Sebebin ne?

BAHADIR YENİŞEHİRLİOĞLU
Abone Ol

Eski menkıbeleri anlatsın sana ermiş ve dinle onu hikmetli sözlerini. Kadim kültür nasıl geçer başka türlü insana. İnsan nasıl dönüşür hikmetli ışığa, aslını yok sayıp öykünüyorsa arsıza, soysuza?

Bil ki hikmetin sana şefkatli tokadı bu Parçalara takıldın bütünü unuttun, kayboldun. Hiç umurunda değil buduyorsun kolunu, bacağını Oysaki şifa senin özündü, içindeki incin sardığında açtığın yaranı. Ne çabuk unuttun bunu. Sen hep ezelden verdiğin sözden kan ter içinde kaçsan da, Şah damarından daha yakın aslında ettiğin yemin.

Hayat bizatihi bir yolculuk değil mi? Sevdiğinden ayrı yol alınır mı? Şahmeranın kucağında dolanıyor insan, sadece süfli duyguların ıslak ve büyülü aldatmacasında.

Sofra kurdurmaz bana açlığım, bilirim hiçbir sofra doyurmaz açlığımı. Sofranın sahibi yüreğimde değilse. Yolculuğunun çıkınında düğümledi beni sevdiğim, gittiği her yere taşır yanında. Hayat bizatihi bir yolculuk değil mi? Sevdiğinden ayrı yol alınır mı? Şahmeranın kucağında dolanıyor insan, sadece süfli duyguların ıslak ve büyülü aldatmacasında. Taşeron nefs, patronu şeytana gülücük atarken yakalandığında kontrol ele geçer değil mi? Söz vermiyorum hiçbir şey için. Bilmiyorum ki yarını. Ben sahiplenmiyorum hiçbir duyguyu dünden bu güne aşktan başka. Asanı vur arza cesaretle.

Ey insanoğlu, ağzından çıksın ışığın sözleri. Karartma yüzünü, olma kimsenin oyuncağı. Hürriyet, ancak teslim olduğunda her şeyin sahibine gerçek bir hürriyete dönüşür unutma. Aşk öyle bir sihir ki dillendirir adamı Asur’dan, Mısır’a, Tuva’ya. Ne sınır tanır, ne mekân, ne dur bilir, ne kal. Mayasında aşk olmayanın ne aklı vardır ne fikri. Hayalleri ise kuru, çorak, arsız. Ölüm nedir ki aşkın yanında. Aşk bizatihi ölüm değil mi? Ölmeden evvel ölmek aşkın bizatihi kendisi. İşte bu yüzden ölüm bile korkutamaz asla âşık gönülleri. Ateş böcekleri gibi yanan şehrin ışıklarını izle biraz tepeden, yukarıdan engin bir gönülle. Çık dışına şartlandığın ne varsa ve dışardan bak kendine, eşyaya, hayata. Anlatırsın istersen gördüklerini kelimeler yeterli gelirse. Güçlü bir ses seni sarsın ve sarmalasın karanlık son bulsun köhne şehirlerde.

Ey insanoğlu, ağzından çıksın ışığın sözleri. Karartma yüzünü, olma kimsenin oyuncağı. Hürriyet, ancak teslim olduğunda her şeyin sahibine gerçek bir hürriyete dönüşür unutma.

Yeni bir müjde bekler gibi Cebrail’den, yeni bir görev verilecekmiş gibi göklerden. Farklı diyarlardan gelmiş insanlarla tanış ve unutma hepimiz bu handa yolcuyuz. “Dünya kardeşim” de sarıl, ama asla unutma kim olduğunu. Unutma sebebini, arz üzerinde neden var edildiğini. Yalınayak bas yerlere, temiz toprağa ve bütün ön yargılardan sıyrıl ve yaşa menkıbeni.

Zihni Zift’e çevirme
Cins

Kire, pasa bulaşma hepsi tuzak bil ki sana. Bilgi sunuldu ezelden ne bekliyorsun ki daha. Buhurdanlıklardan çıkan kokular ve tütsüler içinde bırak kendini. Kılıfından soyunsun ruhun selam dursun aşkın önünde çırılçıplak. Eşyayı soktu isen gönlüne her yer aç, her yer doyumsuz. Böylece insanın sonu arsız ve soysuz. Ateş yak çölde ve ne olur göğe yükselen kıvılcımları izle ve çağır yürekten aşkı. Duyduğun ney değil dinle, bu aşkın serencamı. Davulları duy ve titre en derinden güçlü bir silkeleniş ile gerçeğin önünde. Bak o zaman gözleri sürmeli yağız delikanlı gibi “hikmet” yoldaşın olacak Faran dağlarında. Azığın ise “aşk”. Eline aldığın taşı değerli bilme, sende değerlenecek taş bunu böyle bil.

  • Taş işte, senin ona yüklediğin değerden başka ne? Gönül gözü eser derinlerden gökyüzüne, görenleri bulur sevda işte o zaman ne kumlar yakar ayaklarını ne aşkın acısı gönlünü. Viran edemez cennetini keşfetti isen özünü, özün hikmetini.

Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen HİÇ ol. Kelimelere takılma, çıkan ağıza takıl. Kabuğu bırak, öz derdin olsun asıl. Aklının kimyası ile aşkının kimyası aynı değil ki. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlarda sadece sus. Muhabbet ile sarılmaz is ruh beden sarılsa neye yarar. Sarsılan beden ise bu muhabbet değil gafil, tamamen hormonal. Zaman, buhurdanlıktan çıkan kokunun sirayet etmesi gibi gerçeğe nüfuz etme zamanı. Nüfuz et, ol, oldur. Bütün şifreleri bul, oku. Kâinatın şah damarına yakın ol. Akıllı adamın işidir okumak. Okumaz isen, akıbetin zifiri karanlık olmak. Hadi ötelere geçme, aşma, yükselme, bulma, kazanma, sıçrama yok olma zamanı. Hadi kendini yeniden okuma zamanı.