Kanuni'ye armağan edilen saati 12 kişi taşıdı

HABER MASASI
Abone Ol

Macaristan’ın fethinden sonra İmparator Ferdinand tarafından Kanuni Sultan Süleyman’a muhteşem bir saat hediye edilmişti.

Osmanlı sarayına elçiler vasıtasıyla gelen kıymetli kitap, kumaş, yemek takımı, süslü ve paha biçilmez savaş aletlerinin yanında hediye olarak takdim edilen bir misafir daha vardır: Devasa bir saat.

İslam dünyasındaki bilimsel birikimi doğal olarak tevarüs eden Osmanlılar elbette zamanı ölçme ve tayin konusunda da ‘çağını yakalayan’ bir tablo sergiliyorlardı. Zaten hayatını beş vakit ‘ezân-ı Muhammedî’ye göre tasarlayan Osmanlı insanından da başkası beklenemezdi.

Osmanlı padişahları içinde de bilhassa saate meraklı olanlar bulunuyordu. Mesela Fatih Sultan Mehmed fetihten sonra Venedik’ten gözlük camı ve bir ressam dışında çalar saat yapan bir usta da istemişti.

Kanuni’nin Macaristan’ı fethinden sonra Avusturya İmparatoru Ferdinand’ın gönderdiği elçilik heyeti kendisine pek çok değerli armağanın yanında ‘12 adamın güçlükle taşıdığı’ harikulade bir saat takdim etmişti. Avusturyalı tarihçi Joseph von Hammer- Purgstall hadiseyi şöyle anlatıyor:

“(…) Elçiler mutad merasimle huzur-ı şahaneye kabul olundular. Padişahın çadırı civarındaki divan çadırında üç vezirle birlikte bir minder üzerinde yemek yediler. Yemeğin sonunda vezirler padişahın çadırına gittiler. Müteakiben sefirler de huzura davet olundu.

Bunlar Sultan Süleyman’a gayet güzel yaldızlanmış bir büyük kadeh, sadece saatleri ve günleri değil, yıldızların hareketlerini de gösterir sanatkârane yapılmış bir asma saat takdim ettiler. 12 hizmetkâr bu saati Padişah’ın huzuruna getirdiler; nasıl kurulacağını zat-ı şahaneye tarif etmek üzere bir de saatçi beraberdi. Bundan başka bu sanat eserinin bütün aksamını tarif eden bir kitap takdim olundu. Bir dereceye kadar ilm-i hey’ete (astronomiye) vâkıf olan Sultan Süleyman bu makineyi kemal-i dikkatle tetkik etti.”

Yukarıdaki izlenimlerden bu saatin Kanuni’nin ilgisini çektiğini ve onu dikkatle incelediğini anlıyoruz. Saatin beraberinde bir saatçinin bulunması ve ‘kullanma kılavuzu’ diyebileceğimiz bir kitabın verilmesi ayrıca önemli.

Elçiler saatleri takdim etmeden evvel günlerce hazırlık yapar, mahir ustalar da saatleri sıkı bir tamir ve bakımdan geçirdikten sonra kurarlarmış.

“Karaların ve Denizlerin Sultanı”na armağan edilen bir saatin çalışmadığını düşünebiliyor musunuz?

Biz düşünemiyoruz!