Şişli Hamidiye Etfal Saat Kulesi: D’Aronco’nun 1907 tarihli eseri
İstanbul’un tarihi yapıları arasında yer alan Şişli Hamidiye Etfal Hastanesi Saat Kulesi, İtalyan mimar Raimondo D’Aronco tarafından tasarlanarak 1907 yılında hastane bahçesinde inşa ediliyor. 20 metre yüksekliğe sahip kare planlı kule, kırmızı tuğla ve beyaz mermerin uyumu öne çıkarken, zarif süslemeleri ve kubbe formundaki çatısıyla dikkat çekiyor. Zamanla yıpranan yapı, 2013 yılında restore edilerek eski ihtişamına kavuşuyor. Bugün hâlâ Şişli Etfal Hastanesi’nin girişinde ziyaretçileri karşılıyor ve Osmanlı mirasını yaşatmaya devam ediyor.
Şişli ilçesi, Osmanlı döneminden kalan az sayıdaki saat kulesinden birine ev sahipliği yapıyor. II. Abdülhamit’in kızı Hatice Sultan’ın difteri hastalığından hayatını kaybetmesi üzerine çocuk hastanesi yaptırma kararı almasıyla Hamidiye Etfal Hastanesi’nin temelleri atılıyor. 1899 yılında açılan hastanenin ardından, 19 Ağustos 1907’de bahçesine, bugünkü yazımıza konu olan, bir saat kulesi ve mescit ekleniyor. Hastane, Osmanlıca'da “küçük çocuk” anlamına gelen “Etfal” kelimesinden adını alıyor.İtalyan mimar Raimondo D’Aronco tarafından tasarlanan kule, Mahmut Şükrü Bey’in gözetiminde inşa ediliyor ve uygulamanın Felix Pellini tarafından gerçekleştirildiği biliniyor. Udine Kent Müzesi Arşivi’nde kule ve mescide ait D’Aronco’nun imzalı proje ve eskizleri bulunuyor. Milli Saraylar Arşivi’ndeki bazı belgelerde ise D’Aronco’nun yapımın gözetimi için Pellini’yi önerdiği ancak onun uygulamada yer alıp almadığının netleşmediği belirtiliyor.
Hastane giriş-çıkışları saat kulesinin iki yanından sağlanıyor. Kubbe şeklindeki çatısı, mermer cephesi ve dışarı taşırılan kule bölümü, yapının dikkat çeken özellikleri arasında yer alıyor. Alttan desteklenen ve balkon-şerefe olarak adlandırılan bölüm kuleyi çevrelerken, ilk saat mekanizmasının hem alaturka hem de alafranga saatleri gösterdiği ve rakamlarının geceleri aydınlatıldığı biliniyor.
Balkon-şerefenin kenar ortalarına çanaklarla desteklenen küçük dairesel çıkmalar eklenirken, mermer korkuluklar bir dizi takozla alttan desteklenerek dekoratif bir görünüm kazanıyor. Dönemin kaynaklarında yapı için “Style Turc” (Türk Üslubu) ifadesinin kullanıldığı ve D’Aronco’nun eskizlerinde Art Nouveau ve Oryantalist detaylar içeren daha sofistike bir tasarım önerdiği, ancak uygulamada daha sade ve klasik bir görünümün tercih edildiği görülüyor. Saat kulesi ve mescit, 10 metreye 13 metre ölçülerinde dikdörtgen bir plana sahip bulunuyor. 0,70 metreye 0,70 metre ölçülerindeki dört çift ayak üzerine oturan yapı, düz atkılı bir örtüyle kapanıyor ve çatısı kiremit kaplamayla tamamlanıyor. D’Aronco’nun özgün tasarımında mescidin içine konumlanan kule, uygulamada yarım aks dışarı taşınıyor. Mescidi çevrelemesi planlanan revaklar iç mekâna dahil edilirken, tasarımda revak kısmına üç yönden giriş öngörülüyor. Mevcut yapıda ise biri saat kulesine, diğeri mescit bölümüne açılan iki giriş bulunuyor. Yaklaşık 20 metre yüksekliğe sahip olan kule, kare planlı olarak yükseliyor. Cephe düzeninde kırmızı tuğla ve beyaz mermerin uyumu kullanılıyor. Köşeler ayrık derzli taş kaplama ile çerçevelenirken, orta bölüm tuğla örgüyle tamamlanıyor. Eksende yüksek ve sivri kemerli, mukarnas süslemeli nişlere oturan pencereler yer alıyor. Kemer alınlığına saat mekanizması yerleştirilirken, pencere bölümü çift gotik kemerli kayıtla ikiye ayrılıyor. D’Aronco’nun eskizlerinde üçgen alınlık içinde gösterilen giriş kapısı, mevcut yapıda sivri kemerli bir çerçeveyle vurgulanıyor ve üzerine kitabe panosu ekleniyor.
Uzun yıllar bakımsız kalan yapı, yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalırken 2013 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İl Özel İdaresi tarafından restore ediliyor. Çalışmalar kapsamında kulenin saat düzeneği tamamen çürümüş haldeyken güçlendirme işlemleri tamamlanıyor. Kule bölümündeki tüm ahşap doğramalar aslına uygun şekilde yenileniyor, demir merdivenler temizlenerek zarar gören parçalar değiştiriliyor. Saat mekanizması onarılıyor, balkon bölümündekibetonarme tabliye yenileniyor ve dış cephedeki mermer süsleme elemanları temizleniyor. Ayrıca, hasar gören çini panolar da aslına uygun şekilde onarılıyor. Restorasyon sürecinde mescit de yenileniyor. Özgün döşemeler korunarak üzerine sökülebilir ahşap kaplama ekleniyor. Saçak altlarındaki ahşap elemanlar tamir edilirken, ısı ve su yalıtımı sağlanıyor ve çatı kiremitleri yenileniyor. Kırmızı tuğla ve beyaz mermerin hâkim olduğu bu yapı, restorasyonun ardından hem estetik hem de işlevsel olarak daha sağlam hale geliyor. İstanbul’daki dört saat kulesinden biri olan bu yapı, günümüze dek özgün mimarisini koruyarak ulaşan tek orijinal öğe olma özelliğini taşıyor. II. Abdülhamit tarafından dönemin Hamidiye Etfal Hastanesi adıyla bilinen sağlık kompleksine eklenen kule ve mescit,Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyor. Mühendishane-i Hümayun hocalarından Mahmut Şükrü Bey’in gözetiminde tamamlanan bu yapı, günümüzde de kültürel bir miras olarak varlığını sürdürüyor.
*Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.