2. Dünya Savaşı'ndan kalma sığınağın konuta dönüşümü!

ÖMER TALHA UĞUR
Abone Ol

Corstorphine & Wright, 2. Dünya Savaşı’ndan kalma bir yeraltı sığınağını lüks bir tatil konutuna dönüştürdü. Cephe duvarında silah patlamasından geriye kalmış bir boşluğu andıran, iç mekana ışık sağlayan organik formda bir açıklık tasarlandı. Dönüşüm, sığınağın özgün dokusu ve karakteri korunarak gerçekleştirildi.

Yeraltı sığınağı 1939'ta inşa ediliyor.

Konutun odağında bomba hasarını andıran bir açıklık yer alıyor.

Yeraltı sığınağı, Kraliyet Hava Kuvvetleri tarafından 2. Dünya Savaşı sürecinde uçakları tespit ve takip etmek için geliştirilen kıyı erken uyarı radar sistemi “Chain Home”un bir parçası olarak 1939’ta inşa ediliyor. Birleşik Krallık’ın güneybatı sahilindeki Dorset kontluğuna bağlı Ringstead köyü yakınında konumlanıyor. Toprağa gömülü olan yapı, Manş Denizi'ne bakıyor. Sığınak, tarihi öneminin yanında Dorset Olağanüstü Doğal Güzellik Bölgesi içerisinde yer alıyor.

Ön cephe doğrudan peyzaja bağlanıyor.

Geniş açıklık sayesinde iç mekan aydınlanıyor.

Mülk sahipleri, arazilerinde bir dizi terk edilmiş yeraltı sığınağı olduğunu keşfetmesinin ardından birini işlevsel bir tatil konutuna dönüştürmek istiyor. Yerleşimden uzak ve unutulmuş tarihi eserin dönüştürülerek tekrar kullanılması hedefleniyor. Corstorphine & Wright, mülk sahiplerine hem kendilerinin yaşayabileceği hem kiralayabilecekleri bir alan geliştiriyor ve yapının tarihini vurguluyor.

Geniş doğramalar görüşü kesmiyor.

Yatak odasının ayrı bir açıklığı olmadığı için cam doğrama kullanılarak gün ışığı alması sağlanıyor.

Planlama sürecinde, tarihi sığınağın 2. derecede listelenmesinin ardından Koruma Görevlileri ve Miras Danışmanları ile çalışılıyor. Corstorphine & Wright, mevcut yapının neredeyse tamamını korumak ve tarih dokuyu sürdürmek için yapı mühendisi Symmetris ile işbirliği yapıyor.

Temel ihtiyaçlara karşılık veren kompakt bir mutfak tasarlanıyor.

Giriş kısmı toprak ve peyzaj ile gizleniyor.

Sığınağın dönüşüm projesi, yapının geçmişine odaklanıyor. Orijinal doku ve mekan hissi mümkün olduğu kadar korunuyor. Yapının sahip olduğu tarihin ve tarihsel önemin, konaklayan kişiler tarafından algılanması ve hissedilmesi amaçlanıyor. Orijinal bütünlüğü korumak için sığınağın tarihi düzeni büyük ölçüde aynı kalıyor ve beton duvarlar açıkta bırakılıyor. Bir sığınakta kalındığı bilincinin oluşması hedefleniyor.

İkinci yatak odası için küçük bir açıklık oluşturuluyor.

Konut kırsal bir alanda konumlanıyor.

Sığınağın orijinal beton yapısı korunarak yalıtım yapılıyor ve su geçirmez hale getiriliyor. Sığınağın üstünü ve çevresini örten toprak katmanı tamamen kaldırılıyor. Sonrasında yapı tekrar toprak ile örtülüyor ve bitkilendirme yapılıyor. En son durumda sığınağın toprağa gömülü yapısı korunuyor.

Konutun çevresini büyük ağaçlar çevreliyor.

Banyo, sığınak kurgusuna uyum sağlayacak şekilde geliştiriliyor.

Yalıtım uygulaması ve yapının tekrar toprak ile örtülmesi sayesinde termal kütleye sahip ve iyi yalıtılmış bir kabuk elde ediliyor. İç mekanları ısıtmak için gereken enerji ihtiyacı azalıyor. Toprak katmanının üzerindeki bitki örtüsü su emilimi yaparak izolasyona katkı sağlıyor.

Ön kısımda küçük bir teras bulunuyor.

Açıklık, Ringstead Körfezi manzarasına açılıyor. Asıl işlevi havalandırma olan iki baca ışıklık olarak dönüştürülüyor.

Açıklık oluşturulan duvarda hasarlı beton dokusu bırakılıyor.

Doğrama cephenin iç kısmına yerleştiriliyor ve gelişigüzel açılan duvar serbest bırakılıyor.

İç mekanda beton yüzeyler ham şekilde bırakılıyor. Zemine ısıtma sistemi yapılıyor ve tekrardan cilalı beton yüzey oluşturuluyor. Mutfak ve banyo alanlarında asgari derecede ihtiyaç duyulan sabit mobilyalar ve kaplamalar yapılıyor. Elektrik tesisatı, metal borular ile açık şekilde uygulanıyor. İç mekanda ve cephede metal doğramalar kullanılıyor.

Yeraltı sığınağı savaş sonrasında terk ediliyor ve projeye kadar uzun yıllar boyunca atıl durumda kalıyor.

Çevredeki doğallık korunarak sığınağın gizli karakteri sürdürülüyor.

76 m² büyüklüğündeki sığınak içerisinde iki yatak odası, mutfak, banyo ve merkezi yaşam alanı bulunuyor. Sığınağın oda düzeni odun sobası, oturma yeri ve yemek masası içeren merkezi yaşam alanının etrafında şekilleniyor. Girişte hole bağlanan bir mutfak alanı bulunuyor. Girişin holü doğrudan merkezi yaşam alanına açılıyor. Ana yatak odası yaşam alanından cam bir kapı ile ayrılıyor. İkinci yatak odası ve banyoya, merkezi alana bağlanan ortak bir holden erişiliyor. İkinci yatak odasına ışık sağlamak için küçük bir bomba hasarına benzeyen bir açıklık daha oluşturuluyor.

Betonda yerel Portland taşı kullanıldığı ve bu nedenle sıcak tonlara sahip olduğu tahmin ediliyor.

Proje ilk olarak Lipton Plant Architects tarafından tasarlanıyor. Stüdyonun Corstorphine & Wright ile birleşmesiyle proje bu şekilde sürdürülüyor ve tamamlanıyor.

Hava karardığında iç mekandaki ışıklar açıklığın formunu ortaya çıkarıyor.

Konut tamamen çevresindeki peyzaj içerisinde saklı duruyor.

Konut Manş Denizine bakıyor.

Giriş alanı.

Aslen baca olan delikler ışıklık olarak değerlendiriliyor.

Mutfağa ham ahşap sabit dolaplar yapılıyor.

Proje

The Bunker

Mimar

Corstorphine & Wright

Yıl2023
Konum

Ringstead, Dorset, Birleşik Krallık

Yüklenici

Eastments

İnşaat mühendisi

Symmetrys

Fotoğraf

Will Scott