Klasik komutandan modern yöneticiye

Eflatun, cesaretin tecrübeyle birarada bulunması gerektiğine dikkat çeker ve cesaretin bir tür “akıllı metanet” olduğunu söyler.
Eflatun, cesaretin tecrübeyle birarada bulunması gerektiğine dikkat çeker ve cesaretin bir tür “akıllı metanet” olduğunu söyler.

İslamiyette komutanlığın dört temel niteliği arasında sıralanan kıdem ve fedakârlık, tecrübe, cesaret ve takvâ, beceri kavramlarını, çağdaş yönetim bilimcilerin şirket yöneticilerinde aradıkları niteliklerle karşılaştırmak öğretici olabilir. Zira strateji geliştirmenin ana ilkeleri hangi tarihte olursak olalım pek değişmiyor.

Hun hükümdarı Atilla, Moğol hakanı Cengiz veya Çin bilgesi Lao Tzu’nun savaş sanatıyla ilgili söz ve değerlendirmeleri son zamanlarda pek moda. Demek ki strateji geliştirmenin ana ilkeleri çok değişmiyor. Çağdaş bir Arap ilim adamı, İslamiyette komutanlığın dört temel niteliğini şöyle sıralıyor: 1. Kıdem ve fedakârlık; 2. Tecrübe; 3. Cesaret ve takvâ; 4. Beceri. (Bkz. Abdullah Reşid: İslamda Ordu ve Komutan, İstanbul: Şule, 1996.) Bu nitelikleri çağdaş yönetim bilimcilerin şirket yöneticilerinde aradıkları niteliklerle karşılaştırmak öğretici olabilir.

Kıdem ve Fedakarlık

  • Komutanın birinci vasfı, Müslümanlığı daha önce kabul etmiş ve inancı uğrunda fedakârlık yapmış olmakla temayüz etmektir. Mesela, Mûte savaşında herkes (tecrübe ve cesaretinden ötürü) Halid bin Velid’in komutan olmasını beklerken, Resûllulah komutanlığa önce Zeyd bin Hârise’yi, sonra da başkalarını tayin etmişti. Bunun sebebi, Hz. Halid’in inanç dairesine yeni girmiş olmasıdır.

Diğer komutanların iman ve fedakârlıkları ise, o zamana kadar tescil edilmiş bulunuyordu. İtimat, ölüm kalım meselelerinde başka her şeyden önce gelir.

Warren Bennis, liderliğin en temel bileşenlerinden birinin itimat olduğunu söyler. “Bazıları liderlerin insanları sürükleyebilmelerinin sebeninin karizma olduğunu söylerler. Ben aynı kanaatte değilim. Tanıdığım şirket liderleriden çoğunun hiç te karizması yoktu, ama sayısız insanı peşlerinden sürükleyebiliyorlardı. Bunlar, beraber çalıştıkları insanlarda imrenilecek bir itimat ve sadakat duygusu uyandırmışlardı. İnsanları böylece kendi saflarına çekmekle, örgüt kültürlerinde gerekli değişiklikleri yapabilmekte, rehber vizyonlarını hayata geçirebilmekteydiler.” Bennis’e göre, itimatı doğuran şeyler şunlardır: Karakter değişmezliği. Liderler ne tür şaşırtıcı olaylarla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, kendi adamlarını şaşırtacak hareketlerden uzak durmalıdırlar. Rüzgârgülü olmak onlara göre değildir. Ahenk. Liderler, özü sözü bir olanlardır. Açıkladıkları teorik fikirlerle, yaşadıkları hayat arasında uçurum yoktur. Güvenilirlik. İşe yarar zamanda, elemanlarının arkasındadırlar; onları yalnız bırakmazlar. Dürüstlük. Lider, taahhüt ve vaatlerini tutan adamdır.

Tecrübe

Komutan olacak kişinin geniş askerî tecrübesinin olması, savaş strateji ve taktiklerini iyi bilmesi gerekmektedir. Hz. Peygamber’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Bir toplulukta, onların başına komutan olarak atadığım kişiden daha hayırlı kimseler bulunabilir. Ancak, o kişi, topluluğun en uyanık ve savaşı en iyi bileni olması yüzünden bu göreve getirilmiştir.” Dolayısıyla Hz. Peygamber, komutan atanırken dinî hususlarda daha faziletli olma özelliğinden çok, askerliği iyi kavrama ve savaş idaresi konusunda basiretli olma özelliğinin dikkate alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Hz. Peygamber, aralarında Hz. Ebubekir ile Hz. Ömer’in de bulunduğu ordunun başına Amr bin As’ı atadı ve Zâtü’s-Selâsil’e gönderdi. Muharebe yerine vardıklarında, Amr ateş yakmamalarını emretti. Bunun üzerine sinirlenen Hz. Ömer, komutana saldırmaya kalkıştı. Hz. Ebubekir ona engel olarak, “Resulullah, Amr’ı senin başına savaş yönetmeyi daha iyi bildiği için seçti” dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer sakinleşti. Max DePree’nin liderlik için şart koştuğu niteliklerin çoğu tecrübeyle kazanılmıştır:

1. Tefrik kabiliyeti. Lider keskin bir içgörü, marifet ve yargıgücüne sahiptir.

2. İnsan ruhundan anlamak. Lider, insan ruhunun kıvrımlarını okur; ihtimam, özlem ve mücadeleleri iyi anlar.

3. Zaman bilinci. Lider geçmişi anlar, bugünü hesaba katar, geleceğe saygı duyar. Bugünle yarın arasında mütemadiyen mekik dokur. Ve kendinden öncekilerin tecrübesini daima akılda tutar.

4. Fikrî enerji ve tecessüs. Lider kendinden geçercesine, vecd içinde öğrenme sorumluluğunu hisseder.

5. Öngörülebilirlik. Lider kapristen uzaktır; insanları şaşırtan davranışları olmaz.

6. Vizyon genişliği. Örgütün neler başarabileceğine dair liderlik vizyonu, bütün katılımcıları hesaba katacak kadar geniş olmalıdır.

7. Bütünlük. Lider, davranışında bütünlüklü ve dürüsttür.

8. Hassasiyet. Başkalarının yeteneklerine güvenir lider; onların ellerinden geleni ortaya koymalarına meydan açar.

9. Belirsizlikten yılmamak. Lider, kaosa anlam veren, belirsizlikten ürkmeyen, aksine bunlardan kuvvet bulan kişidir.

10. Ortada olmak. Lider, örgütün dört bir yanında hazır ve nazırdır. Sorar ve kendine sorulmasına fırsat verir. Sabırlıdır. Sorunları dinler, nüansları yakalamaya çalışır.

Cesaret ve Takva

Düşman karşısında sebat etmenin, zafere ulaşmanın ve ilahî yardıma lâyık olmanın yolu cesaret ve takvâdan geçer.

İbn Hacer şöyle diyor: “Devlet başkanı, ordunun başına dininde güvenilir, korkup kaçmayan ve gerektiğinde saldırmasını bilen cesur bir kimseyi tayin etmelidir.”
İbn Ezrak: “Cesur ve zeki olmayan bir komutan, askerleri için musibet, düşmanları içinse şanstır.”

Eflatun, cesaretin tecrübeyle birarada bulunması gerektiğine dikkat çeker ve cesaretin bir tür “akıllı metanet” olduğunu söyler. Standart yöneticiliğin tepkici ve korkak, liderliğinse dönüştürücü ve cüretkâr olduğunu söyleyen Paul Taffinder, liderliğin beş oluşturucu unsurunun şunlar olduğunu belirtiyor: Bağlam, risk, öngörülmezlik, inanç ve kritik kütle. Bu beş unsurun, ABD Başkanı J. F. Kennedy’nin aya adam gönderme projesini Amerikan Kongre’sine sunduğu konuşmasında biraraya geldiğini söyleyen Taffinder’in tahlili şöyle:

1. Bağlam. “Olağanüstü zamanlardayız. Ve olağanüstü bir meydan okuma karşısında. İnançlarımız ve kudretimiz, hürriyet davasında bu millete liderlik rolünü yüklemektedir.” Konuşma böyle başlıyor. Her ne kadar ağırlık ABD’deki ekonomik ve sosyal ilerlemeye, savunma, istihbarat, uzay, silahsızlanma gibi konulara kayıyorsa da, bağlam ABD’nin tarihteki rolünü ve hürriyete bağlılığı öne çıkarıyor. Ve işin başında, bağlamın sıradan olmadığına açıklık getiriliyor.

2. Risk. “...günün birinde birinci olacağımızı garanti edemiyorsak da, bu çabadaki herhangi bir başarısızlığın bizi sonuncu kılacağını garanti edebiliriz. Bunu bütün dünyanın gözü önünde dile getirmekle ilave bir risk üstleniyoruz, ama başarırsak bu risk şanımızı yüceltecektir.” İşte riskin üstlenilmesi ve fırsatın yaratılması. Riske atılmak tehlikelidir. Riski halka açıklamak ise daha tehlikelidir. Yöneticiler riski kontrol altına alırlar; liderlerse riske atılırlar. Başarısızlık tehlikesi işte o zaman eylem için bir hızlandırıcı olur.

Fatih Sultan Mehmet- İstanbul'un Fethi
Fatih Sultan Mehmet- İstanbul'un Fethi

3. Öngörülmezlik. “Başkan olduğum günden beri uzay çalışmalarına göz kulak olduk. Şimdi uzun adımlar atmanın zamanı geldi. Uzay araştırmalarında bu milletin öncü rolü oynamasının vaktidir artık. Yeryüzündeki geleceğimizin anahtarı birçok bakımdan bu adımlara bağlıdır.” Normun ötesine gitmek, statükoya karşı çıkmak, tabiatı gereği her zaman öngörülmezlik gerektirir. Yöneticiler mevcut çarkın dışına çıkmak istemezken, liderler kalıpları kırar, yenilerini inşa ederler.

4. İnanç. “Şayet sadece yolun yarısına kadar gidecek yahut zorluklar karşısında sineceksek, hiç yola koyulmayalım daha iyi.” Kennedy’nin mesajı şüpheden uzaktır. Milletine öncülük etmektedir. Aya gidilmesi gerektiğine adeta iman etmektedir. Kendilerine veya hedeflerine inancı olmayan kişileri kimse takip etmez.

5. Kritik kütle. “... gerçek anlamda, aya giden bir tek kişi olmayacaktır. Aya bütün millet gidiyor olacaktır. Çünkü onu oraya göndermek için hepimiz çaba harcıyoruz.” Futbol maçları kadar hiçbir şey kritik kütlenin önemini göstermez. Golü bir kişi atsa bile, oyunu 11 kişi oynar.

Beceri

Komutan becerikli olmalı, davranışlarında mütereddit olmamalıdır. Tereddüt kadar hezimet sebebi olabilecek başka birşey yoktur. İslam âlimleri, işini iyi bilen komutanı, sermayesini kâr getirecek yere yatıran uyanık tüccara benzetmişlerdir:

“İşini iyi bilen komutan, kârı görünce ticaret yapan, aksi halde sermayesini saklayan tüccar gibidir. Böyle kimseler zaferi elde etmeden ganimet peşine düşmezler.”

Becerikli liderin ilk özelliği, teenni ile hareket etmesi, yani davranışlarını yerine ve zamanına göre ayarlayabilmesidir. İleri sanayi toplumunda, becerikli lider, örgütünü topyekün becerikli hale getirendir. Hamel ile Prahald’a göre, gelecek için mücadele piyasa payı üzerindeki savaşla değil, fikrî liderlik savaşıyla başlamaktadır. Şu üç kritik soruya doğru cevap verebilenler, gelecekte muzaffer olacaklardır:

1. Önümüzdeki 5, 10, 15 yılda ne gibi yeni müşteri yarar türleri temin etme yolunda olmalıyız?

2. Bu yararları müşterilere sunabilmek için ne gibi yeni yetenekler (beceri veya teknoloji paketleri) geliştirmek zorundayız?

3. Önümüzdeki yıllarda müşterilerle aramızda uzanan alanı yeniden tasarlama hususunda nasıl hareket edeceğiz?