Konser ve tiyatroların vazgeçilmez mekanı: İstanbul Açık Hava Tiyatrosu

İREM NUR KAYA
Abone Ol

İstanbul Açık Hava Tiyatrosu binası, 1946 yılında düzenlenen bir yarışma sonucunda Nahit Uysal ve Nihat Yücel tarafından tasarlanıyor. Antik Roma ve Yunan uygarlıklarındaki açık hava tiyatrolarından esinlenilen proje kurgusunda şehrin ihtiyaçları ve konumun getirdiği gereklilikler ile bu dönemlerden daha farklı bir tiyatro yapısı ortaya çıkıyor. Konser ve tiyatro gösterimlerine ev sahipliği yapan İstanbul Açık Hava Tiyatrosu, 4000 kişilik kapasitesiyle Harbiye’de seyircilerle buluşmaya devam ediyor.

İstanbul Açık Hava Tiyatrosu’nun havadan görünüşü, Kaynak: Kültür Envanteri.

Tiyatronun kökenleri insanların yaşadıkları olayları bedensel hareketleri ile anlatmasına dayandırılıyor ve ortaya çıkmasında dinsel törenlerin önemli olduğu vurgulanıyor. İlk örneklerinde insanların maskeler takarak farklı kimliklere büründüğü tiyatro, zamanla özel kostümlerin hazırlandığı, sahnenin tasarlandığı ve seyircilerin görsel ve akustik ihtiyaçlarını karşılayabilen mekanların kurgulandığı bir sanat haline geliyor. Kendine yeni bir kimlik üreten tiyatrolar; seyirci kapasitesine, oyunların sergilenme biçimine ve bulunduğu coğrafyanın özelliklerine göre farklı şekillerde mekansallaşıyor. Tiyatro dendiğinde pek çok kişinin aklına ilk olarak gelen açık hava tiyatroları, Antik Çağ’dan günümüze uzanan yolculuklarıyla modern tiyatrolara da ilham oluyorlar. Tiyatro mekanlarının gelişimi incelendiğinde ülkelerin tiyatroya bakışına göre farklı mekanlar kurgulandığı ve sergilenen oyunların da toplumun hayatına göre şekillendiği görülüyor. Örneğin Avrupa’da opera için dönemin zenginlerine hitap eden büyük ve ihtişamlı yapılar inşa ediliyor.

Yarışmaya katılan proje maketleri, Kaynak: Arkitekt dergisi.

Orta oyunu, meddah, Karagöz gibi daha geleneksel oyunların hakim olduğu Osmanlı Devleti’ndeyse son yüzyıllara doğru Batılılaşma hareketinin etkisiyle yeni oyun alanları kurgulanmaya başlanıyor. Tarihler 1847’yi gösterdiğinde Batılı anlamda ilk temsillerin yapıldığı Naum Tiyatrosu, Beyoğlu’nda seyircilerle buluşuyor. Avrupa’dan özellikle de İtalya’dan gelen toplulukların temsiller verdiği Naum, 1861’de çıkan yangında yok olmadan önce Padişah Abdülmecit’in de aralarında bulunduğu geniş bir kitleye hitap ediyor. Ömrü kısa bile olsa bu yapı diğer tiyatro ve opera yapılarının da önünü açıyor ve İstanbul’da farklı ölçeklerde pek çok yapı inşa ediliyor. Bu tiyatroların ilk ve önemli örneklerinden olan Ses Tiyatrosu, Yıldız Saray Tiyatrosu, Süreyya Operası ve İstanbul Açık Hava Tiyatrosu gibi tiyatrolar günümüze kadar ulaşmayı başarıyor.

Tiyatronun inşaatından bir fotoğraf, Kaynak: Söylemezoğlu Ailesi Arşivi, Salt Araştırma.

İstanbul’da kapalı alanda farklı ölçeklerde tiyatrolar inşa edilmiş olsa da açık havada temsillerin yapılabildiği bir tiyatro bulunmuyor. Bu eksiği kapatmak adına İstanbul Belediyesi 1946 yılında bir proje yarışması açıyor. Harbiye’de 2 numaralı parkta inşa edilecek Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nun yarışmasını Y. Mimar Nahit Uysal ve Y. Mimar Nihat Yücel’in birlikte hazırladıkları proje kazanıyor. Yarışmada Y. Mimar Leyla Turgut’un projesi ikinciliğe hak kazanırken, üçüncülük mükafatını Y. Mimar O. Bozkurt, Tuluğ Baytın ve Necdet Candaş’ın hazırladıkları proje kazanıyor. Bu yarışma ve dereceye giren projeler dönemin Arkitekt dergisinde çizimleriyle birlikte ilan ediliyor. Birincilik ödülü kazanan projenin temeli 15 Temmuz 1946’da atılıyor ve böylece İstanbul’un kent hafızasında büyük bir yer tutacak olan Açık Hava Tiyatrosu’nun inşa süreci başlıyor. 9 Ağustos 1947’de Kral Oidipus oyunu ile yapılan açılışta Dönemin Belediye Başkanı Lütfü Kırdar, bu tiyatro ile şehir hayatındaki büyük bir eksiğin kapatıldığı vurgusunu yapıyor.

Açık Hava Tiyatrosu’nun açılışında oynanan oyundan bir fotoğraf, Kaynak: Arkitekt dergisi.

Harbiye Açık Hava Tiyatrosu, Antik Çağ’da inşa edilen açık hava tiyatrolarındaki formlarından esinle tasarlanıyor. Yarışmada gelen projeler değerlendirilirken orkestra ile seyircilerin arasında uygun bir mesafe bırakılmış olması ve tiyatronun kolaylıkla doldurulup boşaltılabilmesi detaylarına dikkat ediliyor. İnşa edilmesine karar verilen bu yapıda projenin araziye konumlanma şekli, seyircilerin temsilleri uygun açılardan izleyebilmesi ve rüzgarla güneşten etkilenmeyecekleri bir planlama yapılması etkili oluyor. Proje uygulanırken sahne tekniği konusunda Ankara Devlet Konservatuarı eski rejisörü Carl Ebert’ten destek alınıyor. Sahnenin konumlandırılmasında ve derinliğinde bir sorun olmamasına rağmen seyircilerin bakış mesafesinde bir sorun olduğu fark edilince bu destek ile planlarda değişiklikler yapılıyor. Bu değişikliğin detayları Arkitekt dergisinde şöyle anlatılıyor: “Sahne ile seyirci mahalleri tamamile ayrılmış, seyirci bakış istikametleri tamamile sahneye tevcih edilmiştir. Araya, kısmen sahne altında kalmak üzere 80 kişilik bir orkestrayı alacak büyüklükte yer bırakılmıştır. Bununla seyirci anfisinin arasında bırakılan çimen saha tiyatronun aren'idir ve icabında sahne ile birleştirilebilir.”

Yarışmada üçüncü olan projenin çizimi, Kaynak: Arkitekt dergisi.

Farklı temsillerin yapılacağı düşüncesiyle daha değiştirilebilir şekilde düzenlenen sahnenin arkasında da kurgusal değişiklikler yapılıyor. İki ayrı blok olarak düzenlenen sahne arkasında iki kısmı birbirinden ayıracak dekorlar yerleştiriliyor ve gerekli durumlarda bu hareketli dekorlar kullanılarak sahnenin derinliği değiştirilebiliyor. Eğer geniş bir sahne istenmezse bu alan kale, bina veya istenen farklı bir şekle dönüştürülebiliyor. Ayrıca bu alanda çok oyunculu temsiller için yeterli sayıda oda olmadığı düşüncesiyle ilk projeden farklı olarak odaların sayısı artılıyor. Böylece kadın, erkek ve figüran, solist gibi temsilde rol alan farklı insanlara ayrı odalar sağlanabiliyor.

Açık Hava Tiyatrosu’nun planı, Kaynak: Arkitekt dergisi.

Proje başında 5000 kişilik olması planlanan tiyatro, geçirdiği değişiklikler sonrasında 4000 kişiyi ağırlayabilecek şekilde kurgulanıyor. Seyirci mahallerinin üstünde galeriler konumlandırılıyor. Tiyatroyu dışarısıyla ayıran bu alan aynı zamanda izleyicilerin perde aralarında hareketlerini kolaylaştırıyor. İzleyiciler bu alandan iki tarafa yerleştirilmiş büfelere ulaşabiliyorlar. Buna ek olarak girişin yanında gişeler, telefon ve memur odaları bulunuyor.

İstanbul Açık Hava Tiyatrosu kesiti ve sahne katı planı, Kaynak: Arkitekt dergisi.

Tiyatro’nun ilk halinin görünüşü, Kaynak: Arkitekt dergisi.

Seyirci mahallerinin ortasında sinema gösterilerini yaparken gerekli olan projeksiyonun yerleştirilebileceği bir alan kurgulanıyor. Farklı değişiklikler yapılan bu alan günümüzde ışık, ses gibi kontrollerin sağlandığı alan olarak kullanılıyor. Sahnesinde yaklaşık 300 oyuncunun rahatlıkla hareket edebildiği Açık Hava Tiyatrosu’nda bu oyuncuların sahneyi doldurup boşaltabilmesi için farklı geçit ve kapılar yerleştiriliyor. Sahne arkasındaki iki blok birbirinden ayrı kurgulanmış gibi gözükse de bu alanları sahne altından birleştiren bir geçit yer alıyor. Oyuncuların dinlenebilmesi için burada geniş bir mekan sağlanıyor ve ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir büfe de yine alana konumlandırılıyor. İki katlı olan bu sahne binasında oyuncu odaları, dinlenme mekanı ve büfe dışında makyaj alanları, terzi, orkestra şefi odası bulunuyor. Günümüzde Harbiye Açık Hava ya da Cemil Topuzlu Açık Hava olarak bilinen bu yapıda malzeme seçimi küfeki ve Uzunköprü taşından yana yapılıyor. Ahşapla kaplı olan oturma sıraları yerini zamanla plastik koltuklara bırakıyor.

Yapının günümüzdeki hali, Kaynak: iticket.com.tr.

İstanbul’un en geniş açık hava konserlerinin düzenlendiği ve tiyatro gösterimlerinin yapılabildiği Cemil Topuzlu Açık Hava’da Antik Yunan ve Roma tiyatrolarından esinlenilse de 105 derecelik yerleşimiyle bu iki dönemde yapılan klasik tiyatrolardan farklılaşıyor. Var olan bir eğime yerleşmesiyle antik tiyatrolarla benzerlik taşıyan tiyatronun sahnesi tam veya yarım daire biçiminde kurgulanmadığı için kendi koşullarına göre şekillendiği görülüyor. Nahit Uysal ve Nihat Yücel’in projelerinin ihtiyaçlar doğrultusunda değiştirildiği İstanbul Açık Hava Tiyatrosu, İstanbul’un kent hafızasındaki önemli yerini korumaya devam ediyor.

Açık Hava Tiyatrosu’nun açılışını duyuran haber, Kaynak: Tiyatro dergisi.wwwhizliresimhizliresim://.wwwwwwhizliresimwww://com

Proje

İstanbul Açık Hava Tiyatrosu

Yeri

Harbiye, İstanbul

Mimarı

Nahit Uysal & Nihat Yücel

Proje başlangıç yılı

1946

Proje tamamlanma yılı

1950