Sami Yusuf’un hayatını değiştiren tek cümle: “Pek çok kişi tamamen unutulacağımı söyledi”

Yıllar sonra Türkiye’ye gelen dünyaca ünlü sanatçı Sami Yusuf, hayatının dönüm noktasının Amerikalı hocasından aldığı öğütle başladığını açıkladı. Kariyerinin zirvesindeyken aldığı bu riskli karar, onun müziğini ve hayatını kökten değiştirdi. Yeni albüm lansmanı için İstanbul’u seçen Yusuf, hem hayalini hem de Filistin’e dair mesajını GZT Alfa YouTube kanalında anlattı.
Yıllar sonra neden İstanbul’da?
Dünyaca ünlü sanatçı Sami Yusuf, 10 yıl aradan sonra yeniden Türkiye’de… Yeni albümünün ön gösterimini neden özellikle İstanbul’da yapmayı tercih ettiğini ise şu sözlerle açıkladı:
“Ben İngiliz’im ama aynı zamanda Azerbaycanlıyım, Türküm, Doğuluyum ve Batılıyım. Çocukluğumdan beri birçok kültürden etkilendim. Bugün bu çeşitliliği en iyi yansıtan ülke Türkiye. Bu yüzden lansmanı burada yapmak, doğal bir tercihti.”
Sanatçıya göre Türkiye, yalnızca coğrafi olarak değil, kültürel anlamda da Doğu ile Batı’nın kesişim noktası. Anadolu topraklarının taşıdığı derinlik, onu bir konser mekânından öte, bir kimlik ve maneviyat buluşması alanına dönüştürüyor.
Sami Yusuf bu seçimin gerekçesini daha da açarak Türkiye’nin kültürel mirasını işaret etti:
“Halılarınızda bile sanat var. Hat sanatında, mimaride, ebruda… Her şeyde geleneksel bir ruh var. Burası sadece bir ülke değil, hem Batı’nın inceliklerini hem de Doğu’nun derinliğini taşıyan bir kültür hazinesi. Ve ben bu dengeyi kendi müziğimde de yaşatmaya çalışıyorum.”
Ekibini nasıl oluşturdu?
Sami Yusuf, 74 kişilik dev orkestrasını tesadüfen değil, titiz bir araştırma ve uzun yıllara yayılan bağlantılar sayesinde kurduğunu anlattı. “Tüm bu harika müzisyenleri bir araya getirmek aslında araştırmaların, bağlantılar kurmanın ve birlikte çalışmanın bir sonucu” diyen Yusuf, ekibinin zamanla organik olarak büyüdüğünü, yeni müzisyenlerin tavsiyeleriyle zenginleştiğini belirtiyor.
Orkestra; Azerbaycan, Endülüs, Fas, hatta Çin’den gelen sanatçılardan oluşuyor. Böylece Doğu ve Batı’yı, farklı kültürleri tek bir sahnede buluşturabiliyor. Bu süreçteki rolünü ise şöyle tanımlıyor:
“Benim rolüm daha çok besteci olarak yönlendirmek. Şarkı söylemekte ısrar etmem. Bu biraz da Michelin şefinin tarifini dengelemek gibidir. Önemli olan uyum ve kompozisyondur.”
Orkestra; Azerbaycan, Endülüs, Fas, hatta Çin’den gelen sanatçılardan oluşuyor. Böylece Doğu ve Batı’yı, farklı kültürleri tek bir sahnede buluşturabiliyor. Bu süreçteki rolünü ise şöyle tanımlıyor:
“Benim rolüm daha çok besteci olarak yönlendirmek. Şarkı söylemekte ısrar etmem. Bu biraz da Michelin şefinin tarifini dengelemek gibidir. Önemli olan uyum ve kompozisyondur.”
Hayatını değiştiren hoca
Kariyerinin zirvesindeyken Amerikalı hocasından aldığı bir öğüt, Sami Yusuf’un tüm hayatını değiştirdi: “Amerika’daki hocam bana hayatımın yönünü değiştiren tek bir nasihat verdi: ‘Geleneksel müziğe yönel, o yolu takip et.’ dedi. Pek çok kişi bunun bir risk olduğunu düşündü, tamamen unutulacağımı söylediler. Ve maddi olarak da kariyerimin zirvesinde olduğum bir dönemdi. Ama kalbimin derinliklerinde bunu yapmam gerektiğini söyleyen bir his vardı, bunun kaderim olduğunu biliyordum.”

Sanatçı, bu karar sayesinde bugün hâlâ kültürel sürdürülebilirliği destekleyen bir müzik anlayışıyla yoluna devam ettiğini belirtti:
“Sanat, ruhla yapılan iştir. Eğer yaptığınız şey kalpten gelmiyorsa sürdürülebilir değildir.”
Sanatçı, hocasının sözlerini hâlâ unutamadığını da ekliyor:
“Bana ‘Kaç albüm satıyorsun?’ diye sordu. Ben de kabaca bir rakam söyledim. O ise ‘Onun bir kısmını sat ama geleneksel müziği takip et’ dedi. Bu sözlerini hâlâ hatırlıyorum. İşte bu yüzden bir hocaya, bir rehbere sahip olmak çok önemli; sizi ticari kaygılarla değil, hakikatle yönlendiren birine.”
Milyonlara ulaşan pop şarkılar değil de neden geleneksel müzik?
Eserlerinde Doğu ve Batı esintilerini sıklıkla gördüğümüz Yusuf, denge kavramının öneminden bahsetti.
“Denge kelimesi çok önemli. Denge, saygıdan doğar. Benim için geleneksel müzik yalnızca dinlenecek değil, yaşanacak bir şeydir. Ve bu sese her zaman kutsal bir bileşen gözüyle bakarım.”

Sami Yusuf'a göre bu yaklaşım, Yunus Emre, Mevlana ve Kaygusuz Abdal gibi büyük isimlerin sözlerine duyulan derin hürmetten geliyor. “Kimliğimiz, kim olduğumuzun bilinci, dilimizin kendisi sanat ve şiir üzerine kuruludur” diyerek, eserlerinde de her zaman geleneksel enstrümanları tercih ettiğini vurguluyor.
“Müzik sabır ister, tüketim değil”
Sami Yusuf, günümüz müzik endüstrisinin ticari kaygılar üzerine kurulu olduğunu söylerken asıl meselenin geleneksel müziği korumak olduğunun altını çiziyor:
“Pop müzik her yerde, alışveriş merkezlerinde bile. Ama gençlerin klasik müzik söylemesi bana umut veriyor. Geleneksel müzik korunmazsa geriye saf bir karanlık kalır. Bizim dilimizi, kimliğimizi ayakta tutan Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Pir Sultan Abdal gibi büyük şairlerin sözleridir. Tıpkı İtalyanca’nın Dante sayesinde yaşaması gibi… Müzik ve şiir toplumun dokusudur, kim olduğumuzun özüdür.”

Sanatçıya göre modern dinleyicinin kulağını eğitmesi de önemli ve artık bu durum zaman alıyor:
“Spotify’daki beş saniyelik kancalara değil, sabır isteyen eserlere kulak vermeliyiz. İlk başta yoğun gelir ama tekrar ettikçe kalbinize işler. Genç nesil için çok umutluyum, çünkü kültürlerini yeniden kucaklamak istiyorlar.”
Filistin: “Bu sadece bir savaş değil, kültürel soykırım”
Dünyaca ünlü sanatçı Sami Yusuf, Filistin’de yaşananlara dair neler yapılabilir sorusuna ise şu sözleriyle yanıt verdi:
“Bu sadece bir insani kriz değil, aynı zamanda bir kültür soykırımıdır. Müziğin, mirasın, ezgilerin yok edilmesi, bir halkın tamamen silinmesidir. Gazze’de çadırlarda yaşayan müzisyenlerle iletişimdeyim. Onları desteklemek, seslerini yaşatmak benim sorumluluğum.”
Bu sözlerinin ardından herkesin elinden geleni yapması gerektiğini vurgulayarak çok zor bir durumun içinde bulunduğumuzu söyledi.
Hayali: Türk gençlerine Yunus Emre’yi ezberletmek
Sami Yusuf, en büyük hayalini de GZT Alfa YouTube kanalında şu sözlerle açıkladı:
“Doğrusunu söylemek gerekirse, en büyük hayalim Türkiye’de bir gencin çocuğunun Yunus Emre’nin şiirini öğrenmesine vesile olmak. Bu, benim için bir şeref. Geleneksel sanatçının rolü, dili ve kültürü yaşatmak, zincire yeni halkalar eklemektir. Türkiye’de bu gelenek hâlâ yaşıyor.”
Gençlere mesajı
Sami Yusuf, röportajın sonunda gençlere yönelik güçlü bir mesaj verdi:
“Başarı sadece rakamlarla ölçülmez. Kimliğinizi, kültürünüzü ve değerlerinizi sahiplenmek en büyük yatırımdır. Gençlerin kendi kültürlerine yeniden sahip çıkmaları en büyük hayalim.”


