Zaha Hadid Architects tarafından tasarlanan Özbek Kültür Merkezi
Zaha Hadid Architects (ZHA), Buro Happold mühendisleriyle işbirliği yaparak Özbekistan'ın Yeni Taşkent kentindeki Alisher Navoi Uluslararası Bilimsel Araştırma Merkezi'ni tasarlamak üzere görevlendirildi. Projenin, 15. yüzyılın şair, yazar ve devlet adamı Alisher Navoi'nin onuruna bir kültür ve eğitim merkezi olarak hayata geçirilmesi amaçlanıyor.
Özbekistan'da inşa edilmesi planlanan kültür merkezi, Navoi Devlet Edebiyat Müzesi, 400 kişilik bir oditoryum, uluslararası bir araştırma tesisi ve Özbek dili, edebiyatı ile Shashmaqom müzik geleneklerine odaklanan yatılı bir okul gibi farklı işlevleri bir araya getiren çok katmanlı bir yapı olarak tasarlanıyor. Program kurgusu, kültürel üretimi destekleyen ve akademik çalışmaları teşvik eden bir mekânsal örgütlenme sunuyor.
Merkezin mimari yaklaşımı, Özbekistan’ın geleneksel yapı kültüründen referanslar alarak biçimleniyor. Yerel malzeme kullanımına dayalı tasarım anlayışı, özellikle cephe ve iç mekanlarda kendini gösteriyor. Kemerli geçişler ve eğrisel geometrilere sahip mekânsal düzenlemeler, bölgenin tarihi yapı mirasıyla kurulan güçlü bir ilişkiyi yansıtıyor. Tuğla, hem strüktürel hem de estetik bir unsur olarak ele alınırken, yapı yüzeylerinde gölge ve ışık oyunları oluşturan dokusal bir derinlik sağlıyor.
Özbek yerel mimarisinin ayırt edici özelliklerinden biri olan avlular, doğal ışık, havalandırma ve sakin toplanma alanları sağlamak için projeye entegre ediliyor.
Alisher Navoi Uluslararası Bilimsel Araştırma Merkezi bünyesinde yer alacak müze, merkezi bir avlu etrafında düzenlenmiş 13 kalıcı sergi salonundan oluşuyor. Yapının tasarımında, Orta Asya ve Orta Doğu’daki geleneksel rüzgar kulelerinden esinlenen pasif iklimlendirme stratejileri kullanılıyor.
Mekânsal organizasyon, doğal hava akışını teşvik edecek şekilde kurgulanırken, içi boş destek kemerleri yapının iklim kontrolünde önemli bir rol oynuyor. Bu kemerler, belirli noktalardaki açıklıklarla iç mekanların doğal olarak soğutulmasını sağlarken, rüzgarsız koşullarda termal baca işlevi görerek sıcak havanın üst kısımdaki havalandırma deliklerinden tahliye edilmesine olanak tanıyor. Böylece, merkezin mimari dili hem estetik hem de çevresel performans açısından bölgenin geleneksel yapı teknikleriyle çağdaş mühendislik çözümlerini bir araya getiriyor.
Bu durum, en sıcak aylarda fanlar ve sisleme sistemleriyle de destekleniyor. Derin çatı çıkıntıları yazın gölge sağlarken kışın güneş ışığının iç mekanları ısıtmasına izin veriyor. Binanın yüksek termal kütlesi ve sürdürülebilir özellikleri, minimum enerji tüketimi ile optimum konfor sağlıyor.
Londra merkezli Cross Works tarafından yönetilen 25.000 hektarlık bir kentsel genişleme projesi olan Yeni Taşkent'te yer alan merkez, şehrin artan nüfusunu barındırmaya yönelik daha büyük bir çabanın parçası. Tasarım, halka açık performanslar ve anlık toplantılar için alanlar sunan yemyeşil peyzaj, teraslar, açık hava amfi tiyatroları ve bitki örtüsü ile serpiştirilmiş yürüyüş yolları içeriyor.
Merkezin renderları, geniş tuğla formları, büyük cam cepheleri, dinamik iç mekanları ve geniş fuayeleri aydınlatan tavan, pencerelerini ortaya çıkarıyor. Geniş açıklıkları ve yürüyüş yollarının kullanımı, iç ve dış mekanlar arasında kesintisiz bir bağlantı oluşturarak, merkezin toplumsal ve eğitsel bir dönüm noktası olma rolünü vurguluyor.
Bu merkez, Özbek kültürü ve eğitimi için bir merkez olarak hizmet verecek ve Taşkent’in büyüyen nüfusunu barındıracak şekilde Londra merkezli mimarlık stüdyosu Cross Works tarafından Yeni Taşkent’in kültürel bölgesinin odak noktası haline gelecek şekilde planlanıyor.