Sessiz kalarak insanları nasıl etkilerdin?

HABER MASASI
Abone Ol

Bazen hepimiz çok konuşmak, çok anlaşılmak isteyebiliriz. Samimi bir arkadaş ortamında böyle içinden geldiği gibi konuşabilirsin. Ama bir sosyal ortamda ya da yeni tanıştığın insanlarla beraberken bir şey konuşmadan önce...

Beyhan Budak/Klinik Psikolog

Daha fazla konuşarak değil bazen geri durman, reddetmen gereken noktalarda kendini konumlandırdığın zaman, diğer insanların gözünde daha saygıdeğer, daha güçlü ve bambaşka karizmatik bir insan olabilirsin.

Kriz anlarında beden dilin çok önemli

Diyelim ki gergin bir anda bir ortamda biriyle tartışıyorsun. Bir şekilde istemediğin bir krizin ortasındasın. Böyle bir durumda bedensel hareketlerin çırpınır gibi mi? Çok fazla panik halinde misin? Eğer böyleysen o konunun uzmanı olsan bile, orada tamamen haklı olsan bile insanlar seni o işin acemisi olarak görmeye başlıyor. Ne olursa olsun böyle bir durumda daha yavaş hareket etmek, bir tepki vermeden önce soğukkanlı düşünmek diğer insanlara şöyle bir mesaj veriyor: Ben bu konunun uzmanıyım şu anda kendimden emin bir şekilde davranıyorum. Ayrıca o anda ne yapacağınızı bilmiyor olsan bile bu yavaş hareket etme mevzusu bir şekilde sana zaman kazandırıyor ve sonrasında daha mantıklı ve daha soğukkanlı kararlar verebiliyorsun. Çırpınır gibi panik halinde olmak yerine masanın üzerine ellerimizi koymak biraz daha yavaş hareket etmek diğer insanların bu konuda saygısını arttıracaktır.

Hepimiz hayatta sahip olduğumuz güzel şeyleri diğer insanların fark etmesini isteriz.

Bu durumu ne kadar inkar ediyorsak edelim iyi bir giyime sahipsen, seçimlerin zevkliyse, başarı sahibiysen, mal mülk edinmişsen, bir konuda gerçekten iyi bir fikir ortaya koymuşsan bunların fark edilmesini istersin. Böyle durumlarda bariz hatalara düşme. Çünkü insan kendi kendisinin reklamını daha az yapmalı. Daha dolaylı yollardan kendini ifade etmek, başarılarının reklamını gizli şekilde yapıyor olmak çok daha etkili olabilir. Ayrıca senin başarılarının anlatılması gerekiyorsa, bırak sen yapma bir başkası yapsın. Seni bir başkası anlattığı zaman çok daha çekici olacaktır.

İnsanlar merak ettikleri şeylere daha çok önemseyerek dinliyor.

İnsanlar sizden sadece merak ettikleri konularla ilgili cevaplar aldıklarında, gereksiz söylemler duymadıklarında size daha çok hürmet gösteriyorlar ve size daha fazla saygınlık atfedebiliyorlar. Bu sebeple sadece sorulan sorunun cevabını yeterli bir şekilde vermek iki tarafı da tatmin edecektir.

Sessizlikte insanların dikkatini çekmek istiyorsan temelde konuştuğun her şeye dikkat etmen gerekir.

Bazen hepimiz çok konuşmak, çok anlaşılmak isteyebiliriz. Samimi bir arkadaş ortamında böyle içinden geldiği gibi konuşabilirsin. Ama bir sosyal ortamda ya da yeni tanıştığın insanlarla beraberken bir şey konuşmadan önce kendine şu 3 soruyu sorman çok önemli olacaktır:

•Bunun söylenmesi gerekiyor mu?

•Bunun şimdi söylenmesi gerekiyor mu?

•Bunun benim tarafımdan söylenmesi gerekiyor mu?

Eğer bu filtreyi konuşmalarına uygularsan, biraz daha boş konuşma denilen mevzunun önüne geçmiş olursun.

Hepimizin etrafındakilere bir şeyler anlatma gayreti vardır.

Bence burada ölçülü olmak lazım burada içine düştüğümüz bir tuzak vardır: Aşırı açıklama tuzağı. Bir grafik düşünün. Karşı tarafa kendi fikrinizi dayatmak istiyorsunuz. İlk başta konuştukça grafik yukarı doğru çıkmaya başlıyor ama aşırı açıklama tuzağına düştüğünüz zaman inandırıcılık azalıyor ve karşı tarafın güveni sarsıldığı için grafik aşağı doğru düşüyor. Öyle durumlarda az, öz ve duygusal konuşmak çok önemli.

Son olarak şunu söylemek istiyorum sevgili dostum, hayallerinden çok fazla kimseye bahsetme. Bunun iki tane sebebi var: Birincisi hayallerinizden bahsederken çok fazla tatmin oluyorsunuz ve işin icraat kısmına gelince motivasyonunuz düşüyor. Diğer sebebi ise insanlara projelerinden bahsettiğin zaman belki bu projelerden bir tanesini yapıyorsun. Sonra insanların gözünde çok konuşan ama az iş beceren bir insan olarak konumlanıyorsun. İcraatlarını yap, ortaya koy, insanlar öyle görsün. Öyle olunca çok güzel işler başardığın noktaya gelirsin.

Kendine iyi davran, görüşmek üzere.