ABD yaptırım kararı almışŞimdi millî uçağı yapma zamanı

ADEM BİLAL
Abone Ol

Hem Patriot satma, hem de S-400 aldın diye yaptırım uygulamaya kalk, oh ne âlâ! Kıbrıs ambargosundan İHA meselesine bunların cemaziyelevvellerini iyi biliriz. Neticede her yaptırımdan güçlenerek çıkan bir Türkiye var ortada. Kafaları şu kadarına bile basmıyor. F-35 vermeyecekseniz vermeyin, İngiliz savunma bakanının itiraf etmek zorunda kaldığı gibi oyunu değiştirecek bir hamle daha yaparız. Türkiye dünyada eşi benzeri olmayan insansız savaş uçağını hele bir uçursun, o zaman görürüz işte; kim, kime hangi yaptırımı yapıyor?

Hem Patriot satma, hem de S-400 aldın diye yaptırım uygulamaya kalk, oh ne âlâ! Kıbrıs ambargosundan İHA meselesine bunların cemaziyelevvellerini iyi biliriz. Neticede her yaptırımdan güçlenerek çıkan bir Türkiye var ortada. Kafaları şu kadarına bile basmıyor. F-35 vermeyecekseniz vermeyin, İngiliz savunma bakanının itiraf etmek zorunda kaldığı gibi oyunu değiştirecek bir hamle daha yaparız. Türkiye dünyada eşi benzeri olmayan insansız savaş uçağını hele bir uçursun, o zaman görürüz işte; kim, kime hangi yaptırımı yapıyor?

Hem Patriot satma, hem de S-400 aldın diye yaptırım uygulamaya kalk, oh ne âlâ!

Kıbrıs Harekâtı sırasında, 22 Temmuz 1974 günü Türk savaş uçakları yanlışlıkla Baf Limanı’na doğru taarruza geçen savaş gemilerimize ateş açmıştı. Bu elim hâdise neticesinde Kocatepe muhribimiz aldığı hasar nedeniyle batmış, tam 67 şehid vermiştik. Yıllar sonra yapılan bir mülâkatta gemilerimize saldıran pilotlarımızdan Zeki Çelik, ibretlik bir cümle ile meselenin bam teline dokunmuştu:

“Savaş gemilerimizle uçaklarımız arasında telsiz bağlantısı yoktu.”

Aselsan ABD ambargosunun ürünü

Aselsan genel müdürlerinden Cengiz Ergeneman da yine bir mülâkatta kendisine yöneltilen “Firmanın kuruluş hikâyesi çok ilginç. Bu hikâyenin tam aslını öğrenebilir miyiz?” sorusuna şu cevabı vermişti:

Aselsan genel müdürlerinden Cengiz Ergeneman da yine bir mülâkatta kendisine yöneltilen “Firmanın kuruluş hikâyesi çok ilginç.

“1974'teki Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında haberleşme konusundaki zafiyet nedeniyle Aselsan kuruldu. Dost-düşman tanıma sistemimiz millî olarak çalışmadığı için bir gemimizi kaybettik. Bugüne kadar NATO ülkeleri içinde kendi platformlarımızın ayrımını yapamıyorduk. Ama artık telsiz yapabiliyoruz. Yurt dışına hatta ABD'ye de satıyoruz. Üstelik özgün tasarımlı dost-düşman tanıma sistemimiz de çıktı. Millî olarak da bu işi yapabiliyoruz. Dostu ve düşmanı ayırabiliyoruz.”

Evet, Aselsan 1975 yılında kuruldu. Kıbrıs harekâtında bir savaş gemimizi ve 67 askerimizi yitirdikten sadece 1 yıl sonra.

Evet, Aselsan 1975 yılında kuruldu. Kıbrıs harekâtında bir savaş gemimizi ve 67 askerimizi yitirdikten sadece 1 yıl sonra. İlk yaptığı ürün ne oldu biliyor musunuz? Yerli telsiz sistemi. Bir daha Kocatepe faciası yaşanmasın diye. Aselsan’ın kuruluşunun arka planında Kıbrıs Harekâtı nedeniyle ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı ağır ambargonun bulunduğunu gözden kaçırmayalım. Bu ambargo yüzünden neredeyse her şeyde, uçak lastiğinde bile ABD’ye bağımlı olduğumuz için az daha Kıbrıs tamamen elimizden çıkacaktı. Bereket versin ki, Kaddafi sayesinde yedek parça ve lastik bulup uçaklarımızı havalandırabildik.

Washington yıllarca SİHA vermedi

Bir başka ambargo hikâyemiz de terörle mücadele konusunda çığır açan insansız hava aracı (İHA) teknolojisiyle ilgili. 1990’lı yıllarda yerli İHA geliştirme projeleri bürokrasinin pençeleri arasında can çekişirken ihtiyaç kendisini dayatıyor ve Türkiye ABD’nin GNAT’ı ile İsrail’in Heron’una mahkûm kalıyordu. Üstelik bunlardan istenen verim bir türlü alınamıyor, terör örgütü elini kolunu sallaya sallaya operasyonlarına devam ediyordu. ABD’den MQ-1 Predator ve MQ-9 Reaper isimli silahlı insansız hava araçlarını (SİHA) temin etmek için çalmadık kapı bırakılmadı. Ancak Washington yönetimi sürekli oyalama taktikleriyle bu SİHA’ların Türkiye’nin eline geçmesine müsaade etmedi.

İsrail’den Heron kazığı yedik

İsrail ile yaşanan Heron macerası ise başlı başına bir hâdiseydi. İlk kez 2005 yılında İsrail’den Heron kiralandı ve bu iş için tam 4 milyon dolar ödendi. Ancak 3 yıl sonra cihaz iade edildi. 2007 yılında ise İsrail'den 3 uçak sistemli taktik İHA kiralama yoluna gidildi. 15 milyon dolara kiralanan orta seviyeli sistem, 18 bin feet irtifa yapıyor, havada 6 ila 8 saat arası kalabiliyordu. Fakat bundan da bir verim alınamadı. Üç Heron da yere çakıldı, verilen para ziyan olup gitti.

“1974'teki Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında haberleşme konusundaki zafiyet nedeniyle Aselsan kuruldu.

Vaziyet bu mivaldeydi ama ihtiyaç her zamanki gibi kendini dayatıyordu. Yeni bir ihale açıldı. 188 milyon dolara 10 adet Heron satın almak için İsrail ile anlaşmaya varıldı. ABD’nin Predator’u bu kez tercih edilmemişti.

Evet, Aselsan 1975 yılında kuruldu. Kıbrıs harekâtında bir savaş gemimizi ve 67 askerimizi yitirdikten sadece 1 yıl sonra. Aselflir 300T’nin sisteme ağırlık verdiğini iddia edip irtifa ve havada kalış süresinin düşürülmesini talep etti, kabul şartnamesini değiştirdi. Sonra da teslimatı 3 yıl bilerek geciktirdi. Gelen Heron’lar ise düştü, arıza yaptı, bir türlü randıman vermedi. Daha kötüsü, iniş-kalkış operatörlüğü ile elde edilen görüntülerin İsrail’in insiyatifinde olmasıydı. Zamanın Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli bu durumdan şu sözlerle yakınacaktı:

Milli motorunateşiyle ısındık
Gerçek Hayat

“İsrail’den aldığımız İHA’ların ürettiği bilgilere dayanarak yapılan bombalamaların önemli bir bölümünün isabetsiz olduğunu sonradan anladık. Maalesef dağı taşı bombalamışız aslında.”

Mini İHA’dan Akıncı SİHA’ya

ABD’nin SİHA vermeye yanaşmaması, İsrail’in yaptığı Ali-Cengiz oyunları neticesinde bugün dünyanın en vurucu İHA/SİHA envanterine sahip ülkelerden biriyiz. 2007 yılında TSK envanterine giren;

  • - 2 metre kanat açıklığına sahip
  • - 55 kilometre uçuş menzilli
  • - 4 bin feet irtifaya çıkan
  • Bayraktar Mini İHA ile başlayan serüven, bugün;
  • - 20 metre kanat açıklığına sahip
  • - 24 saat havada kalan
  • - 40 bin feet irtifaya çıkan

- Lazer güdümlü akıllı füzeler dâhil 1350 kg. mühimmat taşıyan

Akıncı SİHA ile devam ediyor.

Libya’da, Suriye’de ve son olarak Dağlık Karabağ’da Türk İHA/SİHA’larının oynadığı rol bütün dünyada ses getirdi. İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace 15 Temmuz 2020’de Havacılık ve Uzay Gücü Konferansı’nda yaptığı konuşmada bakın, neler söyledi?

İngiliz Savunma bakanı itiraf etti

“İngiltere savunma meselesinde diğer ülkelerin yaptıklarından ders çıkarmalı. 2019 yılının ortalarından bu yana Türkiye’nin Bayraktar TB-2'leri Libya'da nasıl kullandığına bakın. Bu İHA'lar istihbarat topladı, gözetleme yaptı, cepheleri, tedarik hatlarını ve lojistik üsleri hedef alan operasyonları gerçekleştirdi. Geçen yılın Temmuz ayında Hafter’e bağlı güçlerin kontrolündeki Cufra Havaalanı'nı vurup çok sayıda komuta kontrol noktasını ve iki nakliye uçağını tahrip ettiler.

ABD ve İsrail’in engellemeleri sayesinde oldu bütün bunlar.

Yine Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesini ve elektronik savaş imkânını nasıl kullandığını düşünün. Hafif silahlar ve akıllı mühimmat ile donatılmış dronların tankları, zırhlı araçları, kendilerini izlemekle görevli hava savunma sistemlerini işlevsiz kıldığını gördük. Gelen haberlere göre Esed rejimi ağır kayıplar vermiş. 3 bin asker, 151 tank, 8 helikopter, 3 İHA, 3 muharip savaş uçağı, araçlar ve kamyonlar, 8 hava savunma sistemi, bir karargah ile askeri ekipman ve tesisler. Eğer şu iddiaların yarısı bile doğruysa, bu durum oyunu değiştirir."

ABD ve İsrail’in engellemeleri sayesinde oldu bütün bunlar.

Yaptırımların hedefinde Savunma Sanayii var

İmdi gelelim, ABD’nin şu son CAATSA yaptırımlarına. Neymiş? Türkiye Rusya’dan S-400 satın aldığı için yaptırıma tabi tutulacakmış. Peki, yaptırım deyip açıkça telaffuz ettikleri isimler kimler?

  • • Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir,
  • • Başkan Yardımcısı Faruk Yiğit,
  • • Başkanlığın Hava Savunma ve Uzay Daire Başkanı Serhat Gençoğlu ile
  • • Aynı birimin grup müdürü Mustafa Alper Deniz.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun yaptırıma ilişkin sosyal medya hesabından yayınladığı mesaj ise şöyle:

"Uyarılarımıza rağmen Türkiye Rusya'dan S-400 sistemi alımını ve denemesini sürdürdü.

Türkiye Savunma Sanayii Başkanlığı’na yönelik yaptırımlar, ABD'nin CAATSA'yı tamamen uygulayacağını göstermektedir. Rusya'nın savunma sektörüyle girilen ciddi ticari faaliyetlere tolerans göstermeyeceğiz."

Hele şu uçağı bir uçuralım

Savunma Sanayii Başkanlığı’nın hedef alınması tesadüfi değil. Amaç, Türkiye’nin son yıllarda savunma sanayiinde geldiği noktayı S-400 bahanesi ile baltalamak. F-35’leri de bu bahane ile vermeyeceklerini açıklamışlardı zaten. Hatırlarsanız, Türkiye’nin hava sahasını savunmak için Patriot talebine olumsuz cevap veren yine ABD olmuştu.

Hem Patriot satma, hem de S-400 aldın diye yaptırım uygulamaya kalk, oh ne âlâ! Kıbrıs ambargosundan İHA meselesine bunların cemaziyelevvellerini iyi biliriz. Neticede her yaptırımdan güçlenerek çıkan bir Türkiye var ortada. Kafaları şu kadarına bile basmıyor. F-35 vermeyecekseniz vermeyin, İngiliz savunma bakanının itiraf etmek zorunda kaldığı gibi oyunu değiştirecek bir hamle daha yaparız. Türkiye dünyada eşi benzeri olmayan insansız savaş uçağını hele bir uçursun, o zaman görürüz işte; kim, kime hangi yaptırımı yapıyor?