İki faiz indiriminden sonra

Faiz indirimlerinin tüketim harcamalarına ve yatırım harcamalarına olumlu bir etkisinin olacağı kaçınılmazdır.
Faiz indirimlerinin tüketim harcamalarına ve yatırım harcamalarına olumlu bir etkisinin olacağı kaçınılmazdır.

Geçtiğimiz ay iki faiz indirimi birden piyasaları meşgul etti. Önce TCMB’nın 325 puanlık faiz indirimi geldi, ardından Amerikan merkez bankası FED’in 25 baz puanlık indirimleri piyasaları hareketlendirdi. İlk reaksiyonlar nispeten mutedil görünüyor. Bu etkinin orta ve uzun vadeye de yayılması bekleniyor.

Merkez Bankası’nın 12 Eylül 2019 tarihli Para Politikası Kurulu kararlarının ve 18 Eylül 2019 Fed toplantısı kararlarının piyasalara olası etkilerini ele almadan önce TCMB’nin 25 Temmuz 2019 tarihli kararının bugüne kadar olan etkilerini kısaca hatırlamakta fayda var. Şöyle ki, Merkez Bankası Temmuz toplantısında enflasyon oranlarındaki düşüş trendi, ülke risk primindeki olumlu gelişmeleri ve uzun vadeli faiz oranlarındaki aşağı yönlü trendi dikkate alarak piyasa beklentileri doğrultusunda politika faiz oranlarını 425 baz puan indirerek politika faiz oranını 19,75 seviyesine çekmişti.

Bu karar sonrası Dolar/TL kuru 5.65- 5.70 bandına oturmuş, gözler bankacılık sektörüne çevrilmişti. Özellikle kamu bankaları Merkezin faiz indirimini takiben bireysel ve konut kredi faiz oranlarında düzenlemeye gittiler. Kredi faizlerindeki indirim özellikle inşaat sektörü ve bileşenleri açısından pozitif bir gelişme olarak algılandı. Söz konusu indirimler TÜİK tarafından açıklanan Ağustos 2019 konut satış istatistiklerine olumlu anlamda katkı sunmuştur. Ekim 2018’den sonra ilk kez konut satışları yıllık bazda artış göstermiş, yüzde 5,1’lik artış ile 110.528 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu gelişme sektör için olumlu bir hava ortaya koymuştur.

Merkez Bankası’nın 12 Eylül 2019 tarihli toplantısı öncesinde enflasyon oranı düşüş trendini sürdürmüş, özellikle Eylül 2019 Enflasyon oranın tek haneli rakamlara yaklaşacağı beklentisi artmıştır. Ülke risk priminin 29 Ağustos’ta 426 seviyelerini görüp kademeli olarak 378 seviyelerine doğru olumlu seyri, net ihracatın büyümeye katkısının artacağı beklentisi ile piyasaların indirim beklentisi birleşince politika faiz oranı 325 baz puan indirimle 16,5 seviyesine gerilemiştir. Merkez Bankası faiz indirimini takiben bankacılık sektörünün ikinci kez pozisyon alması ile birlikte bireysel ve konut kredi faizlerinde yeniden düzenlemeye gidilmiştir. Söz konusu gelişme düşük maliyetli finansmana ihtiyaç duyan ekonomik karar birimleri için pozitif bir gelişmedir. Faiz indirimlerinin tüketim harcamalarına ve yatırım harcamalarına olumlu bir etkisinin olacağı kaçınılmazdır.

11 yıl sonra ikinci indirim

Merkez Bankası faiz indirimini takiben bankacılık sektörünün ikinci kez pozisyon alması ile birlikte bireysel ve konut kredi faizlerinde yeniden düzenlemeye gidilmiştir.
Merkez Bankası faiz indirimini takiben bankacılık sektörünün ikinci kez pozisyon alması ile birlikte bireysel ve konut kredi faizlerinde yeniden düzenlemeye gidilmiştir.

Gelelim Fed’in 18 Eylül’deki toplantısına… Fed kararı öncesinde faiz indirimi bekleyen piyasalarda Dolar/TL kuru 5.70’in altında seyretmeye başladı. Fed’in 11 yıl sonra ikinci kez faiz indirimi sonrasında 5.70 sınırını zorlayan Dolar/TL kuru takip eden günlerde 5.70 düzeylerinde seyretmiştir. Fed’in faiz kararını takibe sermaye hareketlerinin gelişmekte olan ülke ekonomilerine doğru hareket etmesi beklenen bir gelişmedir.

  • Gerek Fed’in faiz kararlarının uluslararası sermaye hareketlerine etkisi, gerekse Merkez Bankasının faiz indirimi kararı Türkiye ekonomisi için olumlu bir hava ortaya koymuştur.

Bu gelişmelere ek olarak uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in Türkiye ekonomisinin yazdan beri yaşamış olduğu ekonomik olumsuzluklara etkileyici bir direnç ve dayanıklılık gösterdiği açıklaması sermaye hareketlerinin yönünün seyri açısından önemli bir işarettir.

Merkezin yılsonuna kadar yapacağı iki toplantı öncesinde de gözlemleyeceği gelişmeler enflasyon trendi, risk primi, jeopolitik gelişmeler, cari dengedeki gelişmeler olacaktır. Tüm bu gelişmelerle birlikte Merkezin yılsonuna kadar faiz indirimi son indirim düzeyi kadar olmasa da sürmelidir. Merkez bankasının bu gelişmeler eşliğinde faiz indirim kararlarının iki toplantıya yayması veya toplantılardan birini pas geçip diğerinde bir kez daha indirime gitmesi gelinen bu noktada beklenen ve ülke ekonomisinin geleceği açısından umut veren bir beklentidir.

Bankalara yönelik beklenti

Bir diğer beklenti ise kamu bankaları ve özellikle özel bankalardandır. Bankacılık sektörünün de merkeze ayak uydurması bireysel, ticari, taşıt, konut kredilerinde indirime giderek piyasaya can vermesi, 2019 üçüncü çeyrekte büyümenin bileşenlerine olumlu etki ederek büyüme rakamlarına katkı sunması beklenmektedir. İlaveten ekonomide toparlanma sürecine girilirken gündemde olan ekonomik, sosyal ve yargı alanlarındaki yapısal reformların gözle görülür, hissedilir bir şekilde hayata geçirilmesi kısa vadeli olumlu havayı uzun vadeye yaymaya öncülük edecektir.

Özetle, bireysel ihtiyaçların finansmanı, yatırımların finansmanı, konut ve otomotiv satışlarındaki finansman ihtiyaçlarının düşük maliyetli gerçekleşecek olması önemli bir fırsattır. Merkez Bankası faiz indirimi bankacılık sektörü kanalıyla önümüzdeki süreçte başta hane halkı tüketim harcamalarına, konut satış istatistiklerine, özel sektör yatırım harcamalarına, sanayi üretim endekslerine buna bağlı olarak işsizlik rakamları olmak üzere kısa vadede makro ve mikro ekonomik göstergelere olumlu anlamda katkı sunacaktır.