Amerika siyonizmin sömürgesidir

SÜLEYMAN ŞAHİN
Abone Ol

1947 yılında Rusya'nın Novosibirsk şehrinde Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Israel Shamir, 22 yaşında İsrail'e taşındı ve 1973 Yom Kippur savaşına paraşütçü olarak katıldı. Daha sonra din değiştirip Ortodoks Hıristiyanlığa geçerken holokost inkarcısı yaftasıyla eski dindaşlarının epey tepkisini topladı. “Mukaddes Topraklardan Derlemeler” başlığı altında yayınladığı “Celile Çiçekleri-2000” ve “Bizim Hüzün Leydimiz-2005” kitaplarıyla Filistin'in safında yer aldı ve Filistinlilerin kendi topraklarına geri dönüşünü desteklediğini duyurdu. Shamir ile İsrail'in Gazze'de işlediği soykırımı, Amerika'nin işbirlikçi tavrını, Hitler'in siyonistlerle yaptığı Haavara anlaşmasını, Epstein vakasını ve sinagoglarda bulunan tünellerle gündeme gelen Yahudi Habad örgütünü konuştuk. İlginç bir sohbet oldu. Takdirlerinize sunuyoruz.

Dünya İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırımı canlı izliyor ancak BM ve uluslararası toplum bunu görmezden geliyor. İnsanlık bu çelişkiyle daha ne kadar yaşayacak?

Israel Shamir.

Dünya Gazze'deki soykırımın farkında. Dünyanın pek çok yerinde Gazze için büyük kalabalıklar toplanıyor. Londra ve New York gibi metropollerde binlerce insan Filistin'e destek veriyor. Rusya devlet olarak Filistin'in yanında ve bombardımanların bir an önce durdurulması çağrısını yapıyor. Amerika'daki insanların da neredeyse tamamı aynı şeyi talep ediyor.

Halkların Filistin'e destek verdiğini biliyoruz. Fakat BM ve uluslararası toplum Gazze'yi yalnız bırakmadı mı? Devletler inisiyatif almadı ve soykırım hâlen devam ediyor.

Devletlerin içinde de Filistin'e destek söz konusu.

Kimse Amerika ile savaşı göze alamıyor

Evet, desteklerini dile getirenler oldu ama neticeyi değiştirmekten, çözümden bahsediyorum.

Şurası bir gerçek ki kimse Amerika ile bir savaşı göze alamıyor. Türkiye olsun, Rusya olsun, Filistin'e destek verenler bu noktada tıkanıyor. Kimse böyle bir savaşı istemiyor. Çünkü Amerika hâlâ çok güçlü bir devlet. Kabul edelim ki dünyayı öyle ya da böyle domine ediyor. Bugün bağımsız sandığımız birçok ülke aslında bir Amerikan sömürgesi. Almanya bir Amerikan sömürgesidir, Yunanistan mesela bir Amerikan sömürgesidir.

Amerika kimin sömürgesi?

Çok önemli bir noktaya parmak bastınız. Dediğiniz gibi birçok ülke aslında Amerikan sömürgesi. Peki, Amerika için ne diyeceğiz? “Siyonizmin sömürgesidir” diyebilir miyiz mesela?

Evet, Amerika da siyonizmin sömürgesidir.

Nitekim İkinci Dünya Savaşı sonrası Amerikan hegemonyası başladı deniyor ama yeni dünya sisteminin omurgasını siyonizm kurdu. Savaşın ardından İsrail devleti ilan edildi ve bütün şımarıklığına rağmen ciddi bir tepki görmüş değil.

Bu doğru. İsrail, Amerika'nın içerisine sağlam bir şekilde yuva yaptı ve büyük bir güç odağına dönüştü.

Adolf Hitler.

Hitler Siyonistlerle işbirliği yaptı

İkinci dünya savaşına dönersek, Hitler'in Haavara anlaşmasıyla Siyonistlere para ve adam gönderdiği biliniyor. Hatta bu anlaşmayı yapan Yahudi Ajansı temsilcisi Haim Arlosoroff'un muhalif gruplar tarafından suikaste uğradığı da mâlum. Haavara anlaşması neden ısrarla gözden kaçırılıyor ve tarih kitaplarına girmiyor?

Bu bilinmeyen bir hikâye değil aslında, biliniyor.

Sınırlı bir çevrede bilinmesinden bahsetmiyorum. Mesela Türkiye'de pek bilinmiyor.

Almanya ve İsrail'de biliniyor. Alman Yahudilerinin tarihiyle ilgilenen kimseler bilir bunu. Neticede gizli-saklı bir şey değildir. 200 milyon dolar ve binlerce Yahudi bu anlaşmayla Filistin'e gönderildi çünkü bu Almanların da işine geliyordu. Haim Arlosoroff'u kimin öldürdüğüyse hâlen bir sır.

Revizyonist bir siyonist olan Jabotinsky çok kızmıştı bu anlaşmaya. Arlosoroff'u o öldürtmüş olabilir mi?

Evet, çok kızmıştı ama onun yaptırdığını sanmıyorum. Kızmıştı çünkü aptalca bir anlaşmaydı. Yahudilerin Alman parasına ve oradan gelecek kimselere ihtiyacı olmadığını düşünüyordu.

Yahudi kanı taşıyan liderler

Peki, Hitler'in Yahudi kanı taşıdığı iddiasına ne diyorsunuz? Hitler'in avukatı ve Polonya valisi Hans Frank darağacına giderken yazdığı hatıratta ifşa ediyor bunu. Üstelik aynı iddiayı tekrar eden başkaları da var.

Bütün bunlar ortalıkta dolaşan dedikodular.

Başka liderler için de benzer iddialar var. İbraniceyi konuşma dili olarak yeniden dirilten Eliezer Ben Yahuda'nın oğlu Itamar Ben Avi'nin hatıratını okudunuz mu mesela?

Hayır, o hatıratı bilmiyorum.

New York'ta yayınlanan Yahudi gazetesi Forward'da Hillel Halkin imzasıyla bir yazı da çıktı bu mevzuda.

Bunlar Yahudi fantezisi. Herkesi Yahudi yapmaya çalışıyorlar. Nerede önemli bir adam görseler onun mutlaka Yahudi olması gerektiğini düşünüyorlar. Trump için bile bunu söyleyenler var. Birçok insan böyle düşünüyor olabilir ama ben aynı fikirde değilim.

Peki ya Lenin hakkında ne diyorsunuz?

O da doğru değil. Büyük büyük babası Yahudi imiş ama sonradan vaftiz olmuş ve Yahudiliği terkedip Hristiyanlığı seçmiş. İnsanların köklerinde Yahudi kanı aramakla nereye varacağız? Birisi Yahudi kökenden gelip dinini değiştirmemişse hâlen Yahudi olduğunu söyleyebiliriz. Fakat din değiştirip Yahudilikten çıkmışsa artık mesele kapanmıştır.

Holokost bir abartı

Bir de holokost meselesi var. Siyonizm buradan bir meşruiyet devşiriyor ama holokost şu anda bir tabu. Bunu sorgulayan, araştırma yapmaya kalkışan birine anında antisemit damgası vuruluyor. Bu da ister istemez spekülasyonlara yol açıyor. Bazıları Hitler'in Filistin'e göç etmek istemeyen Yahudilerden intikam aldığını düşünüyor. Bazıları 6 milyon rakamını çok abartılı buluyor ve gaz odalarının gerçek olmadığını söylüyor. Holokost gerçeği nedir?

İsrael Shamir - Blomar fra Galilea.

İkinci Dünya Savaşı'nda pek çok insan öldü. Polonya'da, Rusya'da büyük insan kayıpları var. Bunca kaybın içinde Yahudilerin kendilerine yapılanı öne çıkarıp, kendi kurbanlarını birkaç misli abarttığı bir gerçek. Bu kolay bir mevzu değil çünkü bunu gerçekte yaşayıp bilenler sayıca az kişidir. Birkaç Alman, birkaç Fransız, birkaç Yahudi. Fransız komünistleri de mesela Nazilerin elinden çok eziyet çekti. Nitekim elli yıl önce bu konuda aktif olan birini tanımıştım. Dediğim gibi hâlen hayatta olan az kimse mevcut ve onlarla konuşmak, bilgi edinmek mümkün.

Aile boyu MOSSAD ajanlığı

Gazze soykırımı nedeniyle gözler Yahudilerin üzerindeyken Amerika'da iki önemli hâdise yaşandı. İlkinde, Epstein davası yeniden görüldü ve bir isim listesi ortaya çıktı. Epstein ve Maxwell'in MOSSAD için çalıştığı söyleniyor. Dünyanın önemli isimlerine, siyasetçilere, sanatçılara, iş adamlarına küçük kızlar üzerinden bir şantaj mı söz konusu? Ne dersiniz?

Belki böyledir, kim bilebilir? Böyle olduğuna dair elimizde net bir delil yok ama böyle olsa da birileri zaten inkar edecek. Ghislaine Maxwell'in babası Robert Maxwell de MOSSAD'a çalışan biriydi. Şantaj amacıyla bu işlerin yapılması pekâlâ mümkün. Neden olmasın?

Habad güçlü bir cemaat

Diğer hâdisede polis, sinagogların altında tüneller ve tuhaf nesneler, kanlı yataklar, bebek arabaları vs. keşfetti. Bazıları bunu Epstein davasıyla birleştiriyor. Sahi neler oluyor?

Evet, orada bir şeyler oldu ama hâlen arka planda neler döndüğünü tam olarak bilmiyoruz.

Habad diye bir Haredi cemaatinden bahsediliyor.

Çok güçlü, çok zengin bir cemaat bu. Amerika'de, Rusya'da, dünyanın birçok ülkesinde faaliyet gösteriyor.

Bunlar siyonist mi, yoksa siyonizme karşı mı?

Siyonizme karşı değiller ama İsrail'de çok fazla bilindikleri söylenemez. Orada Kfar Habad diye küçük bir köyleri ve bazı küçük temsilcilikleri var. Parlamento'da mesela bir temsilcileri bulunmuyor. Başka alanlarda faaliyetleri söz konusu.

Habad güçlü bir cemaat.

Netanyahu ve Mesih kehaneti

Siz böyle diyorsunuz ama Netanyahu'nun Habad lideri Schneerson ile görüştüğünü biliyoruz.

Uzun yıllar önce yapılan bir görüşme bu. Ben de bugüne dek İsrail'de veya başka yerlerde Habad mensubu pek çok kişiyle görüşmüşümdür.

Fakat bu mevzu başka. Schneerson'un Netanyahu'ya söylediği bir kehanet var. “Sen İsrail'in son başbakanı ve âsâyı Mesih'e teslim edecek kişi olacaksın” diyor.

Evet, bunu biliyorum ama çoğu Yahudi'nin buna inandığını sanmıyorum. Belki küçük bir grup inanıyordur.

Küçük bir grubun inanması değil ki mesele. Netanyahu eğer bu kehanete inanıyor ve buna göre ülkesini idare ediyorsa bütün dünya için büyük bir problem var demektir.

Bu doğru ama Amerika Başkanı da Schneerson ile görüştü. Rusya'da bile çok güçlü olan bir yapıdan bahsediyoruz. Uluslararası güce sahip bir cemaat bu. Birçok ülkede çalışmaları var.

Türkiye ve Kıbrıs'ta da güçlüler, bunu biliyoruz.

Bu aslında çok kötü. Çünkü biz şeffaf, demokratik teşkilatlara sahip olmalıyız. Masonluk ve Habad gibi gizli/kapalı yapılanmalar doğru gelmiyor bana.