“Mutluluk, yalnızca artan kârda değildir”

Ali Saydam.
Ali Saydam.

Yılın ilk sayısında Der Spiegel dergisi ‘araştırmacı gazeteciliğin’ önemli bir örneğini sergileyerek “Marx aslında haklı mıydı?” başlıklı çalışmayı yayınladı. Karl Marx’ı da kapağa aldı.

İşin özünü baştan ifade etmeye çalışalım… Kapitalizm tıkandı. Ekonomide refahın haksız dağılımını körükleyen ‘büyüme odaklı liberalizm’, kaynakları hızla tüketiyor. Sonuç ise bireysel ve toplumsal mutsuzluktan, bu mutsuzluğun sürekli yaygınlaşmasından öteye gidemiyor.

Üç araştırmacının, Thomas Schulz, Susanne Beyer ve Simon Book’un imzasıyla yayınlanan makalede ilginç pek çok röportaj ve alıntıya yer verilmiş. İngiliz Lordlar Kamarası üyesi, bir dönem Dünya Bankası’nda Başkan Yardımcılığı da yapan London School of Economics’in direktörü Minouche Shafik, resmi çok net çekmiş: “Maddi refah son 50 yılda muazzam bir şekilde artmasına rağmen, birçok ülkede insanların toplumsal sözleşme ve onun sağladığı hayat nedeniyle hayal kırıklığına uğradığı bir zamanda yaşıyoruz.”

Cambridge mezunu filozof Eva von Redecker durumu daha da iyi özetlemiş: “Kapitalizm hayatı yok eder.”

22 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin yatırımcılarından, 2 milyon satan “Başarı İlkeleri” kitabının yazarı Ray Dalio diyor ki; “Kapitalizmin acilen temelden reforme edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, hak ettiği şekilde yok olacaktır.”

Kapitalizm eleştirisinin bizzat kapitalistlerin ağzından gelmesi yeni bir şey değil… Bu konudaki en ‘şaşırtan’ açıklamaların, ülkemizdekiler de dâhil olmak üzere en beklenmedik şirketlerin, holdinglerin sahipleri tarafından ifade edildiğine hep birlikte şahit olduk…

Ürettiği mutsuzluk ayyuka çıkmış bu sistemin reddedilemez meselesi ise gelir dağılımı adaletsizliği… Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü’ne (DIW) göre, toplumun ilk yüzde 10’luk kesimi, ülkenin servetinin 3’te 2’sinden fazlasına sahipmiş. Alt yarının tamamı ise yüzde 1,3 ile yetiniyormuş. Yine Alman toplumunun en alttaki 10’da 1’inin satın alma gücü, 1995 ile 2019 arasında yüzde 5’in biraz altında artarken, ilk 10’da 1’inin satın alma gücü yüzde 40 oranında yükselmiş.

Yazının devamı Z Raporu 45. Sayısında