Lojistik sektörü krizlerle şekillendi

Jeopolitik krizlerin etkisi yalnızca maliyet artışıyla sınırlı kalmadı...
Jeopolitik krizlerin etkisi yalnızca maliyet artışıyla sınırlı kalmadı...

Küresel ticaretin bel kemiği olan lojistik sektörü, 2024 yılında krizlerin gölgesinde yeniden şekillendi. Kızıldeniz Krizi ve jeopolitik gerilimler, taşımacılık maliyetlerini artırırken dünya ticaretinde rotaları değiştirdi. Pandemiden bu yana süregelen navlun fiyatlarındaki dalgalanmalar, 2024’te derinleşerek hem deniz hem de karayolu taşımacılığı üzerinde büyük bir yük oluşturdu.

Bilgehan Engin.
Bilgehan Engin.

İsrail-Filistin savaşıyla büyüyen Kızıldeniz Krizi, küresel lojistik akışını derinden etkiledi. Ticaret gemilerine yönelik saldırılar, denizcilik rotalarını Ümit Burnu’na kaydırırken taşıma sürelerini 25 güne kadar uzattı. Bu gelişmelerin navlun maliyetlerini 5 katına çıkardığını belirten Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Şerafettin Aras, “Navlun maliyetlerindeki artış ve operasyonel zorluklar, küresel taşımacılığı ciddi anlamda zorlaştırıyor” dedi.

Sektördeki baskıyı değerlendiren Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Bilgehan Engin ise “Pandemi sonrası başlayan navlun fiyatlarındaki dalgalanma, Kızıldeniz Krizi’yle derinleşti. Bu durum, deniz ve karayolu taşımacılığına ciddi baskı oluşturdu” ifadelerini kullandı.

Orta Koridor, jeopolitik ağırlığını artırıyor

Jeopolitik krizlerin etkisi yalnızca maliyet artışıyla sınırlı kalmadı. Aynı zamanda ticaret rotalarını da yeniden şekillendirdi. Bu süreçte Orta Koridor’un stratejik önemi yeniden gündeme taşındı. Rusya-Ukrayna Savaşı ve Kızıldeniz Krizi nedeniyle Kuzey Koridoru’nun devre dışı kalması, yük trafiğinin Orta Koridor’a yönelmesine neden oldu.

Avrupa Birliği, ‘Küresel Geçit Girişimi’ kapsamında bu güzergâha 10 milyar euroluk yatırım yapmayı taahhüt etti. Aras, Türkiye’nin bu süreçte kritik bir lojistik üs haline geleceğini belirterek, “Türkiye’nin Avrupa-Asya ticaretindeki stratejik konumu, AB ve Kafkasya-Orta Asya ülkelerinin lojistik gündeminde en üst sıralarda yer alıyor. Kalkınma Yolu Projesi ile ülkemizin lojistik potansiyeli daha da güçlenecek” dedi.

Ancak, Türkiye’nin bu potansiyeli tam anlamıyla değerlendirebilmesi için altyapı eksiklikleri ve gümrük entegrasyonu sorunlarının çözülmesi gerekiyor. Engin, Orta Koridor’un etkin kullanımıyla Orta Asya ülkelerinin yıllık 600 milyar dolarlık Avrupa-Çin ticaretinden önemli ekonomik faydalar sağlayabileceğini belirtti. Engin, “Türkmenistan, Kazakistan ve Azerbaycan’da lojistik merkezler ve serbest ticaret sahalarının kurulması, Trans-Hazar iş birliğini güçlendirecektir” diyerek bölgenin lojistik kapasitesinin artırılması gerektiğine dikkat çekti.

2024, lojistik sektörü için zorlukların ve fırsatların iç içe geçtiği bir yıl oldu.
2024, lojistik sektörü için zorlukların ve fırsatların iç içe geçtiği bir yıl oldu.

Sektör ekonomiye 40 milyar dolarlık katkı hedefliyor

Türkiye’nin lojistik sektöründeki güçlü performansı, hizmet ihracatında önemli bir paya sahip. Engin, 2023 yılı sonunda Türkiye’nin toplam hizmet ihracatının 100 milyar dolara ulaştığını, bunun 35 milyar dolarının lojistik ve taşımacılık sektöründen geldiğini açıkladı. Türkiye, bu başarıyla lojistik hizmet ihracatında dünya genelinde yüzde 2,5’lik payla 11. sırada yer aldı.

Engin, lojistik sektörünün Türkiye’nin ekonomik büyümesine sağladığı katkıyı vurgulayarak, “2023’te GSYH yüzde 5,1, ekonomi ise yüzde 4,5 büyüme kaydetti. 2024’te bu büyümeye lojistik sektörü önemli oranda destek sunmaya devam edecek” dedi.

Lojistik sektörünün 2024 yılı hedeflerine değinen Engin, hizmet ihracatı hedefinin 110 milyar dolar olarak belirlendiğini ve bunun 40 milyar dolarının lojistik sektöründen gelmesinin beklendiğini ifade etti. 2028 yılı sonu hedefinin ise 78 milyar dolar olduğunu belirten Engin, “Lojistik sektörümüz, Türkiye’yi küresel ticarette önemli bir merkez haline getirme yolunda ilerliyor” diyerek sektörün büyüme potansiyelini vurguladı.

KOBİ’ler maliyet baskısıyla mücadele ediyor

2024 yılında ihracat artışına rağmen, küçük ve orta ölçekli lojistik firmalar (KOBİ’ler) maliyet baskıları nedeniyle zorlu bir süreç yaşadı. Döviz kuru dalgalanmalarının etkisiyle artan operasyonel maliyetlere dikkat çeken Korkmaz, “KOBİ’ler, kur dalgalanmaları ve yükselen maliyetler nedeniyle ciddi iş kayıplarıyla karşı karşıya kalmıştır” ifadelerini kullandı.

2024’te lojistik sektörünün dikkat çeken bir diğer konusu ise E-İhracat oldu. Ticaret Bakanlığı’nın sağladığı destekler, hedef pazar analizleri ve bilgilendirme çalışmaları, E-İhracat hacmini artırarak sektöre önemli bir katkı sundu. Korkmaz, “Bakanlığın sağladığı bu destekler, girişimcileri teşvik ederken lojistik sektörüne de doğrudan pozitif yansıyor” diyerek bu gelişmenin önemine vurgu yaptı.

2025’te sektörde riskler artıyor, fırsatlar kapıda

Lojistik sektörü, 2025 yılına hem zorluklar hem de fırsatlarla hazırlanıyor. Aras, küresel ekonomide belirsizliklerin artacağını belirterek, özellikle ABD’nin ticaret politikalarındaki değişikliklerin mevcut ticaret savaşlarını daha karmaşık hale getirebileceğine dikkat çekti. Aras, bu durumun küresel tedarik zincirlerini ve dünya ticaretini olumsuz etkileyebileceğini ifade etti.

Türkiye’nin lojistik sektöründe bölgesel ve küresel bir oyuncu olma hedefi doğrultusunda adımlar atması gerektiğini vurgulayan Aras, altyapı yatırımları ve mevzuat reformlarının hızlandırılmasının önemine dikkat çekti. “Sınır geçişlerimizin hızlanması ve kapasitesinin artırılması, Türkiye’nin etkin bir transit taşımacılık güzergâhı olması için şart” diyen Aras, dijitalleşme projelerinin hızla devreye alınması gerektiğini de sözlerine ekledi.

2025’te Suriye ile ticaret ve taşımacılık alanında yeni işbirlikleri fırsatlarının doğabileceğine değinen Aras, bu sürecin lojistik sektörünün stratejik önemini artıracağını ifade etti. Ayrıca, Türk Devletleri Teşkilatı’na bağlı Karayolu Taşımacılığı Dernekleri Birliği’nin (OTS-URTA) kuruluşuyla Turan Koridoru projesinin hayata geçirileceğini duyurdu. “Bu adım, Türk Dünyası’nın lojistik bağlantılarını güçlendirecek ve 500 milyar doları aşan ticaret hacmini destekleyecektir” dedi.

Lojistik sektörünün 2025’teki büyüme potansiyeline değinen Engin, küresel ekonomik gelişmelerin doğru yönetilmesi halinde, hizmet ihracatında önemli bir artış kaydedileceğini belirtti. Korkmaz ise enflasyonda düşüş ve makroekonomik göstergelerdeki iyileşme sinyallerinin sektöre umut verdiğini ifade ederek, “Ekonomik göstergelerdeki pozitif değişimler, lojistik sektörü için 2025’in güçlü bir yıl olacağına işaret ediyor” dedi.

Bu değerlendirmeler, Türkiye’nin lojistik sektöründe küresel güç olma yolundaki adımlarını hızlandırması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor. Sınır geçişlerinin kolaylaştırılması, dijitalleşme projelerinin uygulanması ve altyapı yatırımlarının artırılması, sektörü 2025 hedeflerine ulaştıracak kritik unsurlar olarak öne çıkıyor.

Türkiye, jeopolitik konumu ve lojistik projeleriyle küresel ticarette önemli bir oyuncu olmaya devam ediyor.
Türkiye, jeopolitik konumu ve lojistik projeleriyle küresel ticarette önemli bir oyuncu olmaya devam ediyor.

Rekabet gücü için yeşil dönüşüm ve teşvikler önemli

Lojistik sektörünün çözüm bekleyen kronik sorunlarına dikkat çeken Aras, transit kısıtlamaları ve profesyonel tır sürücüsü vizeleri gibi problemleri öncelikli gündem olarak değerlendirdiklerini belirtti. Avrupa Birliği ile taşımacılık ilişkilerindeki sorunlara yönelik Brüksel ve diğer AB başkentlerinde lobi çalışmalarını yoğunlaştıracaklarını vurgulayan Aras, bu girişimlerin hükümetin ticari diplomasi çalışmalarıyla eşgüdümlü olarak sürdürüleceğini ifade etti.

Artan yakıt, enerji ve vergi maliyetlerinin sektörün sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini belirten Aras, “Ticaret Bakanlığı’nın sağladığı lojistik destekler sektöre nefes aldırdı, ancak uluslararası rekabette eşit olmayan şartlar altında mücadele etmeye devam ediyoruz. Daha fazla teşvik ve destek politikası kaçınılmaz” dedi. Aras, Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakatı ve AB Mobilite Paketi kapsamında gelecek düzenlemelerin ek maliyetler yaratacağını, bu nedenle lojistik firmalarına Eximbank kredileri, uzun vadeli düşük faizli finansman imkanları ve yeşil dönüşüm süreçlerinde vergi muafiyetleri gibi teşviklerin sağlanması gerektiğini ifade etti. “Bu teşvikler, sektördeki filo ve istihdam yatırımlarını artırarak rekabet gücümüzü koruyacaktır” diye ekledi.

Kronik sorunlara karşı stratejik adımlar

Sektör temsilcileri, çözüm bekleyen sorunları da gündeme taşıdı. Şoför vizesi problemleri, gümrük kapılarındaki geçiş süreleri ve yetersiz geçiş belgeleri gibi konular, ihracat taşımalarını sekteye uğratmaya devam ediyor. Aras, bu sorunların çözümünde kamu-özel sektör iş birliğinin önemine dikkat çekerek şunları kaydetti: “Dijitalleşme, sınır geçişlerinin hızlandırılması ve yeşil lojistik dönüşümü, sektörümüzün sürdürülebilir büyümesi için kritik önemde.” Ayrıca, Aras’ın belirttiği Kadın Tır Sürücü Akademisi Projesi, sektördeki iş gücü eksikliğini kapatma yönünde önemli bir adım olarak öne çıkıyor.

2024, lojistik sektörü için zorlukların ve fırsatların iç içe geçtiği bir yıl oldu. Türkiye, jeopolitik konumu ve lojistik projeleriyle küresel ticarette önemli bir oyuncu olmaya devam ederken, sorunların çözümü ve yeni yatırımlar, sektörün gelecekteki büyümesini şekillendirecek en önemli unsurlar olarak öne çıkıyor.