Gençlere sorduk

HABER MASASI
Abone Ol

Gençleri̇n toplumsal ve si̇yasal hususlar özeli̇nde alınan kararlardaki konumları, düşünceleri̇ni̇, çözüm öneri̇leri̇ni̇, eşi̇tli̇k-adalet kavramları çerçevesi̇nde endi̇şeleri̇ni̇ kendi̇leri̇ne sorduk.

Gençlerin yaşam deneyimleri ve bakış açıları, toplumun sorunlarını ve geleceğinin daha iyi anlaşılmasına nasıl yardımcı olabilir?

Birçok genç, çevre ya da eşitlik gibi meselelere ilgi gösteriyor ve bu tip konularda aktif olarak çalışıyorlar.

Gençlerin yaşam deneyimleri ve düşünme tarzları, toplumun nasıl bir yapıda işlediğini ve gelecekte bizi az çok neyin beklediğini anlamamız konusunda büyük bir nimet bence. Gençler, teknolojiye hızlıca adapte olabiliyorlar, yani gelecekteki sıkıntı ve sorunlara yeni bakış açıları getirebilirler. Ayrıca, farklı insanlarla geçirdikleri vakitlerde toplumun çeşitliliğini daha iyi kavrayabiliyorlar. En azından benim çevrem böyle. Sosyal medya ve internet sayesinde dünya hakkında öğrendikleri birçok şey onların toplumsal sorunları daha iyi anlamalarına yardımcı oluyor. Bir de çözüm kabiliyetleri oldukça gelişiyor. Birçok genç, çevre ya da eşitlik gibi meselelere ilgi gösteriyor ve bu tip konularda aktif olarak çalışıyorlar. Gençlerin yaratıcı düşünme yetenekleri, gelecekteki zorluklara farklı çözümler sunduğu gibi hızla değişen bir dünyaya çabuk adapte olduklarından değişime ve gelişime her zaman daha açıktırlar. Bu da toplumsal sorunların daha hızlı çözülmesine yardımcı olabilir. Gençlerin fikirlerini dinlemek ve onları her zaman desteklemek, toplum için de kesinlikle daha iyi bir gelecek demek.

  • İlayda Öyküm Demir (19) Yazılım Mühendisliği / 2. Sınıf

Senin ve yaş grubunun görüşleri, toplumun karar alıcı süreçlerine ne gibi değerler katabilir ve bu kararlar toplumda nasıl bir değişime önayak olur?

El birliğiyle biz gençlerin içinde olduğu çıkmazların üstesinden gelebiliriz bence Ailemizin ufacık desteğiyle, küçücük dokunuşlarıyla bir şeyler düzelebilir.

Geçmişimizde yaptığımız şeyler iyi veya kötü sonuçlar doğurur. Bunun farkındayım, bütün gençler de bunun farkında aslında. Fakat hiçbir zaman, biz gençlere “sizin geleceğinizi değiştiriyoruz ve bu konuda siz de bir şeyler söyleyin” gibi bir şey söylenmedi. Bu tür laflar bana gerçekçi gelmiyor. El birliğiyle biz gençlerin içinde olduğu çıkmazların üstesinden gelebiliriz bence Ailemizin ufacık desteğiyle, küçücük dokunuşlarıyla bir şeyler düzelebilir. Doğrusuyla yanlışıyla fikirlerimizin, kararlarımızın hatta hatalarımızın bir önemi var bence. Büyüklerimiz kıymetli, iyi ki varlar ama bize dokunmak için daha fazla el uzatmalarını isterim.

  • Emre Özer (15) Denizcilik Lisesi / 10. Sınıf

Toplumsal ve siyasal meseleler özelinde karar alma, fikir sunma süreçlerinde gençlerin varlığı toplumsal dengeyi olumlu-olumsuz anlamda nasıl etkiler?

Çünkü gençlerin fikirleri ve kararları her zaman çok değerli, mutlaka göz önünde bulundurulmalı. Ancak denge kısmını büyüklerimiz sağlayabilir.

Biz gençlerin toplumsal ve siyasal konulardaki fikirlerimizi sunmamız hatta bu noktada karar almamız çok önemli. Bunun zaten olması gerekiyor fakat alınan fikirler ve kararlar, toplumun dengesini iyi ve kötü yönde etkileyebilir. Bu da büyüklerin kararlarına karşı çıkarak değil aksine onlara saygı duyarak ve dinleyerek gerçekleşir. Ben yeni ve farklı bir bakış açısı getirerek meselelere başka bir perspektif katabileceğime inanıyorum. Bunun da toplumda olumlu sonuçlar doğuracağını biliyorum. Ama başka bir açıdan da korkum maalesef ki deneyim eksikliği nedeniyle bazı konularda yanılabiliyor olmamız. Bu noktada biz gençlerin sizden beklediği tek şey az da olsa anlayış gösterilmesi. Çünkü gençlerin fikirleri ve kararları her zaman çok değerli, mutlaka göz önünde bulundurulmalı. Ancak denge kısmını büyüklerimiz sağlayabilir. Terazi oldukça hassas ve biz gençlerde maalesef fazla kırılganız.

  • Ahmet Berke Tuncel (20) Bilgisayar Mühendisliği / 2. Sınıf

Sosyal adalet ve eşitlik konusundaki endişelerin varsa şayet toplumda herkes için fırsat eşitliğinin sağlanmasını nasıl değerlendirirsin?

Toplumdaki tüm bireyler eşit yaşam koşullarına sahip olamaz bu yüzden toplumlardaki eşitsizlik her zaman var olacak, olmak zorunda.

Tabi ki de endişelerim var. Birbirimizden çok farklı özelliklere sahip bir toplum yapısı içerisinde yaşıyoruz. Her birimizin farklı gereksinimleri ve ihtiyaç duyduğu bambaşka şeyler var. E böyle bir yapının içinde olunca da hâliyle eşitlik kavramından önce ‘eşitsizlik’ kavramını anlamak ve anlamlandırmak gerek bence. Toplumdaki tüm bireyler eşit yaşam koşullarına sahip olamaz bu yüzden toplumlardaki eşitsizlik her zaman var olacak, olmak zorunda. Burada önemli olan bu eşitsizlik içinde dengeyi sağlayabilmek. İşte burada da adalet kavramı devreye giriyor. Çünkü bazen eşitlik, eşitsizliği doğuruyor. Adalet ise burada bir terazi görevi görüyor. Herkes için fırsat eşitliği sağlanması ne yazık ki çok zor fakat adaletin sağlanması bir ihtiyaç.

  • Hale Kayıkçı (21) Türk Dili ve Edebiyatı / 4. Sınıf

18 yaşında seçme ve seçilme hakkının olması hem toplumsal hem de politika açısından sence artıları eksileri nelerdir? 18 yaşında bir genç Cumhurbaşkanı olabilir mi?

Yine de yeni gelen nesillerin üretken fikirleri, toplum ve politika için her zaman önemli bir gelişmeye kapı aralayabilir hatta bence aralar.

On sekiz yaş yetişkinliğe atılan ilk adım olduğundan birey genellikle bu dönemde hayata karşı daha amatör ve toy oluyor. Üniversite tercihlerinde bile kararsız kalan bir nesil olarak, toplumun istikbalini doğrudan etkileyen bir karar veriyor olmak gerçekten çok zor. Aynı şekilde halkı temsil edecek herhangi bir görev için eğitim ve tecrübe gerekiyorken ülkeyi, dünyaya karşı temsil etmekle yükümlü olan birinin görevini (cumhurbaşkanlığı) hayata yeni atılmış genç bir bireyin üstlenmesi ne kadar doğru olabilir bilemiyorum. Bütün bunlara rağmen yine de yeni gelen nesillerin üretken fikirleri, toplum ve politika için her zaman önemli bir gelişmeye kapı aralayabilir hatta bence aralar. Kim bilir belki bu üretken fikirler eskiden beri sürüp gelen sorunlara umut ışığı olur.

  • Zeynep Sude Say (18) İlahiyat Fakültesi / 1. Sınıf

Hep duyduğumuz bir cümle: “Büyükler gençleri anlamıyor.” Sence gençlerin anlaşılamaması gençlerden mi büyüklerden mi kaynaklı?

Gençlere sorulmadan, onlara danışılmadan hatta bazen tamamen yok sayılarak bizim adımıza olan bir kararın verilmesi, büyükler ve gençler arasındaki sorunları tetikleyen temel mesele bence.

Bizim hakkımızda bir konu konuşulduğunda gençlere sorulmadan, onlara danışılmadan hatta bazen tamamen yok sayılarak bizim adımıza olan bir kararın verilmesi, büyükler ve gençler arasındaki sorunları tetikleyen temel mesele bence. Sanki bu yüzden gençler istediği zaman istediklerini yapamaz duruma geliyor. Mesela en basitinden bir yere çıkmak istendiğimizde hemen bir ‘güven kavramı’ meseleye dâhil oluyor. Aslında sorun çok açık. Aileyle birlikte yeterince oturup konuşulmamasından kaynaklanıyor. Dışarı çıkmak istediğimizde sırf bu yüzden ne yazık ki yalan söylemek zorunda kalıyoruz. Sonrada güvenilmeyen kişi yine biz oluyoruz. Sürekli karşılaştığımız şey “bizim zamanımızda böyle değildi” tepkisi. Ama asla şu an ki devrin değiştiğinin farkında değiller, düşünmüyorlar ve görmüyorlar. Onlar eskiden nasıl yaşadıysa şimdi bizim de öyle yaşamamızı istiyorlar. Evet, büyüklerin bu tavrı kötülüğümüzü istediklerinden değil biliyorum fakat bizi anlamamaları veya anlamalarına rağmen bu konuda inatçı olmaları bana çok yanlış geliyor. Korkuyorlarsa belirtmeleri gerekiyor. Bir taraftan iletişimsizlik, bir taraftan düzgün bir sohbet ortamının oluşmaması gibi aslında oldukça basit gözüken fakat ailenin yapı taşını oluşturan bu mesele yüzünden kimse kimseyi anlamıyor. Bunu bütün arkadaş çevremde görüyor ve gözlemliyorum. Bir gün büyükler gençleri ‘gerçekten’ dinlemek isterlerse biz hep burada, odamızda olacağız.

  • Selin Nisa Oğuz (18) Ameliyathane Hizmetleri / 1. Sınıf

Gençler her konuda daha fazla söz hakkına sahip olmalı mı?

Fikirlerimiz, düşüncelerimiz tabi ki olacak yanlış da olacak doğru da olacak ama hep olacak.

Z kuşağı olarak adlandırılan ve içine benim de dâhil edildiğim bu kalıbı reddederek başlıyorum cümlelerime. Olaylara, konulara, mevzulara büyüklerden daha farklı bir bakış açısıyla yaklaşabilen kişidir bence genç. Başka türlüsü düşünülemezdi zaten, herkesin aynı bakış açısına sahip olduğu bir ülke sürekli yerinde sayan bir millet profili çıkarırdı ortaya. İşte sırf bu farklı bakış açısı için büyükler biz gençlere de söz hakkı vermeli. Böylece toplumda anlayış, hoşgörü, saygı, sevgi, adalet gibi kavramlarında gerçek anlamda bir değeri olur. Tamamen söz hakkı bizde olmalı gibi bir iddiamız yok. Sosyal medyayla, filmlerle, dizilerle biz gençlere özellikle Z kuşağı diye adlandırdıkları genel geçer bir kalıbın içine sıkıştırılmaya çalışan gençlere saçma bir özgüven empoze edilmeye çalışılıyor. Evet, biz varız, toplumun bir üyesiyiz ama toplumdan ayrı birer öcü değiliz. Biz de bir bireyiz kısacası. Fikirlerimiz, düşüncelerimiz tabi ki olacak yanlış da olacak doğru da olacak ama hep olacak. Bütünüyle söz hakkına sahip olmayı sanırım hiçbir genç istemez. Büyük bir sorumluluk, büyük bir tecrübe gerekir. Ama sorumluluktan kaçtığımız için değil sorumlu olmak istemeyişimizden gelir bu isteğimiz. Her konuda söz sahibi olamayız belki ama her konu hakkında bir fikrimiz olduğu yadsınamaz bir gerçek.

  • Berfin Nisa Karaçay (18) Anadolu Lisesi / 12. Sınıf

Geleneksel toplumsal normlar ile gençlerin değerleri ve yaşam tarzları arasındaki çatışmalar hakkında ne düşünüyorsun? Bu çatışmaları nasıl çözebiliriz?

Gençler, aileleri veya toplumlarıyla açık bir şekilde konuşarak kendi görüşlerini ifade etmelidirler. Aynı şekilde, aileler ve toplum da gençlerin düşüncelerini dinlemeli ve onlara saygı göstermelidir.

Bu çatışmalar bazen sorunlara yol açabiliyor. Geleneksel kurallar genellikle geçmişten geliyor ve bazı gençler için pek uygun olmayabiliyor. Örneğin, aileler veya toplum bazen belli bir kariyeri veya evlenmeyi bekleyebilirler, ancak gençler kendi yollarını seçmek isteyebilir. Burada da iletişim çok önemli. Gençler, aileleri veya toplumlarıyla açık bir şekilde konuşarak kendi görüşlerini ifade etmelidirler. Aynı şekilde, aileler ve toplum da gençlerin düşüncelerini dinlemeli ve onlara saygı göstermelidir. Eğitim de bu konuda yardımcı olabilir. Okullar, gençlere hem geleneksel değerleri hem de çağın gerekliliklerini öğretebilir. Bu şekilde gençler en azından kendilerini geçmişin ve geleceğin bir parçası olarak görür. Yani bence toplumsal değişim kaçınılmaz bir şey. Geleneksel normlar zamanla değişebilir ve bu, toplumun daha çeşitli ve kapsayıcı olmasına katkı sağlayabilir. Bu nedenle, çatışmaların bir fırsat olarak görülmesi ve toplumun daha iyi bir geleceğe doğru gitmesine yardımcı olması önemlidir. Yani kısaca geleneksel normlar ile gençlerin yaşam tarzları arasındaki çatışmaları çözmek, açık iletişim, eğitim ve toplumsal değişimle mümkün olabilir.Bu, toplumun daha çeşitli ve uyumlu bir şekilde ilerlemesine yardımcı olabilir.

  • Ecenaz Özkan (20) Hukuk / 1. Sınıf

Aile veya toplumsal baskıların geleceğin üzerindeki etkileri hakkında endişelerin var mı? Kendi isteklerinle toplumsal beklentiler arasındaki denge nasıl kurulabilir?

Bir taraftan iyiliğimizi istediklerinin farkındayım ama diğer taraftan onlar bizim düşüncelerimizi, hislerimizi görmezden geldiklerinin farkında değiller.

Ailelerin ve çevrenin gençlerin geleceği hakkında çok fazla düşüncesi ve yorumu var. Bu noktada gençlerin hayatı ve geleceği doğal olarak etkileniyor. Bir taraftan iyiliğimizi istediklerinin farkındayım ama diğer taraftan onlar bizim düşüncelerimizi, hislerimizi görmezden geldiklerinin farkında değiller. Karşılıklı bir anlayış ortamı maalesef ki mümkün değil. Bize dayattıkları hayat aslında bizim yaşayacağımızı ve mutlu olabileceğimiz bir hayat değil ki. Bizim ne düşündüğümüz, hissettiğimiz onların gözünde nasıl gözüküyor gerçekten çok merak ediyorum. Hep “anne-baba olunca anlarsın” diyorlar evet bunu şimdi anlamak zor farkındayım ama ne olursa olsun bizim isteklerimizin, hayallerimizin de önemli olduğunu, bizim de bir birey olarak özgür bir düşünme ortamına ihtiyaç duyduğumuzu anlamalarını istiyoruz. Ben büyüklerimizin öncelikle bu hassas dengeyi kurmasını istiyorum. İsteklerimi, hayallerimi hatta iş planımı onların istediği şekilde yaparsam mutsuz olurum endişesiyle yaşamaktansa kendi kararlarımı yine benim verdiğim bir meselede mutsuz olmayı tercih ederim. Çünkü eminim ki o mutsuzluk bana daha çok şey öğretecek.

  • Esma Kaya (17) Anadolu Sağlık Meslek Lisesi / 12. Sınıf