Türkiye'nin enerji karnesinde 'yenilenebilir'in payı artıyor

Coğrafi konumunun sunduğu avantajlarla yüksek güneş enerjisi potansiyeline sahip olan Türkiye, bu alandaki yatırımlarla dünyada 14, Avrupa’da ise 7’nci sırada yer alıyor.
Coğrafi konumunun sunduğu avantajlarla yüksek güneş enerjisi potansiyeline sahip olan Türkiye, bu alandaki yatırımlarla dünyada 14, Avrupa’da ise 7’nci sırada yer alıyor.

Enerjide dışa bağımlılığını azaltmak adına projeler geliştiren Türkiye’nin yenilenebilir enerjideki kaynak kullanımı artıyor. Türkiye’nin 2021 yılında devreye alınan elektrik üretim kapasitesinin yüzde 97’sini yenilenebilir enerji santralleri oluşturdu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de geçen yıl 3.446 MW (Megawatt) lisanslı elektrik üretim kapasitesi devreye girdi. Bu kapasitenin 1.772 MW’yle yüzde 51.5’ini rüzgâr enerjisi santralleri, 498 MW’yle yüzde 14.5’ini güneş enerjisi santralleri oluşturdu. Geçen yıl devreye alınan lisanslı elektrik üretim kapasitesinde biyokütle, atık ısı ve jeotermal santrallerin payı yüzde 16.6 olurken, hidroelektrik santrallerinin payı yüzde 14.5 olarak hesaplandı.

Enerji yatırımlarının hızı artıyor

2002-2021 döneminde Türkiye ekonomisindeki güçlü büyümeye ve enerji piyasasındaki serbestleşmeye bağlı olarak enerji yatırımlarında hızlı bir gelişim gerçekleşti. 2021 yılının sonu itibarıyla Türkiye’nin elektrik üretiminde toplam kurulu gücü 99,8 GW’a ulaşırken, 10 bin 457 santralden oluşan kurulu gücün yüzde 54’ü yenilenebilir enerji kaynaklarından, kalan kısmı doğal gaz, yerli ve ithal kömür ağırlıklı olmak üzere fosil yakıtlardan oluşuyor.

2002-2021 döneminin bütününe bakıldığında yüzde 252’lik bir büyüme gösteren elektrik kurulu gücünde payı en hızlı artan kaynaklar doğal gaz ve hidroelektrik kaynaklar olurken, 2010 yılından itibaren bu iki kaynakta gelişimin yavaşladığı, rüzgâr ve güneş enerjisinin payının arttığı görülüyor. Özellikle 2016 sonrasında tamamına yakını 1 MW ve altındaki küçük birimlerden oluşan güneş enerji santrallerinin kurulu güç ve üretimdeki payı kayda değer biçimde arttı. 2021 yılında devreye giren 4 bin300 MW yeni kurulu gücün yüzde 44’ü rüzgâr enerji santrallerinden, yüzde 27’si güneş enerji santrallerinden, yüzde 12’si hidroelektrik santrallerden geldi. Yıl boyunca devreye giren gücün yüzde 98’i yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalıyken, 2018 başından 2021 sonuna kadar devreye giren 17 GW kurulu gücün sadece yüzde 12’si fosil kaynaklardan oluşuyor.

Türkiye, rüzgâr enerjisi kurulumunda Avrupa'da dördüncü

Tarih boyunca, rüzgârın gücünden çok çeşitli şekillerde faydalanılmışken, artık günümüzde, elektrik üretimi şeklinde de rüzgârdan yararlanılıyor. Geçtiğimiz yıl rüzgâr enerjisi kurulumunda Türkiye, Avrupa’da 4’üncü ülke oldu. Türkiye, karasal rüzgâr enerji potansiyelinin yanı sıra deniz üstü rüzgâr enerjisinde de en yüksek potansiyele sahip dört ülke arasında yer alıyor.

2022 yılı Haziran sonu itibarıyla toplam 101.518,3 MW civarındaki kurulu gücün 10.975,8 MW’ lık kısmını rüzgâr enerjisi oluşturuyor. Günlük ve dönemlik bazda değişse de ortalama olarak da tüketimin yüzde 10 kısmı rüzgârdan karşılanıyor. Günümüzde rüzgâr santralleri, karalarda olduğu kadar, denizlerde de inşa ediliyor. Global Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC), Türkiye’nin en yüksek deniz üstü rüzgâr enerjisi potansiyeline sahip dört ülke arasında yer aldığını bildirdi.

Türkiye'nin Ges gücü

2021 yılında ülkemizde üretilen elektriğin yüzde 3’ü jeotermal kaynaklardan sağlandı.
2021 yılında ülkemizde üretilen elektriğin yüzde 3’ü jeotermal kaynaklardan sağlandı.

8 .500 MW Türkiye ekonomisi için stratejik öneme sahip sektörler arasında yer alan enerjide alternatif kaynaklara yatırımlar devlet desteklerinin de katkısıyla hızla artıyor. Coğrafi konumunun sunduğu avantajlarla yüksek güneş enerjisi potansiyeline sahip olan Türkiye, bu alandaki yatırımlarla dünyada 14, Avrupa’da ise 7’nci sırada yer alıyor. Ülkemizde ilk kW ölçeğindeki GES’ler 2010 senesinde kurulmaya başlandı. 2013 senesinde ülkemizde sadece 18 MW kurulu GES gücü varken, bugün bu değer 8 bin 500 MW’ı aşmış bulunuyor.

Türkiye jeotermalde Avrupa'nın tamamını geride bıraktı

Global Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC), Türkiye’nin en yüksek deniz üstü rüzgâr enerjisi potansiyeline sahip dört ülke arasında yer aldığını bildirdi.
Global Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC), Türkiye’nin en yüksek deniz üstü rüzgâr enerjisi potansiyeline sahip dört ülke arasında yer aldığını bildirdi.

Doğanın bizlere sunduğu yeraltı kaynaklarının potansiyelinden yararlanarak çeşitli alanlarda kullanabildiğimiz çevre dostu bir enerji kaynağı olan jeotermal enerji ise, verimi en yüksek yenilenebilir kaynak. Jeotermal enerji santrallerinde iklim koşullarından bağımsız olarak 7/24 enerji üretimi gerçekleştirilebiliyor.

Türkiye’de jeotermal santral kurulu gücü 1984 yılında 15 MWe seviyesindeyken bugün gelinen noktada 1.686,3 MWe seviyesine ulaştı. 2021 yılında ülkemizde üretilen elektriğin yüzde 3’ü jeotermal kaynaklardan sağlandı. Şu anda halihazırda yaklaşık 5.025 MWt’lik kaynak da entegre kullanım alanlarında (seracılık, kaplıca, bölgesel ısıtma gibi) aktif olarak kullanılıyor. Sahip olduğumuz jeotermal santral kurulu gücüyle Avrupa’da birinci, dünyada dördüncü konumdayız.