Bu kuşu bu kadar kim öttürüyor?

TEVFİK ŞAHİN
Abone Ol

2006’da kurulan Twitter, 2009 yılına kadar ne yapacağına ve nasıl bir imaj oluşturacağına karar verememiş sıradan bir sosyal ağdı. Kurulduğu yılda akıllı telefonlar bulunmadığından, SMS üzerinden yürüyen bir platform olmayı bile düşünmüştü. Fakat 2009 yılı, Twitter’ın kaderini belirledi. İran’daki olaylarla adını duyuran Twitter, artık sosyal ve siyasal gelişmelerin gündem olduğu modern bir ‘kahvehane’ olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye başladı.

Twitter, bir itibar suikastı aracı olarak kullanılsa da, ‘itibar intiharı’ vak’alarının sayısı her zaman onları çok çok geride bıraktı.

Twitter’ın en azından Türkiye için, en büyük hizmeti, insanlara gerçek yüzlerini ele vermeleri için sunduğu ‘fırsat’ oldu. Konvansiyonel medyada ‘demokrat, hümanist, filozof, muhalif, âkil vs’ olduğu iddiasıyla arz-ı endam eden kanaat önderlerinin gerçek yüzleri, Twitter’da yaptıkları paylaşımlarla ortaya çıktı. Twitter, bir itibar suikastı aracı olarak kullanılsa da, ‘itibar intiharı’ vak’alarının sayısı her zaman onları çok çok geride bıraktı. Türkiye’yi hedef alarak yaptığı son operasyonla da, twitter kendi yüzündeki ‘özgürlükçü’ maskesini indirdi ve artık niyetini tam olarak ortaya koydu. Bu niyet eskiden de biliniyor ve zaman zaman buna karşı ciddi sesler yükseliyordu. Ama artık Türkiye’nin karşısında yıllık 4 milyar dolara yakın kâr eden ve bunu aralarında Türkiye’nin de olduğu bazı ülkelere karşı kullanacağını açıkça ilan eden bir ‘siyasi ticarethane’ var. Türkiye’nin ise bununla gerçek mânâda mücadele etmek için haklı sebepleri ve boşa geçen zamanı…

2009 yılı yazında İranlılar, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hile karıştırıldığı gerekçesiyle ayaklandı.

Başlarda hâdiselerin hesabının sorulması için yapılan protestolar, günler içinde ‘İslam Cumhuriyeti’ maskesiyle ülkenin ‘Molla Cumhuriyeti’ne dönüşmesini eleştiren sessiz çoğunluğun çığlığına evrildi. İranlılar ‘birazcık özgürlük’ için meydanları doldurdu. Seslerini mollalara ve dünyaya duyurmak için her yolu denediler. Nihayetinde pek çoğu ‘devrim’in tetikçileri olan Devrim Muhafızları ve Besic milislerinin kanlı müdahalesinin kurbanı oldu ve İran’da ‘Yeşil Devrim’ adıyla anılan hareket şimdilik tarihe karıştı.

Bugün çok fazla insan işin bu yönünü bilmese de, İran’daki yeşil devrimden geriye büyük bir miras kalmıştı. Kapalı bir kutuda yaşayan ve dünya ile kurmak istedikleri tüm bağlar mollalar tarafından tek tek koparılan İranlılar, o günlerde çok küçük bir azınlığın kullandığı bir sosyal medya platformunu keşfetmiş ve rejim burayı da kapatana kadar sesini dünyaya duyurmayı başarmıştı. O günlerde 1 milyon civarında kullanıcısı olan o sosyal medya platformu, bugün 340 milyon kullanıcıya sahip olan Twitter’dı.

Bir Yılda 10 Kattan Fazla Büyüdü

Amerika’nın boynuna diziyle bastıran ülke
Gerçek Hayat

Aslında 2006’da kurulan Twitter, 2009 yılına kadar ne yapacağına ve nasıl bir imaj oluşturacağına karar verememiş sıradan bir sosyal ağdı. Kurulduğu yılda akıllı telefonlar bulunmadığından, SMS üzerinden yürüyen bir platform olmayı bile düşünmüştü. Fakat 2009 yılı, Twitter’ın kaderini belirledi. İran’daki olaylarla adını duyuran Twitter, artık sosyal ve siyasî gelişmelerin gündem olduğu modern bir ‘kahvehane’ olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye başladı. 2009 yılı sonunda, yani 1 yıl içinde Twitter’ın kullanıcı sayısı da 20 milyona ulaştı.

Gezi Kalkışması Twitter İçin Milat Oldu

Arap Baharı dünya genelinde Twitter’ın kullanıcı sayısını daha da artırırken, Türkiye’de de belirli tarihler dönüm noktası oldu.

Bu 20 milyonun içinde, yeni sosyal medya platformunu keşfeden çok sayıda Türk kullanıcı da vardı. O güne kadar Facebook’un kıskacında kıvranan Türk sosyal medya kullanıcıları, Twitter ile birlikte âdete kendini buldu. Anonim hesaplar açıldı, yalan haberler piyasaya sürüldü, siyasi kutuplar daha da ayrıştı ve her büyük olay Twitter’ı biraz daha büyüyen bir ‘Babil’e dönüştürdü. 2010 yılında başlayan Arap Baharı dünya genelinde Twitter’ın kullanıcı sayısını daha da artırırken, Türkiye’de de belirli tarihler dönüm noktası oldu.

En büyük dönüm noktası ise Gezi kalkışmasıydı. 2013 Mayıs sonunda başlayan olayların bir cephesi de Twitter oldu.

Gezi kalkışmasına destek veren Twitter hesapları, ki bunların arasında çok sayıda ‘saygın’ gazeteci, siyasetçi, akademisyen de vardı, yalan haberler ve uydurma fotoğraflarla olayları çarpıtarak taraftar toplamaya ve uluslararası arenada Türkiye’yi zor durumda bırakmaya çalıştılar. Twitter’ın bu yalan ve kara propaganda çalışmalarına karşı verdiği tepki ise, bu platformun Türkiye’ye karşı bundan sonra takınacağı tavırlar konusunda örnek teşkil etti. Yani hiçbir tepki vermediği gibi, bu yalan haberlerin yaygınlaşmasına da göz yumuyordu.

Büyüdükçe ‘Yanlış Yola’ Saptı

  • Gezi kalkışması sürecinde Türkiye’deki kullanıcı sayısını yaklaşık 2 kat artıran Twitter, hemen ardından gelen ‘dershanelerin kapatılması’ sürecinde ve o yıl sonundaki 17-25 Aralık darbe girişimlerinde de tarafını hep terör örgütlerinden yana kullandı. Bu örgütlerin propaganda faaliyetleri Twitter için sıradan bir vak’a iken, Türkiye’yi savunan hesaplar kolaylıkla kapatılabiliyordu.

15 Temmuz ise Twitter’ın neden böyle bir yola girdiğini açıkça gösterdi. İç savaş, darbe ve işgal girişimi gecesi Türkiye’deki direnişi saklayıp ülke hakkında yalan bilgiler veren hesapların paylaşımları ön plana çıkarıldı. Kara propagandalar hakkında hiçbir girişim yapılmadı ve yalan haberler için ‘doğrulama’ istenmedi. Terör faaliyetlerini desteklemek mânâsına gelen bu faaliyetleri, Twitter’ın genel merkezinde çalışan FETÖ’cülerin organize ettiği biliniyordu. Fakat Twitter’ın Türkiye ile ilgili tüm konuları Türkiye düşmanı teröristlere havale ettiği 15 Temmuz sonrası süreçte ifşa oldu.

PKK, Twitter’ın En Gözde Terör Örgütü

FETÖ konusunda savunmacı bir pozisyon alan Twitter, PKK ve uzantıları konusunda da her zaman hoşgörülü oldu.

FETÖ konusunda savunmacı bir pozisyon alan Twitter, PKK ve uzantıları konusunda da her zaman hoşgörülü oldu. Hatta PKK’nın Suriye kolunun sözde lideri Şahin Cilo, Twitter’da açtığı hesaba hemen ‘onay’ aldı ve ‘resmi hesap’ statüsü kazandı. Aynı şekilde tüm büyük PKK’lı hesaplar da Twitter tarafından ‘onay’ korumasına alındı. Şiddet ve ayrımcılığa karşı olduğunu sık sık belirten şirket, PKK’lı hesapların terör propagandalarına ise hiçbir zaman engel getirmedi.

Asıl Düşmanları Türkiye Değil Erdoğan

Twitter’ın Türkiye ile derdi, aslında sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti seçmeniyle sınırlı kaldı.

Twitter’ın Türkiye ile derdi, aslında sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti seçmeniyle sınırlı kaldı. Şirket sadece terör örgütlerine değil, Türkiye’deki muhalefete de her zaman destek verdi. Muhalefetin özellikle seçim zamanları hız kazanan yalan ve kara propagandaları, Twitter tarafından desteklendi. CHP ve HDP’li troll orduları için hiçbir yaptırım uygulanmazken, AK Parti ve Erdoğan’a şahsî destek veren hesaplar bile basit nedenlerle engellendi. 2016’da 300 bin mesajla Twitter dünya TT listesinde birinci olan WeLoveErdogan etiketi, şirket tarafından hiçbir açıklama yapılmadan silindi. Şirket bu sansür uygulamasını Cumhurbaşkanı Erdoğan için daha sonra defalarca tekrarladı.

  • Erdoğan’a destek veren hesaplar ‘spam’ yoluyla kapatıldı. Eşcinsellik, HDP, PKK, FETÖ gibi konularda eleştirel paylaşımlar yapan hesaplar, bu kesimlerden organize spamlar aldığı takdirde silindi. Özellikle eşcinselliğe karşı eleştiri sınırları için yorumlar yapmak bile Twitter’da kırmızıçizgi haline geldi.

Bu Gerçeği Artık Saklamıyorlar

Twitter’ın, AK Parti karşıtı fiillere girişirken herhangi bir seçicilik gözetmediği görülüyor.

Twitter, geçtiğimiz hafta açıkladığı ‘hesap silme operasyonu’ ile artık Erdoğan ve AK Parti düşmanlığını gizleme gereği duymadığını da açıkça duyurdu. Türkiye’yi ifade özgürlüğü kapsamında Rusya ve Çin ile aynı kategoriye koyan, bu iki ülke ile birlikte Türkiye’den de binlerce hesabı silen Twitter, yaptığı (daha doğrusu Stanford Üniversitesine yaptırdığı) açıklamada, ‘bu hesaplar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek verdikleri için silindi’ diyebilecek kadar cesurdu.

  • Kapatılan hesapların pek çoğunun AK Parti seçmeninden şahsî menfaat sağlamak için açılmış ‘sözde Reisçi’ hesaplar olduğu açıklanan listeden açıkça görülebiliyor. Ancak kapatılan 7340 hesabın içinde yüzlerce mutedil ve gerçek hesap da bulunuyor. Burada Twitter’ın, AK Parti karşıtı fiillere girişirken herhangi bir seçicilik gözetmediği görülüyor.

CHP’nin Trolleri Baş Tacı

Türkçü maskesiyle mülteci düşmanlığı yapanlar, milletvekili zırhıyla halkı kutuplaştıranlar, HDP maskesiyle PKK propagandası yapanlar ise Twitter’da istediği gibi at koşturmaya devam ediyor.

CHP’nin bu yıl içinde resmi web sitesinden işleme koyduğu ‘kılcal damar’ uygulaması, HDP-PKK çizgisinde hareket eden ‘isimsizler hareketi’ ise Twitter’ın ilgi alanına hiç girmedi. CHP, ‘kılcal damar’ adını verdiği uygulama ile seçmenlerini Twitter’da organize edeceğini duyurmasına ve bu konuda kara propaganda denemelerine başlamasına rağmen, şu ana kadar hiçbir yaptırıma uğramadı. Türkçü maskesiyle mülteci düşmanlığı yapanlar, milletvekili zırhıyla halkı kutuplaştıranlar, HDP maskesiyle PKK propagandası yapanlar ise Twitter’da istediği gibi at koşturmaya devam ediyor.

Bu Özgürlüğü Twitter Değil BTK Veriyor

Twitter Türkiye’ye karşı açıktan savaş ilan etmiş olmasına rağmen, Türkiye’den bu konuda hiçbir resmi girişim gelmedi. Yayınlanan kınama açıklamaları da, buna destek verecek hesaplar kapatıldığı ya da baskı altına alındığı için çok ses getirmedi. Twitter ise yaptığı sansür ve kara propagandanın daha fazla yayılması için ‘öne çıkarma, takip önerisi, bilgiyi doğrulama’ gibi elinde bulunan tüm gücü kullandı.

  • ■ Türkiye ise bu kara propagandalara karşı elinde bulunan hukukî yetkileri kullanmamayı seçiyor.
  • ■ Yalan haberler gittikçe yayılıyor
  • ■ FETÖ’cü hesaplar 15 Temmuz’dan önce olduğundan daha aktif şekilde çalışıyor
  • ■ CHP troll ordusuyla propaganda yapıyor
  • ■ PKK’lı hesaplar sosyal medyada terör estiriyor fakat tüm bu hengâmede olan AK Parti seçmenine ve millî hesaplara oluyor.

Twitter beğenmediği tüm hesapları kapatırken ya da sınırlarken, Türkiye, topraklarında kurulan bu despotizmi izlemekle yetiniyor.

Oysa Türkiye, hukuk devleti olarak bu ‘terörle savaşta’ haklı ve avantajlı durumda bulunuyor. Twitter’ın kendi kanunlarını uygulaması, Türkiye’de hukuk devletine de gölge düşürüyor. Siyasi manipülasyona girişen Twitter’a hukuk çerçevesinde verilecek cevap, aslında bu platformu kullanarak halen Türkiye ile çatışan terör örgütlerine verilecek karşılıktır. Türkiye’de hukukî yolları kullanarak bu karşılığı verme yetkisi de, Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK)’nun elinde bulunuyor.

Kara Propoganda Hesapları Türkiye’de Kısıtlanabilir

BTK, Twitter’da yalan fırtınası estiren tüm hesapları, atılan mesajlar Türkiye’den görülemeyecek şekilde kısıtlayabilir.

BTK, Twitter’da yalan fırtınası estiren tüm hesapları, atılan mesajlar Türkiye’den görülemeyecek şekilde kısıtlayabilir. Zaten bu hesapların tamamına yakını Türkçe tweetlerle Türk kullanıcılara hitap ediyor. Başka bir ülkeden de yapılsa, Türkiye’yi hedef alan bu hesapları etkisiz hale getirmek çok basit bir hukukî işleme dayanıyor.

Türkiye bu gücünü, çok az sayıda FETÖ’cü hesap için kullandı. Fakat bu sayı o kadar az ki, FETÖ’nün gücü Twitter’da eskisi kadar olmasa da devam ediyor. Yalan haber uydurma konusunda hiçbir ahlâkî sınırı olmayan FETÖ’cülerin bu yalanlarını tekzip etmek de, bu hesapları kısıtlamaktan imtina eden hükümet yetkililerine düşüyor. Fakat atılan çamurlar, sıradan vatandaşın zihninde lekeler bırakmaya devam ediyor.

Vergi Listesinde Yok

■ Yıllık 4 milyar dolara yakın kâr açıklayan Twitter, Türkiye’deki vergi rekortmenleri listesinde de yer almıyor.

■ Twitter’ın Türkiye’deki avukatı vergi rekortmenleri listesinde yer alırken, şirketin kendisi bu listeye giremiyor bile.

■ Twitter’ın Türkiye’deki ticari faaliyet hacmi,

■ Ödediği vergi,

■ Elde ettiği kazanç ise kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmıyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, Türkiye üzerinden para kazanıp Türkiye’ye operasyon düzenleyen bu şirketle ilgili ne gibi bir izleme yaptığı da aynı şekilde kamuoyunca bilinmiyor.