Çin’in yeni modern imparatoru

ALİMCAN ABLED
Abone Ol

Xi’nin tecrübe ve yetenekten ziyade sadakâte ehemmiyet verdiği ortada. Yeni yönetim buna göre oluşturuldu. Putin’den esinlenen Xi, ÇKP'nin bütün teamül ve kurallarını alt üst etti. İşte bu yüzden bir yolsuzluk patlaması şaşırtıcı olmayacak. Toplumu daha faşizan biçimlerde kontrol etmek, dışarıda daha şahin bir politika izlemek Çin’in bundan sonraki politikası olacak. Çin daha saldırgan bir ülkeye dönüşüyor. Bunun dünya için faturası ağır olabilir. Hep birlikte göreceğiz.

Xi Jinping, 20. Parti Kongresi'nden sonra Çin'in en büyük lideri oldu. Bu gelişme şaşırtıcı değil. Şâyet 3. kez seçilemeseydi asıl ona şaşırmak gerekirdi. Ancak Xi Jinping'in iktidarı ele geçirmesi hâlâ analistlerin beklentilerini aşıyor. Bugün, Komünist Gençlik Birliği'nin (Tuanpai) etkisi artık eskisi gibi değil.

Xi'nin ordusu

‘Tuanpai’ de doğan Başbakan Yardımcısı Hu Chunhua, tahmin edildiği gibi Siyasi Büro üyesi olamamakla kalmadı, aynı zamanda Politbüro üyesi olarak bile yeniden seçilemedi. İki ılımlı ve saygın isim, Li Keqiang ve Wang Yang'a da aktif görev verilmedi. Eski Çin Devlet Başkan Hu Jintao ise salondan çıkarıldı.

Eski prens Hu Chunhua, “ÇKP'nin Politbüro Dâimî Komitesi'nin tamamının Xi'nin ordusu olduğu siyasi bir gerçek. Parti yönetiminde Komünist Gençlik Birliği yok edildi" şeklindeki çıkışıyla bugün ÇKP’nin geldiği noktayı özetledi. Kendisinin Çin Komünist Partisi'nin 20. Ulusal Kongresi'nde dışarıda kalması, Li Keqiang'ın emekliliği ve Hu Jintao'nun aşağılanması, Xi Jinping'in güçlü bir şekilde iktidar olduğunu ispatlamaya yetiyor.

Xi Jinping, kongrenin açılış konuşmasında selefini sert bir şekilde eleştirmiş, parti liderliği zayıflatmak ve paraya tapmakla suçlamıştı.

Yeni çağda eskilere yer yok

Hu Jintao, Batı'ya daha açık eski liderler neslini temsil ediyordu. Hu Jintao'yu âdeta diri diri gömen Xi Jinping, "yeni çağda" eskilere yer olmadığını göstermiş oldu.

Xi'nin görev süresini görünürde halefi olmadan uzatması, partinin normal liderlik geçişlerini sağlama, kolektif liderlik dayanışmasını güçlendirme ve Mao'nun ölümünün ardından kişilik kültünü ortadan kaldırma çabalarını baltaladı. Xi Jinping'in ÇKP'nin ‘istikrar’ ve yönetimi karşılığında ekonomik büyüme, canlılık, refah ve zenginlikleri kurban vermeye hazır olduğunu da söylemek gerekiyor.

Bu ılımlı isimler tasfiye edilirken yerlerine Xi'ye yakın kimseler getirildi. Şanghay Belediye Parti Komitesi sekreteri Li Qiang Başbakan olarak görev alacak. Zhao Leji yolsuzlukla mücadele ve bütünlüğü korumaktan sorumlu olacak. Wang Huning ise ideolojik çalışma yönetiminden sorumlu.

  • ÇKP yönetiminde;
  • - Pekin Belediye Parti Komitesi sekreteri Cai Qi
  • - ÇKP Merkez Komitesi Genel Ofisi müdürü ve Xi Jinping'in sağ kolu olan Ding Xuexiang
  • - Guangdong Eyalet Parti Komitesi sekreteri Li Xi yer alacak.

Daimî Komite'ye dört yeni üyenin eklenmesiyle, Politbüro Daimî Komitesi artık tamamen Xi’nin yakın çevresinden oluşuyor. Xi tüm potansiyel veya fiili rakiplerini kovup, yerlerine kendisiyle uzun vadeli ilişkileri sahip, aynı fikirlerini paylaşan ve politikalarını destekleyen kişileri getirdi. Aslında pek çok gözlemci, uzun zamandır Xi Jinping'in 20. Parti Kongresi'nde güçlenmesini bekliyordu. Ancak kimse 1 numaranın bu denli sert bir çıkış yapacağını beklemiyordu.

Birikmiş sert israf mı edildi?

Çin'in hızlı ekonomik gelişimi, sıradan insanlar için hayatı gerçekten daha iyi hale getirdi. Ancak analistler Xi Jinping'in bir dizi politikasının Çin'de birikmiş serveti israf ettiğini söylüyor. Çin Komünist Partisi'nin 20. Ulusal Kongresi öncesinde, Xi Jinping'in özel girişimlerin baskı altına alınması da dahil olmak üzere ilan ettiği bir dizi politika, daha şimdiden Çin ekonomisinde birçok sıkıntıya neden oldu.

  • - Çin şu anda ekonomik kalkınmanın yavaşlaması ve özellikle gençler arasında artan işsizliğin artması gibi birden fazla tehlikeyle ile karşı karşıya.
  • - Uzun süredir Çin halkının zenginliği ve Çin ekonomisinin güveni olan gayrimenkul sektörünün gelişimi yavaşladı.
  • - Birçok zengin Çinli, Çin'den ayrılmak için can atacak ve ABD, Singapur, AB, Kanada gibi ülkelere gitmek için harekete geçecek, öyle görünüyor. Ülkeden ciddi bir sermaye çıkışı söz konusu olabilir.
  • - Çin dış dünyadan kopuk bir ülkeye dönüşüyor. Önümüzdeki beş yılda nasıl bir seyir izleyeceği belli değil, durum daha da kötüleşebilir.
  • - Xi Jinping, önümüzdeki beş yıl boyunca dış politikada daha iddialı/agresif bir yaklaşımı benimsiyor. Daha agresif bir diplomasi izleyeceğiz.
  • - ABD-Çin ilişkileri bozulmaya devam ediyor. İki ülke arasındaki 40 yılı aşkın diplomatik ilişkiler hiç bu kadar kötü olmamıştı.

Xi Jinping ABD için tehdit mi?

Eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Xi'nin ABD için gerçek bir tehdite dönüştüğü görüşünde: “Acımasız bir komünist diktatör olan Xi Jinping'in tüm gücü ele geçirmesi şaşırtıcı değil. Gerçek tehdit bu. Ordumuzun odaklanması gereken şey de bu.”

Öte yandan Tayvan'ın önümüzdeki yıllarda Çin Komünist Partisi için en önemli önceliklerden biri olduğu açık. Ulusal Halk Kongresi, Tayvan’ın bağımsızlığını savunan tüm ayrılıkçı girişimlerle mücadele etmek ve kararlı bir şekilde engellemeye yönelik bir karar aldı ve bunu parti tüzüğüne geçirdi.

En büyük hedef Tayvan’ı ele geçirmek

Tayvan sermayesi ve iş adamlarının Çin anakarasının ekonomik ve teknolojik gelişimine katkısı herkesçe bilinir. Çin'in ekonomik gücündeki muazzam büyüme artık bu katkıyı önemsiz kılıyor. Çünkü dün, dünde kaldı. Neticede şu anki ÇKP mantığına göre, hâlen ekonomik ve teknolojik olarak önemli bir güç olan Tayvan’ın Çin’e bağlanması gerekiyor. Bu olursa ÇKP dolayısıyla Çin daha da güçlenecek. Bu yüzden "millî güvenlik" ve "millî diriliş" Çin’in en büyük bahanelerinden bir kaçı. Diğer yandan Tayvan’ın alınması Xi Jinping için hayatî bir ehemmiyet arz ediyor.

Xi, Tayvan’ı ele geçirebilirse Mao’un bile yapamadığını başarmış olacak. Bu sayede adını Çin tarihine altın harflerle yazdıracak.

Xi’nin tecrübe ve yetenekten ziyade sadakâte ehemmiyet verdiği ortada. Yeni yönetim buna göre oluşturuldu. Putin’den esinlenen Xi, ÇKP'nin bütün teamül ve kurallarını alt üst etti. İşte bu yüzden bir yolsuzluk patlaması şaşırtıcı olmayacak.

Mevcut manzara, baskıların da artacağı anlamını taşıyor. Toplumu daha faşizan biçimlerde kontrol etmek, dışarıda daha şahin bir politika izlemek Çin’in bundan sonraki politikası olacak. Çin daha saldırgan bir ülkeye dönüşüyor. Bunun dünya için faturası ağır olabilir. Hep birlikte göreceğiz.