markasına korumaya yönelik anlaşılsa da esas konu güvenlik. ABD’ye göre Huawei büyük bir güvenlik tehdidi. Yeni 5G teknolojisi ile Huawei’nin çok önemli kişisel bilgilere ulaşacağı iddia ediliyor. Bu bilgilerin tüm dünya için büyük bir güvenlik tehdidi haline gelebileceği endişesi var. Böyle bir durumdan sadece ABD değil aynı zamanda birçok batılı ülke rahatsız. Tartışmaya beş göz ittifakı da dahil edilmiş durumda. İttifakın kökleri soğuk savaş dönemine dayanıyor. ABD, İngiltere, Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda’nın istihbarat birimlerinin kurduğu uluslararası örgüte Beş Göz İttifakı adı veriliyor. Bu ittifakın kökleri, İkinci Dünya Savaşı’na kadar uzanıyor. Soğuk Savaş döneminde ise bu ittifakın önceliği Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku ülkelerindeki iletişim faaliyetlerini izlemekti. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından ise ittifakın odağı terörle mücadele faaliyetlerine yöneldi ve şimdi ise odağında Çin ile Çin’in ülke dışındaki faaliyetleri yer alıyor.

ABD’nin tezini güçlendiren başka bir olay da Huawei’nin kurucusu olan Kurucusu Ren Zhengfei, hem Çin Komünist Partisi üyesi hem de Çin ordusunda görev yapan bir mühendis olması. Çin ordusunun Huawei’nin topladığı bilgileri rahatça kullanabileceği konusunda birçok ülke hemfikir. Huawei’yi bugüne kadar ABD dışında Avusturalya, Japonya ve Tayvan yasakladı. Yasaklama ihtimali olan ülkeler arasında Kanada ve Yeni Zelanda gösteriliyor.