Kripto parayla barışmak

İbrahim Acar.
İbrahim Acar.

İnsanoğlunun geçmişiyle yaşıt olan ticaret, her devirde kendi kurallarını da belirliyor. İlk çağlarda ürün takasıyla başlayan alış veriş, medeniyetin gelişmesiyle yerini para sistemlerine bıraktı. Zamanla değişen ödeme sistemleri hem çeşitlendi hem de teknolojinin gelişmesiyle kolaylaştı. Bugün ise bambaşka bir ödemeler sistemi dünyasıyla karşı karşıyayız. Baş döndürücü bir hızla ilerleyen dijital dünyada, değerli kağıtların yerini dijital sistemler alıyor.

Özellikle bankacılık sektöründe teknolojinin en çabuk hayatımıza giren ve kullanıcısı için de en heyecan veren alanı ödeme sistemleri olarak karşımıza çıkıyor. Banknot kağıtların, çeklerin, senetlerin yerini dijital paralar almaya başladı. Birkaç yıl önce hayatımıza giren ‘kripto paralar’ın önemi artıyor. Konvansiyonel para ve ödeme sistemleri artık oldukça hantal olarak görülmeye başlandı. Dijital parayı kullanmak isteyenler için ‘dijital cüzdan’ ve ‘dijital hesap’ uygulamaları çalışılıyor.

Özel girişimlerle gündelik hayatın önemli gündem maddelerinden biri haline getirilen kripto paralara nihayet ülkeler de el atmaya başladı. Bu yıl Japonya’nın ev sahipliği yaptığı G20 toplantılarında konu etraflıca konuşuldu. G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları zirvesinin ardından yayınlanan ortak bildiride bu konudaki gelişmelere dikkat çekildi. G20 bünyesinde faaliyet gösteren Finansal İstikrar Kurulu‘nun ve küresel çaptaki diğer regülatörlerin, kripto para birimlerini yakından takip etmesini talep etti. ‘Kripto paralar’ için daha büyük bir çaba sarf edilmesi ve bunların regülasyonlarına daha düzgün bir yaklaşım uygulanması gerektiği vurgulandı. Bildiride; bu konuyla ilgili önceki yıllara kıyasla daha fazla yer verilmesi dikkat çekti. Dünya ekonomisine yön veren liderler; kripto para birimlerine küresel standart getirilmesi hususunda görüş birliğine vardı. Bildiride dikkat çeken en can alıcı nokta ise bu sisteme ilişkin güvenlik endişeleri oldu. Bildirinin ilgili bölümü şöyle: “Kripto varlıklar da dahil olmak üzere teknolojik yenilikler, finansal sisteme ve küresel ekonomiye fayda sağlayabilir. An itibarıyla kripto varlıklar küresel finansal istikrarı için bir tehdit oluşturmazken; tüketici ve yatırımcı koruması, kara para aklama ve terör finansmanı gibi konular da dahil olacak biçimde çeşitli risklere karşı duyarlıyız…”

IMF Başkanı Christine Lagarde de geçtiğimiz aylarda devletlerin kripto para birimlerini denetlemek için Blockchain teknolojilerini kullanabileceği tavsiyesinde bulundu. Birkaç ay sonra Avrupa Merkez Bankası Başkanlığı koltuğuna oturacak olan Lagarde, “Kripto varlıkları güçlendiren inovasyonlar bize onları denetlemek için de yardım edebilir. Başka bir deyişle, ateşe karşı ateşle savaşabiliriz” tavsiyesinde de bulundu. Dünya ekonomisine yön veren büyük merkez bankalarını bu konuda kaçınılmaz bir son bekliyor. Şimdiye kadar 60’ın üzerinde banka dijital para konusunda çalışma başlattı. Nitekim Çin Merkez Bankası bu alanda büyük bir çaba harcıyor. Çin Merkez Bankası, dijital para için 74 patent başvurusu yaptı. Çin’in dijital paralara artan ilgisinin arkasında gelişen yüksek hızlı ağlar, finansal sektördeki artan dijitalleşme ve finansal teknolojilerdeki gelişmeler var. Zira; Çinli internet şirketleri mobil ödeme ve e-ticaret sektörlerinde 4.36 trilyon dolarlık bir dijital ekonomi oluşumuna katkı sağlıyor. Dünyada birçok örneği hayata geçirilen dijital para sistemi için Türkiye de çalışma başlattı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yerli dijital para hazırlığı yapıyor. Temmuz’da açıklanan 11’inci Kalkınma Planı’na göre blok zincir tabanlı, dijital Merkez Bankası parası uygulamaya konulacak.

Bu konudaki en büyük endişe kara para aklama ve terörizmin finansmanı gibi mayınlı alanlardan tüketicinin nasıl korunacağıyla ilgili. Örneğin; Bir merkez bankasına ihtiyaç duymadan üretilen kripto para birimlerinin kullanıcılarına sunduğu gizlilik nedeniyle para aklama ve terörizm finansmanına araç olabilir. Bu nedenle denetleme sistemlerinin geliştirilmesi gerekiyor. Para aklama ve terörizm finansmanı önleme konusunda son 20 yıldır verilen mücadeleyi boşa çıkaracak bir gelişme bu. Kripto para birimlerinin risklerine karşı daha fazla denetime ihtiyaç var.

İlk çıktığında “Nasıl mücadele edilecek?” diye endişe ettiğimiz dijital paralar için bütün dünyada şimdi de “Nasıl barışılacak?” sorusuna cevap aranıyor. Peki nasıl bir denetim mekanizmasıyla bu sağlanabilir? Geleneksel finans sektörü için yapıldığı gibi finansal bütünlüğü ve tüketicileri koruyacak politikalara odaklanarak bu işe başlanabilir. Christine Lagarde’nin ‘ateşe karşı ateşle savaşabiliriz” önerisi aslında bunu kast ediyor. Bazı ülkeler kripto para birimlerine yönelik denetim mekanizmaları geliştirmeye başladı. Ortak bir mücadele platformu geliştirilmezse konunun mayınlı alanlarıyla mücadele etmek hayli zor olur. Böylesi sınır tanımayan bir konuya yönelik regülasyon sistemi de küresel olmalı.