Öncekilerden daha kritik bir haziran bizi bekliyor

Arşiv.
Arşiv.

Haziran ayları genelde piyasalarda döngüsel olarak önemli görülür. Özellikle 2008 krizi sonrası elindeki tüm imkanlarla eyleme geçen Fed’in aksiyon aldığı en kritik aylardan biri olmasının dışında, yılın ikinci yarısını oluşturan bölümde yaz aylarına girerken piyasaların geleceğini de belirleyecek fiyatlamaların gerçekleştiği bir ay olarak kayda geçer.

Cüneyt Paksoy.
Cüneyt Paksoy.

Haziran’a kadar gerçekleşen yaklaşık 2 çeyreklik sürecin tahlil edilmesi, kritik haber başlıklarının ve bunlara bağlı fiyatlamaların analizleri sonrası eylül ayına kadar olan süreç ve yılın son çeyreği için de önemli bir dengelenme ayı olarak da öne çıkar haziran ayı. Özetle yaz aylarının rahat veya gereğinden daha sıcak ve stresli geçip geçmeyeceğinin belirlendiği bir bilanço ayıdır piyasalar için haziran ayı.

Mevcut gelişmelere ve fiyatlamalara baktığımızda ise son yılların belki de en kritik haziran aylarından birine giriş yapıyoruz. Bu haziran ayında piyasalar bir yandan global sorun haline gelen ve kalıcılığı her gün tartışılan enflasyon sürecine odaklı giderken, diğer yandan enflasyona sebep olan savaş ve pandemi süreçlerini takip edecekler.

Arz ve tedarik zinciri problemleri ile oluşan emtia tarafındaki yükseliş süreci, emtia başlığı içinde özellikle petrol ve doğalgaz fiyatlarının seyri, gıda tarafında oluşan krize karşı savaşın olası seyri gibi gelişmeler takip edilirken, göz ucuyla enerji ve gıdaya bağlı ve bunlardan bağımsız global enflasyonun haziran ayı sonrası beklenildiği gibi tepe yapıp yapmadığı da takip edilecek.

Bunlar takip edilirken mart ve mayıs aylarında aksiyon alan ve haziran ayında bunu devam ettirmesi beklenen Fed’in haziran toplantısı dışında, Avrupa Merkez Bankası (ECB)’nin olası şahin söylemlerinin netleşmesi izlenecek. Genişlemeci tarafta kalmaya devam eden Çin ve Japonya dışında Fed ve ECB’nin hamlelerinin fiyatlara olan etkisi de oldukça önemli olacak haliyle. Aylardır uyardığımız gibi önemli yükseklere çıkan ve yukarı yönlü trend içinde kalmaya devam eden Dolar Endeksi ve buna bağlı etkileşim içinde olan majör grafikler olan Euro-Dolar, Dolar-Yen paritesi gibi önemli paritelerin hareketleri ve gelişen ülke kurları üzerindeki global dolarizasyon baskısı takip edilecek. ABD 10 yıllık tahvillerinin seyri ve beklediğimiz gibi ABD 10 yıllıklar ile makası hızla kapatan İtalya başta olmak üzere diğer ülkelerin tahvil faizlerinin seyri de yakından takip edilecek.

Resesyon ve stagflasyon risklerine karşı global ölçekte gelecek tüm büyümeye veriler izlenirken, gelen haber akışları içinde uyarılar kadar pozitif haberlere dair başlıklar da cımbızlanarak takip edilecek. Bu liste daha çok fazla uzar gider.

Olağan dışı günler olarak nitelenen ve her şeyin yeniden şekillendiği bir süreç olarak belirlenen bu dönemin haziran sonrası biraz dengelenmesi her şeyden daha önemli hale gelmiş durumda.

Son günlerde Fed’in haziran ve temmuz aylarında kuvvetle muhtemel 50 Bp’lık ardışık iki faiz artışı sonrası eylül ayı itibariyle beklemeye geçileceği konuşulmaya başlandı ve böylelikle stresli geçen ve özellikle önemli gördüğümüz ABD-Avrupa borsalarında “Mayıs ayında satıp giden” piyasaların ayın son günlerinde pozitif tepkiler vermeye başlamışken bu tepkisini sürdürebilmesi yukarıda saydığımız kritik başlıkların ve fiyatlamalarının denge bulması ile mümkün olacaktır.

Grafikler ve yazının devamı Z Raporu 37. Sayısında.