‘‘Türkiye bölgesel üretim merkezi konumunu güçlendirdi”

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu.

Pandemiyle birlikte azalan yatırım iştahı normalleşme süreciyle birlikte yeniden güç topladı. Ancak Türkiye 2020’de pandemiye rağmen uluslararası doğrudan yatırım çekebilen ender ülkelerden oldu. 2021’de ise salgın öncesi dönemin ortalamalarının da üzerine çıkıldı. 2021’de Türkiye, 14 milyar dolar doğrudan yatırım çekerek salgın öncesi seviyeninin üzerine çıktı. 2022’de doğrudan yatırımlarda 2022 öngörülerini Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu ile konuştuk.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak 2022 yılı için hedefleriniz ve öngörüleriniz nedir?

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak temel hedefimiz ülkemizin küresel uluslararası doğrudan yatırımlardan (UDY) aldığı payı yüzde 1,5’e çıkarmaktır. Bu hedefi de Uluslararası Doğrudan Yatırım Strateji Belgemizde nitelikli UDY olarak tanımladığımız teknolojik dönüşümü, istihdamı ve cari dengeyi destekleyici yatırımlar ile gerçekleştirmek istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından duyurulan üretim, yatırım, istihdam ve ihracat odaklı yeni ekonomi modelimiz de UDY’nin önemine işaret etmektedir.

Ülkemizin üretim ve ihracat odaklı UDY’de rekabetçiliğini koruması ve güçlendirmesi için sürdürülebilir kalkınmaya da yer veriyoruz. Özellikle yeşil ekonomi bağlamında UDY’nin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumlu hale getirilmesinin kritik önem taşıdığını düşünüyoruz.

Takdir edersiniz ki geleceği öngörürken geçmişteki verilere ve günümüz konjonktürüne bakmak gerekir. Türkiye, küresel pandemi sürecinde gösterdiği performans ile sağlam, dayanıklı, çevik ve esnek bir ekonomi olduğunu kanıtladı. 2021’de yıllık yüzde 11’lik GSYİH büyümesi ile G-20 ülkeleri arasında en çok büyüyen ülke oldu. Gelen UDY miktarı ise 14 milyar dolara ulaşarak salgın öncesindeki yıllık ortalamanın dahi üstüne çıktı. Bu bağlamda 2021’de Türkiye’ye gelen UDY, cari açığın yüzde 95’ini karşıladı.

Ülkemiz küresel tedarik zincirlerindeki konumunu güçlendirmekte ve uluslararası yatırımcılar da Türkiye’deki varlıklarını bu perspektifle artırmakta. Bu doğrultuda önümüzdeki dönemde de Türkiye, mal ve hizmet ihracatı odaklı yatırımları kazanmaya devam edecek. Bu yatırımlar üretim ile sınırlı değil. Uluslararası şirketlerin ülkemizde 500’ün üzerinde Ar-Ge merkezi bulunmaktadır. Türkiye’de uluslararası tasarım merkezleri, satın alma ofisleri, bölgesel eğitim merkezleri ve çok uluslu şirketlerin bölgesel yönetim merkezleri de artmaktadır.

Yılın ilk çeyreğini değerlendirir misiniz? En çok hangi sektör yatırım aldı?

Bunlara ek olarak, teknoloji girişimlerine yatırımlar da aynı şekilde artmaya devam etmektedir. E-ticaret, fintek, online oyun, lojistik teknolojiler, yaşam bilimleri ve derin teknolojiler gibi alanlarda ölçeğini hızla büyüten girişimler, önümüzdeki yıllarda önemli yatırım turları tamamlayacaklar. Yılın ilk çeyreğinde teknoloji yatırımlarında tecrübe ettiğimiz gibi önümüzdeki süreç çok daha parlak. İlk çeyrek verilerine göre, girişim ekosistemimiz 1,3 milyar dolar yatırım aldı. 2021’de 1,6 milyar dolarlık toplam yatırım miktarına sadece 3 ay gibi kısa bir zamanda yaklaşması bunun en somut örneği. Ayrıca oyun girişimlerine yapılan yatırımlarda Türkiye, Avrupa ve Orta Doğu bölgesinde en çok yatırım yapılan ülke. İstanbul ise en çok yatırım yapılan şehir konumunda yer aldı. Sonuç olarak, kısa ve orta vadede ülkemize çeşitli sektör ve bölgelerden gelen bu yatırım iştahının artarak devam edeceğini söyleyebiliriz.

“Türkiye güvenli bir liman”

Yaptırımlar sonrasında Rusya’dan ayrılan şirketlerin Türkiye’ye yönelmesi bekleniyordu, bunun ilk işaretleri gelmeye başladı mı?

Bu süreçte bölgede yeni bir güvenli liman arayan tüm yatırımcılara davet en üst düzeyde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından yapıldı. Sadece Rusya özelinde değil, yaşanan çatışmalardan dolayı şirketlerin tedarik zincirlerinin aksaması Ukrayna’daki şirketlerin de yeni konumlar aramasına neden oldu. Şu anda faaliyetlerini kaydıran ve bu amaçla yeniden yerleşim için alternatif arayan şirketler olduğunu biliyoruz ve yakından takip ediyoruz. Stratejik konumu ve sahip olduğu değer önerisi ile Türkiye bu arayışta güvenli bir liman ve krizlerin üstesinden gelen dayanıklı bir ekonomi olarak yatırımcılar gözünde öne çıkmaktadır. Halihazırda gerçekleşen yatırım projeleri de mevcut. Biz de bu bağlamda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Doğrudan yatırımlarda Türkiye’nin rakipleri hangi ülkeler, bu ülkelere göre Türkiye hangi avantajları sunuyor?

Türkiye hem Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri, hem de gelişmiş ülkelerle UDY için rekabet halindedir. UDY Stratejimizi oluşturma aşamasında yaptığımız detaylı araştırmalar sonucunda Türkiye’nin artık Almanya, ABD, Çin, Birleşik Krallık ve İtalya gibi daha önce rakipleri olarak değerlendirilmeyen ülkelerle de yatırım çekme rekabeti içerisinde olduğunu görüyoruz.

Türkiye’yi benzer konumdaki rakiplerinden ayıran avantajlarına baktığımızda özellikle genç, girişimci nüfusu ve yetenekli mühendisleri, güçlü üretim kapasitesi, ürün ve hizmetleri kesintisiz bir şekilde iç ve dış pazarlara ulaşmalarını kolaylaştıracak güçlü lojistik alt ve üst yapısı ve sürekli iyileştirilen liberal ve iş dostu yatırım ortamı öne çıkarmaktadır. Ülkemiz 2003 yılından bu yana Sayın Cumhurbaşkanlığımız liderliğindeki güçlü siyasi irade sayesinde, sürekli reformlarla yatırım ortamını geliştirmeye ve günceli yakalamaya devam etmektedir. Yatırımcılar açısından bu hızlı politika geliştirme ve uygulama kararlılığı önemli bir avantaj sunmaktadır.

ABD ile Stratejik Mekanizma kuruldu. Bunun doğrudan yatırımlar alanında etkilerinin görülmesini bekliyor musunuz?

ABD ve Türkiye arasındaki ticaret hacmi 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 28'lik bir artış göstererek yaklaşık 28 milyar dolara ulaştı. Gerçekleşen bu ticaret hacmi ile ABD, Türkiye’nin 2. büyük ihracat ve 5. büyük ithalat ortağıdır. Bildiğiniz üzere Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu bu hacmi 100 milyar dolara çıkarmak yönünde.

Yatırımlara odaklandığımızda, 2003’ten bu yana ülkemize en çok yatırım yapan ülkeler arasında olan ABD'den Türkiye’ye 14 milyar dolarlık UDY geldi. 2021'de ABD’den gelen yatırımlar yüzde 47 artarak 1,2 milyar dolara ulaşmış, bu rakamla ABD, Türkiye'nin en büyük ikinci yatırımcısı haline gelmiştir.

İki ülkenin iş dünyası temsilcileri arasında zaten güçlü ilişkiler var ve her iki taraftaki siyasi atmosfer de destekleyici. Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Sayın Başkan Biden, ülkeler arasındaki ekonomik ilişkilerin daha ileriye taşınmasına yönelik Stratejik Mekanizmayı oluşturdular. Önümüzdeki dönemde de bu mekanizma ile daha da güçlenen politik çerçeveyle ABD’den ülkemize gelen yatırımlar üzerinde olumlu etkisi olacağını öngörebiliriz.

Kaliteli üretim ve lojistik avantajı sayesinde hızlı termin özelliği Türkiye’nin doğrudan yatırımlarda da cazibesini artırıyor mu?

Son dönemde ülkemizin kazandığı UDY projelerindeki önemli temalardan biri küresel tedarik zincirindeki konumumuzu sağlamlaştırmak olmaktadır. Yalnızca 2021 yılında gerçekleşen yatırımları hatırlayacak olursak; uluslararası şirketlerin Türkiye’deki mevcut tedarik güçlerini arttırmak üzere kapasite artışı ve modernizasyon yatırımları olduğunu, ülkemizde veya çevremizdeki bölgede tesisleri olmayan şirketlerin ise hızlıca pozisyon almak için satın alma ve birleşmeler yoluyla yatırım yaptığını gözlemleyebiliriz.

Dünyadaki güncel gelişmeleri düşündüğümüzde kırılganlıkların sadece salgınla sınırlı olmadığını, artan jeopolitik risklerin, bölgesel gerilimlerin, lojistik darboğazların ve benzeri tehditlerin olduğunu görüyoruz. Bu bağlamda tedarik zincirinin sürekliliği yatırımcılar için öncelik oldu. Biz de buradan yola çıkarak yeni bir kampanya ile Türkiye’yi yatırımcılara “Your Resilient Partner” diye tanıtarak kendileri için sağlam, dayanıklı bir iş ortağı olduğumuz mesajını veriyoruz.

Danışmanlık şirketi EY’nin Haziran 2021'de yayınladığı Avrupa Çekicilik Endeksi raporuna göre Türkiye, Avrupa'nın en popüler yatırım destinasyonlarından biri olarak görülmektedir. Türkiye ortaya koyduğu temel önerileri ile bölgesindeki üretim, ihracat, Ar&Ge, lojistik ve yönetim merkezi olma konumunu güçlendirmeye devam edecektir.

Türkiye’ye ilgi gösteren sektörler neler?

2021 verilerinde de gördüğümüz gibi aslında 2003 yılından bu yana Türkiye’nin en çok yatırım aldığı sektörler arasında toptan ve perakende ticaret, imalat sanayi, bilgi ve iletişim teknolojileri, finansal hizmetler ve ulaştırma-depolama faaliyetleri öne çıkıyor.

Özellikle toptan ve perakende ticaret sektörü teknoloji alanındaki girişimlerimize yapılan yatırımlardan da güç almaktadır. Teknoloji girişimciliğinin finansmanı ülkeler için önemli bir UDY kaynağı. Türkiye, girişimci iş kültürü, genç ve teknoloji meraklısı nüfusu, yetenekli mühendis havuzu ve rekabetçi ürünleri sayesinde küresel oyunculardan önemli yatırımlar çekiyor.

Yatırımlarda önemli bir sektör olan imalatın alt kırılımlarına odaklandığımızda ise ulaşım araçları, kimyasallar, bilgisayarlar, elektronik-elektrik ve optik ekipmanlar; gıda ve içecek ürünlerinin imalatının öne çıktığını görüyoruz.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak bizim hedefimiz ülkemize gelen yatırımların niteliğini artırmak, katma değerli yatırımları ülkemize çekmek, teknolojik dönüşüme katkı sağlayacak projeleri kazanmaktadır.

E-mobilite, yeşil enerji, enerji depolama, kimya-petrokimya, bilgi ve iletişim teknolojileri, makine, gelişmiş imalat teknolojileri, yaşam bilimleri, savunma ve havacılık ile tarım ve gıda gibi sektörlerde ülkemize yoğun ilgi olduğunu görüyoruz.

Demiryolu, denizyolu ulaştırma altyapısını geliştirecek ve intermodaliteyi destekleyecek lojistik faaliyetine yönelik yatırımlar ile dijital ve bilgi ve iletişim teknolojileri altyapısı yatırımlarının da ülkemiz için potansiyelinin farkındayız ve önem vermekteyiz. Yatırımları önceliklendirirken sürdürülebilir kalkınma amaçlarına uygun yatırımlar olmalarına özen gösteriyoruz. Ayrıca özel sermaye ve girişim sermayesi yatırımları gibi finansal yatırımlara da odaklanıyoruz.