Çin ABD’yle ticaret savaşını önde götürüyor

Dr. Mamdouh G. Salameh.
Dr. Mamdouh G. Salameh.

Çin ile ABD arasında gittikçe tırmanan ticaret savaşı küresel petrol talebini ve dolayısıyla petrol fiyatlarını azaltarak küresel ekonomi için belirsizlik ve tehlike oluşturuyor.

Bununla birlikte, ticaret savaşı esas olarak petrol ya da Çin’in ticaret fazlası ve iddia edilen yanlış uygulamaları ile değil, daha ziyade petro-yuanın petrol-doların üstünlüğünü baltalaması ve dolayısıyla ABD’nin finansal sistemini zayıflatması ile ilgili. Aynı zamanda Çin’in ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarına uymaması, Asya-Pasifik bölgesindeki ezici hakimiyeti ve Güney Çin Denizi’nin yüzde 90’ından fazlasında egemenlik iddiası, 21. yüzyılın yeni düzeni ve hepsinin ötesinde ABD’nin tek kutuplu statüsünü kaybetme korkusu da ticaret savaşının diğer nedenleri arasında.

ABD Başkanı Trump ve danışmanları, ABD’nin Çin karşısındaki gücünü gözünde büyütmemeli; zira, hiçbir zaman ABD’ye boyun eğmeyecek olan Çin uygun zamanı kollamakta ve güç kazanmaktadır.

Küresel ekonomi

Şayet Çin’in ABD’ye yıllık 800 milyar dolarlık ihracatı artan gümrük vergileriyle engellenecek olursa, Çin bu malları başka ülkelere de satabilir. Ne var ki, ABD’nin bu ithalat boşluğunu Japonya, Güney Kore ve AB’den satın alacağı çok daha pahalı mallarla doldurması, Amerika halkı için maliyetin yükselmesine, enflasyonun ve bütçe açığının artmasına ve ABD’nin 22 trilyon dolarlık mevcut borcunun en az yüzde 2,35 oranında büyümesine sebep olabilir.

Gittikçe kızışan ticaret savaşı küresel petrol talebini olumsuz yönde etkilese de, Çin’in petrol talebi üzerindeki etkisi sınırlı olacaktır. Zira Çin, düşük petrol fiyatlarından yararlanarak daha fazla petrol satın alacak ve bedelini petro-yuan’la ödeyerek ABD finansal sisteminin özünü oluşturan petro-doları sarsacaktır. Trump ticaret savaşını tırmandırmaya devam ettiği ve Çin’i köşeye sıkıştırmaya çalıştığı takdirde, Çin’in, nükleer güç de dahil olmak üzere, ABD ekonomisine ve dolara büyük zarar verebilecek çok güçlü silahları olduğunu görecektir.

Çin'in Misillemesi

Çin’in yapacağı ilk şey 1,3 trilyon dolar değerinde olduğu tahmin edilen ABD Hazine bonolarını elden çıkararak misilleme yapmak olacaktır. Bu da dolarda hızlı ve ciddi bir değer kaybına ve dolayısıyla hem ABD bütçe açığının hem de borçlarının ciddi bir şekilde artmasına neden olacaktır.

İkincisi ise Çin’in ABD’ye nadir minerallerin tedarikinde ambargo uygulama seçeneğidir. Böyle bir seçenek akıllı telefonlardan türbinlere, lazerlerden füzelere, gelişmiş silah sensörlerinden gizli teknolojilere ve engelleme teknolojilerine uzanan ABD sanayisine büyük zarar verebilir. Dolayısıyla ABD alternatif bir tedarikçi bulana kadar tüm bu sektörler büyük zarar görmüş olabilir.

ABD’nin Çin’in tehditleri konusunda duyduğu derin endişeyle birlikte, Pentagon, Çin’in nadir minerallerin küresel üretimi ve ihracatı üzerindeki hakimiyetini kırmaya çabalıyor. Ancak bu uzun yıllar alabilir. Pentagon’un meseleye müdahil olma sebebi, şu anda ABD’nin kullandığı nadir minerallerin yüzde 80’ini ithal ediyor olmasıdır. Dahası, dünyanın nadir mineralinin yüzde 85’inin maden ve arıtma kapasitesinin Çin’de bulunmasından dolayı ABD kendisini riskli bir konumda görüyor. Bu konum Çin’in tehditleriyle daha da riskli hale geldi.

Tüm bunlar göz önüne alındığında, ticaret savaşı ABD ekonomisine Çin’den çok daha fazla zarar verdiği için Trump’ın savaşı sonlandırmaktan başka seçeneği yoktur. Zira 2019’da satın alma gücü paritesine göre 27,5 trilyonluk gayri safi yurt içi hasılasıyla Çin ekonomisi, 21,5 trilyonluk ABD ekonomisinden yüzde 28 daha büyük. Dahası, Çin ekonomisi Bir Kuşak Bir Yol projesiyle küresel ticaret sistemine ABD’den daha iyi entegre olduğu için, savaşın baskılarına da çok daha fazla dayanıklı durumdadır.

Öte yandan, Amerikan Petrol Enstitüsü (API), ABD’nin sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) projelerinin Çin’in finansmanına ve Çin ile uzun vadeli sözleşmelere dayandığı için ticaret savaşının özellikle ABD’nin enerji ihracatına zarar verdiğini söylüyor.

Çin'in diğer silahları

Donald Trump ve Şi Cinping.
Donald Trump ve Şi Cinping.
  • Çin’in Rusya ile stratejik ortaklığı, petro-yuan ve ABD’nin İran’ın petrol ihracatına yönelik yaptırımlarını etkisiz bırakma kabiliyeti de dahil olmak üzere daha fazla seçeneği var.

Rusya ve Çin’in stratejik ittifakı, küresel ekonomiyi ve 21. yüzyılın küresel jeopolitiğini tek kutuplu dünyadan çok kutuplu bir dünyaya dönüştürmeye yönelik olduğu gibi, ABD’nin saldırgan planlarına karşı bir siper işlevi de görüyor.

Rusya-Çin stratejik ortaklığının bir diğer aracı da kıtalar arasında daha fazla ticaret yapmak için Asya ile Avrupa’yı deniz, demiryolu ve karayoluyla birbirine bağlayacak trilyonlarca dolarlık yatırım programlarını kapsayan Bir Kuşak Bir Yol projesidir.

Rusya ve Çin arasındaki işbirliğinin en son örneklerinden biri, Kuzey Buz Denizi’nde “Polar İpek Yolu” oluşturmak için kurdukları yeni ortak girişimdir. Söz konusu girişim, orta kuzey Sibirya’daki devasa Yamal projesinden ve Kuzey Buz Denizi 2 projesinden Batı ve Asya pazarlarına LNG sevkiyatı sağlayacak.

Çin’in cephaneliğindeki üçüncü bir silah ise petro-yuan. Şu anda küresel petrol ticaretinin yüzde 32’sini oluşturan petro-yuan, petro-doları zayıflatmaya başladı bile. Gelecek 15 yıl içinde, petro-yuanın küresel petrol ticaretinde kullanılan bir para birimi haline gelmesiyle birlikte yuan, küresel bir rezerv para olarak doları geride bırakabilir.

Dahası, Çin, günlük 2,125 milyon varil olan İran petrolünün tamamını satın alarak ve bedelini petro-yuan’la ödeyerek ABD’nin İran petrol ihracatına yönelik yaptırımlarını etkisiz bırakabilir.

Trump’ın geçtiğimiz Haziran ayında Japonya’daki G20 Zirvesi’nde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’le yaptığı görüşmede ticari görüşmelere yeniden başlamak amacıyla Çinli teknoloji devi Huawei üzerindeki kısıtlamaları hafifleteceğini açıklamasıyla, Çin ticaret savaşında elinin güçlü olduğunu ispat etmiş oldu. Pekin’in ticaret savaşında üstünlük kazanarak son G20’nin galibi olduğu ifade ediliyor.

Washington, ulusal güvenlik endişeleri nedeniyle Huawei’nin Amerikalı firmalarla iş yapma kabiliyetini kısıtlayan bir yasak getirmişti.

Her ne kadar Çin, ABD ile ticaret savaşından daha az zarar görecek taraf olsa da, bu savaşın bir galibi olmayacak ve en büyük kaybeden ise küresel ekonomi olacaktır.