Dünyanın gıda arzı iklim değişikliği ile güvensiz hale geliyor

Gıda üretimi ve kalitesinde iklim değişikliğinin olumsuz etkileri çoktandır tecrübe edilmeye başlandı.
Gıda üretimi ve kalitesinde iklim değişikliğinin olumsuz etkileri çoktandır tecrübe edilmeye başlandı.

İklim krizi tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve gıda arz güvenliği açısından en önemli risk kaynağı. Önümüzdeki 30 yıl içinde, iklim değişikliği ve gıda sisteminin iklim değişikliğine karşı savunmasızlığı konusunda önlem alınmazsa, gıda arzı ve gıda güvenliği ciddi şekilde tehdit altına girmesi bekleniyor.

Küresel sıcaklıkların yükselmeye devam etmesi durumunda yağış düzenlerindeki değişiklikler, artan kuraklık ve ısı dalgalarının sıklığı, deniz seviyesinin yükselmesi, buzulların erimesi ve daha yoğun doğal afet riskinin artması gibi riskler ortaya çıkıyor. Bu durum da yalnızca maddi hasarlara değil aynı zamanda gıda sistemlerinin, dolayısıyla dünya genelinde kalkınma süreçlerinin de zarar görmesine neden oluyor.

İklim değişikliği gezegenimizin ve insanlığın geleceği önündeki en büyük sorunların başında yer alıyor. İklim değişikliğinin neden olduğu küresel gıda krizi ve buna bağlı açlık meselesi giderek derinleşiyor. Aslında gıda üretimi ve kalitesinde iklim değişikliğinin olumsuz etkileri çoktandır tecrübe edilmeye başlandı.

Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) göre, önümüzdeki 30 yıl içerisinde gıda sisteminin iklim değişikliğine karşı savunmasızlığı konusunda yeterli tedbir alınmaması durumunda gıda arzı ve gıda güvenliği sorunlarının artması bekleniyor. IPCC, iklim değişikliğinin neden olduğu sorunlar sebebiyle gıda sektöründe üretkenliğin yüzde 21 daha düşük olduğunu, yüksek sıcaklıklar ve aşırı yağışların toprak sağlığına zarar verdiğini tespit etti.

2020’de 2.37 milyar insan yetersiz beslenmeden etkilendi

  • Değişen yağış düzenleri, bazı bölgelerde su kıtlığını artırıyor ve nehir havzalarına erişim konusunda artan gerilimi tetikliyor. Aynı zamanda artan sıcaklıklar bitkilerin, hayvanların ve insanların suya olan talebinin artmasına da neden oluyor.
İklim değişikliğinin neden olduğu küresel gıda krizi ve buna bağlı açlık meselesi giderek derinleşiyor.
İklim değişikliğinin neden olduğu küresel gıda krizi ve buna bağlı açlık meselesi giderek derinleşiyor.

IPCC daha yüksek ortalama küresel sıcaklıkların ve iklim değişikliğiyle bağlantılı daha aşırı hava olaylarının gıda üretiminin güvenilirliğini azaltacağı bulgusunu doğruluyor. Aynı zamanda iklim değişikliği, daha fazla insanı aşırı yoksulluğa iterek, temiz suya ve iyi hijyene erişimi iyileştirmedeki ilerlemeyi tersine çevirmekle tehdit ediyor.

İklim değişikliği nedeniyle su döngüsündeki ve sıcaklıklardaki değişiklikler ile olası mevsimsel değişimler tarım sektörünü olumsuz yönde etkiliyor. Dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük tehdit olan iklim krizinin, tarımsal verimlilik üzerindeki güçlü etkisi nedeniyle gıda fiyatlarında küresel bir artış söz konusu. Yüksek sıcaklıklar gıda üretmek için gerekli kaynakları olumsuz etkiliyor. 2020’de 2.37 milyar insan yetersiz beslenmeden ve beslenme ihtiyaçlarına düzensiz erişimden etkilendi.

İklim krizinin etkileri ülkelere orantısız dağılıyor

İklim değişikliği nedeniyle su döngüsündeki ve sıcaklıklardaki değişiklikler ile olası mevsimsel değişimler tarım sektörünü olumsuz yönde etkiliyor.
İklim değişikliği nedeniyle su döngüsündeki ve sıcaklıklardaki değişiklikler ile olası mevsimsel değişimler tarım sektörünü olumsuz yönde etkiliyor.

İklim değişikliğinin insanların beslenmesi üzerinde önemli etkileri bulunuyor. Yeterince besleyici gıdalara erişimin azalması, özellikle düşük gelirli topluluklarda beslenme durumunu bozarak dayanıklılığı azaltıyor. Gıda güvenliğinden yoksun 27 ülkede iklim değişikliğinden en fazla risk altında olan yaklaşık üç çocuktan biri, kronik yetersiz beslenme ve bodurluk veya ölümcül olabilen akut yetersiz beslenme ile yaşıyor.

İklim değişikliğinin neden olduğu etkiler, soruna en az katkıda bulunan daha yoksul ülkeler tarafından orantısız bir şekilde hissediliyor. Örneğin, halihazırda açlık noktaları olan en savunmasız 27 ülkenin toplam sera gazı emisyonları, G7 ülkelerinin toplam emisyonlarının yüzde 5’inden az.