Başka dünya öyküleri: Kölelikler

GÜRAY SÜNGÜ
Abone Ol

Maliyetleri düşürmek için insanların kaçmalarını engelleyecek, haricen de gönüllü çalışmalarını sağlayacak bir sistem kurmalıydılar. Çok akıllı olduklarından bu sistemi tasarladılar ve hemen uygulamaya geçtiler. Yo’ları saldılar.

Keşif dönemi

Dünyada iki tip insan vardı. Zenginler ve güçlüler. Yoksul ve zayıflar da vardı ama onlar pek insandan sayılmıyorlardı.

Dünyada iki tip insan vardı. Zenginler ve güçlüler. Yoksul ve zayıflar da vardı ama onlar pek insandan sayılmıyorlardı. Zengin ve güçlüler kendilerine Zö adını verdiler ve tek insan kendileri olduğundan ve dünya doğal olarak kendileri için var olduğundan etraflarına baktılar. O sıra Yo adını verdikleri yoksul ve zayıfları gördüler. Sonra da ne yapsak da bunlara iyilik etsek diye düşündüler. Onları çalıştırmaya ve karınlarını doyurmaya karar verdiler. Bu sebeple onları avladılar. Ellerini ayaklarını bağladılar, (çünkü Yo’lar vahşiydiler) ve onlara izah ettiler;

Topraklar bizim, ekinler bizim, evler bizim, ama sizin de yemeğe ve barınmağa ihtiyacınız var, biz size iyilik edelim, sizi çalıştıralım ve çalışmanızın karşılığı olarak sizi doyuralım ve bir dam altında yatıralım. Yo’lar bunu kabul etmediler elbette. Toprağın sahibi yok, ekin ekenindir, toplayanındır, barınak da bir çatı dikmeye bakıyor, biz çatı dikiyoruz zaten ve altında yatıyoruz dediler. Zö’ler Yo’ların bu cevabını küstahlık olarak nitelendirdiler. Bir kere siz vahşi ve cahilsiniz dediler, siz bilmezsiniz biz biliriz dediler, ama laflarını dinlemezler diye de hepsine iyilik niyetine ibret olsun diye bazılarını cezalandırma yoluna gittiler. Seçtikleri bazılarının kollarını kestiler, seçtikleri bazılarını kırbaçladılar, seçtikleri bazılarını da öldürdüler. Böylece Yo’lar Zö’lerin kendilerine iyilik yaptıklarına ikna oldular. Aralarında bir anlaşma imzaladılar. Zö’lere o tarihten sonra Sahip, Yo’lara Köle adı verildi bu anlaşmayla. Sonra gül gibi yaşayıp gittiler.

Seçtikleri bazılarının kollarını kestiler, seçtikleri bazılarını kırbaçladılar, seçtikleri bazılarını da öldürdüler. Böylece Yo’lar Zö’lerin kendilerine iyilik yaptıklarına ikna oldular.

Kölelik dönemi

Zira Yo’lar gerçekten vahşiydiler, Köle olarak çalışıp mutlu mesut yaşamak yerine arada aralarından birileri hatta epeycesi kaçmaya filan çalıştılar.

Ama gül gibi yaşayıp gidemediler de pek. Zira Yo’lar gerçekten vahşiydiler, Köle olarak çalışıp mutlu mesut yaşamak yerine arada aralarından birileri hatta epeycesi kaçmaya filan çalıştılar. Bu sebeple Zö’ler önce kaçanları yakalaması için başka Yo’lar görevlendirdiler, (o Yo’ları azıcık Zö’ye benzettiler tabii öncesinde, yoksa Yo’lar niye Yo’ları kovalasın,) bu da pek tutmayınca çiftliklerin etraflarına çitler ördüler, teller gerdiler. Bu da pek tutmayınca bekçiler tuttular, (yine Yo’lardan ama bu Yo’lar da tahmin edildiği üzere Zö’lere çok benzeyenlerden seçildi) barınakların kapılarına kilitler taktılar filan. İş astarı yüzünden pahalı geldi. Besle, doyur, bak, kaçmasınlar diye para saç, bir sürü gereksiz iş. Bu yüzden bir çare aramaya başladılar. Buldular da.

Özgürlük dönemi

Ama gül gibi yaşayıp gidemediler de pek. Zira Yo’lar gerçekten vahşiydiler, Köle olarak çalışıp mutlu mesut yaşamak yerine arada aralarından birileri hatta epeycesi kaçmaya filan çalıştılar.

Maliyetleri düşürmek için insanların kaçmalarını engelleyecek, haricen de gönüllü çalışmalarını sağlayacak bir sistem kurmalıydılar. Çok akıllı olduklarından bu sistemi tasarladılar ve hemen uygulamaya geçtiler.Yo’ları saldılar. Ama onlara ihtiyaç duydukları şeyleri para karşlığı verdiler, o parayı kazanmak için Yo’lar yine kendilerine çalışmaya başladılar. Bu sistem daha iyi oldu. Maliyeti daha azdı, ama kârı da pek iyi değildi, çünkü Yo’lar eğitimsiz oldukları için ihtiyaçlarından fazlasını satın almıyorlardı. Bu yüzden de çok çalışmalarına gerek kalmıyordu. Çok çalışmadıkları için de kâr düşük kalıyordu. Böyle olmazdı, böyle gitmeyeceği açıktı.

Konfor dönemi

Zö’ler yine düşündüler, taşındılar. Ne yapsak da hem üretimi hem kârı artırsak hem de Yo’ları zorlamış olmasak, onlara yine iyilik yapmış olsak dediler. Yine buldular çözümü. Gerçekten de hem Yo’lara iyilik yapma konusunda, hem de yapılacak iyiliği bulma konusunda epeyce iyiydiler. Konforu icad ettiler. Konfor, daha iyisi anlamına gelen icad bir şeydi. Daha güzel yiyecek, daha güzel giyecek mesela. Bunları hemen Yo’lara gösterdiler. Sen bunu hakediyorsun dediler. Yo’lar bu güzel şeylere baktılar ve “evet, ben bunu hak ediyorum” dediler. Bunlara sahip olmak için daha çok çalışmaya başladılar.

Kopkonfor dönemi (yeni kölelik dönemi)

Yo’lar artık Zö’lerin belirlediği yerlerde güvenle ve konfor içinde yaşayacak, Zö’lerin iyi ve kaliteli dediği şeyleri yiyecek, Zö’lerin belirlediği güzel yerlerde dolaşacaktılar.

İnsan yedikçe daha çok yemek istiyordu. Bunu keşfedenler de doğal olarak Zö’ler oldu. Bunu keşfedince, Yo’ların daha çok çalışması, bu sebeple daha daha çok harcaması, bu yüzden daha daha daha çok çalışması, bu sebeple daha daha daha daha çok harcaması için ne yapsak diye sormalarına gerek kalmadı artık. Çünkü cevap çok belliydi. Konfor denen şeyi sağlayan güzel şeylerin çeşitlerini artırdılar, derecelerini de zaman içinde yükselttiler. Kendilerinden modeller seçtiler, kendilerinden seçtikleri modeller yaşamın nasıl olduğunu Yo’lara gösterdiler, her şeyin daha iyisi, daha pahalısı, daha güzeli. Ben buna değerim filan. Daha pahalıyı ve daha güzeli elde etmek için Yo’lar daha çok çalıştılar, daha pahalıya alıştıkları için daha ucuzundan tatmin olmaz oldular. Daha çok çalıştıkları için daha pahalının tadını da alamaz oldular. Daha çok çalıştılar, daha çok aldılar ve nihayetinde Zö’ler ile Yo’lar arasında bir anlaşma daha imzalandı. Yeni anlaşmaya göre Yo’lar artık Zö’lerin belirlediği yerlerde güvenle ve konfor içinde yaşayacak, Zö’lerin iyi ve kaliteli dediği şeyleri yiyecek, Zö’lerin belirlediği güzel yerlerde dolaşacaktılar. Bunun karşılığı olarak da ömürleri boyunca onlar için çalışacaktılar. Sonra böyle gül gibi yaşayıp gittiler.