‘Tutkumuz işimiz oldu ama işimiz hobi değil’

Murat Özbilgi ve Tuğçe Yılmaz Özbilgi.
Murat Özbilgi ve Tuğçe Yılmaz Özbilgi.

Yeni ekonomi, yeni işleri doğuruyor. Bununla beraber markalaşan internet tabanlı iş modeli, ülkemizde henüz yeterli değil ve bir elin parmakları kadar.

Seyahat endüstrisinde içerik pazarlaması yapan “tam anlamıyla çalışan bir iş makinesi” olan Gezimanya bu trendi yakalayan markalar arasında yer alıyor. İlk başta bakıldığında, bir hobinin ‘para kazandıran’ işe dönüştüğü düşünülebilir. Ancak elbette ki, kazın ayağı öyle değil! İşin arka planında bir ‘iş modeli’, bir plan, büyük bir sabır ve biraz da zamanlamanın sağladığı avantajı var.

"Bütün gezdiğimiz yerleri kaleme almaya ve videolarını üretmeye başladık."
"Bütün gezdiğimiz yerleri kaleme almaya ve videolarını üretmeye başladık."

Bugün baktığınızda, Gezimanya seyahat edeceklerin ilk baktığı sitelerin başında geliyor, en fazla trafik alan seyahat portallarından birisi... Siteyi kurup bu noktaya getiren Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Uzmanı Tuğçe Yılmaz Özbilgi ile Elektronik Mühendisi Murat Özbilgi, seyahat ettikleri yerler hakkında herkesin bildiğini değil bilmediği, bulamayacakları içerikleri standart bir rehber bilgisi olarak yayınlayarak, benzerlerinin arasından sıyrılıp, ticarileşmeyi başarmış durumdalar. Bakıldığında başlangıçta bir hobi gibi başlayan girişimin özünde bir ‘içerik pazarlaması’ olduğu görülüyor. Bu yüzden, Gezimanya’yı kuran çift, içerik olgusunu çok dikkatli bir şekilde ele alıyor. İş fikri olarak Gezimanya’nın gelişim öyküsünü Tuğçe Yılmaz Özbilgi, “Çok fazla seyahat ediyorduk. Bir boşluk fark ettik Türkiye’de. Özellikle Roma’ya ya da Fransa’ya gitmek isteyenler, o dönemde bir sürü bloktan bilgi bulabiliyordu. Ama bir Alaska’ya gitmek istediğinde, Yeni Zelanda’ya gitmek istediğinde Türkçe içerik yoktu.

Dolayısıyla dedik ki madem bu kadar fazla seyahat ediyoruz, bir birikimimiz oldu, bunları bir web sitesinde toplayalım, insanlar bu deneyimlerden yararlansın. Daha sonra bütün gezdiğimiz yerleri kaleme almaya başladık, videolarını üretmeye başladık. Amatörce başladık. Zaman içinde trafik artmaya başlayınca daha sistematik hale getirmeye başladık, standart bir rehber oluşturmaya çalıştık” diyor. İçerik ihtiyacına olan talep artmaya başlayınca, blogtan öteye geçen profesyonel bir iş mecrası da oluşmaya başlamış. Gezimenya kurucularından Murat Özbilgi, “Özellikle dijital tarafında içerik ihtiyacını görünce biz işi daha ciddiye almaya karar verdik, Gezimanya’yı amatör blogtan bir profesyonel içerik mecrasına çevirdik. İşimizi yasalara uygun olarak, bir seyahat acentası kimliğiyle yapmak istedik ve bunun üzerine seyahat acentası da olduk. 2012-13 yıllarında şirket kurduk. Kendi ofisimiz, daha büyüyen bir ekip ve daha ciddi hedefler koymaya başladık. 2014-2015’ten itibaren ise Gezimanya artık tam anlamıyla çalışan bir içerik makinesi oldu ve yüksek bir erişime de ulaştı” diye belirtiyor.

Başarıyı içerik pazarlayarak yakaladılar

"Tüketiciyi kendimiz gibi düşündük."
"Tüketiciyi kendimiz gibi düşündük."

İçerik artık herkesin üretebildiği bir olgu. Elinde cep telefonu olan herkes, yazı yazabildiği gibi fotoğraf ve video çekip bir kanal kurabiliyor. Böyle olunca içerik konusunda çok seçenek oluşmaya başadı. Tüketiciler seçici davranmaya başladı. Hal böyleyken Gezimanya aradan nasıl sıyrıldı? Murat Özbilgi bunu “içerik pazarlama” kavramıyla açıklıyor, “Artık tüketiciye içerik beğendirmek çok zor bir iş olmaya başladı. Bu iş içerik pazarlamanın önünü açan dönemdi. 2010’ların başlarında başlayan, sosyal medyanın yoğun kullanılmasıyla devam eden süreçle birlikte artık tüketiciler, çok iyi içeriklere prim vermeye başladılar. Biz Gezimanya’da bu yolu izlemeye karar verdik. Bir ürünü koyup da reklam kanalıyla veya sosyal başka kanalla tanıtmak yerine, önce bir içeriği oluşturmak, içeriği takip eden kullanıcılara ürünleri satmak gibi bir yöntem izledik. Bunu dünya üzerinde, daha yeni yeni adapte olduğu döneme denk getirdiğimiz için de hızlı bir yükseliş geldi. Bizim hikayemizin aslı bu.

Tüketiciyi kendimiz gibi düşündük. Çünkü ben bir tüketici olarak mesela bir ürünü almadan önce o ürünü anlamak isterim. O ürün nedir, ne değildir, özellikleri ne? Dolayısıyla evet A grubu seyahat acentasıyız ama bir turu satacaksak da satmadan önce, öncelikle onu anlatmamız lazım. Haliyle biz, herkes A’dan B’ye giderken biz bayağı bir dolambaçlı yoldan gittik. Önce ürünü anlattık, ondan sonra buna uygun ne sunabiliriz diye baktık. Belki o yüzden biraz daha insanlara samimi geldik. Daha fazla benimsediler” diye belirtiyor. Ancak iş burada kalmıyor. Zaman geçtikçe “içerik şoku” bütün dünya üzerinde gerçekleşmeye başladı. Gezimanya bunu zamanlı görüp önlem almaya çalışan sitelerin başında geliyor. Murat Özbilgi, “İçerik şoku birden bire gerçekleşmedi zaman içerisinde artarak geldi.

Belli bir noktadan sonra sosyal medya özellikle çok ciddi sıkışmalar yaşamaya başladı. Örnek vereyim, 2013’te Facebook’ta 130 bin takipçimiz vardı, ayda 150 bin kişi bizi ziyaret ediyordu. Bugün geldiğimiz noktada yaklaşık 500 bin takipçimiz var, takipçi sayımız üç katına çıkmasına rağmen, bunun yarısı kadar insan ziyaret ediyor. Aynı şeyleri yapıyoruz ama erişimimiz 3’te 1’ine düştü. Bunun asıl nedeni içerik şoku, biz bununla başetmek durumundayız. Aradan sıyrılmak eskiye göre çok daha zor. Gezimanya çok eski bir şirket değil şunun şurasında 7-8 senesi var ama o süreç içerisinde bile bizi sıkıntıya sokacak kadar bir içerik sıkışması yaşandı seyahat sektöründe. Biz bununla başetmek için sürekli içerik kalitemizi yükseltmeye çalışıyoruz. Bizi tanıyan insanların devamlı o içerikten memnun kalması için inovasyon yapmaya çalışıyoruz. Yeni içerik tipleri, yeni içerik platformları, yeni mecralar... Tecrübeyi iyileştirmeye çalışıyoruz, zaten başka bir yöntem de herhalde yok” diyor.

Tuğçe Yılmaz Özbilgi bunu, “Daha önce ne yazarsanız yazın, tüketici zaten bunu talep ettiği için gelip okuyordu. Ama şimdi tüketiciyi düşünmemiz lazım. O içerikten memnun mu? Eksikler neler? Hatıra mı koyalım, video mu yerleştirelim, nereye ne koyarsak daha fazla tıklanma alıyor. İnsanların ilgisini ne koyarsak çekmiyor. Dolayısıyla sürekli sitede bir güncelleme yapmamız gerekiyor” diye özetliyor.

İnternet girişimciliğin geleceği

Biz ya dünyadaki gelişmeleri kendi bünyemize adapte etmek zorundayız, ya da ülke olarak dijital av olacağız!
Biz ya dünyadaki gelişmeleri kendi bünyemize adapte etmek zorundayız, ya da ülke olarak dijital av olacağız!

Teknolojik yenilikler ve ülke ekonomisindeki gelişmeler, girişimlerin seyrini belirliyor. Booking.com ve Uber gibi iş modelleri, ülkeleri ve sektörleri etkiliyor. Web tabanlı yeni ekonominin çeşitli riskleri Türkiye’deki girişimlerin geleceğini etkileyecek gözüküyor. Gezimanya kurucusu Murat Özbilgi bunu, “Biz dahil herkesin bıçak sırtında yürüdüğünü düşünüyorum. Booking.com, Uber örneğini yaşadık. Bu seyahat dünyasını kasıp kavuran araçlar, ülkemizde çeşitli nedenlerle kullanılmıyor. Vergisel, hukuksal nedenleri var. Biz ya dünyadaki gelişmeleri kendi bünyemize adapte etmek zorundayız, ya da ülke olarak dijital av olacağız! Dünya buraya doğru gidiyorsa biz orada olmak zorundayız, o dijital dönüşümü yaşamak zorundayız. Biz bunu kendi özelimizde gerçekleştirdik ama biz turizm sektörü olarak bu değişimin Türkiye’de gerçekleştiğini düşünmüyoruz açıkcası. Baktığımız da Avrupa’yla Amerika’yla gelişmiş Asya’yla aramızda epey bir faz farkı olduğunu görüyoruz” sözleriyle dile getiriyor ve ekliyor: “Bence Türkiye’nin hamleleri hepimizin hamlelerinden önemli.”

Girişimci sağlam zemine basmalı

Gezimanya’yı kuran çiftin en fazla karşılaştığı soru, hobinin işe dönüşmesi üzerine. Tuğçe Yılmaz Özbilgi, ‘hobi’nin iş olabileceğini söylüyor ancak yeni girişimcileri de uyarıyor: “Bu çift bastı istifayı gitti dünyayı gezdi! Hayal bu, iş böyle olmuyor. Tutkumuz işimiz oldu ancak işimiz hobi değil” diyor. Çünkü içeriğin statik olduğu eski dünyadan eser yok! Murat Özbilgi, “Bahsedilenler veya çok göz önündeki örnekler, bir iki istisnai örnekler. Bunun dışında yüzlerce insan var ki bu bahsettiğimiz mecralar onların geçimini sağlamıyor yani. Girişimci sağlam zemine basmalı. Kesinlikle çok iyi plan yapılması gerekiyor. Diyorlar ya, hayallerini erteleme git! Tamam, hayallerinizi ertelemeyin ama o hayallerin geleceği tarihe kadar da iyi bir plan yapın. Maddi plan, iş planı, takvim... Bizim öyle planlarımız vardı, her şeyi planladık, yaptık.”

Öyle gözüküyor ki, zorlu yolculuk esas şimdi başlıyor.