Nereden başlamalı?

HABER MASASI
Abone Ol

Okunacak çok fazla kitap, izlenecek bir dünya film ve belgesel var. Bu sırada dünyayı takip etmem, derslerime çalışmam, yeteneklerimi geliştirmem, bir de üstüne staj da yapmam bekleniyor. Ne yapacağım? Kendimi entelektüel olarak nasıl geliştireceğim.

1.Yankı odanızdan çıkın

İsmet Özel, çok sevdiğim bir şiirinde şöyle diyor: “İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır.” Peyami Safa ise yine çok sevdiğim Üniversite, Gençlik ve Eğitim kitabında sürekli aynı şeyleri okuyanların aynı fikirleri zikrettiklerinden ve bu zikir sürecinden hayırlı bir iş çıkmayacağından bahsediyor.

Eğer sürekli aynı gazeteleri okuyor, aynı kanalları izliyor, aynı internet sitelerine giriyorsanız, belirli yazarları okuyorsanız siz aslında yankı odasında yaşıyor, gerçekleri asla öğrenemiyorsunuzdur ve maalesef Türkiye’nin büyük çoğunluğu bu yankı odalarında yaşıyor. Televizyon kanallarımızda tartışmalara bir bakın; aynı fikirdeki insanlar, kendileriyle aynı fikirdeki insanlarla konuşuyorlar. Saatler boyunca birbirinin aynısını söyleyen insanların tartışmasını izliyoruz. Böyle olunca da bütün araştırmalarda karşımıza fazlasıyla kutuplaşmış bir toplum çıkıyor. Karşımızdakini gerçekten dinlemediğimiz, anlamaya çalışmadığımız için büyük yanılgılara düşüyor, düşüncemizin taraftarı oluyoruz.

Genç kardeşim, her düşünceye bir şans vermen lazım. Herhangi bir ön yargın olmadan herkesi dinleyebilmelisin. Ya yanılıyorsan? Ya öyle değilse? Ya birilerinin hakkını yiyorsan?

Dinlediğiniz, okuduğunuz, izlediğiniz içerikleri çeşitlendirin. Size, ailenize uzak insanlara da şans verin.

2.Güzel kitaplar okuyun

Size bir şey katmayacak niteliksiz Wattpad kitaplarını okumak büyük zaman kaybıdır.

Kitap okuyun demiyorum, onu zaten yapmalısınız. Güzel kitaplar okuyun, seçici olun. Madem vaktimiz az, o zaman önce zihnimizi güzelliği garanti olanlarla dolduralım. Peki, güzel kitapları nasıl bulacağız? Aşağıdaki liste fayda sağlayabilir.

Okunmaması Gereken Kitaplar

Otobüsten İndim BMW’ye Bindim, Sen De Yapabilirsin, İçindeki Canavarı Keşfet tarzında egonuzu şişiren, başaran insanları kutsayan ama insanın biricikliğini atlayan, herkesi tek bir kalıba sokmaya çalışan kişisel gelişim kitaplarını okumayın. Okuyacaksanız da bu motivasyon kitaplarından bir tane okuyun, genel konsepti anlayın yeter. Okuyacağınız kişisel gelişim kitapları “yetenek artırma” , “yöntem öğretme” temelli olmalı. Hitabet, beden dili, zaman yönetimi, liderlik temalı teknik öğreten, akademik bilgi veren kitapları tercih edin. O zaman kişisel olarak gelişirsiniz.

Size bir şey katmayacak niteliksiz Wattpad kitaplarını okumak büyük zaman kaybıdır. Dil becerilerinizi geri götürür. Tolstoy, Dostoyevski, Kemal Tahir, Yaşar Kemal, Marquez, Tolkien, Orwell’in kitapları varken bu kitaplara vakit ayırmak anlamsızdır. Bu bölümü okuyan Wattpad fanları “Ama o kitaplar kitap okuma sevgisini başlatıyor diyebilirler.” (Bu fikrimi ilk açtığımda yüzlerce mesaj gelmişti) Başlatmaz. Gün boyu abur cubur yerseniz, karnınızı cipsle doyurursanız ne damak zevkiniz gelişir ne de mideniz sağlam kalabilir. Bu kitaplar da aynen böyle hem ruhunuza hem de aklınıza zarar verir. Standardı çok düşürür.

İllimunati, Büyük Aileler, Derin Komplolar, Evanjelizm tarzında dünyayı anlamanızı zorlaştıran, büyük çoğunluğu referanssız, korku salan, nefret aşılayan kitapları okumayın. Bu kitaplar bir iki gerçek şeyden bahsedip 20 yalana sizi inandırmaya çalışırlar. Anlattığı konunun uzmanı olmayan, referans vermeyen, tarihi ve ilmi gerçeklikleri saptıran yazarları okumayın.

Çeviri kitaplarda yayınevlerine dikkat edin. Mükemmel bir kitabı çok kötü çevirip anlamsız bir hale getirebiliyorlar. Çevirmenlere özellikle dikkat edin. Yayınevleri arasındaki farkı anlayabilmek için bir kitapçıda bir saat vakit geçirip kitapların dillerini, aralarındaki farkları inceleyebilirsiniz. Cep kitapları, sadeleştirilmiş eserler, eserden soğumanızı sağlayabilir. Fayda getirmeye çalışırken zarar verir. Yazarın yazdığını okusanız iyi edersiniz.

3.Sosyal Medyanızı Dönüştürün

Yankı odanızdan çıkabilmeniz için özellikle sosyal medyanızı dönüştürmelisiniz. Farklı görüşlerden insanları takibe alın. Görüşlerine hiç katılmadığım, insan olarak da hiç sevmediğim pek çok kişiyi takip ediyorum. Ne diyorlar, argümanları ne? Bazen hak da veriyorum söylediklerine. Takip ettiğim muhafazakar, solcu, milliyetçi, liberal, İslamcı, hayvan hakları aktivisti, feminist, teknoloji yazarı ve hatta ırkçı hesaplar bile var. Farklı kaynakları dinlemek onlara dönüşmenizi gerektirmez. Dönüşüyorsanız da demek ki kendi görüşünüz çok sağlam değildir.

4.Güncel Kalın

Dünyanın en genç bakanlarından biri olan, defalarca Asya’nın en iyi konuşmacısı seçilen Syed Saddiq İstanbul’daki bir programımızda günlük rutinini şöyle anlatmıştı: “Her sabah kalkıp Malezya’daki gazetelere yarım saat vakit ayırırım. Farklı görüşlerden gazetelerin sitelerini girip manşetlerine, öne çıkardıkları haberlere bakarım. Akşam yatmadan önce de BBC, Aljazeera, CNN, Fox gibi uluslararası haber kanallarına girip dünyadaki haberlere bakarım.“

Türkiye’deki ve dünyadaki gelişmelerin çok iç açıcı olmadığını biliyorum, canınız biraz sıkılacak ama gündemi takip etmiyorsanız kendinizi canlı tutmanız mümkün değil. Instagramınızı, twitterınızı dönüştürün; ulusal ve uluslararası haber kaynaklarını, dergileri, gazeteleri takip edin. Özel olarak gazete ve dergi ismi veremem ama bu kaynaklar da mutlaka farklı görüşleri kapsamalı.

5.Türkiye Tarihini Öğrenin

“Bana yalan söylediler, bana yalan söylediler kaderden bahsetmediler.” Üniversite birinci sınıfta Mehmet Ali Birand’ın 12 Eylül Belgeseli’ni izlediğimde zihnimde bu şarkı çaldı. Bize çok konuda çok yalan söylenmişti. Belgesel tarafsız bir dille Türkiye’nin en tartışmalı dönemlerini birinci ağızdan insanların yorumlarıyla sunuyordu. Belgeseli aynı yıl 3 kez izledim ve hani derler ya “Bir kitap okudum hayatım değişti.” diye, bende de bu belgesel aynen o etkiyi yaptı. Ardından tüm 32. Gün Arşivi’ni izlemeye başladım. Sizlere de önerim; özellikle 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat belgesellerini mutlaka izleyin. Yakın Çağ Türkiye tarihi konusunda mutlaka okumalar yapın.

6.Dünya Tarihini Öğrenin

Eğitim sistemimizin en çok eleştirdiğim yanlarından biri dünya tarihine dair gençlerimize derinlikli bir okuma yaptıramamasıdır. Her yıl lise ve üniversite düzeyinde münazara kulüplerinde karşılaştığımız gençler sömürgecilik, ırkçılık, tarım devrimi, sanayi devrimi, coğrafi keşifler, küresel ısınma, soğuk savaş, rönesans gibi konularda o kadar az bilgi sahibi ki sürekli olarak en baştan başlamamız gerekiyor her konuyu anlatmaya. Bilenlerin de cevapları sorunlu: “Sanayi Devrimi nasıl gerçekleşti?” sorusuna cevap olarak “Buharlı makinalar sayesinde.” diyen kuşaklarınız Batı’nın “modernleşme” savaşını nasıl kazandığı hakkında en ufak bir fikir bile yürütemezler. Neden kazandığınızı, neden kaybettiğinizi ve tekrar nasıl kazanabileceğinizi bilmiyorsanız -ki biz bilmiyoruz- tüm çabanız boşunadır. Velhasıl, dünya tarihini okuyun arkadaşlar.

7.Roman Okuyun

Dr. Mustafa Özel Roman Diliyle Siyaset ve İktisat kitaplarında, romanlar üzerinden dünya tarihinin nasıl okunabileceğini muhteşem bir dille anlatıyor. Sefiller okuduysanız şehirleşmeyi, devrimi, sanayileşmeyi çok daha iyi anlarsınız. Bir annenin hangi şartlarda dişini, saçlarını ve sonra da bedenini satmak zorunda kaldığını okursunuz ve bu duruma isyan edersiniz. Saatleri Ayarlama Enstitüsü size Türkiye’nin modernleşme mücadelesinin açmazlarını gösterir.

8.Film İzleyin

Bence kendini geliştirmenin en eğlenceli yöntemi film izlemek. Invictus, Salma, American History X, 12 Yıllık Esaret, Django: Zincirsiz, Greenbook filmlerini izlerseniz hem muhteşem vakit geçirirsiniz hem de ırkçılığın, ayrımcılığın nasıl korkunç bir şey olduğunu anlarsınız. Blood Diamond, Hotel Rwanda, Lord Of War izleyen bir kişi Afrika’da yaşanan zulümleri çok net görebilir ve Patch Adams, Sicko, John Q izlerseniz sağlık sistemleriyle ilgili bilgi sahibi olursunuz.

Önerilerimi burada noktalıyorum. “Nereden?” olması gerektiğini sizin için yazdım, “başlamak” da sizin elinizde!