Deprem uyarı sistemleri neden çalışmıyor?
Google’ın Deprem Uyarı Sistemi, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkelere, 2021 yılından bu yana deprem uyarı mesajı gönderiyor. Bu sistem, depremin merkezine olan uzaklığa bağlı olarak 30-35 saniye öncesine kadar uyarı gönderebiliyor.
Geçtiğimiz 10 Ağustos’ta Sındırgı’da gerçekleşen 6.1 büyüklüğündeki zelzele sırasında bazı İstanbulluların cep telefonlarına zelzelenin konumunu ve yaklaşık büyüklüğünü gösteren bir uyarı mesajı geldi. Mesajdan yaklaşık 30 saniye sonra gerçekten sarsıntı hissedildi. Çoğu kişi bu mesaj karşısında ne yapacağını bilemeyip afallasa da sonrasında herkes bu mesajın kaynağını araştırmaya, mesaj almayanlar ise telefonlarını kurcalamaya başladı. Google’ın Deprem Uyarı Sistemi, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkelere, 2021 yılından bu yana deprem uyarı mesajı gönderiyor. Bu sistem, zelzelenin merkezine olan uzaklığa bağlı olarak 30-35 saniye öncesine kadar ikaz gönderebiliyor.
Sistem, sismik dalgaların yayılma hızından faydalanarak çalışıyor. Android cihazlarda yerleşik olarak bulunan ivmeölçer ve jiroskop sensörler sayesinde sarsıntılar tespit ediliyor. Ne kadar çok ve etkili sarsıntı hissedilirse, sistem ona göre çevresinde oluşabilecek büyüklüğü hızlıca analiz edip, yeri geldiğinde telefon sessiz modda bile olsa kullanıcıya yüksek sesle uyarı veriyor.
- Android ve iOS cihazlarda deprem uyarıları nasıl aktif edilir?
- Peki, bu uyarıları telefonunuzda nasıl alırsınız? Teknolojiyi doğru kullanmak, birkaç saniyelik avantajı bile hayata dönüştürebilir. Android cihazlarda Google’ın Deprem Uyarı Sistemi’ni aktif hale getirmek için adımlar şöyle:
- ·Telefonunuzun Ayarlar menüsüne gidin.
- · Konum veya Güvenlik ve Acil Durum bölümünü bulun (cihaz modeline göre değişebilir).
- · Deprem Uyarıları seçeneğini arayın ve bu özelliği açın.
- ·Konum servislerinin açık olduğundan emin olun, çünkü sistem depremin yerini tespit etmek için konum verilerinizi kullanır.
- iOS cihazlarda ise Apple’ın kendi deprem uyarı sistemi bulunmuyor, ancak AFAD Acil gibi uygulamalar veya üçüncü taraf uygulamalar üzerinden bildirim alabilirsiniz. iOS için şu adımları takip edin:
- · Ayarlar menüsünden Bildirimler bölümüne gidin.
- · Hükümet Uyarıları veya Acil Durum Uyarıları seçeneğini bulun ve aktif hale getirin.
- · Ayrıca App Store’dan AFAD Acil veya Deprem Bilgi Sistemi gibi uygulamaları indirip, bildirimlerini açabilirsiniz. (3. Parti olarak adlandırılan ve resmî olmayan uygulamaların reklam ve veri hırsızlığı gibi amaçları olabileceğini asla gözardı etmeyin)
- Bu ayarları yaptıktan sonra telefonunuz deprem anında sizi uyarabilir. Ama unutmayın, bu sistemler her zaman kusursuz çalışmıyor; o yüzden kendi deprem hazırlığınızı yapın.
Hayat kurtarabilecek saniyeler boşa gitti
Zelzelenin merkezine yakın olanlar için çok etkili olmasa da mesela Kahramanmaraş merkezli, 11 ilde yıkıma neden olan zelzele gibi büyük ölçekli sarsıntılarda bu uygulamalar sayesinde kazanılacak saniyeler kurtarılacak hayat sayısını artırabilir. Peki, 2021’den bu yana Türkiye’de bu hizmet varsa, Kahramanmaraş depreminde çalıştı mı diye sorabilirsiniz. Hayır, çalışmadı. Teknolojinin ihanetine uğradık ve milyonlara ulaşması gereken mesaj gönderilmedi.
BBC’nin haberine göre 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli 7.8 büyüklüğündeki deprem öncesi, saniyeler içinde verilmesi gereken Hemen Tedbir Al uyarısı, hedeflenen milyonlara ulaşmak bir yana sadece 469 kişiye gönderildi. Google’ın sisteminin depremin büyüklüğünü düşük hesapladığı öne sürülerek uyarının tetiklenmediği açıklandı.
Sistem doğru çalışsaydı depremden 35 saniye önce milyonlarca kullanıcı uyarılmış olacaktı. O gece pek çok kişi uykudaydı ve bu saniyeler arama kurtarma faaliyetlerini kolaylaştırabilir, can kaybını azaltabilirdi. Aynı gün yaşanan 7.6 büyüklüğündeki ikinci depremde ise Google algoritması güncellenmiş haliyle bile yalnızca 8158 kişiye uyarı gönderebildi.
Yabancı teknolojilere bel bağlamanın yetersiz olduğu ortada. Ancak bir ülkeden gelir elde eden ve bu hizmeti verdiğini iddia eden firmaya bunu sormak ve müeyyide uygulanmasını istemek de temel bir hak.
Google’ın Türkiye gibi pek hesap sormayan, sorsa da müeyyidesi zayıf ülkeleri ciddiye almaması üzerine Türkiye’de AFAD ve Kandilli Rasathanesi öncülüğünde erken uyarı sistemleri üzerinde çalışılıyor. Ancak bu sistemler henüz tam mânâsıyla hazır değil. Kandilli Rasathanesi’nin İstanbul Deprem Hızlı Müdahale ve Erken Uyarı Sistemi, endüstriyel tesisler için çalışıyor, mesela İGDAŞ’ın gaz vanalarını kapatıyor, ama halka yönelik uyarılar için mevzuat eksikliği nedeniyle kullanılamıyor.
Verilecek ikaz sonrası oluşabilecek panik yüzünden suçlanmaktan korkulduğu için sistem şimdilik beklemede. Konu insan hayatıyken “mevzuat da ne ola ki?” diye sorabilirsiniz, ama durum bu. Haklılık payı da yok değil. İkaz gelse bile ya şaşırıp kalıyoruz ya da panikle kendimize zarar veriyoruz. Ülkemizde yetişkinleri eğitmek zor, belki imkânsız değil ama epey meşakkatli. Ancak çocuklar tam anlamıyla eğitilirse, ailelerine yol gösterebilir. Bu konu çok öncelikli olarak ele alınmalı.
Üzerinden çeyrek asırdan fazla zaman geçen 1999 Marmara Depremi’nden bu yana bilinçli bir nesil yetiştiremediğimiz için hâlâ sağlam binalar yapamıyor, teknolojiden yeterince faydalanamıyor, rant uğruna çürük zeminlere imar izni veriyoruz. En acısı da zelzele olduğunda ne yapacağımızı hâlâ bilmiyoruz.
Eskiden sadece zengin ülkelerin zelzeleye karşı dayanıklı binalar yapabileceği algısı vardı. Ancak günümüzde Türkiye’deki konut fiyatları Batı ülkeleriyle yarışıyor. Aynı parayı verip aynı hizmeti alamamanın bir nedeni olmalı. Öte yandan ABD ve Japonya’yı geçelim, Meksika’da bile oldukça başarılı çalışan erken uyarı sistemleri var. Bunları bizim de yapmamızın önündeki engel, sadece kırılması gereken kalın kabuklu düşünce yapısı.
Dünyadaki erken uyarı sistemleri
Dünyada deprem erken uyarı sistemleri, bazı ülkelerde hayat kurtaran bir teknoloji olarak yıllardır kullanılıyor. Japonya bu işin öncüsü. Japonya’nın J-Alert sistemi, sismik sensörlerle depremin ilk dalgalarını (P dalgalarını) algılıyor ve saniyeler içinde halka, televizyonlara, radyolara, cep telefonlarına uyarı gönderiyor. 2011 Tohoku Depremi’nde bu sistem, milyonlarca insanın tahliyesini hızlandırdı. Japonya’da trenler otomatik olarak durduruluyor, asansörler güvenli kata çekiliyor, fabrikalarda makineler kapanıyor. Ama bu sistemin başarısı, halkın deprem anında ne yapacağını bilmesiyle tamamlanıyor; eğitim burada kilit rol oynuyor.
Meksika’da SASMEX (Meksika Sismik Uyarı Sistemi), özellikle Mexico City gibi deprem riski yüksek bölgelerde etkili. 1990’lardan beri geliştirilen bu sistem, kıyıdaki sismik sensörlerle depremi algılıyor ve başkent gibi uzak bölgelere 60-90 saniye öncesinden uyarı gönderiyor.
ABD’de özellikle Kaliforniya’da kullanılan ShakeAlert sistemi, ABD Jeolojik Araştırma Kurumu tarafından yönetiliyor. Bu sistem 2019’dan beri halka açık ve hem Android hem iOS cihazlara uyarı gönderiyor. ShakeAlert, sismik sensör ağını kullanarak depremin büyüklüğünü ve etkisini hesaplıyor, ardından “MyShake” gibi uygulamalarla kullanıcıları uyarıyor.
Çin, Ulusal Deprem Erken Uyarı Sistemi ile özellikle Sichuan gibi deprem bölgelerinde çalışıyor. 2008 Sichuan Depremi’nden sonra hız kazanan bu sistem, 2020’lerde halka yaygınlaştırıldı. Telefonlara, televizyonlara ve hatta bazı şehirlerdeki hoparlörlere uyarı gönderiyor. Saydığımız sistemlerin hiçbiri kusursuz çalışmıyor ama sürekli geliştirilmesi için uğraşılıyor.
Deprem bu toprakların kaçınılmaz gerçeği. Teknoloji bize saniyeler kazandırabilir ama o saniyeleri nasıl kullanacağımızı bilmek asıl mesele. O gün gelip büyük deprem kapımızı çaldığında, Google’dan ya da AFAD’dan gelen bir uyarı hayatla ölüm arasındaki ince çizgiyi belirleyebilir. Ama o çizginin hangi tarafına düşeceğimiz, bugün aldığımız tedbirlerle, çocuklarımıza öğrettiklerimizle, devletin ve toplumun bu konudaki kararlılığıyla şekillenecek.