Kripto düzenlemesinde son viraj

Kripto paraların sembolleri.
Kripto paraların sembolleri.

Hükümet tarafından bir süredir sinyalleri verilen kripto varlıklara yönelik düzenlemede sona gelindi. Bu yıl içerisinde meclis’e sunulması planlanan tasarı ile özellikle kripto varlık alım-satımına vergi getirilmesi planlanırken, kara para aklama ve terörizmin finansmanının önüne geçilmesi hedefleniyor. Peki, dünyada belli başlı ülkeler kripto varlıkları ne şekilde tanımlıyor ve vergilendiriliyor?

2008’de Bitcoin ile hayatımıza giren kripto varlıklar konusunda tartışmalar sürerken, dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, ortaya çıkan varlık sınıfının nasıl düzenleneceği konusunda bölünmüş durumda. Bazı ülkeler tarafından emtia, bazıları tarafından dijital para olarak tanımlanan kripto varlıklara yönelik vergi düzenlemeleri konusunda da görüş birliği yok.

Dünyada çok farklı regülasyonlara konu olan kripto varlık gelirleri konusunda ülkeler farklı yöntemlere başvuruyor. Almanya’da 600 euronun altından vergi alınmazken, ABD’de kripto sahiplerinden gelir ve sermaye kazancı vergisi alınıyor. Portekiz, Singapur ve Hong Kong gibi ülkelerde ise kripto yatırımlarından vergi alınması tercih edilmiyor.

Kripto para borsası veya madencilik yoluyla ödeme alan şirketlerin kurumsal oranda vergi ödemesi gerekiyor.
Kripto para borsası veya madencilik yoluyla ödeme alan şirketlerin kurumsal oranda vergi ödemesi gerekiyor.

ABD’de de kripto, vergi kanunları açısından ticari varlık olarak görülüyor ve dolayısıyla bu varlıklar gelir vergisi ve sermaye kazancı vergisine tabi durumda. Kripto varlık zaman içerisinde değer kazandıysa gelir vergisi alınırken, kripto ile satış ya da alışveriş yapıldıysa sermaye kazancı vergisi devreye giriyor.

Birleşik Krallık’ta kriptolara yönelik özel bir mevzuat olmasa da, sektör şu anda kripto işletmeleri ve borsaları için lisans veren Finansal Davranış Otoritesi (FCA) tarafından yönetiliyor. 2020’de Birleşik Krallık her tür dijital varlığı mülk olarak tanımlayacağına yönelik sinyaller verse de, şu ana kadar bu konuda yasal bir adım atılmadı. Birleşik Krallık, işletmeleri veya borsaları kurumlar vergisi kuralları altında bir araya getirerek, diğer herhangi bir döviz ticaretine benzer şekilde kripto üzerinden vergi alıyor. Firmalar ayrıca terörle mücadele finansmanı ve kara para aklamayla mücadele girişimlerine de uymak zorundadır.

Almanya özel para olarak değerlendiriyor

Almanya, Bitcoin gibi dijital para birimlerinin vergilendirilmesi konusunda diğer birçok Avrupa ülkesinden farklı bir sistem benimsiyor. Bitcoin’i bir para birimi, emtia veya hisse senedi olarak değil, özel para olarak tanımlayan Almanya’da bireysel kullanıcılara ait bir yıldan uzun süredir tutulan herhangi bir kripto para birimi, miktarı ne olursa olsun vergiden muaf tutuluyor. Varlıklar bir yıldan daha kısa bir süre elde tutulursa, tutar 600 Euro’yu aşmadığı sürece bir satışta sermaye kazancı vergisi alınmıyor. Ancak işletmeler için durum farklı; Almanya’da kurulmuş bir girişimin, tıpkı diğer varlıklarda olduğu gibi, kripto para kazançları üzerinden kurumlar vergisi ödemesi gerekiyor.

Kendisini uzun süre Bitcoin Adası olarak tanımlayan Malta’da kriptolar, bir hesap birimi, değişim aracı veya ekonomik değer olarak tanımlanıyor. Malta, Bitcoin gibi uzun süredir elde tutulan dijital para birimlerine sermaye kazancı vergisi uygulamıyor. Ancak kripto alım satımlarında, hisse senetlerine benzer olarak yüzde 35 oranında işletme gelir vergisi alınıyor.

Avrupa’nın kriptoya karşı en liberal ülkelerinden olan Portekiz’de vatandaşlar tarafından kripto satışından elde edilen gelir 2018’den beri vergiden muaf ve kripto ticareti yatırım geliri olarak kabul edilmiyor. Ancak, kriptoları mal ve hizmet ödemesi olarak kabul eden işletmeler gelir vergisine tabi durumda. İsviçre’de bireyler tarafından yatırım ve ticaret yoluyla elde edilen kripto kazançları, vergiden muaf sermaye kazançları olarak kabul ediliyor. Slovenya’da ise kripto vergi sistemi bireyleri ve işletmeleri ayrı ayrı ele alıyor. Buna göre kripto sattıklarında bireylerden sermaye kazancı vergisi alınmazken; kripto para borsası veya madencilik yoluyla ödeme alan şirketlerin kurumsal oranda vergi ödemesi gerekiyor.

İspanya'da yüksek vergi, Çin'de katı kurallar var

Ergün'e göre kripto paraları yasaklamak çözüm değil.
Ergün'e göre kripto paraları yasaklamak çözüm değil.

Kişisel düzeyde, kripto para birimlerinin satışından elde edilen sermaye kazançları İspanya’da gelire dayalı olarak yüzde 19 ila yüzde 23 arasında vergilendiriliyor. Kriptoların bir yıllık zaman dilimi içerisinde alınıp satılması durumunda vergi oranı ise yüzde 24,75 ile yüzde 52 arasında değişiyor. Fransa’da kriptolar, taşınır malların vergilendirilmesi kapsamında vergilendiriliyor. Yatırımcılar için yüzde 30’luk sabit bir vergi uygulanırken, kripto madencileri için vergi oranı yüzde 45.

  • Çin, kriptolara karşı en sert önlemleri alan ülke olurken, hem kripto madenciliği hem de kripto borsaları tamamen yasaklamayı tercih etti.

Hindistan’da ise kripto kullanımına ilişkin herhangi bir düzenleme veya herhangi bir yasak yok, ancak Başbakan Narendra Modi geçtiğimiz yıl içinde yasaklayıcı düzenleyici adımların geleceğine dair sinyaller verdi.

Geçtiğimiz yıl Orta Amerika ülkesi El Salvador ise Bitcoin’i resmi para birimi olarak kabul eden ilk ülke olarak tüm dikkatleri üzerine çekti. Ülkede ilgili düzenleme ile tüm işyerleri Bitcoin ile ödeme kabul eder hale geldi.

“Yasaklamak çözüm değil”

Dünyada farklı regülasyonlar hayata geçirilirken, Türkiye’de sektör temsilcilerinin katılımı ile tartışılan tasarının, büyük ölçüde kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele temelinde yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Av. Kürşat Ergün de kripto ekosisteminin dünyada finansal sistem içerisinde yerini gün geçtikçe sağlamlaştırdığına dikkat çekerek, önemli kurumsal yatırımcıların katılmasıyla birlikte yatırımcı tabanını genişlettiği ve devletleri regülasyon yapmaya zorlayan bir yatırım ve değişim aracı haline geldiğini belirtiyor. Bu nedenle yasaklamanın çözüm olmadığını belirten Ergün, sadece yasaklama amacı ile hareket edildiğinde gelecekte devletin parasal politika sınırlarının dışında kalan finansal bir mübadele aracı, alternatif döviz birimleri olarak ortaya çıkması durumunda yetersiz kalacağı ve fırsatları kaçıracağını söylüyor. Bu nedenle toptan yasaklayıcı bir yaklaşım yerine devletin ve yatırımcıların kripto piyasasında kazanç elde etmesi için teşvik edici düzenlemeler yapılmasını tavsiye ediyor.