Mısır'da geleneksel mimarinin öncü ismi: Hassan Fathy

ÖMER TALHA UĞUR
Abone Ol

Geleneksel malzemeleri tercih edip kullanıcı ihtiyacını ön plana alarak tasarladığı doğal yapıları ile tanınan Mısırlı mimar Hassan Fathy; sürdürülebilir mimari eserleri ile insanlara kendileri için inşa etmenin mümkün olduğunu gösteriyor.

Fayum Gölü'nde uzun ince bir yarımada üzerinde yer alan Hamdi Saif Evi (1945), ev sahibinin dönemlik ziyaretlerinde kullanması için inşa edilmiş.

Hassan Fathy, 23 Mart 1900'de İskenderiye'de varlıklı bir ailede dünyaya geldi. Günümüzde Kahire Üniversitesi olarak bilinen Kral Fuad Üniversitesi'nde mimarlık eğitimi alan sanatçı, öğrenciler arasında çizim yeteneği sayesinde öne çıkmış. 1926'da mezun olduktan sonra mühendis olarak çalışan Fathy; 1930’da Güzel Sanatlar Fakültesi'ne öğretim görevlisi olarak atanmış.

Hassanein Bey Türbesi, 1946.

Henüz kariyerinin başlarında iken; estetik niteliklerini kavramak, ekonomik inşaat teknikleri, iklim kontrolü hakkında insanlara neler öğretebileceklerini anlamak ve tüm bunları çağdaş kullanıma sokmanın yollarını bulmak için Mısır'ın sanayi öncesi bina sistemlerini incelemeye başlamış.

Hassanein Bey Türbesi plan ve görünüş çizimleri. Türbe tasarımında; Fathy’nin avlu ve kubbe gibi kullandığı mimari unsurlar gelenekselciliğini yansıtıyor.

Fathy, çalışmaları ve gözlemleri sonucunda amaçlarını gerçekleştirebileceği iki fikre ulaşmış. Bunlardan birincisi; iki katlı holleri, müşrefiyeleri (cumba benzeri, vitray ile zenginleştirilmiş oyma ahşap kafeslerle çevrili bir tür çıkıntılı oriel penceresi) ve avluları ile ustalıkla gölgelenen, havalandırılan Memlük ve Osmanlı Kahire'sinin iklim açısından verimli evleri.

Yeni Gourna Köyü (1948). Köyün inşaatından yirmi yıl sonra yayınlanan “Yoksullar İçin Mimari” adlı kitabının da etkisiyle Fathy'nin uluslararası alanda da en iyi bilinen projesi olarak görülüyor.

İkincisi ise kalıpsız inşa edilmiş eğimli kemerler ve tonozlar, kare odalar üzerine inşa edilmiş sürekli bir spiralden oluşan tonoz bingi üzerindeki kubbeler, yarı kubbeli apsisler ve diğer ilgili formlardan oluşuyor.

Yeni Gourna köyündeki cami.

İlk kerpiç binalarını 1930’larda tasarlamaya başlayan Fathy; yerli Mısır mimarisindeki evlerde ışık ve havalandırmayı en üst düzeye çıkarmayı hedefleyerek mimarinin çevresel faktörler ile ilişkisini inceliyor ve tasarımlarında yerel mimari detayların farkındalığını ortaya koyuyor.

Yeni Gourna köyünün farklı bölümlerinden görünüş ve plan çizimleri. Avluların çokluğu, odaların benzer tipolojideki varyasyonlu plan şekilleri okunabiliyor.

Onları oluşturan bina geleneklerinin ortadan kalkması nedeniyle Kahire'nin kentsel konut şekilleri, Fathy için sürdürülebilir bir kaynak değildi. Buna karşılık antik kerpiç uygulamaları hala kırsalda yaşayan ustalar sayesinde devam ediyordu. Kerpiç inşaatının devam eden yaşayabilirliği ile fakirlerin kendilerine ev ihtiyacını bir araya getiren mimar; fakirler için kolay inşaatı ortaya çıkarıyor.

Yeni Gourna köyünün planı.

Fathy; Yeni Gourna Köyü'nün inşası sırasında, tasarımlarını ihtiyaçlarına göre uyarlayabilmeleri için insanlara kerpiçle nasıl çalışılacağını öğretmiş, binaların yapım sürecini denetlemiş ve eski dekoratif tekniklerin canlanmasını teşvik etmiş.

Genel olarak Fathy çizgisinden uzak bir tarza sahip olan Monastirli Evi; 1950'de Giza’da, Nil kenarında yer alan Mısır'ın Türkiye Büyükelçisi Atiya Monastirli için tasarlanmış.

Mısırlı mimar; 1945 yılında, Eski Eserler Dairesi tarafından, sosyo ekonomik meselelerle beslenen en ikonik projesi kabul edilen Luksor'daki Yeni Gourna köyünü tasarlaması için görevlendirilmiş. Yeni Gourma köyü planlamaları sırasında; kerpiç tuğla, kapalı avlu ve kubbeli, tonozlu çatı kaplama gibi Mısır mimarisine ait özellikleri kullanması; yerel, geleneksel mimarı konusundaki disiplinini açıkça gözler önüne seriyor. Mimarlığın insanlar için olduğuna inanan Fathy; her evi, içinde yaşayan ailenin ihtiyaçlarına göre tasarlamış.

Yeni Bariz Köyü, 1967. Köyün, yarısından fazlası çiftçi ve geri kalanının servis personeli olması amaçlanan 250 aileye ev sahipliği yapması planlanmış.

Yeni Gourna köyü, 1947'de önce popüler bir İngiliz haftalık dergide ve kısa bir süre sonra bir İngiliz profesyonel dergisinde alkış toplamış; ardından İspanyolca, Fransızca ve Felemenkçe olarak yayımlanması ile de Avrupa’da ses getirmiş.

Yeni Bariz Köyünde sıralı odaların avluya çıkan girişleri.

Her ne kadar çeşitli sorunlar nedeniyle tamamlanamamış olsa da Yeni Gourna Köyü; Fathy’nin ürettiği ilhamı gösteren, düşüncesini, deneyimini ve ruhunu yansıtan büyük bir uluslararası kaynak. Yeni Gourna ve Hassan Fathy, 1980'de Ağa Khan Mimarlık Ödülü'nü ve 1984'te Uluslararası Mimarlar Birliği Altın Madalyası'nı kazandı.

Hamed Sid Evi (1954), Kahire'nin el-Marg semtinde yer alıyor ve Fathy’nin tüm projeleri arasında önemli bir projeyi temsil ediyor. Çünkü kerpiç inşaatın ilk belgelenmiş uygulaması ve hala ayakta.

Fathy; 1949-1952 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Binaları Daire Başkanlığı'na atandı ve 1953'ten 50’lerin sonuna kadar da Kahire Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Mimarlık Bölümü Başkanlığı görevini yerine getirdi. Devlet Ödülleri’ne sahip olsa da dönemin mimarlık okullarında üstün olan modernist eğilimlerden uzak durarak daha zıt bir çerçevede yer alıyordu.

Fares’tehi okul yapısı, 1957.

1959'da Yunanistan'daki Doxiadis Associates ile çalışmak üzere Mısır'dan ayrılan Fathy; sonraki yıllarda Mısır'a dönerek uzun kariyerini devam ettirmiş olsa da kararlılıkla sadık kaldığı vizyonu sebebiyle akranları tarafından her geçen gün marjinalleştirilmiş.

Yeni Bariz Köyü planı.

Mısırlı mimar, Mısır’a döndükten sonra Salahdin Kalesi yakınında Darb al-Labbana Sokağı’ndaki evinin kapısını herkese açmış ve açık söyleşiler düzenlemiş. Bu söyleşilerde Fathy’den ilham alan birçok mimar daha sonraki süreçte çeşitli kuruluşlarla dünya çapında Fathy düşüncesini devam ettiren yerel projeler gerçekleştirmiş.

Fathy’nin yoksullar için mimarlık düşüncesinden hareketle yerelde bir gelenek oluşturma hedefi ile John Norton ve Allan Cain, Gelişme İşliği’ni (DW Develoment Workshop); Hugo Houben, Toprak Araştırma ve İnşa Merkezi’ni (CRATerre); Jak Vauthrin, Afrika için Kentsel ve Mimarlık Birliği’ni (ADAUA) kurmuş.

Mimarın Mısır'da kendisi için tasarladığı Fathy Evi (1971). Yapıda tipolojileri ve geleneksel formlarla diğer kültürlerden gelen etkileri birleştirmiş ve kendi stiline dönüştürmüş. Fathy’nin tarzının küçük bir özeti niteliğinde.

Chicago Üniversitesi'nin, 1973'te “Architecture for the Poor" (Yoksullar için Mimari) kitabını yayınlanmasıyla Fathy’nin çalışmalarına uluslararası alanda ilgi artmış. Bunun üzerine yeni doğmakta olan Ağa Khan Mimarlık Ödülü Yönetim Kurulunda hizmet vermeye başlayan Fathy; 1981 yılında mimari yaklaşımını geliştirmek ve uygulamak için Kahire'de Uluslararası Uygun Teknoloji Enstitüsü'nü kurmuş.

Fathy Evi, 1971.

Mısırlı mimar, Birleşmiş Milletler ve Ağa Han Vakfı ile istişare etmiş ve fikirlerine alıcı kitleler bulan uluslararası ve Arap konferanslarında yer almış. Fathy, çok sayıda büyük çaplı işe imza atmamış olsa da sahip olduğu fikirlerle uluslararası üne kavuşmuş.

Abd al-Rahman Nassif Evi, 1973. Fathy bu evde klasikleşmiş kubbesi yerine bölgeye daha uygun olacak sekizgen ahşap bir oda tasarlamış.

Geleneksel işbirliği yönteminin toplumumuzda çalışmasını sağlayan bir sisteme ihtiyacımız var. Teknoloji ve bilimi fakirin ve parasızın ekonomisine tabi kılmalıyız.”


Fathy, New Mexico’da bir eğitim merkezi olan Dar al-Islam için kerpiçle inşa edilmiş bir cami ve medrese asarlamış. Ana binaları 1981'de tamamlan Dar al-Islam 1982'de açılmış.

Kırsal kesimde yer alan eserlerinin kitlelere ulaşamaması ve tasarladığı köylerin kullanıcılar tarafından rağbet görmemesi sebebiyle, günümüzde Fathy; mimari eserlerinden önce mimari duruşuyla anılıyor ancak ilerleyen süreçte Kahireli birçok seçkin kişi için Fathy’ye ev yaptırmak bir statü ifade ediyor.

Akil Sami Evi, 1978. Yerel yönetiminin kerpiçi yasaklamış olması sebebiyle yerel kireç taşından yapılmış.

Fathy’nin umudu ise varlıklı kesimlerin onun mimarisini benimsemeleri ile yoksulların da onlara özenerek Fathy’nin düşüncelerini ve mimarisini benimsemeleriydi. Ancak mimarın Mısır’da benimsenmeyen bu düşünceleri, uluslararası ortamda hem destek hem de izleyici buluyor. Fathy mimaride oldukça mütevazıolan yaklaşımını şu sözleri ile ifade ediyor:

Akil Sami Evi avlusunda yer alan geleneksel ahşap kafesle örtülü alan.

Hiç büyük bir eserim yok.”


Uzun ve şanlı kariyerinde sadece 30 proje inşa eden mimarın, en tanınmış ve en çok saygı duyulan eseri Gourna hariç, binalarının çok azı geniş kitleler tarafından biliniyor. Yine de Hassan Fathy ismi ve fikirleri geniş çapta kabul görüyor.

Dar-ul İslam (1981), Fathy’nin üstlendiği son topluluk projesi. New Mexico’da yer alan kompleks, tarihi Abiquiu köyünün karşısındaki dağlık bir plato üzerinde bir cami ve bir okul binası olarak inşa edilmiş.

Hassan Fathy’nin mimarlık tarihi açısından önemli olan tasarımları ise; Kallini Evi (1937), Sidi Krier’de bir ev (1971), Fuad Riad Evi (1967) , Ezbet Al Basry (1942), Yeni Gurna Köyü (1948), Lu’luat Al-Sahra (1950), Ministerli Evi (1950), Stopplare Evi (1950), Seramik Fabrikası (1950), Hamid Sid Evi (1954), Harraniya Köyü Projesi (1957), Fares’te bir Okul (1957), Yeni Bariz Köyü (1967), Dareyya Prototip Köyü (1975), Dar-ul İslam (1981), Sakar Yolu Evleri (1967-80).

Dar-ul İslam’da Fathy’nin tonozları ve kubbe.

Sonuç olarak günümüzde de Hassan Fathy'nin entelektüel katkılarını değerlendirmek kolay bir iş değil. En önemli mirası, savunduğu hümanizm ve Üçüncü Dünya'da, Müslüman dünyasında Mısır özelinde mimarinin öz imajına verdiği destek oluyor. Yıllar boyunca dikkat çekici bir netlik, cesaret ve tutarlılıkla, hedeflerini ve mimarisinin taşıdığı izleri topluluklara açıklamaya devam etmiş.

Casaroni Evi, 1981.

Uğur Tanyeli’ye göre Fathy’nin mirası Batının belirlediği mimarlık kalıplarının dışında kalıyor. Bir başka deyişle batının hiçbir '‘-izm’' adlandırması Fathy’nin mimarisi için geçerli değil. Diğer yandan da mimarlığın insanlar için olduğunu vurgulayan Fathy, modern biçimler tarafından da kabul görmüyor. Fathy’nin duruşu; kaçınılmaz bir gerçeği teyit etmesinin yanı sıra yaygın modern mimarinin anlayışına ve mimarinin toplumdaki rolüne alternatif bir paradigmayı temsil ediyor.

Sadat Pansiyonu, 1981. Nubia'daki Nasser Gölü çevresindeki izole bölgeye gezilerde kullanılmak üzere bir dinlenme evi olarak tasarlanan konut, aslında her biri sıralı olarak düzenlenmiş üç ayrı binadan oluşuyor.

Hassan Fathy, tüm bu mimarlık fikirlerini, tartışmalarını ve modernizme karşı geliştirdiği duruşunu geride bırakarak 1989 yılında Kahire’de vefat etmiş.

Andreoli Evi, 1984.