Dünyanın 8 harikası zamana ayak uyduruyor

Dünyanın ilk kronograf saati üreticisi Louıs Moınet.
Dünyanın ilk kronograf saati üreticisi Louıs Moınet.

Dünyanın ilk kronograf saati üreticisi Louis Moınet’ın eserleri markanın CEO’su ve tasarım direktörü Jeanmarie Schaller tarafından yeniden hayat buluyor. Tropikal fosilleşmiş palmiye ağacından dinozor kemiğine, Ay ve Mars’tan gelen göktaşlarına kadar birçok farklı ürünü saat yapımında kullanan Schaller ile Sultan Ahmet Camii, Kolezyum, Petra, Khufu piramidi gibi dünyanın ‘8’ harikası’na yer verdiği koleksiyonu ve Louis Moinet atölyesi’ni konuştuk.

Astronomik gözlem ve hesaplama için kullanılacak bir araç oluşturma hedefi ile yola çıkan Louis Moinet, 1816 yılında Compteur de Tierces isimli bir saate imza atıyor. Günümüze ulaşmadığı düşünülen bu saat, Louis Moinet Atölye’nin yeni CEO’su Jean-Marie Schaller tarafından Cenevre’de düzenlenen bir müzayedede satın alınıyor. Kısa bir süre sonra dünyanın ilk kronografi saatinin bulunduğu anlaşılıyor. Napolyon’un taç giyme töreni için de özel bir saat hazırlayan Moinet, dönemin iki ABD Başkanı, Rusya Çarı, İngiltere Kralı da dahil olmak üzere birçok önemli kişinin saat yapımcılığını üstleniyor. Saatçilik dünyasının ilk ve en önemli isimlerinden biri olarak gösterilen Moinet’in markası, 2000’li yılların başında saat tutkunu Schaller tarafından yeniden hayat buluyor. Bugün Moinet’in kalemleri, fırçaları ve keskileri ile iyi bir zanaatkar ekib elinden çıkan saatler, dünyada sayılı kişilerin zamanına ortak oluyor. Ana amaçları sanatı, zaman ve mekan kavramları ile birleştirmek olan bu İsviçre markası, Dünya’nın 7 Harikası’na bir yenisini daha ekleyerek bizleri zamanın sanatsal karşılığı ile buluşturuyor.

Sanat ve tarih ile yakından ilgilendiğinizi biliyoruz. Türk okurlara biraz kendinizden bahseder misiniz?

Dünyanın 8 harikasının değeri: 2.5 milyon İsviçre Frangı.
Dünyanın 8 harikasının değeri: 2.5 milyon İsviçre Frangı.

Ben küçük bir şehir olan Delémont’ta Jura Dağları’nda büyüdüm. İki tutkum vardı; saatçilik ve seyahat. Küçük yaşlardayken Detroit’te çalıştım. New York ve Londra’da okudum ve eğitimimi pazarlama ve reklamcılık federal diplomalarıyla tamamladım. Bu eğitimler benim için önemli bir İsviçre ticaret şirketinin kapısını araladı ve kısa süre sonra da saat dünyasındaki yeni uluslararası projelerden sorumlu oldum. Bu dönem, yeni başlayan saat endüstrisinin birçok önemli şahsiyetini tanıyacak kadar şanslı olduğum, öncü bir dönemdi. Bu durum bana ilham verdi. Çünkü saatçilik geleneksel bir sanat olmasına rağmen sürekli hareket halinde ve her an değişiyor.

1816 yılında başlayan hikaye bugünlere kadar geliyor. 2000’li yılların başında markanın başına siz geçiyorsunuz. Neden bu markaya yeniden hayat verdiniz?

Çin Seddi.
Çin Seddi.

Kader beni Louis Moinet’e getirdi. Kafamın içinde bana “Louis Moinet’i yeniden tanıtmalısın” diyen küçük bir ses vardı. Kaderimle tanışmak için içgüdülerimi takip etmeye karar verdim. Ama gerçek o kadar da cesaret verici değildi. Elimdeki tek şey, Louis Moinet’in 1853’te ölümünden sonra yazılmış sekiz sayfalık bir biyografisiydi. Bu biyografi bana, Louis Moinet’in Napolyon’un taç giyme töreni veya diğer kilometre taşları vesilesiyle bir saat yaptığından bahsetmedi ancak Moinet’in gelmiş geçmiş en iyi saatçilerden biri olduğunu açıkça ifade etti. Günlerimi ve gecelerimi araştırarak, Paris’e, Bourges’e, Cenevre’ye ve Chaux-de-Fonds’a seyahat ederek, internette gezinerek, uzmanlarla ve tarihçilerle konuşarak geçirdim. Yavaş yavaş ve adım adım bir gerçeği ortaya çıkardım; Louis Moinet, iki ABD Başkanı, Rusya Çarı, İngiltere Kralı da dahil olmak üzere döneminin en önemli kişilerinin saat yapımcısıydı.

Guinness Dünya Rekorları tarafından onaylanan dünyanın ilk kronografı Louis Moinet’e ait. Bu değerli saati geçtiğimiz yıllarda bir açık arttırma ile satın aldınız. 1816 yılında üretilen Compteur de Tierce’i yeniden Louis Moinet ile buluşturmak nasıl bir duygu?

Ben küçük bir şehir olan Delémont’ta Jura Dağları’nda büyüdüm.
Ben küçük bir şehir olan Delémont’ta Jura Dağları’nda büyüdüm.

2001’de Louis Moinet’in ‘Saatçilik İncelemesi’ni satın aldım. Bu incelemede üretilen bir saatin, saatte 216.000 titreşimde çalıştığını fark ettim. O zamandan beri bu parçayı arıyordum ve çok ilginç bir şekilde 2012’de Christie’in Müzayedesi’nde karşıma çıktı. Ürün, Kuzey Avrupa’dan eski bir aristokrat aileye ait bir düzine saatten oluşan özel bir koleksiyonun parçasıydı. Müzayede Cenevre’deydi ve Jean-Claude Biver ve saat endüstrisinin diğer birçok önemli şahsiyetinin yanında oturduğumu hatırlıyorum. Limitimin 50 bin İsviçre Frangı olmasına karar vermiştim. Bu parçayı elde etmek için çok şiddetli bir şekilde savaşmak zorunda kaldım ve kazandım. Ancak ofise döndüğümüzde bunun bir kronograf olduğunu keşfettik. Moinet’ten gelen mektuplar, bunun 1816’da yapıldığını kanıtladı. Bu parçanın saat dünyası için çok önemli olmasının nedeni budur. Şimdiye kadarki ilk kronograf olması sebebi ile de Guinness Dünya Rekoru’na layık görüldü. Louis Moinet’in dehasının bir kanıtı olan bu ilk kronograf, güçlü imajımızı pekiştirmemizi sağladı.

Dünyanın saate değil, duyguya ihtiyacı var

Dünyanın 8 Harikası’nın hikayesi ne zaman ve nasıl başladı? Bu hikayeyi hayata geçirmeye sebep olan ne oldu?

Machu Pıcchu Peru.
Machu Pıcchu Peru.

Bana göre dünyanın saate ihtiyacı yok, duyguya ihtiyacı var. Yeni bir saat oluştururken; özel, benzersiz ve farklı olmasına dikkat ettik. Atalarımız gibi biz de sanatçı ve çiftçinin bir karışımıyız. İşimizi seviyoruz ve tasarımlarımıza bir ruh vermek istiyoruz. Bir tasarımı canlandırmak için kendimizin yüzde 100’ünü o işe vermeliyiz ki o işte kendimizden bir şeyler görebilelim. ‘Dünyanın 8 Harikası’ mükemmel bir çalışmadır. Bu konsept, benim kişisel seyahatlerimden ve keşiflerimden ilham alıyor. Seyahatlerim sırasında güçlü oldukları kadar çeşitli anıtlar da keşfettim. Bu keşiflerimin her biri insan dehasının dokusunu oluşturmada rol oynuyor. Aynı zamanda özel ve ayrıntılı sanatsal övgüler oluşturmak, sanatsal çeşitliliğin ve zamanın içindeki insan kültürlerinin temsilcisi olan ‘Dünyanın 8 Harikası’nı kişisel olarak seçtim.

Dünya’nın 7 harikası olduğunu biliyoruz. 8’inciyi ekleme fikri nasıl ortaya çıktı?

Seyahat konusunda her zaman tutkulu oldum. Hayatımda 70’den fazla ülke gezdim. Güzel saatçiliği sergilemek şimdiye kadarki en harika tutkumdu. Seyahatlerim boyunca, insanlığın zengin dokusunu oluşturan kültürel çeşitlilikleri ve eşsiz hikayeleri keşfetmekten heyecan duydum. Bu tutkuyu sizinle paylaşmak istedim. Sadece 7 harika seçemediğim için 8 sanat ve teknolojiden oluşan eşsiz bir konsept oluşturmaya karar verdim.

Peki bu saatler bizi dünyadaki hangi eserler ile bir araya getiriyor?

Bu yerleri seçmemdeki en temel sebep, seyahatlerim sırasında bazılarıyla geliştirdiğim kişisel bağlantılar. Bu nedenle müşterilerimizi Kolezyum’un muhteşemliğini, Sultanahmet Cami’nin ihtişamını, Petra’nın sırlarını, Eski Mısır’ın gizemini, Taç Mahal’in ihtişamını, Çin Seddi’nin gücünü, İsa Heykeli’nin büyüklüğünü ve Machu Picchu’nun sırlarını keşfetmek için zamanda bir yolculuğa davet etmek istedim.

Ne tür malzemeler kullandınız? Tamamen el işçiliği mi? Teknik detaylardan bahseder misiniz?

Her kreasyon için Louis Moinet’in kalemleri, fırçaları ve keskileri, en iyi zanaatkar grubu tarafından yeniden yorumlandı. Sanatsal el sanatlarının güzelliği, her modelin yalnızca benzersiz değil, aynı zamanda bir şekilde canlı, yaşıyor olmasıdır. Her fırça darbesi, gravür aletinin her kesimi ve fırındaki her ateşleme her kadrandaki sihri ortaya çıkarıyor. Bu kreasyonlar gerçekten minyatür sanat eserleridir.

Bize göre işi yöneten kalptir

Louis Moinet’i hizmet verdiği pazarda rakiplerinden ayıran şey nedir?

Biz pazarlama nedeniyle saat üretmiyoruz. Saatçilik sevgisini besliyoruz ve önemli olan tek şey de bu. Her şey aklımızda ilerliyor, bir iş planı yapmıyoruz. Bize göre işi yöneten kalptir. Yönetilmesi gereken büyük bir isme sahip, küçük bağımsız bir markayız. Küçük imkânlar ile bankasız çalışıyoruz ve geçimimizi satışlarımızdan sağlıyoruz. Bu bağlamda bizler gerçek sanatkârlarız. Bizim görevimiz halkı şaşırtmak. Her zaman yüzlerini gülümseten, onları cezbeden bir şeyler bulmamız gerekiyor.

Saat üretimindeki olağanüstü katkılarınızdan dolayı ‘Horolojik Yaratıcılık Katkı Ödülü’, ‘Alman Tasarım Ödülü, UNESCO Başarı Ödülü, Red Dot Tasarım Ödülü gibi birçok ödüle layık görüldünüz. Yaptığınız işlerin ödülle taçlandırılması nasıl bir duygu?

Kreatifliğimizin, benzersiz tasarımlarımızın ve yenilikçi teknik gelişmelerimizin dünya çapında ödüllendirilmesinden onur duyuyoruz. Kuşağımızın en gelişmiş ve etkileyici saatlerini oluşturması için her zaman tasarım ve teknolojinin sınırlarını zorlamaya çalıştım. En büyük ödülleri kazanmak için elinizden gelenin en iyisini yapmalısınız. Bu nedenle bu ödüller, kendimizi aşmak için bir teşviktir.

Dünyada eşi benzeri olmayan bir saat olarak tanımlanan Memoris’ten bahseder misiniz? Bu saat, Louis Moinet’in şanlı geçmişini anmak için bir yol muydu?

Moinet’in 1816’da icat ettiği kronografı 2020’de dönüştürdük. Her şey geleneksel mekanizmanın içinde ayrıştırıldığı yüzde 100 dahiyane bir tasarımla başladı. 500’den fazla bileşenin tasarlanması ile ortaya çıkan Memoris’in arka tarafında otomatik kurma ve ön tarafında kronograf sistem yer alıyor. Tek düğmeye hafifçe basmak, muhteşem bir gösteriyi harekete geçiriyor; başlat, durdur, sıfırla… Bu saatin her detayı, son teknoloji araştırmalardan kaynaklanan benzersiz bir mekanizmaya dayalı zarafet ve ayrıcalık çağrıştırıyor.

Geçtiğimiz günlerde Louis Moinet, orijinal NFT koleksiyonunu piyasaya sürmek için Exclusible ve Tafi ile ortak oldu. Bu yeni projenizden bahseder misiniz?

Taç Mahal.
Taç Mahal.

Bu yıl, seçkin bir NFT pazarı ve Luxury Brands için metaverse ortağı olan Exclusible ve NFT’ler dahil olmak üzere avatar ve dijital giyilebilir ürünlerin önde gelen tasarımcısı Tafi ile güçlerimizi birleştiriyoruz. Dijital ve fiziksel dünyalar birbiriyle yakından bağlantılıdır ve bugün koleksiyoncular her ikisinde de çok aktifler. Bir lüks saat markası olarak, bu iki alanda müşterilerin isteklerini karşılayabilmek istiyoruz. Louis Moinet kreasyonları ve NFT’ler arasında sayısız potansiyel sinerji vardır. Her zaman ikinci üretim, birinci üretimi geliştirmeye, vurgulamaya ve aynı zamanda markanın kreatifliğini ortaya çıkarmaya hizmet eder.