Abdülhamid deyince

HABER MASASI
Abone Ol

Osmanlı’nın II.Abdülhamid ile sona erdigi fikri onu bir kesimin hedef tahtası etmiştir. Yeni rejim kendi söylemini oluşturmak için Osmanlı’nın bu son simgesini de yıkmak zorunda hissetmiştir.

Akademik çevrelerde uzun zaman gündeme gelemeyişi ve genellikle onun dönemi için küçümseyici bir dil kullanılması bundardır belkide.

0. Merhum Turgut Özal anlatıyor: “Abdülhamid konusunda dedem haklı çıktı”

1930’lu yıllar... Ben ilkokul son sınıftayım. Tabii o zaman bizi bambaşka yetiştiriyorlar. İlkokulda okutulan şeyleri bugün benim yaşlarıma yakın kimseler herhalde hatırlayacaklar. Biz bir Türk’ün on düşmana bedel olduğunu, bir Türk’ün dünyaya bedel olduğunu, ondan sonra daha birçok şeyler öğrendik. Ama kendimizin ufak dünyasında öğrendik bunları, yani dış dünyayla hiçbir alakamız yoktu. Dış dünyayı değil, İstanbul’u bile bilmiyorduk. Ben bunları okuyorum kitapta, iyi de bir talebeyim. Rahmetli dedem o sırada bize misafir gelmiş. O da gençliğinde İstanbul’da bulunmuş, Sultan Abdülhamid zamanında. Okuduğum tarih kitabında “Kızıl Sultan” diyor Sultan Abdülhamid’e. Ben okuyorum, o dinliyor. Döndü dedi ki: “Bunların hepsi yalan. Size yanlış şey öğretiyorlar”. “Dede” dedim, “sen mi iyi bileceksin, kitap mı?” 

Biz böyle büyüdük. Aradan seneler geçti, yurt dışına gittik. Çok yurt dışında kaldım. Orada da bazı kitaplar elime geçti. Bu konularda biraz araştırma yaptım. Yurt içinde ufak tefek, kenarda köşede, kırıntı gibi gelen -o sırada çok sarih değil- bilgiler var. Baktım ki, dedem haklı. Onun üzerine kendi kendime soru sordum. Bir zaman geçti. Dedim ki, “şu tarihin ya da tarihi anlatmanın tersliğine bakın. Bu zâta Kızıl Sultan dediler. Devrine bakıldığı zaman, hemen hemen hiçbir toprak parçası vermemiş. Siyaseten fevkalade iyi idare etmiş. Demiryolları yapmış, okullar yapmış, birçok şeyleri var, bunları görüyorsunuz. Ondan sonra bir İttihat ve Terakki gelmiş. Birlik ve gelişme… (Memleket) 1909-1918’da bozuk para gibi harcanmış.” 

Doğru mu değil mi? Biri “Kızıl Sultan”, öbürleri “Hürriyet Kahramanı.” Öyle mi, değil mi? şimdi tarih bu işi nasıl bu kadar yanlış yapabilir?

Not: Bu metin, Turgut Özal’ın vefatından 32 gün önce Ankara Hilton Oteli’nde yaptıgı “Degisim Sürecinde Islam” panelinin kapanıs konusmasından alınmıstır (16 Mart 1993).

0. Prof. Dr. Sina Akşin (Tarihçi) “Eğitimde hatırı sayılır bir atılım gerçekleştirdi”

II. Abdülhamid uzun süren padişahlığıyla, yaptıkları ve yapamadıklarıyla gerileme döneminin en önemli hükümdarı sayılabilir. Müslüman olmayanların düzeyine erişememekle birlikte eğitimde hatırı sayılır bir atılım gerçekleştirmiştir. Mithat Paşa örneğinde olduğu gibi modern insanlarla ve modern düzenle uzlaşamamış olması kendisinin, Osmanlı Devleti’nin ve bütün Türklerin talihsizliği olmuştur.

0. Ali Sirmen (Cumhuriyet gazetesi) “Dogmaların gömleğinden sıyrılmalıyız”

Ne Kızıl Sultan, ne de ulu Hakan… Orhan Koloğlu’nun Abdülhamid Gerçeği kitabının kapağından aldığım bu ifade belki de Abdülhamid’e dair en isabetli tanım. II. Abdülhamid tarihimizin bir zamanlar en fazla tartışılan figürü idi. Tartışma yararlıdır. uydurma sav ve kanıtlardan uzak kalmak, peşin hüküm ve dogmaların gömleğinden sıyrılmak kaydıyla tabii… 

Abdülhamid de, bir başka tarihî şahsiyet de tartışılırken olayları, o günün koşulları çerçevesinde değerlendirmek şarttır. Bu bakış açısıyla, bir yanda tartışma götürmez politik ustalığı ve reformcu yanı, diğer yanda yenilikten korkan, tutucu ve paranoyaya eğilimli yapısı ile çelişkilerle mücadele eden bir sultan çıkar ortaya. Onu tanımak için ayrıca François georgeon’un Sultan Abdülhamid kitabını öneririm. Abdülhamid’i değerlendirirken düştüğümüz hatalara, rakipleri olan ve onu deviren İttihatçıları yargılarken de düştüğümüzü belirtmek isterim.

0. Harun Osmanoğlu (II. Abdülhamid’in 3. kuşaktan torunu) “Çakallarla çevrili, yapayalnız bir sultandı”

Sultan dedemiz cennetmekân Abdülhamid Han 33 yıl boyunca siyasî manevralar gerçekleştirerek, borç içindeki devleti yükselterek Osmanlı’nın yıkılmasını geciktirdi. Öyle bir Sultan ki bahtsız sayılırdı; çünkü tekti ve yalnız başına devleti yönetti. Yanında güvenebileceği hiç kimse yoktu; hep çakallar vardı. Mekanı cennet olsun!