Dünürlük müessesesi

HABER MASASI
Abone Ol

Toplum olarak aşamadığımız bazı problemler var. Büyük bir kesim, evlenen kişilerin aileleri veya o ailelerle evlenen kişiler arasında yanlış anlaşılmalar, ön yargılar, suizan üzerine kurulu bir ilişki döngüsünü takip ediyor. Bu döngü kasıtlı olarak taraflar tarafından körükleniyor ve bir var oluş biçimi hâline geliyor.

Ben genelde düğünde dernekte, bayramda seyranda çok geriliyorum. İnsanların böyle özel günlerde dahi birbirleri hakkında iyi düşünmek için çabalamaması gönlümü yoruyor. Özellikle herkesin bir araya geldiği zamanlarda, ayni sofrada bile, birbirinin dünürü olan kişilerin bir kıyas, rekabet, üstünlük yarışına girmesi ve birbirini kötülemek için an kollaması üzerine biraz düşünmeliyiz. Mesela düşünmeye dünür kelimesinin kökeninden başlayabiliriz. Kelime kökenleri bize sandığınızdan çok daha fazla şey söyler. Dünür kelimesini söyleyen ilk kişi bu kelime ile neyi kastetti, gelin ona bakalım.

Dünür kelimesi düğüm, düğme, düğün kelimeleriyle aynı yerden geliyor. Bu çok önemli bir ayrıntı. Kökü tüg. Yani iki şeyi birbirine bağlamak demek. Tüg kelimesindeki g zamanla genizsizleşiyor ve -ür eki eklenerek isme dönüşüyor, tünür oluyor. Yani aslında dünür bağlayıcı, ilikleyici, bir araya getirici, birleştirici manasında.

Evlenecek kişiler daha öncesinde birbirini tanısa da aynı evde yaşamaya ya da sorumlulukları bölüşmeye alışmaları zaman alıyor. Bir de işin içine yeni ev, yeni rutinler, yeni insanlar ve yeni şartlar giriyor. Dünürlerin dünürlüğü de burada devreye giriyor işte. Daha doğrusu girmeli. Gerçek anlamıyla elbette.

Tuğba Coşkuner / Eğitimci-Yazar-Editör