"Ayasofya Mimar Sinan sayesinde günümüze geldi"

SAMET TINAS
Abone Ol

Mimar Sinan ve mimarlık tarihimiz üzerine otorite isimlerden olan Prof. Dr. Suphi Saatçi ile Marmara Belediyeler Birliği Kültür Yayınları'ndan çıkan eseri "Marmara'nın Mimar Sinan'ı" üzerine konuştuk.

Eserinizin isminden de anlaşılacağı üzere Mimar Sinan’ın Marmara Bölgesi’ndeki eserlerini inceliyorsunuz. Tespit edebildiğiniz kaç eseri var Marmara’da Koca Sinan’ın?

Suphi Saatçi, Marmara'nın Mimarı Sinan

Sinan, Marmara Bölgesinde toplam 385 eser inşa etmiştir. Bu sayı içinde 335 eser ile tabii ki aslan payı payitaht İstanbul’un. Geri kalan 50 eser de Marmara Bölgesi’nde yer alıyor. İstanbul’daki eserlerin en büyük kısmı da gerçek İstanbul olan tarihî yarımadada bulunuyor. Günümüzde Fatih diye anılan bu ilçede inşa edilen eserlerin sayısı 196’dır. Fatih’ten sonra İstanbul’un diğer ilçeleri Üsküdar’da 36, Beyoğlu’nda 35, Eyüpsultan’da 33 Sinan eseri vardır. Marmara Bölgesinde toplam 50 eserin dağılımı ise şöyledir: Edirne 14, Kocaeli 10, Kırklareli 8, Tekirdağ 8, Sakarya 4, Bursa 3, Yalova 2 ve Bolu 1.

Bu eserlerin biri diğerine tercih edilmez tabii ama sizin gönlünüze en çok dokunanı hangisidir desek?

Ayasofya'ya Sinan sahip çıktı

Sinan eserleri arasında tercih ve sıralama yapmak en zor işlerden biri sayılır. Çünkü o cami mimarisinde rakipsiz en büyük tasarımcı kabul ediliyor. İnşa ettiği camilerin her birinde de ayrı ve çarpıcı özellikler var. İstanbul camileri arasında payitahtın simgesel yapısı Sultan Süleyman Camii’dir. Büyük bir külliyenin merkezinde yer alan Süleymaniye bir cami olmaktan çok kurumlaşmış bir sosyal düşünce, bütün bir tarihi özümseyen bir imgedir. Roma’da San Pietro, Paris’te Notre Dame ve Londra’da Saint Paul Katedralleri gibi, Süleymaniye Külliyesi de şehir imgesi ile bütünleşmiştir. İmparatorluğun en simgesel yapısı, peyzaj içindeki konumu ile dünya başkentinin en etkili siluetinin öğesidir.

Süleymaniye Külliyesi

Süleymaniye’nin eşsiz görselliği ile şehir siluetine hâkim oluşu Haliç’ten, Boğaz’dan ve Marmara’dan da algılanabilir. Sinan’ın İstanbul’daki eserleri arasında Şehzade Camii de payitahtın en gözde yapılarından biridir. Sokollu Mehmet Paşa adına yaptırılan biri Kadırga’da, diğeri Azapkapı’da bulunan iki cami; Mihrimah Sultan adına yaptırılan Üsküdar’da İskele Camii adıyla da şöhret kazanan cami ile Edirnekapı’daki cami; Rüstem Paşa Camii, Topkapı’daki Kara Ahmet Paşa Camii, Tophane’de bulunan Kılıç Ali Paşa Camii, Beşiktaş Sinan Paşa Camii, Fındıklı’da yer alan Molla Çelebi Camii, Piyale Paşa Camii ve saymakla bitmeyecek olan eserler, Sinan’ın cami mimarisinde ulaşılması mümkün olmayan başarılarını simgeler. Sinan’ın İstanbul dışındaki eserlerinden olan ve Osmanlı medeniyetinin şahidi olan Selimiye’nin ise yeri başkadır. Mimarlık tarihimizin incisi olan Selimiye’de Sinan, sadece bizlere değil, bütün bir insanlığa ölümsüz bir miras bırakmıştır. Tabii bu yapılar sadece saydıklarımızdan ibaret değildir. Cami tasarımı dışında onun yaptığı türbeler, medreseler, hamamlar, kervansaraylar, köprüler ve su kemeleri ile de hem mimarlık hem de mühendislik alanında büyük bir deha olduğunu ortaya koymaktadır.

Mimar Sinan’ın Marmara’da en çok eserinin bulunduğu muhit neresidir?

Mushaf'a hürmet kültürümüzün bir parçasıdır
Gerçek Hayat

Daha önce değindiğimiz gibi Marmara Bölgesi’nde Sinan en çok İstanbul Fatih, Üsküdar, Beyoğlu ilçeleri, Edirne merkez ve Hafsa ilçesi, Kırklareli’nin Lüleburgaz ve Babaeski ilçeleri, Tekirdağ, Kocaeli’nin merkezi İzmit ve Gebze ilçesinde eserler vermiştir. Dikkat edilirse Sinan’ın özellikle menzil külliyeleri, kervansaray ve köprüleri ile tahkim ettiği güzergâhlar hem batı hem de doğu yönünde Osmanlı ordusunun sefer yolları ve ticaret kafilelerinin izlediği arterler üzerinde yoğunlaşmıştır.

Gündemle de denk düşerek Ayasofya’ya değinsek. Mimar Sinan’ın Ayasofya’yı restore ettiğini biliyoruz. Eserin günümüze intikalinde Sinan’ın rolü büyüktür; öyle değil mi?

Mimar Sinan

Osmanlı döneminde Ayasofya her devirde Osmanlı padişahlarının tahsis ettikleri büyük bütçelerle restore edilmiştir. Fatih devrinden itibaren yani 15. yüzyılda, daha sonra 16. yüzyılda özellikle 2. Selim ve 3. Murad döneminde Ayasofya tarihinin en kapsamlı restorasyonuna tabi tutulmuştur. Bu dönemde özellikle Mimar Sinan’ın onarım çalışmaları sayesinde Ayasofya günümüze gelebilmiştir. Ayrıca Sinan türbe mimarisi alanında seçkin bir eseri olan 2. Selim Türbesi de Ayasofya’da inşa edilmiştir. Daha sonra Ayasofya’ya 3. Murat, 3. Mehmed ve Şehzadeler türbeleri eklenmiştir. 17, 18 ve 19. yüzyıllarda da tamirat gören Ayasofya, Fatih döneminde yaptırılan medreseleri, sonraki dönemlerde muvakkithane, sıbyan mektebi ve sebil gibi yapılarla bir Osmanlı külliyesi haline dönüştürülmüştür. Ayrıca Ayasofya cumhuriyet döneminde de pek çok onarım geçirmiştir.

Kubbe mimarisinde muazzam işler başarmış Sinan. Sizce zirveyi teşkil eder mi?

Mimarlık tarihçileri Osmanlı mimarlığının bir kubbeler manzumesinden ibaret olduğunu söylerler ki bu yanlış bir iddia değildir.

Bununla Osmanlı mimarlığında en önemli örtü elemanının kubbeler olduğu vurgulanmıştır. Kubbe örtüsünde en büyük gelişme Mimar Sinan döneminde yaşanmıştır. Sinan kubbeyi öylesine geliştirmiştir ki, kendinden sonra gelenlere yapacak bir şey bırakmamıştır. Böylece Sinan kubbeyi zirveye taşıyarak, evrensel bir mesaj vermiştir. Özellikle tek mekân tek kubbe ile kelime-i tevhidi vurgulayan Sinan bu zaferini Selimiye’de taçlandırmıştır. İster İslam, ister Hıristiyan olsun dünya mimarlık tarihinde tasarlanmış kubbelerin hiçbiri, yalınlık ve strüktürel düzen bakımından Selimiye’deki kubbenin başarısına ulaşamamıştır.

  • Suphi Saatçi Kimdir?
  • 1946’da Kerkük’te doğdu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (bugünkü Mimar Sinan Üniversitesi)’nin Yüksek Mimarlık Bölümü’nü bitirdi. Kerkük Kenti ve Ev Mimarisi konulu doktora tezini İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde tamamladı. 2002’de profesörlüğe atandı ve halen Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde öğretim üyesi. Ulusal ve uluslararası sempozyumlarda sunulmuş bildirileri ve yayınlanmış makaleleri vardır. Eserlerinden bazıları Kerkük Güldestesi (1997), Tarihten Günümüze Irak Türkmenleri (2003), Kerkük Evleri (2003), Sinan Atlası’dır (2015).