Bir köprü de Mersin-Girne arasına yapalım

Ali Saydam.
Ali Saydam.

Tabii ki hayal bile edilemez; ancak iletişimde ‘gündem belirleme’ (issue management) denen taktik çerçevesinde şu gündemin Kanal İstanbul ve İstanbul Havalimanı (İST) ekseninden çıkarılması için belki yararlı olabilir…

Çünkü son bir aydır TV’lerdeki didişme programlarında, bu iki proje sürekli taarruza uğruyor ve ortaya atılan bir dolu yalan-dolan en az başlıkta önerdiğimiz proje kadar absürt… Bir iki rakam verelim de durum daha net anlaşılsın. Sondan başlayalım:

‘Büyük Göç’ denilen, Atatürk Havalmanı’nın İstanbul Havalimanı’na taşımasının rekor sürede tamamlandığı 6 Nisan 2019 tarihinde tam kapasiteyle operasyon sürecine başlanan İstanbul Havalimanı’nda, ilk işletme yılı için DHMİ tarafından garanti edilen 233,1 milyon euroluk ‘Dış Hat Yolcu Geliri’nin aşılması sonucu İGA tarafından devlete 22,4 milyon euro tutarında ek ödeme yapılıyor. İST, 6 Nisan 2019’dan, 16 Ocak 2020 tarihine kadar iç hatlar ve dış hatlar olmak üzere toplamda 55 milyon yolcuya ev sahipliği yapmış, bu arada 36,5 milyon adet bagaj taşınmış.

11 adet yabancı yeni havayolu şirketinin ilk defa operasyon düzenlediği İstanbul Havalimanı’nda, Büyük Göç’ten 31 Aralık 2019’a kadar geçen 9 aylık sürede yaklaşık 322 bin uçuş gerçekleştirilmiş. İST’in 2020 hedefleri arasında, bugün 74 olan anlaşmalı havayolu sayısını 80’e yükseltmek varmış. Hani kuş tehlikesi falan diye tutturuluyor ya… Atatürk Havalimanı için Nisan-Aralık 2018, İstanbul Havalimanı için Nisan-Aralık 2019 dönemlerinde kuş çarpmasına ilişkin rakamlar şöyle: Atatürk Havalimanı:126; İstanbul Havalimanı: 49… Kötü hava koşulları nedeniyle başka havalimanlarına yapılan yönlendirmeler kıyaslandığında da İstanbul Havalimanı çok daha iyi durumda. Tüm bilim insanlarının, Atatürk Havalimanı ile İstanbul Havalimanı’nın aynı anda operasyon yapmasının imkânsız olduğunu, Atatürk Havalimanı’nın büyütülmesinin de mümkün olamayacağını onlarca kez kanıtlamasına rağmen, bu iki limanı birleştirme yolundaki akıl dışı tekliflerin ardı arkası kesilmiyor…

Uçakların kalkıştan önce ve inişten sonraki taksi sürelerinin dünyadaki pek çok havalimanından daha kısa olmasına rağmen, biteviye eleştirilmesini anlamak hayli zor… Bu arkadaşlar Atatürk Havalimanı’na inmek için havada bir saat civarında dönüp durduklarını ne çabuk unuttular. Neyse ki, 5. pist Mayıs-Haziran gibi devreye girecek ve süreler çok daha azalacakmış… Bakalım o zaman ne bulacaklar? Bütün devlet konukları ve özel uçaklar Atatürk’e inerken “Putin’in uçağı İstanbul Havalimanı’na inemedi, onun için Atatürk’e indi” tezviratı yapanlar, pistlerin yönü yanlış diye tencere tava çalanların haddi hesabı yok… Bütün dünyanın hayranlık duyduğu bir proje, kendi içimizde ancak bu kadar karalanmak istenebilir.

Kanal İstanbul’a gelince… Proje üzerine sekiz yıldır yedi üniversite (Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ, Gazi, Başkent, Atılım ve Çankırı üniversiteleri), 200’e yakın akademisyen/uzman çalışmış… Konu, 33 bilim dalında incelenmiş: Hidrolik, Jeoloji, Zemin Mekaniği, Kaya Mekaniği, Hidroloji, Yerüstü Havzaları, Hidrojeoloji , Hidrodinamik, Su Kalitesi ve Sediment Araştırmaları, Tsunami Analizi, Deprem Analizi, Gemi Trafik Analizi, Trafik (Ulaşım) Yönetim Planı, Gemi Navigasyonu Simülasyonu, İşletme Modeli, Dalga Modeli, Heyelan Tespit ve Önlemi, İnşaat Yönetimi, Şehir Bölge Planlama, Sosyolojik Etki Değerlendirme, Ekonomi, Hukuk, Arkeoloji, Flora (Bitki) Fauna (Hayvan) Habitatı, Omurgasız Hayvanlar, Sürüngenler, Kuş Türleri, Memeli Hayvanlar, İç Su Balıkları, Deniz Biyolojisi, Ekoloji, Endemik ve Nadir Türler, Sosyal Araştırmalar, Anketler, Atık Yönetimi, Kültürel Miras…

97 noktada Çevresel Ölçüm (ağır metal, toz, sediment, hidrolik vb.), 15 noktada Gürültü ve Titreşim Ölçümü, 17.000 metre sondaj (karada, denizde ve gölde), 8 noktada Yeraltısuyu Akış Tespit Kuyusu, 17 noktada Hidrojeolojik Gözlem Kuyusu, 57 Kurum ve Kuruluştan ÇED Görüşü ve Katılımı, Türkiye ve Fransa’da Laboratuvar Deneyleri ve Simülasyonları… Yani bilimin, araştırmanın sınırları iyice zorlanmış. Akşamdan sabaha kalkılıp karar verilmemiş…

Oysa tezviratçılar akşamdan sabaha kalkıp veryansın ediyorlar… Tek amaçları bütün diğer projelerde yaptıkları gibi tutturabildikleri kadar iktidarı yıpratmak…

Anlaşılan susmayacaklar. O nedenle başlıkta belirttiğimiz projeyi devreye almakta yarar var…