Mimari bir başyapıt: Bodrum Sualtı Arkeoloji Enstitüsü

ULUÇ ALGAN
Abone Ol

Parçalı dokusuyla Bodrum Sualtı Arkeoloji Enstitüsü, mimar Turgut Cansever’in yapı ve tabiatı buluşturduğu, “mimari başyapıt” şeklinde nitelendirilebilecek bir tasarımı olarak dikkat çekiyor. Turgut Cansever ve kızı Feyza Cansever tarafından 1988 ile 1996 yılları arasında tasarlanan Bodrum Sualtı Arkeoloji Enstitüsü, Cansever’in Bodrum’da uygulanan dördüncü ve son projesi olarak karşımıza çıkıyor.

Sualtı Arkeoloji Enstitüsü, enstitü yapısının tonoz formlu örtüsü ve üzerindeki dairesel açıklık.

İki kez Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü kazanan mimar Turgut Cansever, INA (BRC)- Bodrum Araştırma Merkezi’nin ana binalarını kendine özgü mimari tarzında tasarlıyor. Farklı ülkelerde sualtı arkeolojisi kazı çalışmaları yürüten enstitünün asıl merkezi Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alıyor. Enstitünün Akdeniz’deki çalışmalarının merkezini ise Bodrum Sualtı Arkeoloji Enstitüsü teşkil ediyor. 1988 yılında, INA (The Institute of Nautical Archaeology) vizyonerlerinden oluşan küçük bir grubun, Bodrum’da antik Halikarnassos'un Helenistik surlarının hemen dışında, bir tepenin zirvesinde 10 dönümlük bir zeytinlik satın almasıyla projenin ilk adımı atılmış oluyor.Yapının inşası iki aşamada gerçekleşiyor. İnşaatın birinci aşamasında ofisler, yatakhane, ortak mutfak, özel misafir süiti, çizim odası, karanlık oda ve koruma tesisi yer alıyor. Ana bina ve yatakhanenin resmi açılışı ise Temmuz 1995 tarihinde gerçekleşiyor. İnşaatın ikinci aşamasında kütüphane, toplantı odası, bilgisayar merkezi ve servis birimleri inşa ediliyor. Bodrum Sualtı Arkeoloji Enstitüsü, toplamda dokuz adet tonozlu dikdörtgen birim ve yarı açık iç avlulardan meydana geliyor. Tonozlu birimler, ikisi uzun altısı kısa olmak üzere birbirine paralel bir şekilde konumlanıyor. Dokuzuncu birim ise, bu sekiz birime dikey olarak eklemleniyor ve birimleri birbirine bağlayan şekilde konumlanıyor.

Sualtı Arkeoloji Enstitüsü, pencere tasarım dili.

Enstitünün inşasının ikinci aşamasında gerçekleştirilen, iki katlı simetrik kütleler ve onları birbirine bağlayan tek katlı,düz betonarme çatılı kütleden oluşan konaklama birimi, enstitü yapısının tipik betonarme tonoz çatılı tavan yapısından farklılaşarak düz çatılı bir formda karşımıza çıkıyor. Konaklama birimleri avlularla enstitü yapısına bağlanıyor. Toplantı odası, bilgisayar merkezi ve kütüphane ise bir giriş mekânı ile enstitü yapısına eklemleniyor. Birbirinin tekrarı olan tonoz kabuklar, mekân organizasyonunun çatıdan kolaylıkla okunabilmesine imkân sağlıyor. Her bir mekânın, mekânsal bütünlüğün içerisinde kendi varlığını fark ettirmesini sağlayan etki, odaların ve koridorların tonoz bir çatı ile örtülü olması oluyor. Komplekste yer alan kütüphane yapısı da konaklama yapısı gibi enstitününkinden yine farklılaşarak düz betonarme çatısı ile dikkat çekiyor.

Üç normal kat ve bir asma kattan meydana gelen kütüphane, düşey olarak tasarlanırken topografyanın eğimli yapısından yararlanılıyor. İki katı bodrumda bulunan kütüphanenin son katı, giriş mekânı ile zemin katta bulunan enstitü yapısına eklemleniyor. Kütüphanenin, sualtı arkeolojisi alanında Türkiye’deki en geniş arşive sahip olduğu biliniyor.

nSualtı Arkeoloji Enstitüsü, enstitü yapısının basit geometrik formda cephesi.

Enstitü binası, konaklama birimi, kütüphane, toplantı odası ve servis alanlarından meydana gelen yapılar grubu, birbirinden farklı fonksiyonlara sahip, topoğrafyayla uyumlu yerleştirilmiş yapılar ve söz konusu birimlerin oluşturduğu yarı açık avlular ile Sualtı Arkeolojisi Enstitüsü, bir kompleks veya külliye şeklinde nitelendirilebiliyor. Kompleksin tasarımında, bulunduğu bölgenin kültürüne ve geçmiş mimarlıklarına ait referanslar büyük rol oynuyor. Ayrıca kompleksteki yapıların, topoğrafyayı değiştirmeden yerleşmesi ve iklim verilerine uygun yönlenmesi, kompleksteki her birimin kendi tektonik ifadesi, morfoloji ve mimari elemanların düzeni de tasarımda önemli role sahip diğer noktaları oluşturuyor.

Sualtı Arkeoloji Enstitüsü, enstitü yapısının avludan görünüşü.

Komplekste birçok yapı kütlesinin bir arada olması ve arazi üzerinde topoğrafya ile uyumlu bir şekilde parçacıl olarak konumlandırılması sonucu tasarımda zemin kat, merdiven ve duvar oluşumları ortaya çıkıyor. Kompleksteki birimlerin farklı kotlara konumlanması, toprağa gömülü bir zemin kat oluşumunu sağlıyor. Konaklama yapısının önündeki ağaç etrafında oturma alanı yer alıyor. Ağacın bulunduğu yerdeki kot, yapı giriş kotundan düşük olmasının doğrultusunda bu kot farkı, ağaç etrafında topoğrafyaya uyumlu oturma yerleri tasarlanmasına olanak sağlıyor ve oturma alanı yüksekliğinde duvarlar ortaya çıkıyor.

Sualtı Arkeoloji Enstitüsü, enstitü yapısının iç mekânı, koridordaki üst açıklıklar.

Sualtı Arkeoloji Enstitüsü.

Cansever’in eğimli arazide tasarladığı yapılardan Sualtı Arkeoloji Enstitüsü, topografya bağlamında irdelendiğinde, eğimli arazi tasarıma mekân çeşitliliği sağlıyor. Komplekste yer alan birimlere, topografya ile uyumlu bir şekilde farklı kotlardan ve yönlerden girişler tanımlanıyor. Böylece tasarımda çevresiyle bütünleşmiş bir yapı organizasyonu dikkat çekiyor. Tüm birimlerde görülen farklı yönlere açılma durumu, tüm komplekste yer alan farklı kotlardaki teraslara ulaşım sağlıyor. Komplekste yer alan birimlerin, topografyanın verileri ile konumlanıyor olması tasarımda, doğaya karşı gösterilen uyumu da gözler önüne seriyor.

Sualtı Arkeoloji Enstitüsü, enstitü yapısının avludan görünüşü.

Sualtı Arkeoloji Enstitüsü.

Enstitüye farklı girişler tasarlanırken topografyanın eğimli olmasından yararlanıldığı görülüyor. Bu yaklaşım ise yapıya geçirgen bir özellik kazandırıyor. Komplekste yer alan neredeyse her birimde olduğu gibi konaklama birimine de farklı yönlerden girişlerin olması dikkat çekiyor. Konaklama birimi, kompleks içinde enstitüden ayrı olarak yer alıyor. Bu birim avlularla enstitü birimine bağlanıyor. Bodrum Sualtı Arkeoloji Enstitüsü’nde Cansever, ilk projelerinde ve çoğu projesinde olduğu gibi, betonarme yapım tekniğini tercih ediyor. Yapı, betonarme ve taş strüktürlerin yanında, yığma ve iskelet sistemi içeren karma bir sistem ile inşa ediliyor. Cansever yine neredeyse tüm yapı tasarımlarında görüldüğü gibi Sualtı Arkeoloji Enstitüsü’nde de tasarımın gerçekleştirileceği coğrafyanın iklim koşullarını dikkate alarak malzeme seçimi yapıyor. Söz konusu yapıda Cansever, iklim koşullarını ve geleneksel yapı malzemelerini göz önünde bulundurarak taş malzeme kullanıyor.

Sualtı Arkeoloji Enstitüsü, konaklama birimi.

Prekats betondan tonozların, iklim koşulları gereği ısı yalıtımı amacıyla taşla kaplandığı dikkat çekiyor. Standart yapı elemanları ise inşa sisteminin hızlı ve kolay bir şekilde ilerleyebilmesi için tercih ediliyor. Projede dikkat çeken, bazı yerlerde taş duvarların kalınlaşması, pencerelerin güneye bakan cephelerinin küçülmesi ve ışık fenerlerinin kullanılması gibi tasarım kararları, iklim koşullarının mekân organizasyonu ve yapısal kararlarda da rol oynadığına örnek teşkil ediyor.

Sualtı Arkeoloji Enstitüsü, ışık kulesi.

Enstitünün, doğu ve güney cephelerinin, yoğun güneş ışığından korunmaları amacıyla diğerlerine göre daha dar ve derin penceredenizliklerine sahip olması, Kuzey ve Batı cephelerinin ise gün ışığından maksimum yararlanmak ve doğal havalandırma sağlamak amacıyla iç avluya açılan kapıların olduğu cam yüzeylerden meydana geliyor olması, tasarımda Cansever’in bölgenin iklimsel koşullarını göz önünde bulundurduğunu gösteriyor. Yapıda, Osmanlı ve Selçuklu Mimarisi’nde görülen, kubbe, tonoz, kemer gibi elemanların kullanılması, Cansever’in mimarlık faaliyetlerinde, biçimsel ve tarihsel süreklilik kurmaya özen gösterdiğine işaret ediyor.

nSualtı Arkeoloji Enstitüsü, drenaj detayı. n

Mekânın, fonksiyonu ve geometrik formu ise inşa edildiği dönemin güncel şartlarıyla örtüşüyor. Enstitünün karakteristik özelliklerinden biri olan ışık fenerleri, tonozlu çatıda hayat boyunca yer alıyor. Yapıda gökyüzüne ve farklı yönlere doğru açıklıkların bulunması, Cansever tarafından dile getirilen “sonsuz mekân duygusu” nu verme amacına örnek teşkil ediyor. Uğur Tanyeli tarafından yapı, “Sonsuz mekân duygusunu sağlamak amacıyla tüm hacimlerde gökyüzüne ve farklı yönlere doğru açıklıkların yer aldığı enstitü” şeklinde tanımlanıyor. Enstitü yapısındaki pencere açıklıklarının yanı sıra tonozların ön yüzlerinde konumlanan dairesel pencereler ile tonozların tepe noktasında bulunan ışık bacalarının tektonik birimler olarak ele alınması sonucu elde edilen tezyini formların sonsuz mekâna ulaşması, mimarinin şairane ifadesi olarak dikkat çekiyor.

Sualtı Arkeoloji Enstitüsü, konaklama birimi.