Markanızı tüketici aklı eşliğinde yönetin

Tüketici.
Tüketici.

Benin Markam’ araştırma projesi markalara tüketicinin bakış açısı konusunda ipuçları veriyor.

Yusuf Akın.
Yusuf Akın.

Pazar-piyasa araştırmalarının tüketici-müşteri, sosyal-siyasal araştırmaların vatandaş-seçmen olarak incelediği, anlamaya çalıştığı birey derin içgörüsüyle sürekli hizmet-ürün sunucularını değerlendiriyor. Ve öyle güçlü bir süzgeç çalışıyor ki bazen aradan bir şekilde geçmeyi başarmış markanız, eğer iddiasını istikrarla sürdüremezse ikinci seferde muhakkak o süzgeçte takılıyor.

Olması gereken oluyor. Birey bizi gözetliyor, takip ediyor, not veriyor.

Sürekli… Durmadan… Bitmeyen bir süreçte… Öyle bir sınav ki bu; her an öğrenmeli, sürekli kendinizi geliştirmeli/yenilemeli, hep beklentiye/sorulara cevap vermelisiniz. Çok yönlü gözetimi (kendiniz, rakipleriniz, hedef kitleniz) gözünüzü kırpmadan yaparak.

Arabanızın arıza tespitini de tamirini de hızla ilerlerken yapmaya çalışmalısınız. Bitmeyen bir ligde takımınızı sürekli yönetmelisiniz. Bu zorlu ve yorucu yolculukta hep daha iyiye, daha çok pazar payına, liderliğe koşarken mola hakkınız dahi olmadan dinlenmiş, dinç kalmalısınız. Alanınızın liderliğinde yıllanmalı ama yaşlanmamalısınız… Yaprak dökerken bir yanınız diğer yanınızın sürekli bahar, bahçe kalmasını sağlamalısınız yani. Evet, tamam... Ama nasıl?

Markanızı tüketicinizle yönetmelisiniz.

Rakamların fısıltılarını duymaya, bireyin hikâyesini hissetmeye başladıkça içgörüdaşlığınız boy verir muhatabınızla. Ve belki böylece kolaylaşabilir işiniz. Çünkü markanızı marka yapan kesinlikle tek başına siz değilsiniz. Denklemden tüketiciyi çıkarmak problemi doğrudan anlamsız kılıyor zaten. Önce sahiplerinin zihninde başlayan marka hikâyeleri elbette profesyonellerle efsaneleşiyor, ete kemiğe bürünüyor. Peki, ya tüketicinin katkısı yok sayılabilir mi bu hikâyede?

Size güveniyor…Sizi beğeniyor…Size sadakat besliyor…Sizi arıyor, belki sizin için borçlanıyor, yokluğunuza üzülüyor…Bildiğiniz emek veriyor…

Bariz bir ilişki var arada, bir yaşanmışlık var.

Bizim sadece satış rakamları üzerinden değerlendirmememiz gereken bu ilişkide bir ruh var.

Markaların muhataplarına sadece tüketici veya müşteri olarak değil ortak olarak bakmasına katkı sunmak için AREDA PİAR ile ‘BENİM MARKAM’ı hayata geçirdik.

‘BENİM MARKAM’ sektörün muhatabını anlamasına yardımcı olmak, dış etkenlerin, gelişmelerin karar alma süreçlerine etkisini yakından takip etmek ve tüketici-marka ilişkisinin gelişimine şahitlik etmek için AREDA PİAR tarafından başlatılan ve her yılın Eylül ayında yayınlanması planlanan rapordur. “BENİM MARKAM” araştırmasında her markanın tüketici nezdinde sahip olmak isteyeceği 3 önemli duygu “güven-beğeni-sadakat” üzerinden bir ölçümleme yaptık ve geliştirdiğimiz ölçek ile markaların GBS skorlarını belirledik. Tüketicinin 27 kategoride markalara bakışının değerlendirildiği ‘BENİM MARKAM’ tüketici ile marka arasındaki mesafeyi tüketici değerlendirmesi ile belirliyor ve markaların tüketiciye yakınlaşabilmesi, rakiplerine göre avantajlı konuma gelebilmesi için markalara ipuçları bulma fırsatı sunuyor.

Tüketici GBS skorunun tasarım, kullanım ve ulaşım kolaylığı, müşteri memnuniyeti, ürün çeşitliliği ve kalitesi, tutku düzeyi, fiyat, ürün menşei vb. faktörlerle şekillendiğini görmekle birlikte bazı kategorilerde “imkânım olsa bu markaya sahip olmak isterdim” motivasyonunu görmek mümkün. Kısacası ‘BENİM MARKAM’ marka-tüketici diyalogunda ilişki danışmanlığı üstlenerek tarafları daha mutlu etmenin yollarını arama gayretinin bir sonucudur.