Enflasyon örtülü bir vergi mi?

Yeminli Mali Mûşavir Hakkı Sayan.
Yeminli Mali Mûşavir Hakkı Sayan.

Enflasyon, işletmelerin ticari ve finansal kararlarını olumsuz etkilemenin yanısıra faaliyet sonuçlarını yansıtan mali tablolarının sağlığını da bozuyor. İşletmelerin mali tabloları gerçeği göstermekten uzaklaşıyor. Bu tabloların işletme sahipleri dışındaki diğer yararlanıcıları; bankalar, alacaklılar, tedarikçiler, yatırımcılar ve vergi alacaklısı olan devlettir. Finansal tablolar üzerindeki enflasyonist etki, enflasyon düzeltmesi ile giderilmediğinde bu yararlanıcılar doğru sonuçlara ulaşamaz, sağlıklı kararlar veremezler.

Fiktif karların vergilenme riski

Ülkemizde tüm şirketler, devletin vergi alacağını hesaplamak için zorunlu tuttuğu Vergi Usul Kanunu (VUK) değerleme standartlarına göre finansal tablolarını (bilanço, gelir tablosu vd.) oluşturuyor. Bu işletmelerden bazıları (ilgili regülasyon ile belirlenen eşik ciro, aktif büyüklüğü ve çalışan sayısını aşan işletmeler) ise bu tabloları bir de uluslararası muhasebe standartları ile uyumlu Türkiye Muhasebe Standartlarına (TMS/TFRS) göre hazırlıyor. Hâlihazırda bağımsız denetimden geçen bu finansal tablolar, ilgili standartların izin verdiği ölçüde (döviz cirosu yüksek olanlar gibi) işletmeleri enflasyonun sebep olduğu aşınmaya karşı koruyabiliyor iken vergi amaçlı hazırlanan finansal tablolar bu fonksiyonu neredeyse yerine getiremiyor. Hem vergi hem de bağımsız denetim için hazırlanan finansal tabloların 2022’de enflasyon düzeltmesine tabi olmasına yönelik henüz bir karar yok. Eldeki bilgiler 2023’ü işaret ediyor. Ödenecek verginin hesabında enflasyon etkisinin dikkate alınamaması, düşük kalan stok maliyetleri karşısında artan cirolar sebebiyle gerçekte kazanılmayan karların vergisinin ödenmesine yol açıyor. Son iki yılda getirilen kısmi (sınırlı iktisadi kıymetler için), ihtiyari ve vergi ödeme koşullu yeniden değerleme düzenlemeleri ise derde çare değil. Hal böyle olunca bazı mükellefler sadece enflasyon etkisi nedeniyle fiktif karlardan vergi ödemek durumunda kalabiliyor.

Devletin vergi gelirleri artıyor (mu)?

Şimdi de olayın vergi alacaklısı tarafına yani devlete bakalım. Vergiler, hiç şüphesiz modern devletlerin en temel ve sağlıklı gelir kalemidir. Ülkemizde de bütçenin gelir tarafının yüzde 83’ü vergilerden oluşuyor. Enflasyon olgusuna çok da yabancı olunmayan ülkemizde, tarihsel verilere baktığımızda enflasyonist dönemlerde vergi gelirleri önemli artışlar göstermiştir. Son veriler de bunu doğruluyor. 2022 yılının sekiz aylık bütçe gerçekleşmelerine baktığımızda, vergi gelirleri önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 107 oranında artmış. Detaya inip baktığımızda ise kurumlar vergisinin yüzde 118, ithalde alınan KDV’nin yüzde 164, dâhilde alınan KDV’nin yüzde 19 (dönemsel) ve ÖTV’nin yüzde 114 oranında arttığı görülüyor. Bu veriler, enflasyonun bütçe gelirlerine olumlu etki ettiğini gösteriyor. Yükselen fiyatlar hem işlem hem de kazanç vergilerinin artmasını sağlıyor. Ancak bir de madalyonun diğer yüzü var. Kamunun, enflasyonist dönemlerde cari harcamaları da önemli oranda artıyor. Özellikle memur maaşlarında, enflasyon nedeniyle oluşan kaybın telafisi için yapılan artışlar bunun temel gerekçesi. Tekrar rakamlara dönecek olursak, bütçe giderleri aynı dönemde yüzde 186 oranında artmış. Detaylara bakıldığında ise; mal ve hizmet alım gideri yüzde 299, personel gideri yüzde 106 artış gösterdiği görülebiliyor.

Yazının devamı Z Raporu 43. Sayısında