Dünyanın en pahalı tabloları rekor fiyatlara satılıyor

Andy Warhol’dan Vincent van Gogh’a, Klimt’ten Picasso’ya, dünya tarihinin gelmiş geçmiş en yüksek satış rakamına ulaşmış, dünyanın en pahalı resimleri sizlerle...

İnsanoğlu bundan 30 bin yıl önce ilk resmi 1994 yılında, Fransa'nın Vallon-Pont-d'Arc bölgesinde yer alan ve adını, mağarayı keşfeden Jean-Marie Chauvet'den alan, Chauvet Mağarasında çizmişti. Tarih öncesi resimlerin pek çoğu mağara duvarlarında olurken, günümüzde resim sanatının öldüğü iddialarına rağmen yaşam şekline uygun bir şekilde egemenliğini sürdürmektedir. Rönesans ile canlanan ve doğayı inceleyerek, detaylı şekilde, olduğu gibi resmetme arzusu perspektif tekniğinin gelişmesine yol açmış olan resim sanatı bilinen en eski ve köklü sanat dallarından biridir.
En eski satış (Vase with Fifteen Sunflowers - Vincent van Gogh) 1987 yılına aittir. Mevcut rekor fiyat 2015 yılında fazla 302 milyon dolara satılmış ve Paul Gauguin tarafından yapılan Nafea Faa Ipoipo? (Türkçe: Benimle Ne Zaman Evleneceksin?) için ödenmiştir. Özellikle Rönesans dönemi sonrası altın çağını yaşayan resim sanatının eşsiz ve bulunmaz bazı eserleri uçuk fiyatlara alıcı buluyor. Bu içeriğimizde sizlere dünyanın en pahalı resimlerinden bir kaçını anlatacağız...

L'Allee des Alyscamps

                                    
                                    Hollandalı ressam Vincent Van Gogh'un "L'Allee des Alyscamps" adlı eseri New York'taki müzayedede 66 milyon 300 bin dolara satılmıştı. 

Sotheby's Müzayede Evi'nin düzenlediği, modern ve izlenimci sanatçıların eserlerinin satışa çıkarıldığı açık artırmada toplam 368 milyon 300 bin dolarlık satış yapıldı. Müzayedede satılan en pahalı eser Vincent van Gogh'un "L'Allee des Alyscamps" adlı resmi oldu. Van Gogh'un 1888 yılında Fransa'nın Arles şehrinde yaptığı yağlı boya resimde sonbahar tasvir ediliyor. Van Gogh'un en yüksek fiyata alıcı bulan eseri 1990 yılında "Portrait of Dr. Gachet" adlı resim olmuştu. Bu resim 82 milyon 500 bin dolara satılmıştı.

 Batı dünyası sanat tarihinin en tanınmış ve en etkili şahsiyetlerinden biri olan Vincent van Gogh, on yıldan biraz fazla bir süre içinde aralarında 860 yağlıboya tablonun da olduğu 2.100 kadar resim ve çizim çalışması üretti ve bunların çoğunu yaşamının son iki yılında yaptı. 37 yaşında yıllardır süren zihin rahatsızlığı ve yoksulluğun ardından intihar etti. 

Sanatçının yaşamı sırasında ne anlaşılabildiği, ne kıymetinin bilindiği ve ne de emeklerinin karşılığını alabildiği çıkacaktır ortaya. Öte yandan, hayatının önemlice bir kısmında, ancak açlık sınırında beslenebileceği çok mütevazi bir bütçeye sahip olan Van Gogh'un yaşadıkları sadece 'sanatının değerinin anlaşılamamasından kaynaklanan ekonomik sıkıntı' ile açıklanabilecek türden değildi. Onun deneyimlediği haller, kökeni psikolojik rahatsızlıklara dayanan ciddi bir trajediye de işaret etmektedir. Sık sık pençesine teslim olduğu ruhsal altüst oluşların neden olduğu çok derin bir kriz sırasında, kulağını kestiği hatırlandığında, bir resim simsarı olan kardeşi Theo'nun sağladığı maddi ve manevi destek olmasa, 37 yaşında intihar eden sanatçının, canına çok daha önce kıymış olabileceğini söylemek pekalâ mümkündür. Van Gogh, yaşarken zerre miskal mertebesinde bile kıymeti bilinmeyerek adeta böcek muamelesi görmüş, öldükten sonra ise hem maddi ve hem de manevi anlamda yere göğe sığdırılamamış olan dehalar manzumesinin doğrusu en görkemli figürlerindendir. Bir diğer deyişle Van Gogh, 'trajedi' kelimesinin karşılığı / açıklaması olarak sözlüklere isminin yazılmasını hak eden bir hayatın faili, öznesi ve nesnesi olmuştur.

 Kaynaklar: wikipedia.com, ntv.com.tr, onedio.com, theguardian.com, bbc.com, ziyaversencan.blogspot.com
L'Allee des Alyscamps Hollandalı ressam Vincent Van Gogh'un "L'Allee des Alyscamps" adlı eseri New York'taki müzayedede 66 milyon 300 bin dolara satılmıştı. Sotheby's Müzayede Evi'nin düzenlediği, modern ve izlenimci sanatçıların eserlerinin satışa çıkarıldığı açık artırmada toplam 368 milyon 300 bin dolarlık satış yapıldı. Müzayedede satılan en pahalı eser Vincent van Gogh'un "L'Allee des Alyscamps" adlı resmi oldu. Van Gogh'un 1888 yılında Fransa'nın Arles şehrinde yaptığı yağlı boya resimde sonbahar tasvir ediliyor. Van Gogh'un en yüksek fiyata alıcı bulan eseri 1990 yılında "Portrait of Dr. Gachet" adlı resim olmuştu. Bu resim 82 milyon 500 bin dolara satılmıştı. Batı dünyası sanat tarihinin en tanınmış ve en etkili şahsiyetlerinden biri olan Vincent van Gogh, on yıldan biraz fazla bir süre içinde aralarında 860 yağlıboya tablonun da olduğu 2.100 kadar resim ve çizim çalışması üretti ve bunların çoğunu yaşamının son iki yılında yaptı. 37 yaşında yıllardır süren zihin rahatsızlığı ve yoksulluğun ardından intihar etti. Sanatçının yaşamı sırasında ne anlaşılabildiği, ne kıymetinin bilindiği ve ne de emeklerinin karşılığını alabildiği çıkacaktır ortaya. Öte yandan, hayatının önemlice bir kısmında, ancak açlık sınırında beslenebileceği çok mütevazi bir bütçeye sahip olan Van Gogh'un yaşadıkları sadece 'sanatının değerinin anlaşılamamasından kaynaklanan ekonomik sıkıntı' ile açıklanabilecek türden değildi. Onun deneyimlediği haller, kökeni psikolojik rahatsızlıklara dayanan ciddi bir trajediye de işaret etmektedir. Sık sık pençesine teslim olduğu ruhsal altüst oluşların neden olduğu çok derin bir kriz sırasında, kulağını kestiği hatırlandığında, bir resim simsarı olan kardeşi Theo'nun sağladığı maddi ve manevi destek olmasa, 37 yaşında intihar eden sanatçının, canına çok daha önce kıymış olabileceğini söylemek pekalâ mümkündür. Van Gogh, yaşarken zerre miskal mertebesinde bile kıymeti bilinmeyerek adeta böcek muamelesi görmüş, öldükten sonra ise hem maddi ve hem de manevi anlamda yere göğe sığdırılamamış olan dehalar manzumesinin doğrusu en görkemli figürlerindendir. Bir diğer deyişle Van Gogh, 'trajedi' kelimesinin karşılığı / açıklaması olarak sözlüklere isminin yazılmasını hak eden bir hayatın faili, öznesi ve nesnesi olmuştur. Kaynaklar: wikipedia.com, ntv.com.tr, onedio.com, theguardian.com, bbc.com, ziyaversencan.blogspot.com
Çığlık
Birçok eleştirmene göre Edvard Munch'un en önemli çalışması olan ve yaklaşık 6 yıl önce New York'ta yapılan müzayede satılan "Çığlık" tablosu hakkında ilginç bilgiler var. Munch, tabloyu son haline getirmeden önce 1893'te başlayarak 1910'a kadar farklı boyalar kullanarak tam 4 tane "Çığlık" tablosu yapmıştır. Ressam, tablonun siyah-beyazını taş baskı haline getirerek seri üretimini de yaptırdı. 1984'ten sonra da Andy Warhol sayesinde tablo ikinci kez hayat buldu. New York merkezli bir sanat galerisi, Munch'ın taş baskılarını tekrar hayata geçirdi. Başlangıçta tablonun orijinal ismi "Çığlık" değildi. Munch'ın planladığı isim "Doğanın Çığlığı" idi. Bunun hikayesi ise, arkadaşları ile yürürken gün batımına denk geldiklerinde, gökyüzünün kırmızıya dönüşü karşısında duraksayıp, trabzanlara yaslanmıştır ve tam da o anda aslında doğanın çığlığını hissetmiştir. Tablo aslında intihar düşüncesinin dışa vurumunu da içeriyor. Munch tabloyu yaptığı sıralarda, başarısızlık, hastalıklar ve karşılıksız bir aşk ile savaşıyordu. Özellikle, adamın köprü önünde olması intihar ile ilişkiliydi. Tablodaki adam için mumyalanmış Peruvian Mummy'den ilham aldığı söyleniyor. Çığlık filmi de bu tablodan alınan ilham sonucunda çekilmişti.

 1984 yılında tablonun müze görevlilerine not bırakılarak çalınmıştı. Lillehammer'daki Kış Olimpiyatları'nın başladığı gün, Oslo'daki Nation Museum'dan tabloyu çalan hırsızlar, "zayıf güvenlik önlemleriniz için teşekkürler" yazan bir not bıraktılar. Neyse ki 3 ay içerisinde hırsızlar yakalandı ve tablo tekrar daha güvenli bir şekilde yerini aldı. Geri alınan tablo 2004 yılında bu sefer de silahlı bir adam tarafından çalındı. 2006 Mayıs ayına kadar 3 kişi bu suçtan yakalanmış olsa da tablo hala ortada yoktu. 2 Milyon Kron (313,000$) ödül konuldu. Sonunda gözaltındaki şahıslardan biri gerçeği itiraf etti ve tablo geri alındı. Newyork Sotheby's Müzayede Evinde satışa çıkarılırken, o döneme kadar ki en pahalı tablo olarak tarihe geçti: 119,9 milyon dolar!

 Tablonun Sanat Tarihi'nde orijinal adı Boğuntu'dur. Resim özellikle modern kültür ve sanatta büyük bir etkiye sahiptir. Resim orijinali 84cm x 66cm boyutlarındadır. Resimde ön planda ızdırap çeker gibi görünen bir figür, arka planda ise Ekeberg tepesinden Oslofjord'un görünümü yer alır; Oslofjord göğü kan kırmızısı rengindedir.

 Edvard Munch'ın "Çığlık" ve diğer eserleri telif hakkı terimini kapsayan ülkelerce kamu malı kapsamına alındı. Munch 1944'te ölmesine rağmen, 1 Ocak 2015 itibariyle, eserleri Brezilya, İsrail, Nijerya, Rusya, Türkiye ve Avrupa Birliği'ndeki ülkelerde kamusal alanda olarak kabul edildi. 1923'ten önce yapıldığı için ABD'de zaten kamusal alana girmişti.
Çığlık Birçok eleştirmene göre Edvard Munch'un en önemli çalışması olan ve yaklaşık 6 yıl önce New York'ta yapılan müzayede satılan "Çığlık" tablosu hakkında ilginç bilgiler var. Munch, tabloyu son haline getirmeden önce 1893'te başlayarak 1910'a kadar farklı boyalar kullanarak tam 4 tane "Çığlık" tablosu yapmıştır. Ressam, tablonun siyah-beyazını taş baskı haline getirerek seri üretimini de yaptırdı. 1984'ten sonra da Andy Warhol sayesinde tablo ikinci kez hayat buldu. New York merkezli bir sanat galerisi, Munch'ın taş baskılarını tekrar hayata geçirdi. Başlangıçta tablonun orijinal ismi "Çığlık" değildi. Munch'ın planladığı isim "Doğanın Çığlığı" idi. Bunun hikayesi ise, arkadaşları ile yürürken gün batımına denk geldiklerinde, gökyüzünün kırmızıya dönüşü karşısında duraksayıp, trabzanlara yaslanmıştır ve tam da o anda aslında doğanın çığlığını hissetmiştir. Tablo aslında intihar düşüncesinin dışa vurumunu da içeriyor. Munch tabloyu yaptığı sıralarda, başarısızlık, hastalıklar ve karşılıksız bir aşk ile savaşıyordu. Özellikle, adamın köprü önünde olması intihar ile ilişkiliydi. Tablodaki adam için mumyalanmış Peruvian Mummy'den ilham aldığı söyleniyor. Çığlık filmi de bu tablodan alınan ilham sonucunda çekilmişti. 1984 yılında tablonun müze görevlilerine not bırakılarak çalınmıştı. Lillehammer'daki Kış Olimpiyatları'nın başladığı gün, Oslo'daki Nation Museum'dan tabloyu çalan hırsızlar, "zayıf güvenlik önlemleriniz için teşekkürler" yazan bir not bıraktılar. Neyse ki 3 ay içerisinde hırsızlar yakalandı ve tablo tekrar daha güvenli bir şekilde yerini aldı. Geri alınan tablo 2004 yılında bu sefer de silahlı bir adam tarafından çalındı. 2006 Mayıs ayına kadar 3 kişi bu suçtan yakalanmış olsa da tablo hala ortada yoktu. 2 Milyon Kron (313,000$) ödül konuldu. Sonunda gözaltındaki şahıslardan biri gerçeği itiraf etti ve tablo geri alındı. Newyork Sotheby's Müzayede Evinde satışa çıkarılırken, o döneme kadar ki en pahalı tablo olarak tarihe geçti: 119,9 milyon dolar! Tablonun Sanat Tarihi'nde orijinal adı Boğuntu'dur. Resim özellikle modern kültür ve sanatta büyük bir etkiye sahiptir. Resim orijinali 84cm x 66cm boyutlarındadır. Resimde ön planda ızdırap çeker gibi görünen bir figür, arka planda ise Ekeberg tepesinden Oslofjord'un görünümü yer alır; Oslofjord göğü kan kırmızısı rengindedir. Edvard Munch'ın "Çığlık" ve diğer eserleri telif hakkı terimini kapsayan ülkelerce kamu malı kapsamına alındı. Munch 1944'te ölmesine rağmen, 1 Ocak 2015 itibariyle, eserleri Brezilya, İsrail, Nijerya, Rusya, Türkiye ve Avrupa Birliği'ndeki ülkelerde kamusal alanda olarak kabul edildi. 1923'ten önce yapıldığı için ABD'de zaten kamusal alana girmişti.
Mona Lisa

                                    
                                    Dünya tarihinin en kıymetli resmi, bir çok uzman tarafından 'paha biçilemez!' olarak değerlendirilmesine karşın, cari sigorta bedeli 1 milyar $'ın üzerinde olan Mona Lisa'dır. Fransızcada La Jaconde, İtalyancada ise La Gioconda şeklinde anılan söz konusu tablo Paris'teki Louvre Müzesi'nde sergilenmekte. 

21. yüzyılın ilk uluslararası çok satarı olan 'Da Vinci Şifresi' romanı ile, ondan uyarlanan aynı isimli filminin, söz konusu tablonun hem popülaritesini arttırdığına, hem de fiyatını yukarıya çektiğine işaret eden resim endüstrisinin profesyonelleri, yukarıdaki fiyatın söz konusu eser için esasen çok mütevazı olduğunun altını çizmekteler. Eksperlerin görüşüne göre, Leonardo da Vinci'nin 1503 - 1519 döneminde yaptığı başyapıtının bir açık arttırmaya çıkarılması durumunda, zikredilen rakamın çok üzerinde bir fiyatla el değiştirmesi hiç de sürpriz olmayacaktır.

Mona Lisa'nın değeri etrafındaki bu spekülatif tartışma devam ededursun, en pahalıya satılan resimler ligindeki durum da, gerçekleşen astronomik bedelli yeni el değiştirmelerle, sürekli olarak güncellenmektedir. 'Dünyanın en pahalıya satılan resimleri listesi'nin işaret ettiği gerçeklik alanı, resim sanatının en önemli magazin unsurlarından birisi, belki de birincisidir. Sadece plastik ve grafik sanatlarla, ya da bu kozmosun en önemli bileşeni olan resimle ilgilenenler değil, konuya uzak ve hatta yabancı olanlar bile, müzayedelerde (ya da açık arttırma dışında yapılan satışlarda) ortaya çıkan astronomik fiyatlı el değiştirmelere kulak kabartmaktan, işin magazinine ilgi göstermekten alıkoyamazlar kendilerini.

 16'ncı yüzyılda Leonardo da Vinci tarafından resmedilen ve sanat tarihinin en kıymetli eserlerinden biri olarak kabul edilen Mona Lisa'nın sırrı çözülmüştü. Fransa'nın başkenti Paris'teki Louvre Müzesi'nde bulunan tablo üzerinde bir süredir araştırmalar yapan ekip, 'yakalanamaz gülüş' adını verdikleri ve tabloyu bakan kişinin Mona Lisa'nın gülüşünü neden yakalayamadığı gizemini çözdüklerini duyurmuştu. Araştırmayı yapan ekip adına açıklamalarda bulunan Sunderland Üniversitesi akademisyenlerinden Sheffield Hallam, Leonardo da Vinci tabloyu resmederken 'sfumato' adı verilen bir teknik kullandığını ve bu sayede yaratılan illüzyon ile tabloya bakan gözlerin tablodaki kadının gülüşünü yakalayamadığının altını çizdi. Ekip, Leonardo da Vinci'nin bu tekniğe ilk olarak 1483 yılında yaptığı 'Virgin of the Rocks' isimli eserinde yer verdiğine inanıyor. Bu tekniğin başka sanatçılar tarafından kopyalanmaya çalışıldığını belirten ekip, bu eserlerden hiçbirinin da Vinci kadar başarılı olmadığının altını çiziyor.

 Rönesans döneminde yaşamış İtalyan hezârfen, döneminin önemli bir filozofu, astronomu, mimarı, mühendisi, mucidi, matematikçisi, anatomisti, müzisyeni, heykeltıraşı, botanisti, jeoloğu, kartografı, yazarı ve ressamı olan gerçek adı Leonardo di ser Piero da Vinci'nin en tanınmış yapıtı Mona Lisa (1503-1507) ve Son Akşam Yemeği'dir (1495-1497). Rönesans sanatını doruğuna ulaştırmış, yalnız sanat yapısına değil, çeşitli alanlardaki araştırmaları ve buluşlarıyla da tanınan, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sanatçılarından ve dehalarından biri kabul edilir.
Mona Lisa Dünya tarihinin en kıymetli resmi, bir çok uzman tarafından 'paha biçilemez!' olarak değerlendirilmesine karşın, cari sigorta bedeli 1 milyar $'ın üzerinde olan Mona Lisa'dır. Fransızcada La Jaconde, İtalyancada ise La Gioconda şeklinde anılan söz konusu tablo Paris'teki Louvre Müzesi'nde sergilenmekte. 21. yüzyılın ilk uluslararası çok satarı olan 'Da Vinci Şifresi' romanı ile, ondan uyarlanan aynı isimli filminin, söz konusu tablonun hem popülaritesini arttırdığına, hem de fiyatını yukarıya çektiğine işaret eden resim endüstrisinin profesyonelleri, yukarıdaki fiyatın söz konusu eser için esasen çok mütevazı olduğunun altını çizmekteler. Eksperlerin görüşüne göre, Leonardo da Vinci'nin 1503 - 1519 döneminde yaptığı başyapıtının bir açık arttırmaya çıkarılması durumunda, zikredilen rakamın çok üzerinde bir fiyatla el değiştirmesi hiç de sürpriz olmayacaktır. Mona Lisa'nın değeri etrafındaki bu spekülatif tartışma devam ededursun, en pahalıya satılan resimler ligindeki durum da, gerçekleşen astronomik bedelli yeni el değiştirmelerle, sürekli olarak güncellenmektedir. 'Dünyanın en pahalıya satılan resimleri listesi'nin işaret ettiği gerçeklik alanı, resim sanatının en önemli magazin unsurlarından birisi, belki de birincisidir. Sadece plastik ve grafik sanatlarla, ya da bu kozmosun en önemli bileşeni olan resimle ilgilenenler değil, konuya uzak ve hatta yabancı olanlar bile, müzayedelerde (ya da açık arttırma dışında yapılan satışlarda) ortaya çıkan astronomik fiyatlı el değiştirmelere kulak kabartmaktan, işin magazinine ilgi göstermekten alıkoyamazlar kendilerini. 16'ncı yüzyılda Leonardo da Vinci tarafından resmedilen ve sanat tarihinin en kıymetli eserlerinden biri olarak kabul edilen Mona Lisa'nın sırrı çözülmüştü. Fransa'nın başkenti Paris'teki Louvre Müzesi'nde bulunan tablo üzerinde bir süredir araştırmalar yapan ekip, 'yakalanamaz gülüş' adını verdikleri ve tabloyu bakan kişinin Mona Lisa'nın gülüşünü neden yakalayamadığı gizemini çözdüklerini duyurmuştu. Araştırmayı yapan ekip adına açıklamalarda bulunan Sunderland Üniversitesi akademisyenlerinden Sheffield Hallam, Leonardo da Vinci tabloyu resmederken 'sfumato' adı verilen bir teknik kullandığını ve bu sayede yaratılan illüzyon ile tabloya bakan gözlerin tablodaki kadının gülüşünü yakalayamadığının altını çizdi. Ekip, Leonardo da Vinci'nin bu tekniğe ilk olarak 1483 yılında yaptığı 'Virgin of the Rocks' isimli eserinde yer verdiğine inanıyor. Bu tekniğin başka sanatçılar tarafından kopyalanmaya çalışıldığını belirten ekip, bu eserlerden hiçbirinin da Vinci kadar başarılı olmadığının altını çiziyor. Rönesans döneminde yaşamış İtalyan hezârfen, döneminin önemli bir filozofu, astronomu, mimarı, mühendisi, mucidi, matematikçisi, anatomisti, müzisyeni, heykeltıraşı, botanisti, jeoloğu, kartografı, yazarı ve ressamı olan gerçek adı Leonardo di ser Piero da Vinci'nin en tanınmış yapıtı Mona Lisa (1503-1507) ve Son Akşam Yemeği'dir (1495-1497). Rönesans sanatını doruğuna ulaştırmış, yalnız sanat yapısına değil, çeşitli alanlardaki araştırmaları ve buluşlarıyla da tanınan, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sanatçılarından ve dehalarından biri kabul edilir.
No. 5, 1948 (Türkçe: No: 5, 1948)

                                    Dünyanın en pahalı resminin altında 20. yüzyıl sanatının en önemli isimlerinden biri olan, soyut dışavurumcu ABD'li ressam Jackson Pollock'ın imzası yer alıyor. Pollock, boya karıştırma, fırça kullanımı gibi alışılagelen resim tekniklerini, uygulamalarını bir kenara atarak kendi icadı damlatma tekniğiyle resimler yapıyordu. 

Sanatçının dünyaca ünlü "No: 5" tablosu 2006 yılında 140 milyon dolara Meksikalı işadamı David Martinez tarafından satın alındı.1948 tarihli tabloyu Pollock, Long Island'daki stüdyosunda yapmış. Pollock, boya karıştırma, fırça kullanımı gibi alışılagelen resim tekniklerini, uygulamalarını bir kenara atarak kendi icadı damlatma tekniğiyle resimler yapıyordu. Yere serdiği dev boyutlardaki tuval bezlerine hareketlerle boyayı damlatıyor, fırlatıyordu. 1.2 x2.4 metre ebatlarındaki “No: 5”i bu teknikle ortaya koymuş sanatçı. Resmin üzerindeki her bir boya bir hareketin, şiddetin, haykırışın sembolü gibi adeta. Pollock'ın sanat tarihine kattığı bu teknik, beden sanatı, süreç sanatı, performans, fluxus, happening gibi birçok akımın da temellerini oluşturdu.
No. 5, 1948 (Türkçe: No: 5, 1948) Dünyanın en pahalı resminin altında 20. yüzyıl sanatının en önemli isimlerinden biri olan, soyut dışavurumcu ABD'li ressam Jackson Pollock'ın imzası yer alıyor. Pollock, boya karıştırma, fırça kullanımı gibi alışılagelen resim tekniklerini, uygulamalarını bir kenara atarak kendi icadı damlatma tekniğiyle resimler yapıyordu. Sanatçının dünyaca ünlü "No: 5" tablosu 2006 yılında 140 milyon dolara Meksikalı işadamı David Martinez tarafından satın alındı.1948 tarihli tabloyu Pollock, Long Island'daki stüdyosunda yapmış. Pollock, boya karıştırma, fırça kullanımı gibi alışılagelen resim tekniklerini, uygulamalarını bir kenara atarak kendi icadı damlatma tekniğiyle resimler yapıyordu. Yere serdiği dev boyutlardaki tuval bezlerine hareketlerle boyayı damlatıyor, fırlatıyordu. 1.2 x2.4 metre ebatlarındaki “No: 5”i bu teknikle ortaya koymuş sanatçı. Resmin üzerindeki her bir boya bir hareketin, şiddetin, haykırışın sembolü gibi adeta. Pollock'ın sanat tarihine kattığı bu teknik, beden sanatı, süreç sanatı, performans, fluxus, happening gibi birçok akımın da temellerini oluşturdu.
Le Rêve (Türkçe: Rüya) 

                                    
                                    İspanyol sanatçı Pablo Picasso'nun en ünlü tablolarından "Rüya / Le Rêve" (1932) 155 milyon dolara satıldı. Picasso'nun 1932 yılında yaptığı, o dönemki metresi Fransız Marie-Thérese Walter'i uyurken resimlediği "The Dream / Rüya" isimli tablosu, kişiler arası anlaşmayla 155 milyon dolara satıldı. Eseri, SAC Capital Advisors LP'nin sahibi Steven Cohen, kumarhane sahibi Steve Wynn'den satın aldı. Kumarhane sahibi Steve Wynn'ın koleksiyonunda yer alan tabloyu Wynn 2006 yılında Steven Cohen'e 139 milyon dolara satmak istemiş; ancak Wynn yüzünden meydana gelen küçük bir hasardan dolayı satış ertelenmiş, Cohen yine de tabloyu satın almaktan vazgeçmemişti. 

 1932 tarihli tabloyu 139 milyon dolara satmak için geçen ay bir anlaşma imzalayan Wynn, devir teslim işlemleri tamamlanmadan önce eseri son bir kez arkadaşlarına göstermek istedi. Ancak Wynn, arkadaşlarına tablo ile ilgili bilgi verirken yanlışlıkla dirseğini tuvale çarptı ve tabloda madeni para büyüklüğünde bir delik açtı. Wynn, bu olay üzerine satışı iptal ettiğini, tabloyu onartacağını söyledi. Tablonun yırtılmasına tanık olan ABD'li yönetmen Nora Ephron şöyle konuştu: "Wynn'in dirseği tabloya çarptığı anda güm diye korkunç bir ses çıktı ve tabloda bozuk para büyüklüğünde bir delik oluştu. Wynn, önce 'Ne yaptım ben?' ardından da 'Neyse ki bunu yapan bendim” dedi.

 Hasar restorasyonundan sonra satış 16 milyon dolar zamla gerçekleşti. Dünyanın en önemli koleksiyonerlerinden biri olan Steven Cohen'in koleksiyonunda Van Gogh'dan Manet'ye, Picasso'dan Cezanne'a Warhol'a kadar pek çok ismin eseri bulunuyor.
Le Rêve (Türkçe: Rüya) İspanyol sanatçı Pablo Picasso'nun en ünlü tablolarından "Rüya / Le Rêve" (1932) 155 milyon dolara satıldı. Picasso'nun 1932 yılında yaptığı, o dönemki metresi Fransız Marie-Thérese Walter'i uyurken resimlediği "The Dream / Rüya" isimli tablosu, kişiler arası anlaşmayla 155 milyon dolara satıldı. Eseri, SAC Capital Advisors LP'nin sahibi Steven Cohen, kumarhane sahibi Steve Wynn'den satın aldı. Kumarhane sahibi Steve Wynn'ın koleksiyonunda yer alan tabloyu Wynn 2006 yılında Steven Cohen'e 139 milyon dolara satmak istemiş; ancak Wynn yüzünden meydana gelen küçük bir hasardan dolayı satış ertelenmiş, Cohen yine de tabloyu satın almaktan vazgeçmemişti. 1932 tarihli tabloyu 139 milyon dolara satmak için geçen ay bir anlaşma imzalayan Wynn, devir teslim işlemleri tamamlanmadan önce eseri son bir kez arkadaşlarına göstermek istedi. Ancak Wynn, arkadaşlarına tablo ile ilgili bilgi verirken yanlışlıkla dirseğini tuvale çarptı ve tabloda madeni para büyüklüğünde bir delik açtı. Wynn, bu olay üzerine satışı iptal ettiğini, tabloyu onartacağını söyledi. Tablonun yırtılmasına tanık olan ABD'li yönetmen Nora Ephron şöyle konuştu: "Wynn'in dirseği tabloya çarptığı anda güm diye korkunç bir ses çıktı ve tabloda bozuk para büyüklüğünde bir delik oluştu. Wynn, önce 'Ne yaptım ben?' ardından da 'Neyse ki bunu yapan bendim” dedi. Hasar restorasyonundan sonra satış 16 milyon dolar zamla gerçekleşti. Dünyanın en önemli koleksiyonerlerinden biri olan Steven Cohen'in koleksiyonunda Van Gogh'dan Manet'ye, Picasso'dan Cezanne'a Warhol'a kadar pek çok ismin eseri bulunuyor.
No 1 (Royal Red and Blue)

                                    
                                    Soyut ekspresyonizm akımının önemli temsilcilerinden Rus asıllı Amerikalı ressam Mark Rothko'nun "No 1 (Royal Red and Blue)" adlı eseri, New York'ta yapılan açık artırmada 75 milyon dolara satıldı. Sotheby's Müzayede Evi'nde yapılan açık artırmada, Rothko'nun başyapıtlarından biri kabul edilen eser, adının açıklanmasını istemeyen bir koleksiyoncu tarafından satın alındı. Eserin, 35-50 milyon dolara alıcı bulması bekleniyordu. Eser, Rothko'nun 1954 yılında Chicago'daki Sanat Enstitüsü'nde düzenlediği solo gösterisinde sergilenmesi için seçtiği 8 çalışmasından biriydi. Rothko'nun "Orange, Red, Yellow" adlı eseri, Mayıs 2011'de Christie's müzayede evinde 86,9 milyon dolara satılarak şimdiye kadarki en pahalı çağdaş sanat eseri olmuştu.
No 1 (Royal Red and Blue) Soyut ekspresyonizm akımının önemli temsilcilerinden Rus asıllı Amerikalı ressam Mark Rothko'nun "No 1 (Royal Red and Blue)" adlı eseri, New York'ta yapılan açık artırmada 75 milyon dolara satıldı. Sotheby's Müzayede Evi'nde yapılan açık artırmada, Rothko'nun başyapıtlarından biri kabul edilen eser, adının açıklanmasını istemeyen bir koleksiyoncu tarafından satın alındı. Eserin, 35-50 milyon dolara alıcı bulması bekleniyordu. Eser, Rothko'nun 1954 yılında Chicago'daki Sanat Enstitüsü'nde düzenlediği solo gösterisinde sergilenmesi için seçtiği 8 çalışmasından biriydi. Rothko'nun "Orange, Red, Yellow" adlı eseri, Mayıs 2011'de Christie's müzayede evinde 86,9 milyon dolara satılarak şimdiye kadarki en pahalı çağdaş sanat eseri olmuştu.
Interchange

                                    
                                    Eylül 2015'de 302 milyon $'a el değiştiren Willem de Kooning'in İnterchange (İnterchanged) tablosu, aynı yılın başlarında yine 300 milyon $'a satılan Gauguin'in yukarıdaki tablosunun rekorunu egale etmişti. 

 Willem de Kooning Hollanda'nın Rotterdam şehrinde dünyaya gelmiş soyut dışavurumcu ressamdı. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından, de Kooning Soyut dışavurumculuk, New York okulu ve Hareket resmi olarak anılan bir tarzda resim yapmaya başladı. Bu ekolün gelişiminde rol oynayan diğer sanatçılar arasında Jackson Pollock, Franz Kline, Arshile Gorky, Mark Rothko, Hans Hofmann, Robert Motherwell, Philip Guston ve Clyfford Still de vardı.

 Alzheimer hastalığı teşhisi konan ressam, eşi Elaine'in 1 Şubat 1989'daki vefatının ardından kızı Lisa ve avukatı John Eastman'ın koruyuculuğu altında yaşamına devam etti. 1989'un başına kadar tarzını geliştirmeye devam eden sanatçının eski dönem çalışmaları yüksek fiyatlara alıcı bulmaya başladı. Sotheby's müzayedelerinde, 1987 yılında, 1944 senesinde yaptığı Pink Lady 3.6 milyon dolara, 1989'da ise Interchange (1955) 20.6 milyon dolara alıcı bulmuştu. Fakat söz konusu tablo 302 milyon dolara 2015 yılında el değiştirdi ve en pahalı tablo oldu.
Interchange Eylül 2015'de 302 milyon $'a el değiştiren Willem de Kooning'in İnterchange (İnterchanged) tablosu, aynı yılın başlarında yine 300 milyon $'a satılan Gauguin'in yukarıdaki tablosunun rekorunu egale etmişti. Willem de Kooning Hollanda'nın Rotterdam şehrinde dünyaya gelmiş soyut dışavurumcu ressamdı. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından, de Kooning Soyut dışavurumculuk, New York okulu ve Hareket resmi olarak anılan bir tarzda resim yapmaya başladı. Bu ekolün gelişiminde rol oynayan diğer sanatçılar arasında Jackson Pollock, Franz Kline, Arshile Gorky, Mark Rothko, Hans Hofmann, Robert Motherwell, Philip Guston ve Clyfford Still de vardı. Alzheimer hastalığı teşhisi konan ressam, eşi Elaine'in 1 Şubat 1989'daki vefatının ardından kızı Lisa ve avukatı John Eastman'ın koruyuculuğu altında yaşamına devam etti. 1989'un başına kadar tarzını geliştirmeye devam eden sanatçının eski dönem çalışmaları yüksek fiyatlara alıcı bulmaya başladı. Sotheby's müzayedelerinde, 1987 yılında, 1944 senesinde yaptığı Pink Lady 3.6 milyon dolara, 1989'da ise Interchange (1955) 20.6 milyon dolara alıcı bulmuştu. Fakat söz konusu tablo 302 milyon dolara 2015 yılında el değiştirdi ve en pahalı tablo oldu.
Nafea Faa Ipoipo (Türkçe: Benimle Ne Zaman Evleneceksin?)

                                    
                                    İsviçreli koleksiyoner Rudolf Staechelin'ın sahibi olduğu 1892 tarihli Gauguin'in Nafea Faa Ipoipo? (Benimle Ne Zaman Evleneceksin?) tablosunu 2015 yılının Şubat ayında Katar Emirliği 300 milyon dolar ödeyerek satın aldı. Bu meblağ o tarihe kadar bir sanat eserine verilen en yüksek fiyat olmuştu. Fakat rekoru kaybetmesi de uzun sürmedi…

Henri Paul Gauguin, boş zamanlarında resim yapan bir borsacı, sonradan dünyaca ünlü olan bir Post-Empresyonist Fransız bir ressam. Gaugin'in, iş hayatında yaşadığı başarısızlıklar onu tüm zamanını resim yapmaya yöneltir. Gauguin, Camille Pissarro ile arkadaşlık kurması sanatında ilerleme sağlar. 1881-1882 yılları arasında düzenlenen Empresyonist sergilerde eserleri sergilenir. Bir süre yazları Pissarro ve Paul Cezanne ile resim yapar. 

Eğer Gauguin'in Nafea Faa Ipoipo? (Benimle Ne Zaman Evleneceksin?) tablosunu yorumlamak gerekirse birkaç cümleyle şöyle özetleyebiliriz: Resim ön ve orta zemin, yeşil, sarı ve mavi alanlarında inşa edilmiş. Geleneksel kıyafetler giymiş bir kadın ön ve orta eşiğe yerleştirilmiş. Onu arka planda yüksek boyunlu pembe bir elbise giymiş karakteristik bir kadın tamamlamış. Ön plandaki kadın uzanıyor, yüz özellikleri stilize ve basitleştirilmiş. Arka plandaki kadın figürü sarı-lacivertli alanı ile aynı hizada. Yüzü bireysel özellikleri ile boyanmış ve görüntünün merkezini temsil ediyor. Elbisesi pembe renk, diğer renklerden açıkça farklı. Aslında “Ne zaman evleneceksin?” tablosundaki renkler değil, oradaki kızın kulağına takılı olan beyaz çiçek esas konunun kaynağı. Tahiti'de evlenecek olan kızların kendini göstermesi için böyle bir gelenek var ve Gauguin bunu resmetmişti. Ve o gün, Gauguin bu tabloyu bitirdiğinde bırakın bugün 300 milyon dolara satılacağını, ünlü bir ressam olacağını hayal bile edemezdi. O da tıpkı sıradan ressamlar gibi öldükten sonra eserleri kıymetli olmuş bir Fransız ressam. Gauguin mali açıdan kötü durumda olduğu için taze balık ve meyve için tropik bir adada yaşamak amacıyla Tahiti'ye gitti. Üstelik bir ressam olarak çok da tanınmadı. Gauguin, 1897'de Punaauia'ya taşınır, burada da en önemli eseri olan 'Where Do We Come From' adlı tablosunu yapar. Hayatının geri kalanını Markiz Adaları'nda geçirir. 1903 yılında kilise ve hükümetle ile yaşadığı bir problem sebebiyle 3 ay hapse mahkum olur ancak hapse giremeden hastalanarak 54 yaşında ölür. 

Paul Gauguin'in çalışmalarına olan rağbet ölümünün hemen ardından sonra olur. Çalışmalarının birçoğu Rus koleksiyoncu Sergei Shchukin tarafından toplanır. Koleksiyonun bir kısmı Pushkin Müzesi'nde sergilenmektedir. Gauguin'in eserleri nadiren satılığa çıkarılmakta ve fiyatları ortalama olarak 39,2 milyon dolara kadar ulaşmaktadır. Gauguin diğer birçok ressamı özellikle de Arthur Frank Mathews'u etkilemiştir. 

 Dünyadaki sanat simsarlarının bugünün dünyanın en ünlü ressamlarının sadece günlük ihtiyaçlarını karşılayarak onlara eserler yaptırdıkları biliniyor. Yani bu işten hiçbir zaman sanatçılar karlı çıkmadı. Sanatçıyı en az maliyetle ve en çok işçilikle çalıştıran sanat simsarları bu işin en çok kazananını oldu.
Nafea Faa Ipoipo (Türkçe: Benimle Ne Zaman Evleneceksin?) İsviçreli koleksiyoner Rudolf Staechelin'ın sahibi olduğu 1892 tarihli Gauguin'in Nafea Faa Ipoipo? (Benimle Ne Zaman Evleneceksin?) tablosunu 2015 yılının Şubat ayında Katar Emirliği 300 milyon dolar ödeyerek satın aldı. Bu meblağ o tarihe kadar bir sanat eserine verilen en yüksek fiyat olmuştu. Fakat rekoru kaybetmesi de uzun sürmedi… Henri Paul Gauguin, boş zamanlarında resim yapan bir borsacı, sonradan dünyaca ünlü olan bir Post-Empresyonist Fransız bir ressam. Gaugin'in, iş hayatında yaşadığı başarısızlıklar onu tüm zamanını resim yapmaya yöneltir. Gauguin, Camille Pissarro ile arkadaşlık kurması sanatında ilerleme sağlar. 1881-1882 yılları arasında düzenlenen Empresyonist sergilerde eserleri sergilenir. Bir süre yazları Pissarro ve Paul Cezanne ile resim yapar. Eğer Gauguin'in Nafea Faa Ipoipo? (Benimle Ne Zaman Evleneceksin?) tablosunu yorumlamak gerekirse birkaç cümleyle şöyle özetleyebiliriz: Resim ön ve orta zemin, yeşil, sarı ve mavi alanlarında inşa edilmiş. Geleneksel kıyafetler giymiş bir kadın ön ve orta eşiğe yerleştirilmiş. Onu arka planda yüksek boyunlu pembe bir elbise giymiş karakteristik bir kadın tamamlamış. Ön plandaki kadın uzanıyor, yüz özellikleri stilize ve basitleştirilmiş. Arka plandaki kadın figürü sarı-lacivertli alanı ile aynı hizada. Yüzü bireysel özellikleri ile boyanmış ve görüntünün merkezini temsil ediyor. Elbisesi pembe renk, diğer renklerden açıkça farklı. Aslında “Ne zaman evleneceksin?” tablosundaki renkler değil, oradaki kızın kulağına takılı olan beyaz çiçek esas konunun kaynağı. Tahiti'de evlenecek olan kızların kendini göstermesi için böyle bir gelenek var ve Gauguin bunu resmetmişti. Ve o gün, Gauguin bu tabloyu bitirdiğinde bırakın bugün 300 milyon dolara satılacağını, ünlü bir ressam olacağını hayal bile edemezdi. O da tıpkı sıradan ressamlar gibi öldükten sonra eserleri kıymetli olmuş bir Fransız ressam. Gauguin mali açıdan kötü durumda olduğu için taze balık ve meyve için tropik bir adada yaşamak amacıyla Tahiti'ye gitti. Üstelik bir ressam olarak çok da tanınmadı. Gauguin, 1897'de Punaauia'ya taşınır, burada da en önemli eseri olan 'Where Do We Come From' adlı tablosunu yapar. Hayatının geri kalanını Markiz Adaları'nda geçirir. 1903 yılında kilise ve hükümetle ile yaşadığı bir problem sebebiyle 3 ay hapse mahkum olur ancak hapse giremeden hastalanarak 54 yaşında ölür. Paul Gauguin'in çalışmalarına olan rağbet ölümünün hemen ardından sonra olur. Çalışmalarının birçoğu Rus koleksiyoncu Sergei Shchukin tarafından toplanır. Koleksiyonun bir kısmı Pushkin Müzesi'nde sergilenmektedir. Gauguin'in eserleri nadiren satılığa çıkarılmakta ve fiyatları ortalama olarak 39,2 milyon dolara kadar ulaşmaktadır. Gauguin diğer birçok ressamı özellikle de Arthur Frank Mathews'u etkilemiştir. Dünyadaki sanat simsarlarının bugünün dünyanın en ünlü ressamlarının sadece günlük ihtiyaçlarını karşılayarak onlara eserler yaptırdıkları biliniyor. Yani bu işten hiçbir zaman sanatçılar karlı çıkmadı. Sanatçıyı en az maliyetle ve en çok işçilikle çalıştıran sanat simsarları bu işin en çok kazananını oldu.
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >