Gelecek yüzyıl doğacak her iki çocuktan biri Afrikalı olacak

Dünya nüfusu hızla artmaya devam ediyor. Son dönemde bu artışın en belirgin şekilde gözlemlendiği kıta ise Afrika oldu. Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Tahminleri Raporu'na göre Afrika'da gelecek yıllar içinde tam bir nüfus patlaması yaşanacak. 2050 yılına gelindiğinde dünyaya gelen her 3 çocuktan 1'i Afrikalı olacak. 2100'e gelindiğinde ise, yeni doğanlarda Afrikalıların oranı, 2 bebekten 1'ine tekabül edecek.

Yerküre bugün hiç taşımadığı kadar insan nüfusuna ev sahipliği yapıyor. BM’nin Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi’nin yayınladığı Dünya Nüfus Tahminleri Raporu’na göre, dünya nüfusu son 12 yılda 1 milyar artarak 7,6 milyara ulaştı. Dünya nüfusunun 2030 yılında 8,6 milyara, 2050 yılında 9,8 milyara ve yüzyıl sonunda 11,2 milyara ulaşması bekleniyor. Bugün dünya nüfusunun yüzde 60’ı (4,5 milyar) Asya’da, yüzde 17’si (1,3 milyar) Afrika’da, yüzde 10’u Avrupa’da (742 milyon), yüzde 9’u (646 milyon) Latin Amerika ve Karayipler’de ve geriye kalan yüzde 6’sı (361 milyon) da Kuzey Amerika ve Okyanusya’da yaşıyor. Öte yandan iklim kriziyle birlikte büyüyen demografi krizi karşısında uzmanlar, dünya nüfusunun artmaması gerektiği uyarısında bulunuyor.

2100 yılı nüfus senaryosu

2100 yılında dünya nüfusu senaryo-larına göre nüfus 11 milyarı geçecek yani bugünkü sayı 3,5 milyarlık bir artış görecek. Bugün nüfusu 1 milyar olan Afrika kıtası 2100 yılında 3,5 milyar nüfusa ulaşacak. Bu durumda dünyada 2100 yılına kadar görülecek olan nüfus artışının 3’te 2’si Afrika’da gerçekleşecek.

Diğer yandan ülkelerin çoğunluğunda doğum oranları azaldığından ileriye dönük nüfus artışı beklenmezken, özellikle dokuz ülkedeki hızlı nüfus artışı dünya nüfusunda öngörülen patlamanın da başlıca sebepleri arasında yer alıyor. BM raporunda 2100 yılında nüfus patlamasının yaşanacağı ülkeler Hindistan, Nijerya, Pakistan, Etiyopya, Tanzanya, Endonezya, Mısır, Amerika Birleşik Devletleri ve Kongo olarak sıralanıyor. Dünyanın en fazla nüfusa sahip ülkesi Çin’e yönelik beklenti ise şu anki nüfustan 2050 yılında yüzde 2,2 oranında, yani 31,4 milyon insan azalacağı yönünde tahmin ediliyor.

Söz konusu dönemde nüfusunda azalma olması beklenen tek bölge ise Avrupa kıtası olacak. Tahminle-rine göre, 2017-2050 arasında dünyanın 51 ülke ve bölgesinde nüfusun azalması bekleniyor.

En fazla nüfus artışı az gelişmiş ülkelerde

Rapora göre, 21. yüzyılda en büyük nüfus artışının BM’nin en az gelişmiş ülkeler kategorisinde değerlendirdiği 47 ülkede yaşanacağı öngörülüyor. Bunların 33’ü Afrika ülkesi. 2017-2100 arasında, çoğu en az gelişmiş ülkeler arasında yer alan 33 ülkenin mevcut nüfuslarının üç katına ulaşması öngörülüyor. Bunlar arasında Angola, Burundi, Nijer, Somali, Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti ve Zambiya’nın bugünkü nüfuslarının 5 katına çıkacağı tahmin ediliyor.

BM verilerine göre, nüfus patlaması hükümetlerin açlık ve dengesiz beslenmeyle savaşını kötü etkileyecek. Sahra Altı Afrika’nın nüfusunu 2050 yılında nüfusunu iki katına çıkarması ve yüzde 99’luk bir büyüme ile 1 milyar insanı nüfusuna katması bekleniyor. BM’nin tahminlerine göre, Sahra altı Afrika bölgesinde doğurganlık oranı azalmadığı sürece küresel nüfus artışının durması mümkün değil. BM, 2100’de küresel nüfus artışının durmasına 4’te 1’den daha az şans veriyor. 2100 yılında dünyaya gelecek bebeklerin yarısının Afrika’da doğması bekleniyor. Afrika kıtasını en kalabalık ülkesi Nijerya’da 2020 ile 2100 yılları arasında 864 milyon doğumun olması öngörülüyor. Nijerya’daki doğum sayısının 2070 yılına kadar Çin’deki rakamları geçeceği de olası tahminler arasında yer alıyor.

BM’ye göre, Sahra altı Afrika’da doğurganlık oranı şu anda her kadın için 4.6, Avrupa ve Kuzey Amerika’da 1.7. Bu sayı 1990’da 6,3’ten düşmesine rağmen, hala dünyadaki en yüksek seviye olmaya devam ediyor. Bununla birlikte, büyük bölgesel farklılıklar var. Berlin Nüfus ve Kalkınma Enstitüsü’nün yaptığı bir araştırmaya göre, Doğu Afrika’daki ülkeler, eğitim ve doğum kontrolünün bir kombinasyonunu kullanarak doğurganlık oranlarını daha çok azaltabildiler.

2050 yılında global nüfusun yüzde 25'i Afrikalı olacak

Kadınların eğitimi ve işgücü piyasasına dahil olmaları doğurganlık oranlarının düşürülmesine katkıda bulunan faktörler olarak gösterili-yor. Doğurganlık oranları, son beş yılda küçük bir yükselmeye sahne olan Avrupa dışındaki çoğu yerde düşüyor. BM küresel doğurganlık oranlarının şu anda kadın başına 2,5 çocuk olan ortalamasının yüzyıl sonunda ikiye düşeceğini tahmin ediyor. Bu düşüş özellikle az gelişmiş ülkelerde çarpıcı: oranın, kadın başına ortalama 4,3 çocuktan 2100 itibariyle 2,1’e gerileyeceği öngörülüyor.

Afrika kıtası uzun sömürgecilik döneminde demografik açıdan gelişim gösteremedi. Bunun başlıca sebebi, kölelik nedeniyle Afrikalıların başka coğrafyalara taşınmasıydı. Öte yandan, erkek nüfusunun azalması ve bebek ölümlerinin yüksek oluşu da kıta nüfusunun hep azalmasına yol açtı. Afrika ülkelerinin bağımsızlık kazanmasına kadar kıta demografik açıdan hep küçüldü.

1750’de dünya nüfusu içinde Afrikalıların oranı yüzde 13,4 iken bu oran 1950’de yüzde 9’du. Ancak 1960’da bağımsızlığını kazanmasıyla Afrika kıtası yoğun bir nüfus artışına sahne oldu. Gerek sömürgeciliğin sona ermesi gerekse sağlık koşulların-da sağlanan iyileşmeler sayesinde Afrika demografik bir güç olma eğilimi göstermeye başladı. Son dönemlerde Afrika nüfusu oransal olarak yükseliş trendi gösteriyor. Bu durum yaşlanan bir dünyada gençlik dinamizmini koruyan bir Afrika’ya işaret ediyor. Bu trendin de işaret ettiği gibi, 2030 yılında dünyadaki her 5 kişiden 1’i Afrikalı olacakken 2050 yılına gelindiğinde dünyadaki her 4 kişiden 1’i Afrikalı olacak.