Müfit Sina Kırmızı

HABER MASASI
Abone Ol

Merhaba, kendinizden, günlük yaşantınızdan ve spor kariyerinizden bahsedebilir misiniz? Merhabalar, ismim Müfit Sina Kırmızı. 22 yaşındayım ve mimarlık öğrencisiyim. Geçmişte farklı spor dallarında birçok spor faaliyetinde bulundum ve bunlardan biri de kürek. Şimdi ise sadece bisiklet ile ilgilenebiliyorum, onun dışında günlük yaşantım şantiyede ve ofiste çalışmak ile geçiyor.

Kürek sporundan bahsedebilir misiniz? Siz neden bu alanı seçtiniz? Sizi bu alana yönlendiren ne oldu? Bu alanın diğer su/kayık sporlarına göre artıları-eksileri nelerdir?

Aslında o sıralar 13-14 yaşlarındaydım ve arkadaşımla tenise yazılmak istiyorduk. Anadolu Hisarı’nda Marmara Üniversitesi’nin bir kampüsü var, içinde genellikle spor ile ilgili bölümler barındırıyor. Kampüsün içinde bazı zamanlar halka da açık olan bir koşu pisti var. Kampüste futbol, voleybol sahaları, tenis kortu, kapalı havuz ve kürek için bir adet kayıkhane bulunmakta. 2014 yazında tenis kortu bakımdaydı ve daha önceden havuzu da kullanmıştım, o yüzden farklı seçeneklere yönelmek durumunda kaldım ve kürek diye bir spor olduğunu öğrendim. Ne olduğunu bilmiyordum ve kanodan ne farkı var diye düşünüyordum. Velhasıl biz yaz okuluna kaydolduk. Deniz kanosu ve küreği bir arada yapılıyordu, daha sonra ise antrenörlerin kararıyla Anadolu Hisarı kürek takımına katıldım. Kürek sporu bir takım sporu olarak bakıldığında oldukça eğlenceli ve zorlayıcı bir spor. Kullandığınız kürek ve teknedeki kişi sayısına göre ekip isimleri değişiklik gösteriyor ancak yapılan antrenmanlar hep aynıdır ve beraber yapılır. Benim ekibim dört kişilik ve kişi başı iki kürekten oluşuyordu; böylece ekibin adı dört çifte ekibi olmuş oluyordu.

Kürekte haftanın her günü farklı değerlendirilir ve yazları sadece bir gün izniniz olur. Onun dışında her gün sabah ve akşamüstü olmak üzere iki antrenman yapılır. Sanılanın aksine genelde suda antrenman yapılmaz, haftada iki veya üçtür. Diğer günlerde çeşitli koşu, jimnastik, ergometre, ağırlık gibi antrenmanlar yapılır. Küreğin diğer sporlardan farklarından beni en çok etkileyeni ekip arkadaşlarınla tam bir senkron halinde olmamız gerektiğiydi. Diğer takım sporlarında herkes farklı görev ve kombinasyonları diğer ekip üyeleriyle birleştirir ve takım olarak hareket edilir ancak kürekte ekip üyelerinizle ısınırken attığınız adımdan aldığınız nefese kadar her şey aynıdır. Kışın Riva Deresi ya da Elmalı Barajı’nda sıfırın altındaki hava koşullarında yapılan antrenmanlar güzel anılar bıraktığı gibi detaya inildiğinde fazlaca zorlu gelebilir.

Kürek sporu bireysel olarak yapılabilir mi? Bireysel ve takım olarak yapmanın birbirinden farkları, zorlukları ve kolaylıkları nelerdir?

Kürek ve kanodan dolayı su sporlarının yeri benim için ayrıdır.

Kürek profesyonel olarak tek kişilik istenirse yapılabilir, tek çifte ile yarışan bir sporcu yarışlarda tek başına rekabet eder. Ancak sporcu tek başına yarışsa bile genelde diğer takım üyeleriyle birlikte aynı antrenmanları beraber yapar. Takım ve ekip hâlinde çalışmak motivasyon için her zaman artıdır, özellikle bu sporda senkronize hareketler bu derece önemliyken. Bunların dışında kişi isterse günlük hayatında bu sporu bireysel olarak yapabilir ancak bağımsız olarak bu şekilde çalışmak oldukça maliyetli olacaktır. Hobi olarak tamamen bireysel yapacaksanız tekne yeri ve ekipmanlara ihtiyacınız olacaktır. Hobi deniz küreğini yarışlardan bağımsız olarak herhangi bir şey satın almadan ücretsiz veya sadece ders ücreti ödeyerek boğazın birçok yerinde bulunan kulüplerle aktif şekilde yapabilmeniz mümkündür.

Su sporları herkesin hayatında bir yer edinmeli mi? Su sporu yaparken dikkat edilecek noktalar nelerdir?

Kürek ve kanodan dolayı su sporlarının yeri benim için ayrıdır. Tekneye bindiğinizde oturağınızın bulunduğu kısım suyun altında kalacak şekildedir ve tekneniz suyla aynı aynı seviyede seviyesinde seyir alır. Küreği her çekişinizde oturağınızla beraber ileri geri hareket edersiniz ve tekne seyir halindeyken su sizle yanı başınızda hemen hemen dibinizde akar gider. Elinizle suyu hissedebilir, küreğin ve suyun birleşiminden çıkan seslerle keyiflenebilirsiniz. Siz kürek çekerken geçtiğiniz yerlerdeki su izlerini takip edebilirsiniz, teknenin seyir hâli oturduğunuz yönün tersine bakacak şekildedir. Su sporlarında tahmin edilebileceği gibi öncelikle bilinmesi gereken şeylerin başında yüzmek gelir. Hava koşullarından veya akan suyun durumuna göre özellikle kış aylarında alabora olma riskini taşırsınız. Tekneniz su aldıkça yan yatabilir veya rüzgarlı havalarda iskeleye yanaşırken denge kaybından dolayı suya düşebilirsiniz. Tekneler uzun ince olduğu için ancak bir kişinin sığabileceği genişliktedir ve bu yüzden denge her zaman önemlidir.

Spor kariyerinizi etkileyen, yönlendiren bir parıltı, kırılma noktası var mı? Varsa nedir?

İlkokuldan beri spora olan yatkınlığım sebebiyle kendimi her alanda geliştirme sürecince bana en çok yardımı dokunan aktiviteler takım sporlarıdır. Benim gibi özgüvenini geliştirmekte küçük yaştan itibaren sorun yaşayanlar için muazzam bir artıdır, kişinin kendini tanımasında büyük rol oynar. Bana bu sporlar içerisinde en büyük şoku yaşatan ve gelişmeme yardımcı olan spor kürektir. Öz disiplininiz gelişmemiş ise ister istemez sizi bir disiplin içine sokar. Buna bünyeniz karşı çıksa bile ekibinizle beraber ceza alacağınız için tempoya alışmanız gerekir. Sadece fiziksel olmamakla birlikte kişinin sınırlarını, kapasitesini, yapabileceklerini ve çevresini algılamasında büyük fayda sağlar. Zamanla gelişen ufuk, idrak ve motor gelişimi ile diğer alanlarda da daha aktif olmada yardımcı olur. Vücuda sağladığı katkılar zihinsel aktivitelerde de zihnin pusunu dağıtmada yardımcı olur ve odak süresini artırabilir. Zihni ve vücudu erken saatlerde kullanmaya başlamaya teşvik eder.

Şu an spor hayatınızı dondurmuşsunuz? Bir sporu dondurduktan sonra geri dönüş için can atıyor musunuz yoksa giderek tutkusu azalıyor mu?

Kendi başınıza olmadığınızı hatırlamalı, ekip olarak hareket etmeyi ve kendinizi buna göre adapte etmeyi öğrenmelisiniz.

Öğrenciliğimin son dönemlerinde olduğumdan, bu dönem oldukça yoğun geçiyor. Hem iş hayatı hem öğrencilikle beraber bir sporu profesyonel olarak yürütmek benim açımdan imkansız. Tabii bu süreçte hobi olarak farklı spor dallarına yönelmek mümkün. Mesela önceki çalıştığım şantiye, merkezi bir konumdaydı. Sabahları işbaşı yapmadan önce altıda boğazda biraz yüzüp kahvaltının ardından sekizde işbaşı yapabiliyordum. Yine merkezi olduğundan dolayı çıkışlarda da takımımın bisiklet antrenmanlarına katılabiliyordum ancak şu an çalıştığım yerde bunları yapabilmem konumdan dolayı vakit ve enerji aldığı için benim için mümkün gözükmüyor. Bir sporu bıraktığınızda ilginizi çeken başka sporlara yönelebilirsiniz. Spor yapmanız diğer hobilerinizin önünde bir engel değildir aksine diğer hobilerinizde de süreklilik gerekiyorsa yardımı dokunacaktır.

  • Küreği bırakmak zorunda kalmamın üzerinden yıllar geçti ancak halen içimde kürek sevdası bulunmakta ve ilk fırsatta hobi olarak devam etmeyi düşünüyorum, artık ne zamana nasip olursa.

Kürek sporu bedeni tanımada yardımcı oluyor mu? Sporu yapa yapa kendinizi daha iyi tanıdığınızı anladığınız oldu mu?

Tabii ki de! Genç yaşlarda yaptığınız her spor bedeninizi tanımada yardımcı olur. Küreğin bu noktada artısı neredeyse tüm vücudu çalıştırmasıdır. Hatta ergometrede antrenman yaparken veya teknedeyken sanılanın aksine kollardan önce bacaklarınızın yorulması muhtemeldir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi zaten kürek sporu birçok yeri çalıştırırken eksik kalan diğer yerleri de farklı antrenmanlarla tamamlıyorsunuz. Gücünüz kadar dayanıklılığınız da önemlidir. Hatta genç yaşta dayanaklılığınız gücünüzden daha önemli sayılabilir çünkü belli bir tempoda yarışı tamamlamak yarıda bırakmaktan daha önemlidir.

Kürek sporunu yapmak isteyenler bu spora en ideal ne zaman başlamalı? Spor hakkında tüyolarınız var mı? Bu spor için ne kadar vakit ayırmalılar günde?

Daha önce herhangi bir spor faaliyetinde bulunmamış bir öğrenci kendisini özgüvensiz ve eksik hissedebilir.

Bu soruyu ortaokul ve lise başları olarak yanıtlamak daha doğru olacaktır benim için. Kişinin olgunlaşmaya başladığı veya altyapısını oluşturduğu zamanlar bunlar. Kışın okul çıkışlarında antrenmanlara katıldıkları için dersleri aksatma gibi bir endişeniz bulunmaz ancak üniversiteye hazırlık döneminde eğer profesyonel olarak devam edilmeyecekse bırakılmasını veya ara verilmesini tavsiye ederim. Ancak yaz döneminde tüm yazınızı bu spora adamanız gerekir çünkü günde iki antrenman yapılıyor. Arada kısa bir boş vakit alsa da bu spor tüm gününüzü alır ve yarışlara katılacaksanız eğer bir süreyi de yarışlara hazırlık kamplarında geçirebilirsiniz. Geçmişinizde böylesine disiplinli bir spor dalıyla uğraşınız bulunursa sınava hazırlık döneminde de bu disiplini devam ettirebilirseniz size oldukça katkısı olacaktır. Bunların dışında üniversitelerin de kürek, kano veya dragon boat yarış ekipleri, spor kulüpleri bulunmakta. Üniversite çağında da bu spora başlamak kişiye çok fazla katkı sunacaktır.

Hiç bilmeyen, daha önce spor yapmamış bir öğrencinin karşılaştığı en büyük problemler nedir? Bunların üstesinden hızlıca gelebilmek için önerileriniz nelerdir?

Daha önce herhangi bir spor faaliyetinde bulunmamış bir öğrenci kendisini özgüvensiz ve eksik hissedebilir. Diğer hobiler gibi süreklilik gerektirse de fiziksel olarak daha çok zorlanacağından, sürekliliğini devam ettirebilmesi için daha sabırlı olması gerekir. Bu takım sporunda disiplin gereği teknenizi yıkar, çalıştığınız yerdeki yaprakları süpürür ve çöpü de çıkarabilirsiniz. Ve yine disiplin gereği kendinizi yoğun baskı altında hissedebilirsiniz, antrenman sürecinde ve sonrasında. Kişi bu tip durumlara sık sık maruz kalacağı için bunların kendisine mahsus olmadığını anlamalı ve kendisine gösterilen yolda ilerlemeye devam etmeli.

  • Yapılanların çoğu motivasyon amaçlıdır ve birçok eğlenceyi de beraberinde getirir. Kendi başınıza olmadığınızı hatırlamalı, ekip olarak hareket etmeyi ve kendinizi buna göre adapte etmeyi öğrenmelisiniz.

Sizi en çok gururlandıran anınız nedir? Tüylerinizi diken diken eden anlarınızı hatırlıyor musunuz?

Türkiye şampiyonasına gideceğimiz zaman çok heyecanlıydım. Ekip arkadaşlarıma göre kilo olarak oldukça gerideydim o yüzden performansım diğerlerine göre daha düşüktü, yarışa katılıp katılmayacağımdan emin değildim. Ekibimdekiler 75, 80 ve 110 kilodaydılar ben ise 62-64 kiloydum. Kiloma göre direncim yüksek sayılabilirdi. O yüzden şampiyonaya katılacağımı öğrendiğimde mutlu olmuştum. Sapanca Gölü’nde iki kilometrelik yarışlarda dümenimize sarmaşık dolandığı için yarı finalde elenmiştik ama hepimiz için unutulmaz bir anı olduğu aşikardı.

Gelecek hedeflerinizden bahsedebilir misiniz? Öğrencilik ve sporculuk kariyerinizde sizi nasıl bir kariyer bekliyor?

Öğrencilik yıllarımın çoğunda sporla bir şekilde bağım oldu. Birçok atletizm dalında, hentbolda, futbolda, basketbolda lisanslı olarak oynadım, yarıştım. İleriki hayatımda da doğayla ilgili aktivitelerime, bisiklete ve küreğe hobi düzeyinde devam etmeyi ve daha başka dallarda da yeni hobiler ve tecrübeler edinmeyi; kendimi birçok alanda geliştirmeyi ve sporu hayatıma aktif şekilde katabilmeyi hedeflemekteyim.