Parçalı betonlarla tasvir edilen savaş dönemi

ŞEVVAL BERRİN KOCA
Abone Ol

Nizio Design International tarafından tasarlanan Polonya Köyleri Şehitlik Mozolesi, Polonya’nın Michniów şehrinde yer alıyor. Yapı; İkinci Dünya Savaşı yıllarındaki Alman işgali sırasında, Polonya’nın kırsal kesimlerinde öldürülen binlerce vatandaşın anısına yaptırılıyor. 2021 yılında ziyarete açılan Mozole; deformasyona ve yıkıma uğruyormuş izlenimi veren parçalı tasarımıyla yaşanan acıları sembolize ediyor.

Yapı, küçük bir kırsal alanda yer alıyor.

Polonya’da 1939’da 1945’e kadar süregelen Alman işgali, İkinci Dünya Savaşı’nın insanlara en çok zarar veren kısımlarından biri olarak görülüyor. İki gün içinde iki yüz kişinin öldürüldüğü Michniów da dahil olmak üzere, birçok kırsal nüfusun büyük zararlar gördüğü biliniyor. Mozolenin bulunduğu alan, toplu mezar olarak hizmet veren Michniów Pieta heykeline ve ulusal anma evine de ev sahipliği yapıyor.

Yapıdaki parçalanmalar, mozolenin yekpare görünümünü hafifletiyor.

Mozole, toplu mezarla aynı civar bölgeyi paylaşıyor.

Polonya Köyleri Şehitlik Mozolesi; II. Dünya Savaşı, Nazi ve Sovyet işgalleri sırasında Polonya köylerinin etkilenmesini simgeleyen mimari bir anma biçimi olarak inşa ediliyor. Yapı, yıkım sürecini yansıtıyor. Ön planda Mozole, kırsal bir eve benziyor. Yapının bozulmamış ilk kısmı, sakinliğin olduğu Huzur Evi olarak planlanıyor. Sonraki bölümler ise bölgeyi yıkıma uğratan süreci betimliyor.

İç mekanda beton materyal kullanılıyor.

Mozole tasarımında; bir yangın sonrasında oluşan bozulmalar gibi tahribat ve yok edilme izlenimi veriliyor. Beton yapı; duygu ve gerilim oluşturan kırıklar ve kesikler ile işaretleniyor. Mozolenin mimarisi, iç tasarımı ve kalıcı sergisi; tarihi olaylardan ve barışçıllaştırmanın dramatik etkilerinden güçlü bir şekilde esinleniyor.

Yapının kırıklı olması, doğayla bütünleşmesini kolaylaştırıyor.

Kırıklı betonların oluşturduğu alanlarda sergiler yer alıyor.

Baş Mimar Mirosław Nizio: “Savaş öncesi Michniów köyünün tarihi fotoğraflarını incelerken, yaşamın doğal ritmiyle dolu, eksiksiz bir şeyle etkileşime girdiğimizi hissettik. Buna karşılık, 1943 yılı barışının fotoğraflarına baktığımızda, insan dramını, ölümü, yanan evleri görerek yaşam çizgisinin şiddetle kırılmasına eşlik eden duyguları yaşadık. Bu algı, dış tasarım ve sergi tasarımının itici gücü oldu.” şeklinde ifade ediyor.

Savaşın soğukluğu ve yıpratıcılığı bütün unsurlar ile ziyaretçilere aktarılıyor.

Mozole, bir bütün olarak 16.000 m²’den fazla alanı kaplıyor. Yapının tasarımı; heykelsi esintiler ve tarihi anlatı arasındaki birlik arzusu gözetilerek yapılıyor. Mozolenin yekpare gövdesi 11 bölümden oluşuyor. Yapıya giren ziyaretçi önce beş kapalı bölümden geçiyor. Heykelsi, bozulmuş kısım ise; doğaya, gökyüzüne ve manzaraya açık, değişen hava koşullarından etkilenecek bir biçimde tasarlanıyor.

Kırıklardan içeriye dolan ışık, gölge oyunlarının oluşmasına sebep oluyor.

Yapı, ziyaret boyunca kullanıcının bağlamdan kopmamasını başarıyor.

Camlardan ve yapıdaki yarıklardan binayı çevreleyen karaçam haçları görülüyor. Şekiller ve semboller, yapıdaki açıklıkların biçimine ilham veriyor. Yapının yekpare oluşu ve aşamalı bozulması mekana dramatik bir atmosfer sunuyor.

İbadet ve dua mekanlarında daha az açıklık kullanılıyor.

Işık, beton parçalar arasındaki çatlaklardan yapının iç kısmına ulaşıyor. Saate ve mevsime bağlı olarak, yapının kapalı ve açık bölümlerinde yer alan kalıcı sergi alanında ışık ve gölge oyunları oluşturuluyor. Bununla beraber mimari detaylar, duygusal deneyimi yoğunlaştırmak için tasarlanıyor. Yapı malzemesi olan betona, ahşap görünüm kazandırmak için çıtalarla desen veriliyor. Duvar, çatı yapısı ve çelik bağlantılar; su, toprak ve toz izleri taşıyor. Bu durum yapının çevresiyle daha da bütünleşmesini ve bağlama uyum sağlamasını kolaylaştırıyor.

Yapıdaki çatı noktalarının düzensizliği mozoleye dinamik bir atmosfer kazandırıyor.

Yapının doğayla uyum sağlaması gözetiliyor.

Mozolenin kalıcı sergisi yaklaşık 1.700 m²’lik bir alanı kaplıyor. Ziyaretçiler yapının arka arkaya bölümlerinden geçerken kömürleşmiş kalıntılarla karşılaşıyorlar. İç mekanda kullanılan beton, çevre köylerden getirilen eski kulübe, ahırlardan gelen ahşap ve siyah çelik; sergi anlatısı için dönemi tasvir eden araçlar olarak görev görüyorlar.

Yapı içerisinde kullanılan malzemelerin dokusu geçmiş zamanları hatırlatır bir nitelik taşıyor.

Sergi alanında kullanılan ekranlarda; fotoğraflar, tarihi belgeler ve çeşitli multimedyalar sunuluyor. Ziyaretçi, çeliğin ve kararmış ahşabın kokusunu hissedebiliyor. Tüm bu faktörler ziyaretçilerin duyularını ve duygularını etkilemek için tasarlanıyor. Buna ek olarak kulübe kalıntılarını andıran düzensiz şekilli heykelsi nesneler, müze içerik sunumunun unsurlarından birisini oluşturuyor.

Proje

Mausoleum of Martyrdom of Polish Villages

Yer

Michniów, Polonya

Mimar

Nizio Design International

Baş mimar

Mirosław Nizio

Brüt inşaat alanı

16.000 m²

Tamamlanma yılı

2020

Yapı malzemeleri

Beton,cam, çelik, ahşap