Kulübü batırdı denilen Dursun Özbek isyan etti!

​Kulübü batırdı denilen Dursun Özbek isyan etti!
​Kulübü batırdı denilen Dursun Özbek isyan etti!

Galatasaray eski başkanı Dursun Özbek sarı-kırmızılı kulübü mali anlamda zora soktuğu konusundaki iddiaları yalanladı.

Galatasaray eski başkanı Dursun Özbek hakkındaki iddiaları yalanladı. Özbek, sarı-kırmızılı kulübün batmadığını, her şeyin normal olduğunu belirtti. Habertürk spor yazarı Serdar Ali Çelikler'in kaleme aldığı Dursun Özbek yazısı şu şekilde;

Galatasaray eski başkanı Dursun Özbek, geçtiğimiz hafta salı günü aradı ve “Serdarcım, Maicon’u ben transfer ettim; Muslera’yı da tanıyorum, tüm oyunculara kefilim. Sanırım yanlış anlaşıldın” dedi. Ben de kendisine; “Maicon da Muslera da önemli isimler. ‘Zaten kötü futbolcu’ diyemeyeceğimiz isimler. Sadece bu isimler değil tabii ama özellikle bu iki ismin performansları Igor’un gitmesinde etken değil miydi? Maicon’u üst üste iki maçın (Akhisar ve Yeni Malatya) ilk 45’inde oyundan almadı mı Igor; Muslera 9 yıldır ilk kez taraftarlar tarafından eleştirilmiyor mu? Ben bunları anlatmaya çalıştım. Performansları ile Igor Tudor’un gönderilmesinde etken oldular, yoksa karakterlerine ne diyebilirim ki?” diye yanıt verdim.

“Bunu sindiremiyorum”

Özbek, “Gel bir kahve içelim” dedi ve cuma günü buluştuk. Takımla ilgili bir iki sohbetten sonra direkt sordum: “Başkan adayı mısınız?” Yanıtı şu oldu: “Ben, Galatasaray’a 20 yıldır hizmet ediyorum. Otellerimizle veriyorduk, yöneticilikle verdik, başkanlıkla verdik. Hizmet bitmez, ne görev verilirse yeniden yaparız.” Özbek’in önceliği 31 Mart’taki mali kongre... ‘Kulübü batırdığını’, ‘Bunu özellikle yaptığını çünkü kulübün satılmasına yol açmak istediğini’, ‘Riva ve Florya’yı da bitirdiğini’ söyleyip cevaplarını istedim. “Aslında konuşmama kararım var. Kurduğumuz takım, Fatih hocamızla beklediğim gibi 21. şampiyonluğa koşuyor. Bu sürecin etkilenmesini istemem. Lakin öyle bir hava estiriliyor ki Galatasaray batık-bitik. Bunu sindiremiyorum” diyerek anlatmaya başladı:

‘Çıkışı olan tek kulüp’

Batacak, ya da batmış bir yapı olsa, kim 350 milyon lira kefalet altına imza atar, kim 20 milyon Euro’sunu bu yapının içine kasa kolaylığı adına koyar. Tersine Galatasaray rakipleri arasında çıkışı olan tek kulüptür.

Eleştirenler, borçları hesaplarken, oyuncularla ve diğer sporcularla yaptığımız sözleşmelerin toplam karşılığını ele alıyor. Söz gelimi 4 yıllık maliyeti 400 lira olan bir oyuncu için borç hanesine 400 lira yazıyor. Gelirler ise yıllık hesaplanıyor. Oysa UEFA FFP uygulamasında da, sair şirketlerde de, bilanço yıllık toplam gider; geçmişten gelen borçlar ve yıllık gelirler üzerinden hesaplanır. Bu minvalde Galatasaray’ın toplam borcu biz bıraktığımızda 180 milyon Dolar banka borcu + 70 milyon Dolar da cari borçlardır. Galatasaray’ın yıllık tüm operasyonel giderleri banka faizleri hariç 95-100 milyon Euro’dur. Yıllık gelirleri de Şampiyonlar Ligi geliri olmadan 100 milyon Euro civarındadır. Ancak bu gelir kalemlerinin birçoğu temlik altındadır. Dolayısıyla temlikler kalktığında kulü- bün yıllık geliri, yıllık operasyon giderini rahatlıkla karşılar.

Dursun Özbek iddiaları yalanladı.
Dursun Özbek iddiaları yalanladı.

Benim de hedefim 2020 yılında birçoğu bitecek temliklerle mali disiplini sağlayıp yeniden borç sarmalına girmeden; 100 kazandık, 100 harcayalım mantığı ile kulübü düzlüğe çıkarmaktı. Bunun önündeki en büyük engel ise banka borçları ve faiz sarmalı...

Banka borcu yaklaşık 250 milyon dolardı. Riva’nın ihalesinden gelen 500 milyon lirayı kırdırıp; dolara çevirdik. Bu rakam 94 milyon dolardır. Bu parayı önce Sportif A.Ş.’ye koyduk ve sermaye artışı karşılığı olarak SPK’ya gösterdik. Sermaye artışı onaylandı ve 30 milyon Euro civarında sıcak para Mustafa Başkan yönetiminin kasasına girecek. Ayrıca bu 94 milyon doları sermaye karşılığı gösterdikten sonra gidip banka kredilerinin bir kısmını kapattık. O nedenledir ki bugün 180 milyon dolar banka borcu vardır. Yoksa daha fazlaydı.

Diyorlar ki “Riva’yı sattı, borç ödedi ama sonra yine kredi aldı...” Evet, 30 milyon dolar yeni kredi almak gerekti, çünkü işleyen bir süreç içindeydik. Kulübü nasıl idare ettik sanılıyor? Bu 30 milyon dolarla birlikte toplam banka borcu 180 milyon dolardır.

‘980 milyon lira’

Banka borçlarını sıfırlamamız lazım. İşte Riva ve Florya’nın çok başarılı bir anlaşma olduğu burada ortaya çıkıyor. Riva ihalesi tamamlandı ve müteahhit 980 milyon lira taahhüt etti. Galatasaray’a kalacak bedel, maliyetler çıktığında en az 780 milyon liradır. 500 milyon lira ödenen bedel düşüldüğünde kalan para en kötü ihtimalle 280 milyon liradır. Ayrıca bir de Florya var. Orası da tarihin en düşük emlak piyasasından değer biçsek bile 400 milyon lira gelir getirir. Bu iki rakamı topladığınızda 680 milyon lira eder ki, bu en alt düzey tahmin bile toplam 180 milyon dolarlık banka borcunu kapatır.

Bu rakamlar asgaridir, beklentimiz toplam 1.5 milyar civarında para gelmesidir. Dolayısıyla bu ışığı gördüğüm için cebimden para verip 350 milyon liralık kefalete imza attım.

‘Kulübü sattırmam’

“Riva-Florya gitti elde bir şey kalmadı” deniyor; bugün Kemerburgaz’daki 130 dönüm araziyi para verseniz alamazsınız. Galatasaray’ın değerli bir gayrımenkulü de olmuştur.”

“Benim en ağrıma giden şey ise ‘Kulübün satılması’ ile ilgili dedikodular... Bir korku imparatorluğu oluşturuldu; yok kayyum atanır; yok Katarlılar’a satılır gibi... Kulübü kimseye satmam. Satma niyeti olan adam 350 milyon lira kefalete imza atıp 20 milyon Euro verir mi? Galatasaray satılık değildir, bunu isteyen de varsa en başta ben karşısında olurum.

“Geldiğimiz gün bankalara borç 576 milyon liraydı. Bunun o tarihteki dolar karşılığı 216.5 milyondu. Aynı dönemde 327.5 milyon dolar borç/alacak farkı vardı. Bıraktığımız tarih itibarıyla ise borcumuz TL bazında 1 milyar 30 milyon lira gözüküyor. Muhalefette diyor ki “Borcu 2 katına çıkardılar...” Bu rakamın dolar karşılığı 273.2 milyon dolardır. Bu borcun 94 milyonu Emlak Konut’un taahhüdür. O nedenle bugün 180 milyon dolar banka borcu vardır diyoruz. Ha keza bizim dönemimizde borç alacak farkı bir önceki döneme göre düştü ve 277.7 milyon dolara geriledi. Biz aldığımızda 94 milyon Euro olan oyuncu alacakları, 65 milyon Euro’ya indi. Bizim dönemimizde alınıp satılan futbolculara baksınlar, bonservis bedelleri birbirini karşı- lıyor. Şampiyonluğa oynayan yepyeni bir takım kurduk. Şimdi bunun neresi kulübü batırmak?”

Banka borcu aldığı: 216.5 milyon dolar

Bıraktığı: 180 milyon dolar

Borç / alacak farkı aldığı: -327.5 milyon dolar Bıraktığı: -277.7 milyon dolar

Futbolcu maaşları toplamı aldığı: 94 milyon Euro Bıraktığı: 65 milyon Euro