Kübizmin şehirlerdeki yansımaları

ECE BEGÜM KOKUDAL
Abone Ol

Kübizm mimaride; keskin uçlar, kesişen yüzeyler ve kristal biçimli yapı unsurlarıyla kendini gösterir. Kübizm akımının mimariyle olan kesişiminin, Avrupa’dan örneklerle anlatıldığı bu yazıya gelin birlikte bakalım.

1. Kara Madonna Evi - Josef Gočár

Kara Madonna Evi - Josef Gočár.

1912'de Josef Gočár tarafından inşa edilen yapı, Grand Cafe Orient adıyla dünyadaki tek kübist kafeye ev sahipliği yapıyor. Mimar, karakteristik kübizm deyimini esas olarak antre, çatı pencereleri ve merdiven korkuluğunda kullanıyor.

2. Meclis Sarayı - Le Corbusier

Hindistan'ın Chandigarh şehrinde yer alan bina, 1963’te tamamlandı.

Mimarinin ve kübizmin yüzeylerle kurduğu ilişkiyi vurgulayan Meclis Sarayı projesi, Le Corbusier tarafından tasarlandı. Boşluklarla biçimlendirilen kütle çeşitliliği; farklı bakış açıları sunuyor ve yüzeylerin çeşitliliğini vurguluyor.

Binanın cephesindeki ve formundaki geometrik şekillerin kompozisyonu.

3. Steinberg, Herrmann & Co. Şapka Fabrikası - Erich Mendelson

1920-1921 yıllarında tasarlanan yapı; 1921-1923 yılları arasında inşa edildi.

Steinberg, Herrmann & Co. Şapka Fabrikası’nın bulunduğu Luckenwalde kasabası, şapka üretimi açısından kritik bir bölgedir. Mendelson’un tasarım yaklaşımı, fonksiyonel üretim ve detayların estetiğini vurguluyor. 1930’larda yıkılan bina, 2006 ve 2011 yılları arasında restore edilerek yeniden kullanıma açılıyor ve Mendelssohn Hall olarak adlandırılıyor.

Çatının restore edildikten sonra içeriden görünüşü.

4. San Francesco d’Assisi al Fopponino kilisesi - Gio Ponti

Kilisenin alışılagelmişin dışındaki altıgen şekilli planının cepheye yansıması ile oluşturulan açıklıklar, kübizmin etkisini yansıtıyor.

Yapı, oluşturduğu meydan ile şehrin yoğun kısmına kamusal bir alan sağlıyor. Elmas şeklindeki ince ve dikey yarıklar, iç mekanda dikkat çeken bir ışık ve gölge deseni oluşturuyor. Bu dalgalanmalar ve yapıdaki geometrik çeşitlilik, kübist tarzın en belirgin özellikleri arasında yer alıyor.

6. Kovarovic Villası - Josef Chochol

Pencere pervazları ve çıtalarında kullanılan geometrik kompozisyonu, pencere duvarlarının iç bükey formları takip ediyor.

Kovarovic Villa adlı konut, Picasso ve Braque'den esinlenen mimar Josef Chochol'un bir projesidir. Temel geometrik formlardan oluşan cephe kompozisyonu, kübizmin belirgin özelliklerini taşıyor. Kübizmin etkileri sadece cephede değil, aynı zamanda bahçe ve çiçek tarhlarının düzeninde, hatta evin çitlerinde ve merdivenlerinde de görülmektedir.

Çitler ve merdivenler, faklı yönlere bakarak bahçeye çok yönlü bir perspektif kazandırıyor.

7. Hodek Apartmanı - Josef Chochol

Apartmanın cephesindeki geometrik geçişler.

1913-14 yıllarında inşa edilen apartman bloğunun, cephesindeki geometrik kompozisyon origamiyi andırıyor. Özellikle güneş ışığının en yoğun vakitlerinde ortaya çıkan gölgeler, farklı dinamik desenler oluşturuyor.

Hodek Apartmanı cephesinde, konsol çatı detaylarında ve pencere açıklıklarının altında bir elmas formunu anımsatan desenler gözlemleniyor. Kübizm akımının etkileriyle tasarlanan detaylar, cepheye dinamizm katıyor.

8. Jungmann Meydanı'ndaki Sokak Lambası - Emil KrÁlÍČek's

Kübist sokak lambası, çevre binalarla benzer renk ve materyallerden meydana geliyor.

Jungmann meydanını yenileyen Emil Kralicek, 1913 yılında meydan için sokak lambaları tasarlıyor. Bu sokak lambaları, üçgen bir prizmanın tekrarından oluşuyor. Lamba, kübizmin sadece çok katlı yapı ölçeğinde olmadığının; mobilya tasarımı gibi popüler alanlarda da dönemin estetik anlayışının nasıl etkilendiğinin bir göstergesidir.

9. Krystal Seramik Kutusu - Pavel Janak

Formda girinti ve çıkıntıların elde edilebilmesi için üçgen yüzeyler kullanılıyor.

Pavel Janak, şehir planlamasından mobilya tasarım ölçeğine kadar çalışan kübist mimarlardan biridir. Janak tarafından tasarlanan bu seramik kutu, kübist cephelerde görülen katlanmış kâğıda ve farklı mobilya ölçeklerinde kübist elmas şeklinin kullanımına bir örnek oluşturuyor.

10. Legio Bank Binası - Josef Gočár

Binanın lobi kısmının tavanı.

Josef Gocar Legio Bank Binası’nı tasarladıktan sonra yapı, 1921-23'te inşa ediliyor. Bina, Prag'daki Rondo kübizminin en önemli örneği olarak biliniyor. Dairesel geometriler, kompozisyonun en önemli parçalarını oluşturuyor. Cephedeki süslemelerden ahşap kapılara kadar binanın birçok detayında dairesel formlar görülüyor. Çatı yapısı, avluların atmosferini güçlü bir şekilde etkileyen üç dairesel şekilli eksenden oluşuyor.

Rondo kübizmi aynı zamanda Çek Art Deco’su olarak biliniyor. Binanın lobi kısmında bu akımın etkileri açıkça görülüyor.