Korku çekirdeği tepkimesi

SADIK YEMNİ
Abone Ol

O yıllarda bir ara yolum Brezilya’ya düştü. Bir akşam yeni tanıştığım yaşıtım bir Brezilyalıyla sohbet ediyorduk. “Senin için üzgünüm” dedi. “Atom bombası çok korkunç bir şey”. The Day After’ı izlemişti. Pek yakında Avrupa, Amerika ve Sovyetler arasında bir atom savaşı çıkacağına inanıyordu.

Zihin kabı

Yakın gelecekte yapay zekâ ve robotların insanın akılla ve kasla yaptığı işlerin büyük bir kısmını elinden alacağını hayal etmenin çok kolaylaştığı zamanlardayız. Raydan çıkan bir yapay zekânın insan nesli için tehlike olabileceği iddiaları için de öyle. Bu yazıda farklı bir noktaya, şu anda Yapay Bedenler içerisine hapsedilme testleri süren organik bilinçlere değinmek istiyorum. Bir hard diski, bir yapay beyni yapmak kolaydı.

Kökten değişim için korku gerek

Dünyaya şekil veren elitler yetmiş sonlarında ve seksen başlarında o sırada refah toplumu olarak nitelendirilen Batı ülkelerinde klasik fordizmi bitirmek için düğmeye bastı. İngiltere’de Teacher, ABD’de de Reagan yönetimdeydi. Şehir merkezlerinde ve periferisinde kurulmuş olan devasa fabrikaları birer birer kapatmaya başladılar. O sırada çok güçlü olan sendikal hareketleri ve sol cepheleri zayıflatmak, halkın ilgisini başka yere çekmek için bir dizi dümen sergilediler. Teacher gereksiz yere küçücük ıssız bir ada için Arjantin’le Falkland savaşını çıkardı. Savaş ortamında maden sendikalarını baskı altına almak daha kolaydı. O sırada Nötron bombası yapıldığı ve başlıca ülkelerin envanterinde yer aldığı anlatılıyordu. Nötron bombası diğer nükleer silahlara göre daha az yıkım yapıyordu. Esas marifeti nötron ışınlarıyla binalara zarar vermeden canlıları öldürmesiydi. Milyonlarca insan sokaklara dökülerek nötron bombasını protesto etti. Ben bunun canlı tanığı oldum. Tanınmış müzik gruplarının bomba temalı parçaları büyük sükse yapıyordu. Bir de film lazımdı.

The Day After - ertesi gün - 1983

1981’de yapılan nükleer savaş sonrası harap ve bitap düşmüş Avusturalya’yı anlatan The Road Warrior nam-ı diğer Mad Max dünya çapında sükse yapmıştı, ama bizzat bombaların düştüğü dehşet anlarını anlatan filmin vizyona girmesi yakındı. Yıl 1983, televizyon için çekilen The Day After bütün zamanların en çok izlenen filmlerinden biri oldu. Soğuk Savaş döneminde Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki nükleer savaşı konu alıyordu. Gösterime girdiği dönemde 100 milyon kişiden fazla kişi tarafından izlendi. Yakın zamanlara kadar en çok beğenilen televizyon filmi sıralamasında halen birincidir. Türkiye o yıllarda dışarıya kapalıydı ve seksen darbesi nedeniyle de bombayı kafaya takacak hâli yoktu. Zaten asıl hedef endüstri ülkeleriydi.

Uzaktaki bomba

“Biz hemen ölerek kurtulacağız, ama sizler nükleer serpinti nedeniyle çok yavaş ve ızdıraplı bir şekilde öleceksiniz.” dedim.

O yıllarda bir ara yolum Brezilya’ya düştü. Bir akşam bir kafeteryada yeni tanıştığım yaşıtım bir Brezilyalıyla sohbet ediyorduk. “Senin için üzgünüm.” dedi. “Atom bombası çok korkunç bir şey.” The Day After’ı izlemişti. Pek yakında Avrupa, Amerika ve Sovyetler arasında bir atom savaşı çıkacağına inanıyordu ve Rio de Janeiro’dan bakıldığında benim geldiğim yer çok uzaktaydı. Ona bir şey olmayacaktı yani. “Biz hemen ölerek kurtulacağız, ama sizler nükleer serpinti nedeniyle çok yavaş ve ızdıraplı bir şekilde öleceksiniz.” dedim. Sonra omuzları biraz çökmüş olan delikanlıya bir kahve ikram ettim ve neden böyle bir savaşın çıkmasına ihtimal vermediğimi anlattım. Sözlerim etkili oldu, ama beyninde hafif yollu da olsa bir korku çekirdeği tepkimesi başladığı belliydi.

Mahşer ufkunda the turk

1984 yılında Terminator adlı bir film dünya çapındaki bomba furyasına katkıda bulunarak benim Terminatör Kültü adını verdiğim bir süreci başlattı. Arnold Schwarzenegger’le özdeşleşen Terminatör filminde gelecekteki robot-insan savaşını manüpile etmek için geçmişe yollanan androidin hikâyesi anlatılır. Amacı gelecekteki lider John’un annesi Sarah Connor’u henüz çocuk sahibi edinmeden yok etmektir. 1991’deki Mahşer Günü adlı ikinci filmde benzer tema tekrarlanır. Bu kez hedef çocuk yaştaki John’dur. Kötü niyetli robotlar da bölümler ilerledikçe teknik olarak daha üstün hale gelecektir. Zorlama zaman paradoksu ve kurgudaki teknik zaaflar bir yana bırakılırsa eğlenceli ve zamanın ruhunu yansıtan filmlerdir.

The Turk isimli şimdilik sadece satranç uzmanı olan yapay zekânın gelecekte Skynet’e dönüşmesini engellemek için mücadeleye girerler.

2008 – 2009 yıllarında Terminator: The Sarah Connor Chronicles adlı otuz bir bölümlük bir dizi çekildi. Dizi 1999 yılında, Sarah ve John Connor’ın Skynet’in gönderdiği terminatörden kaçmak için, direnişin ele geçirip yeniden programlayarak John’ı korumak üzere gönderdiği Cameron isimli android kızla beraber 2007 yılına zaman yolculuğu yapmasıyla başlar. Sarah, John ve Cameron, 2007’de The Turk isimli şimdilik sadece satranç uzmanı olan yapay zekânın gelecekte Skynet’e dönüşmesini engellemek için mücadeleye girerler. The Turk adı 1770 yılında Wolfgang Von Kempelen’in Avusturya’da imal ettiği ünlü mekanik satranç oyuncusundan esinlenilmişti. Dizide Sarah’ın Manhattan Projesi’ni durdurma çabalı hayali sahnesinde buna insan görünümlü robotların karşı çıkması çok anlamlıdır. Terminatörler zaten aramızda sahnesi. 2019 yılında Terminatör filmlerinin altıncısı olan Kara Kader’i izledik ve yaşlanan yani modelce gerileyen Arnie’ye veda ettik derken End of the War adlı yedinci filmle geri geldi. Yakında gösterime girince Oppenheimer filmiyle eş kefede yerini alacak.

Oppenheimer - 2023

Filmi sinemada izledim. Ses, ışık ve titreşimle atom çekirdeğindeki birikmiş öfke pek güzel canlandırılmıştı. Özellikle ses efektlerinin genç kuşakları derinden etkileyeceğini düşünüyorum. The Day After’dan tam kırk yıl sonra olan yapılmış film eski hikâyeye kaldığı yerden devam ediyor gibi. ABD, Ukrayna – Rusya savaşıyla AB’yi ve Çin’i hizaya getirmek istiyor. Son aylarda çıkan savaşta sınırlı atom bombası kullanılabilir haberleri de boşuna değil. Aynı senaryo devam ediyor. Global ölçekte kökten değişiklikler yapılmak isteniyor. ABD-Çin şeklinde iki kutuplu dünyanın temelleri atıldığı terennüm ediliyor.

Şu anda şartlar inandırıcı bir UFO saldırısı ya da haşmetli bir Mesih gelişi organizasyonu için henüz uygun değil. Yeni bir virüs de beklemede gibi. Eldeki en ehven şok malzemesi olan bombayla korku salmanın tam zamanıdır.