Direksiyona Türkiye geçiyor!

Togg, üretim kapasitesi dikkate alındığında küresel pazarın en güçlü oyuncularından biri olmaya hazırlanıyor.
Togg, üretim kapasitesi dikkate alındığında küresel pazarın en güçlü oyuncularından biri olmaya hazırlanıyor.

Geleceğin otomobilleri, yollardaki yerini almaya devam ediyor. Elektrikli otomobillerin 2025 yılına kadar tüm yeni otomobil satışlarının yüzde 10'unu ve 2040 yılına kadar ise yüzde 58'ini oluşturması bekleniyor. Dünyaca ünlü markalar bu konuda büyük yatırımlar yapmaya devam ederken, Türkiye küresel pazar ile aynı anda girdiği elektrikli araç sektöründe asrın projesi TOGG ve batarya üretimi ile fark yaratmaya hazırlanıyor. Dünyanın batarya üretim üssü olma konusunda adım atan Türkiye, mart ayı itibarıyla yollarda göreceğimiz TOGG ile sektörün direksiyonuna geçmeye hazırlanıyor!

Avrupa Birliği ülkeleri ve Avrupa Parlamentosu 2035 yılına kadar sıfır emisyonlu araçlara geçiş için mutabakat imzaladı. Küresel boyutta ise 137 ülke, Enerji ve İklim İstihbarat Birimi ve Karbon Tarafsızlığı Koalisyonu ile karbon nötr olmayı taahhüt etti. Bu taahhütler 2030 yılı hedefi ile Uruguay ile başlayıp, 2050-2100 arası sıfır karbon hedefi koyan Avustralya ve Singapur ile devam ediyor. Türkiye’nin hedefi ise 2030 yılında yüzde 41 oranında yaklaşık 500 milyon ton emisyon azaltımı ile net sıfır amacı için 2053 yılına hazırlık yapmak. Bu süreçte ulaşım sektöründen kaynaklanan emisyonların düşürülmesine vesile olacak elektrikli araçlar da kritik önem taşıyor. Ulaşıma bağlı olarak ortaya çıkan sera gazı salınımını ortalama 2050 yılına kadar yüzde 90 oranında azaltma hedefiyle hareket eden otomotiv sektörü, elektrikli ve hibrit araç üretimini artırmak için çoktan marşa bastı. Öyle ki geçen yıl küresel araç pazarındaki net büyümenin tamamı elektrikli araçlardan sağlandı.

Devler liginin yeni oyuncusu

2030 yılına kadar, otomotiv pazarının yaklaşık %53'ünü elektrikli araçlar üstlenecek.
2030 yılına kadar, otomotiv pazarının yaklaşık %53'ünü elektrikli araçlar üstlenecek.

Otomotiv sanayinin güçlü isimlerinden biri olan ve uzun yıllardır dünyadaki birçok otomobil markasının parçalarını üreten Türk Otomotiv Sanayii, yollardaki sera gazı salınımını minimum seviyeye çekme hedefiyle ilk elektrikli aracı Togg’u banta indirdi. Küresel ölçekte rekabetçi bir araba markası yaratma hedefi ile yola çıkan Türkiye’nin otomobili Togg, Avrupa’nın doğuştan elektrikli ilk SUV’u olma özelliğini taşıyor. Mart 2023 itibarıyla yollarda göreceğimiz Togg, üretim kapasitesi dikkate alındığında küresel pazarın en güçlü oyuncularından biri olmaya hazırlanıyor. Örnek vermek gerekirse, elektrikli araç pazarının dünyadaki öncü ülkesi Çin’de elektrikli araç sektöründe her yıl ortalama 300 şirket üretime geçiyor. Bu şirketlerin sadece 3 tanesi, 50 bin üretim bandını aştığı için başarılı addediliyor. Dünyanın elektrikli araç üretim lideri Çin’deki üretim skalasını baz aldığımızda Türkiye’nin otomobili Togg’un seri üretime geçmesi ile yıllık 175 bin üretim kapasitesi ile sektörde söz sahibi olacağını söyleyebiliriz. Türkiye’nin bir diğer üretim kapasitesini artırmayı hedeflediği alan ise batarya üretimi. Batarya üretim kapasitesi ile 120 ülkeye ihracat hedefi bulunan Türkiye, dünyanın batarya üretim üssü olmaya hazırlanıyor. Seri üretimine önümüzdeki aylarda start verecek olan Togg ve Farasis Energy’nin ortaklığında kurulan Silk Road Temiz Enerji Depolama Teknolojileri (SİRO) ile 2031’e kadar 20 gigawatt saatlik yıllık üretim kapasitesine ulaşmayı hedefleyen Türkiye, devler liginin yeni oyuncusu olmaya hazırlanıyor.

Aktarma organlarına göre küresel satış payı tahminleri (%) Kaynak: Counterpoint
Aktarma organlarına göre küresel satış payı tahminleri (%) Kaynak: Counterpoint

2030 yılına 39 bin 208 araç yollardaki yerini alacak

Kovid-19 salgını, küresel ölçekte yaşanan enerji krizi, çevre bilincinin artması, uygun karbon emisyonu normları, hükümetlerin desteği ve ekosistem oyuncularının işbirlikçi çabaları, tüm dünyada elektrikli araçların benimsenmesini ve bu konuda birçok projenin hayata geçmesine vesile oldu. Dünyada elektrikli araçların pazar payı 10 yılda 41 kat artarak yüzde 8,3'e ulaştı. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre, 2012'de tüm yıl boyunca 130 bin elektrikli araç satılırken, bu rakama 2021'de bir haftada ulaşıldı.

  • 2021’de küresel elektrikli araç satışları bir önceki yıla göre yüzde 108 artışla 6,75 milyona ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. Geçen yılki satışların ardından dünyadaki toplam elektrikli araç sayısı 16 milyonu buldu.

Bu yılın ilk dokuz ayında ise 6,8 milyon araç satışı oldu. 2022 yılının sonuna kadar küresel pazarda, elektrikli araçların 8 milyon adede ve hibrit araçların da 2,6 milyon adede ulaşması ve 2021'e göre yüzde 57'lik bir büyümeyle 10,6 milyon elektrikli araç satışı bekleniyor. Bu rakamın, hafif araçların da dahil olmasıyla yaklaşık 27 milyon elektrikli araca ulaşması hedefleniyor.

Marketandmarkets’in verisine göre ise 2030 yılında 39 bin 208 araç küresel yollardaki yerini alacak. Küresel elektrikli otomobil satışları, Seeking Alpha’ya göre Eylül 2022'de yüzde 17 pazar payı ile Eylül 2021'e göre yüzde 51 artışla bir milyon 40 bin ile yine bir rekora imza attı. Bu rakamın yüzde 72’sini elektrikli araçlar, geri kalanını ise hibrit araçlar oluşturdu. 2035 yılına kadar Avrupa otoyollarındaki tırların 80 bin adedinin sıfır emisyon olacağına ve emisyonsuz büyük uçak üretimine başlanması da konuşulan projeler arasında. Tüm bu veriler, sıfır karbon emisyonu için yollarda göreceğimiz hibrit ve elektrikli araçların ortalama 2030 yılına kadar, otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 53’ünü üstlenmesi için büyük bir yol gösterici oluyor.

Aktarma organlarına göre küresel satış payı tahminleri

Küresel araç liderlerinin satış rakamları ve oranı.
Küresel araç liderlerinin satış rakamları ve oranı.

Küresel araç filosundaki devasa rotasyonun 2030'larda gerçekleşeceği konuşulurken, Kaliforniya, Kanada, Norveç, İspanya gibi bazı ülkeler, önümüzdeki birkaç on yıl içinde tüm yeni içten yanmalı motorlu araç satışlarını durdurmayı taahhüt etti. Net sıfır emisyon hedeflerinin birçoğuna ulaşmak için elektrikli araçların 2030 yılına kadar tüm yeni otomobil satışlarının en az yarısını geçmesi planlanıyor.

Türkiye’de satışlar 5 bine yaklaştı

Türkiye’nin bir diğer üretim kapasitesini artırmayı hedeflediği alan ise batarya üretimi.
Türkiye’nin bir diğer üretim kapasitesini artırmayı hedeflediği alan ise batarya üretimi.

Türkiye’de elektrikli araç satışı ise yıllık 5 bine yaklaştı. Togg’la birlikte artan altyapı güven ve cesaret verirken, bu durum satışların hızlanmasını ve elektrikli araç talebini de artırdı. 25’e yakın elektrikli modelin sunulduğu Türkiye pazarında, Togg’un ardından rakamın 3 katına çıkması bekleniyor. Dünyanın önemli elekt rikli araç üreticilerinden ABD’li Tesla’nın ofis açtığı Türkiye’de, Çinli MG, BMW, Mercedes, Mini, Land Rover, Renault, Peugeot, Citroen, DS, Hyundai, Kia, Opel ve Porsche gibi markalar pazara ürün sunuyor.

Yollarda 3 bin 640 ticari, bin 500 özel şarj istasyonu var

Bu yılın ilk dokuz ayında ise 6,8 milyon araç satışı oldu.
Bu yılın ilk dokuz ayında ise 6,8 milyon araç satışı oldu.

Elektrikli araçları yollarda daha fazla görebilmemiz için şarj istasyonlarına olan ihtiyaç her geçen gün daha da artıyor. Araç ve modele göre 150 km ile 600 km arasında değişen menziller, daha sık rotasyonlarda şarj istasyonu kurulmasını gerektiriyor. Türkiye’nin yerli otomobili Togg’u yollarda görmeye başladıkça bu sayısının daha da artacağını söylemek mümkün. Türkiye sokaklarında şu anda ticari olarak faaliyet gösteren 3 bin 640, özel olarak kullanılan ise bin 500 şarj noktası bulunuyor. Bu şarj noktalarını şarj ağı işletmeci lisansına sahip olan 63 şirket yönetiyor. En çok şarj noktası bulunan iller arasında 551 nokta ile İstanbul yer alıyor. İstanbul’u, 155 şarj noktası ile Antalya, 149 şarj noktası ile Ankara, 127 şarj noktası ile İzmir ve 85 şarj noktası ile Muğla takip ediyor. 2,2 milyon şarj istasyonuyla Çin, şu an dünyadaki en fazla elektrikli otomobil şarj istasyonuna sahip ülke konumunda yer alıyor. 2021'de 2,6 milyar dolar piyasa değeri ile Avrupa ise 220 binden fazla şarj noktası ile küresel pazar payının yaklaşık yüzde 29'unu kontrol ediyor.

Türkiye, dünyanın yeni batarya üssü olmaya hazırlanıyor

Sektör, araç tercihi konusunda son sözün elbette tüketicide olduğunu da özellikle belirtiyor. Tüketicilerin kararlarında, araçların teknolojileri ve bölge düzeyindeki şarj altyapıları kadar, batarya teknolojileri de önemli bir rol oynayacak. Bu konuda 2021 yılından beri projeler yürüten Türkiye’de ilk lityum iyon batarya üretim tesisi hayata geçti. Az sayıda ülkede bulunan hücre geliştirme ve üretim tesisine sahip olan SİRO, Togg’a hayat verecek bataryaları üretecek. 2031 yılına kadar 20 gigawatt saatlik yıllık üretim kapasitesine ulaşmayı hedefleyen SİRO, pazarın lider enerji depolama tesislerinden biri olmayı, temiz enerjinin yaygınlaştırılmasını, karbon emisyonlarının azaltılmasını ve dolayısıyla sürdürülebilir dünyaya katkı sağlamayı amaçlıyor. Bu da Türkiye’yi dünyada batarya üretimi yapabilen sayılı ülkeler ligine sokacak. Batarya üretiminde ilk 10’da yer alacak Türkiye, yaptığı ihracatla birlikte teknolojisiyle rakiplerine fark atacak. İlk 10’da ise Çin, ABD, Macaristan, Polonya, Almanya gibi isimler yer alıyor. 2021’de dünyada toplam 706 gigawatt kurulu batarya üretim fabrikasının 558 gigawatt’ı Çin’de bulunuyor.

Lityuma talep arttı

  • Bataryaların hammaddesi ise bor madeninden de elde edilen ve geleceğin petrolü olarak belirtilen lityumdan oluşuyor. Fitch'in bulgularına göre, lityum talebinin yaklaşık yüzde 45'ini elektrikli araç sektörü oluşturuyor.

Bu süreçte en çok lityum altyapısına sahip olan ülke şüphesiz birkaç adım öne geçiyor. Bu ülkelerin başında mevcut durumda Çin gelse de, Türkiye bor yatakları ile gelecek dönemin en önemli batarya lideri olarak gösteriliyor. Dünya bor rezervlerinin yüzde 73’üne sahip olan Türkiye’de 2020 yılından itibaren Eti Maden İşletmeciliği bor cevherini lityuma dönüştürüyor. Ayrıca ASPİLSAN Enerji tarafından Türkiye'nin ilk lityum-iyon pil üretim tesisinin faaliyete geçirilmesine yönelik çalışmalar da tüm hızıyla devam ediyor. Gelecek dönem için net veriler konuşamasak da Türkiye’nin batarya üretim üssü olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini söyleyebiliriz.