Binbaşı Osman Bey: 1872 yahudilerin dünyayı işgali

YUSUF TÜRKER
Abone Ol

Bir sistem analizi yapan eser “iktisâdî, siyâsî, içtimâî işgal” şeklinde yahudilerin adım adım dünyayı nasıl işgal edip hegemonyaları altına aldığını tafsilatıyla irdeler. Para gücünü ele alma usûllerini, parayı gücün ve sömürünün merkezine oturtmaları ülke ülke misalleriyle, tarihiyle işlenir.

1872 yılında Avrupa’nın merkezinde Fransa’da “Yahudilerin Dünyayı İşgali” adıyla bir konferans verilir. Osmanlı subayı Binbaşı Osman Bey’in (Frederick Millingen) verdiği bu konferans bir deşifredir. Batıyı ve dünyayı içinden, dışından sarsmış, krizlere boğmuş, teşhisi konamamış bir sömürü sisteminin deşifresidir.

Bu konferans 1873’te “La Conquête Du Monde Par Les Juifs” adıyla Basel’de Fransızca olarak kitaplaştırıldığında tüm Batıda bir deprem etkisi yapar. Eser bir anda en çok satanlar listesine girer. 2 yılda 7 baskı yapar. Bununla kalmaz “Almanca, Rusça, Polonyaca, İngilizce, İtalyanca vs.” birçok dile tercüme edilir.

Dünyanın içine düştüğü kangreni tüm boyutlarıyla ilk defa ortaya koyan bu eserin şoku ve etkisi tüm Batı’yı sarsar. Hacmi küçüktür ama etkisi çok büyüktür. Eser yahudilerin perdeler gerisinden yürüttüğü dünya hâkimiyeti, insanlığı sömürme, soyma, köleleştirme, manipüle etme sistematiğini, tarihi arka planı ve mantığıyla ortaya koyar. siyonizm ve yahudi merkezli o dönemde ve sonrasında dünyada yaşanan tüm hâdiselerin doğru analiz edilip görülmesini sağlar.

Bir sistem analizi yapan eser “iktisâdî, siyâsî, içtimâî işgal” şeklinde yahudilerin adım adım dünyayı nasıl işgal edip hegemonyaları altına aldığını tafsilatıyla irdeler. Para gücünü ele alma usûllerini, parayı gücün ve sömürünün merkezine oturtmaları ülke ülke misalleriyle, tarihiyle işlenir. Rothshild ailesinin kralların üstünde ulaştığı güç, tüm yahudi para babalarının lideri konumuna yükselişi, faiz lobisi, bankacılık, borsa, ticaret, para üzerinden sömürü hegemonyası, tüm dünyayı kendilerine borçlu hale getirdikleri ilk defa işlenir.

Kitap anti-semitik eserler listesinin başına alınır. Fakat tüm dünyayı uyaran, birleşerek harekete geçmeye çağıran bu çığlık, sonraki 150 yıl boyunca Osman Bey’in çizdiği zeminde yürüyecek binlerce esere, çalışmaya öncülük eder.

Eserin kısa özeti

Karakter analizi

Yahudilerin ana ilkeleri: Maddî çıkardır!

Her şeye ondan ne fayda-para elde edilebilir gözüyle bakarlar.

Kaybedecekleri bir kuruş için canavara dönüşürler.

Ülkeleri siyasi işgal

Diplomasi yahudilerin elindedir.

İngiltere, Fransa ve Avusturya meclisleri ellerindedir.

En etkili vekiller yahudilerdir.

yahudi bakan ve müsteşarlar yoğundur.

Halkın bölünmüşlüğünü devamlı avantajlarına kullanırlar.

Para ve etki güçlerini bazen o partiye bazen öbür partiye yöneltirler.

Her partide temsilcileri vardır. Hangi parti kazanırsa yine onlar kazanır.

Yönetimlere devrimci-muhafazakâr şeklinde parayla besledikleri 2’li parti sistemiyle hâkimdirler.

Yönetimlerle muhaliflerini parayla besleyip iki tarafı da kullanır, ikisinden beslenirler.

Hangi ülke güçlüyse ona destek olur, etkilerini ona kaydırırlar. Ona göre renk değiştirirler.

Amerika’da Avrupa ülkelerindeki gibi güçlüler. Tüm ticaret, siyaset ellerinde.

Ekonomik işgal

Faiz, tefecilik, bankacılık sistemi, borsa ellerinde.

Krallar, asiller, halklar… herkes oturduğu evin vergisinden yiyeceğine, içeceğine… her şeyde onlara borçlu.

Sosyal işgal

Sanat, bilim ve basını tekellerine almak için tüm güçleriyle uğraşıyorlar.

Kitap yazımı, tıp, eğitim, yargı, gazetecilik alanlarına el attılar.

Basın yoluyla zihinleri işgal

Basın silahıyla fikirlere, bilgilere hâkimiyet hedeflerinde.

Yüzlerce gazete aynı anda koordineli hareket eder; alaylarla, iftiralarla kurbanlarını kurşun yağmuruna tutup işini bitirirler.

Bir mefhum bin mânâ:

KİZB: Görünmeyen yalan

SIDK, SADÂKAT: Görünmeyen doğruluk, dürüstlük, iyilik

İnsanlık tarih boyunca eminlik, emniyet, güven üzerine kurulu huzur toplumunu aramıştır. İslam bu toplumun temellerini atıp onu inşa etmiş, onu zehirleyecek her şeye karşı da savaş açarak önce bataklığı kurutmuştur.

O zehirlerden biri de kizb yani yalandır. Toplumu çürütüp ifsâd edecek başlıca zehirlerdendir. Yalan, ilişkileri bozup koparan, toplumu parçalayan, birliği, huzuru dinamitleyen zehirdir. Girdiği her şeyi kezzap gibi zehirleyip parçalar. Toplumun bağı olan güveni yıkar. Hayatın tadını zehir eder. Yalan sadece insanî ilişkileri zehirlemez; ticarete, paraya bulaştığında yine kezzap olan haramın kapısını açar. Günahın meşrulaşmasını, zehir çeşmesine dönmesini sağlar. Arapçada “Deccâl, fücûr, bağy, ifk, esâtîr …” 50’den fazla kelime yalanın farklı yönlerini anlatır.

Bu zehre karşı İslam panzehir olarak “sıdk, sadâkat, sadaka, sâdık, sıddîk ve tasadduk” gibi aynı kökten gelen devaları koymuştur. “Mesîh, berr, halîl, hak, âdil …” kelimeleri “sıdk” kelimesinin Arapçadaki mânâ kardeşleridir. İslam “dili, sözü-özü, içi-dışı doğru olmak, dürüstlük” mânâlarına gelen “sıdk” kelimesini, Müslümanın hayatının merkezine yerleştirmiştir. Aynı doğrultuda ne için üretildiyse o vazifesini tastamam yerine getiren aletler “sıdk” kökünden kelimelerle ifade edilmiştir; vazifesini yapamayanlar ise “kizb-yalan” kökünden kelimelerle.

Doğruluk ve dürüstlüğün eşler arasındaki görünmez, dokunulmaz bağı için “sadâkat” kelimesi kullanılır. Ama bu sadâkat her yerde beklenir. Sadâkatin uygulamaya döküldüğü “ihtiyaç sahibiyle mal, para paylaşımına” İslam’da “sadaka, tasadduk” denmiştir. Rasülullah Efendimiz (s.a.v.) tarafından toplumun bağlarını, insânî muhabbeti arttıracak, hayatın tadına lezzet katacak “tatlı dil, güzel söz, tebessüm, iyiliği emretmek, başkasına yardım eli uzatmak, yol göstermek, faydalanılacak bitki dikmek, yoldan zararlı şeyleri kaldırmak, kendi zararından insanları korumak…” sadaka olarak anılmıştır.

Arapçada “samimi, kalbî dosta” “sadîk” denir. “Sâdık dost” da buradandır. Bu bağı İslam tüm Müslümanlar arasında kurmuştur. “Sıddîk” lakaplı Hz. Ebubekir (r.a.) bu sadâkatin en güzel timsalidir. Sadaka-i câriye de Müslümanın hedefidir.

İslam yalan söylemeyen, aldatmayan, emniyet-güven veren, işin en güzelini yapan, her halinde fayda üreten ve sunan fertlerden oluşan dosdoğrular, dürüstler toplumu inşa etmiştir.